Muhasebe Lügatı

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Muhasebe Lügatı

-A-


Acente: Sözleşmeye dayanarak, bir yerde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren işlemleri, işletme adına yapmayı meslek edinmiş kimse.

Açık Artırma: Alıcılar arasında rekabet yaratarak, alınacak varlığa en yüksek fiyatı verecek alıcıyı bulmak için yapılan satış yöntemi.

Açık Eksiltme: Satıcılar arasında rekabet yaratarak alınacak varlığa en düşük fiyatı verecek satıcıyı bulmak için uygulanan bir satın alma yöntemi.

Açık Kredi: Güven nedeniyle belirli müşterilere sadece bir imza karşılığında açılan kredi.

Açık Pazar: Tekelleşmenin olmadığı alım satım işlemlerine piyasa dışı müdahelelerin olmadığı piyasalar.

Adi Şirket: İki veya daha fazla kişinin ortak bir amaç için sözleşme ile kurdukları şirket.

Akreditif: Bir bankanın bir kişiye kredi açması için yabancı ülkedeki başka bir bankaya gönderdiği bir tüe mektup.

Aktif: Bilançonun sol tarafında, işletmenin varlıklarını (mevcutlarını ve alacaklarını) gösteren kısım.

Ambargo: Belirli bir mal veya hizmetin ihraç ve ithaline getirilen yasaklama.

Amortisman: Maddi duran varlıkların (bina, taşıt, demirbaş vb) aşınma, eskime ve yıpranma payı.

Ana Para: Üzerinden faiz hesaplanacak olan esas para, paranın aslı.

Anonim Şirketi: Sermaye şirketi olmanın tüm özelliklerini taşıyan, büyük hedefleri gerçekleştirmek için kurulan, her türlü ekonomik faaliyette bulunabilen ortakların sorumluluğu sermaye miktarı ile sınırlı olan, menkul kıymet çıkartabilen şirket.

Arbitraj: En iyi getiriyi elde etmek amacıyla kısa dönemli fonların yatırıldığı alandan alınıp başka bir alana kaydırılması.

Arz: Üreticilerin piyasaya getirmeyi istedikleri mal ve hizmet.

Arz ve Talep Teorisi: Belirli bir malın talebinin, arzını aşması durumunda fiyatının yükseleceğini öngören teori.

Asgari: En az, en aşağı, en düşük tutar.

Asgari Ücret: Çalışan bir kişinin en azından temel ihtiyaçlarını karşılayarak insanca yaşamalarına olanak tanıyan ve işveren tarafından ödenmesi zorunlu en düşük ücret.

Atıl Kapasite: Üretimde mevcut olan fakat kullanılmayan durumdaki kapasite.

Avans: Ödenmesinin ileriki bir tarihte yapılacak borcun, söz konusu tarihten önce ödenen kısmı.
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
-B-

Banka Hesabı: Bankada açtırılan hesapları izlemek, gerektiğinde denetim ve karşılaştırma yapmak için tutulan hesap.

Banka Kredisi: Belirli bir süre sonunda bankaya geri ödenmek üzere belirli bir faiz karşılığında bankadan ödünç alınan tutar.

Basit Faiz: Belirli bir dönem için belirli bir sermaye üzerinden hesaplanan faiz.

Beyan: Bildirme yapma, söyleme, açıklama.

Beyanname: Hukuki bir varlığın yetkili makamlara yazılı bir şekilde bildiren belge.

Bilanço: İşletmenin belli bir tarihteki varlıklarını ve bu varlıkların sağlandığı kaynaklarını gösteren mali bir tablo.

Bileşik Faiz: Sermayeden elde edilen faizin yeniden sermayeye eklenerek, yeni faizin bu yeni tutardan hesapanmak yoluyla bulunduğu faiz.

Bono: Borçlusu tarafından imzalanarak alacaklıya verilen ve belli bir paranın, belli bir süre sonra ödeneceğini bildiren ticari belge.

Borç: Bir kişi ya da kuruluşun bir diğerine karşı yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülük.

Bordro: İşçiye ödenmesi gereken ücreti ve kesintileri gösteren işveren tarafından her işçiye ayrı düzenlenmesi gereken belge.

Borsa: Belirli ticaret merkezlerinde belirli tarihlerde alıcı ve satıcıların bir araya gelerek menkul değerlerinin fiyatlarını saptadıkları yer.

Brüt: Kesinti yapılmamış, kesintileren önceki hali, kesintisiz.

Bütçe: Gelecekteki belirli bir dönemde gerçekleşmesi öngörülen gelir ve giderlerin karşılıklı tahminlerini içeren cetvel.

Büyük Defter: Yevmiye defterinde yeralan maddelerdeki kayıtların, hesaplara göre sınıflandırıldığı muhasebe defteri
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
-C- -Ç-

Cari Hesap: İki taraf arasında tutulan alacak verecek hesaplar.

Cari Kur: Döziv piyasalarında günlük döviz alım-satımıyla oluşan gerçek kur.

Cari Oran: Paraya çevrilebilir değerlerin kısa süreli borçlara bölünmesiyle ortaya çıkan oran.

Ciro: Hak sahibinin kıymetli evrakın arkasına atılan bir imza veya yazılan bir ifade ile kıymetli evrakın haklarını başkasına devrini sağlayan işlem.

Çapraz Kur: İki döviz arasındaki, her birinin bir üçüncü dövizle olan paritesiyle tanımlanan döviz kuru.

Çek: Bir kişinin bankadaki parasını, bir başka şahsa ödemesi için bankaca verilen ticari bir belge.

Çıktı: Belirli bir dönemde, belirli miktarda üretim faktörü kullanarak elde edilen ürün miktarı.

Çizgili Çek: Çekin önyüzüne paralel iki çizginin düzenleyen veya hamil tarafından çizilmesiyle oluşturulan ve çekin gerçek hamiline ödenmesini amaçlayan çek.
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
-D-

Dağıtılmayan Kar: Kar payı ödemelerine ayrılmayıp işletmede alıkonulan kazanç payları.

Damping: Bir malın dış piyasalardaki fiyatının, iç piyasadaki fiyatından daha düşük tutulması.

Dar Mükellefiyet: Kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanlar, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirmeleri.

Deflasyon: Ulusal gelirin, fiyatların, toplam üretim ve istihdam düzeylerinin düşmesi.

Defter Değeri: İşletmede mevcut varlıkların, işletme defterinde kayıtlı bulunan değerleri.

Defteri Kebir: Yevmiye defterinde yeralan maddelerdeki kayıtların, hesaplara göre sınıflandırıldığı muhasebe defteri.

Değer: Herhangi bir malın sağladığı toplam fayda.

Değerleme: Malların para ile ifade edilmesi.

Değişim: Mal ve hizmetlerin ekonomik birimler arasında transferi.

Değişken Maliyet: Toplam üretim hacmindeki artma ya da azalmaya göre değişen maliyet.

Denge Fiyatı: Piyasalarda arz ile talebin birbirine eşitlendiği fiyat düzeyi.

Devalüasyon: Sabit kur sistemlerinde ödemeler bilançosu açık veren ülkenin, devlet tarafından alınan bir kararla,ulusal paranın dış satınalma gücünün düşürülmesi.

Dış Borç: Ülkenin kaynaklarını artıran, ana para ve faiz ödemeleriyle birlikte ödendiğinde ise reel kaynaklarını azaltan borç.

Dış Ödemeler Açığı: Ödemeler bilançosunun borçlar toplamının alacaklar toplamından fazla olması.

Dış Ödemeler Fazlası: Ödemeler bilançosunun borçlar toplamının alacaklar toplamından az olması.

Dış Sektör: Ekonominin yurt dışı faaliyetlerinin yürütüldüğü bölümü.

Dolaylı Vergi: Yasama organınca, açıkca fiyatlara dahil edilmesi istenerek, üreticilerden alınan vergiler.

Dolaysız Vergi: Yasama organının verginin ürünlerin fiyatlarına dahil edilmemesini sağlayan, verginin yükünün taşıyıcısı olmasını istediği ve bu amaçla çıkardığı vergidir.

Dönen Varlıklar: İşletmenin faaliyeti dönemi içinde yer alan ve sağladığı yarar o dönem içinde sona eren varlıklar.

Döviz: Uluslararası ödemelerde geçerli olan, yabancı paralar, para işlevi gören her türlü bono, çek, poliçe, kredi mektubu, havale ve benzeri varlıkların tümü.

Döviz Kuru: Döviz arz ve talebine göre oluşan ve bir birim yabancı paranın satın alabileceği ulusal para miktarı.

Döviz Piyasası: Döviz arz edenlerle, döviz talep edenlerin karşılaştıkları, ulusal paraların birbirlerine çevrildikleri piyasa.

Duran Varlıklar: Satılmak amacıyla alınmayan, faaliyet dönemi içinde birden fazla dönem kullanılabilen ve sağladığı yarar birden fazla döneme yayılan varlıklar.

Düopol: Sadece iki üreticinin bulunduğu fakat çok sayıda tüketicinin bulunduğu piyasa biçimi.
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
-E-

Efektif: Nakit biçimindeki yabancı paralar.

Ekonomi: Mal ve hizmet üretiminin ve bu üretimin bölüşülmesi sonucunda ulaşılan toplumsal tatminin en üst düzeyde gerçekleşmesinin toplumsal kanunlarını saptamaya çalışan bir bilim.

Ekonomik: Kaynakların en düşük maliyetle ve en fazla yararı sağlayacak şekilde kullanımını ifade eder.

Ekspertiz: Kontrol etmek, keşif işlemleri, değer ve durum takdiri.

Emek: Önceden düşünülüp planlanmış, belirli bir amaca yönelik olarak bulunan faaliyet, gelir getiren çaba.

Emlak Vergisi: Taşınmaz malların değeri üzerinden, her yıl alınan vergi.

Emisyon: Kağıt paraların, hisse senetlerinin, tahvillerin ve diğer değerlerin ilk defa piyasaya sürülmesi.

Endeksleme: Herhangi bir parasal yükümlülüğün fiyatlar genel düzeyindeki değişikliklerle bağlantılandırılması işlemi.

Enflasyon: Fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hızlı olarak yükselmesi.

Enflasyon Vergisi: Enflasyon süreci nedeniyle kişi ve kuruluşlardan devlet kaynak aktarımı.

Envanter: Sayım, kontrol ve düzeltme işlemlerini yapmak suretiyle, belirli bir tarihteki alacakların borçların ve varlıkların miktar ve değerlerinin saptanması.
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
-F-

Factoring: Firmaların mal satışı veya hizmet arzından doğan vadeli yurt içi ve/veya yurt dışı alacaklarının factor adı verilen şirkete devredilmesi yoluyla finansman, garanti ve tahsilât hizmetlerinin sağlandığı finansal bir ürün.

Faiz: Paranın belli bir sürede getirdiği pay tutarı. Paraya karşılık alınan kâr.

Faiz Oranı: Faiz miktarının saptanması için parnın çarpıldığı belirli bir değer.

Faktoring: Firmalara vadeli satışlarının bedeli vadesinden önce tahsil olanağı veren finansman hizmeti.

Fatura: Satılan mal ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari belge.

Fayda: Belirli bir mal ya da hizmetin tüketilmesi ile sağlanan tatmin.

Finansman: Bir girişimin işleyebilmes, gelişebilmesi için gerekli para ve krediyi sağlama.

Finansal Kiralama: Yatırım yapacak firmanın gerekli taşınmaz veya taşınır malları kiralama yoluyla kullanılması.

Fiyat: Bir mal ya da hizmetin elde edilmesi için bunlar karşılığında verilen bir miktar para, malların değişim oranı.

Fizibilite: Yatırım projelerinin uygunluğu için gereken araştırmaların yapılması.

Fon: Belirli bir faaliyetin gerçekleştirilmesi için ayrılmış para ya da aynı işlevi gören varlıkların tümü.

Formalite: Yöntem ve yasaların gerektirdiği işlem.
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
-G-

Gayrimenkul: Taşınmaz mallar.

Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH): Bir ekonomide belirli bir dönemde üretilen malların değerlerinin veya yaratılan katma değerlerin toplamı.

Gayrisafi Kar: Belirli bir dönemde yapılan net satışlardan satılan malların maliyet toplamının düşülmesiyle elde olunan fark.

Gelir: Tacir veya işletmelerin faaliyetlerinden dolayı elde ettiği hasılat.

Gelir Tablosu: İşletmenin belli bir dönemde elde ettiği tüm gelirler ile aynı dönemde katlandığı bütün maliyet ve giderleri ve bunların sonucunda işletmenin elde ettiği dönem net kârı veya zararını gösteren bir tablodur.

Gelir Vergisi: Gerçek kişilerin belirli bir dönemde elde ettikleri gelirlerin net tutarı üzerinden alınan vergi.

Genel Bütçe: Devleti oluşturan kurum ve kuruluşlar bütçelerin tümü.

Gider: Tacir veya işletmelerin faaliyetlerini devam ettirebilmek için yaptığı harcamalar.

Girişimci: Üretim elemanlarını (doğa, emek, sermaye) sistemli ve bilinçli bir şekilde bir araya getirerek mal ve hizmet üretimini sağlayan kişi.

Gizli Enflasyon: Fiyatların düşük bir hızla arttığı, bu yüzden para değerindeki düşüşün faiz politikasıyla dengelenebildiği enflasyon oranı.

Gizli Fiyat Artışı: Fiyatın değişmemesine rağmen mal ve hizmetin miktar ya da kalitesinin azaltılması.

Götürü Vergi: Vergi mükellefinin münferit durumu ve gerçek matrah dikkate alınmadan, genel bir takdirle yasal ölçütlerle saptanmış vergi.

Grev: İşçilerin haklarını elde etmek amacıyla bir işyerindeki faaliyetleri kendi aralarında alınmış karara uyarak, işi topluca bırakmaları.

Gümrük: Sınırdan geçen her türlü eşyadan alınan vergi, resim ve harçlar.

Gümrük Vergileri: Malların bir ülkenin sınırından geçmesi nedeniyle alınan vergiler.

Günlük Kur: Döviz kurunun her gün yetkili kurum tarafından belirli bir yöntem dahilinde saptanması.
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
-H-

Halka Açık Şirket: Hisse senetlerinin bir kısmı ya da tamamı halka arzedilmiş şirketler.

Hamil: Kıymetli evrakı kanunlara uygun olarak elinde bulunduran, taşıyan kişi.

Harcama: Para ya da para ile ifade edilebilen iktisadi değerlerin bir amaç doğrultusunda elden çıkartılması.

Harç: Devlet hizmetlerinden yararlananların bu yararlanma karşılığında ödedikleri bedel.

Hasılat: Belli bir dönemde satılan mal veya hizmetlerin karşılığında toplanan gelirlerin tümü.

Hatır Bonosu: Para sağlamak amacıyla borçlunun düzenleyerek lehdara verdiği ve herhangi bir karşılığı olmayan senet.

Hazine: Kamusal gelirlerin toplanması ve kamusal giderlerin yapılmasına ilişkin faaliyetlerle görevli kurum. Devletin kasası.

Hazine Bonosu: Maliye ve gümrük bakanlığının her yıl belirli sınırlar içinde ve bütçe kanununa dayanarak çıkardığı en fazla bir yıl vadeli borç senedi.

Hazine Tahvili: Maliye ve gümrük bakanlığının her yıl çeşitli faaliyetlerin finansmanında kullanılmak üzere çıkardığı vadesi bir yıldan daha uzun süreli olan borç senedi.

Hesap: Aynı nitelikteki işlemlerin artış ve azalışlarının izlendiği çizelgeler.

Hesap Planı: Bir işletmede kullanılacak hesapların gruplandırılmış olarak yer aldığı liste.

Hesap Özeti: Alacaklı veya borçlu hesabın durumunu gösteren ve hesap sahibine verilen hesap dökümü, hesabın özeti.

Hissedar: Hisse senedi sahibi, ortak.

Hisse Senedi: Sermaye şirketlerinin ortaklarına sermaye paylarını belgelendirmek amacı ile verdikleri, kanunda belirtilen esaslara göre düzenlenen kıymetli evrak.

Hizmet: Maddi bir niteliği olmayan, alım satımı mümkün olan iktisadi faaliyet.

Holding: Bir ya da birden çok şirketin hisselerinin yarıdan fazlasını ellerinde tutup, bunları tek merkezden yönldendiren şirket
 

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
-I- -İ-

İç İskonto: Vadesi gelmeden önce ödenecek senede yapılacak indirimin, senedin peşin değeri üzerinden yapılması.

İflas: Borçları ödeyemeyecek durumda olduğu mahkemelerce saptanmış borçlunun durumu.

İhraç Değeri: Pay senedi ya da tahvilin ilk çıkarılışındaki satış değeri.

İhracat: Kişi ve kuruluşlarca üretilen mal ve hizmetlerin yurtdışına satılması. Dışsatım.

İhracat Vergileri: Devlete gelir sağlamak amacıyla ihrac malları üzerinden alınan vergiler.

İhracat Primi: İhraç edilecek malın ucuzlatılması amacıyla devletçe yapılan parasal yardım.

İkame Malları: Birinin fiyatı düştüğünde ötekini talebi azalan veya, birinin fiyatı yükseldiğinde diğerinin talebi artan mallar.

İktisadi: Kaynakların en düşük maliyetle ve en fazla yararı sağlayacak şekilde kullanımını ifade eder.

İktisadi Mal: Belirli bir ihtiyacı giderme özelliği olan, ancak elde edilmesi için mutlaka bir çaba ya da fedakarlık gerektiren mal ya da hizmet.

İlk Giren İlk Çıkar: Üretim sürecinde ilk kez kullanılan hammadde ve malzemenin stoklara ilk önce girenler olduğu varsayımına göre yapılan stok yöntemi. İlk giren malın ilk olarak satılacağı varsayımına dayanır.

İmalat: Ham maddeyi veya yarı mamülü işleyerek bir sanayi ürünü veya bir mal haline getirme işlemlerinin bütünü.

IMF: Dünya finansal düzenini takip etmek, borsa, döviz kurları, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak, destek sağlamak gibi görevleri bulunan organizasyon.

İpotek: Bir alacağı garanti eden taşınmaz rehni.

İpotekli Borç Senedi: Gayrimenkul ipoteği ile teminat altına alınmış bir menkul kıymet türü.

İskonto: Satıcının alıcılar lehine yaptığı indirim.

İskonto Oranı: Ödenmek istenen bir borç tutarından borçlu lehine yapılan indirimin saptanması için uygulanan yüzde oranı.

İstihdam: İşgücünün çalıştırılması.

İstikrar: Bir ekonomideki fiyatlar genel düzeyi, istihdam hacmi vb. unsurların dengede olduğu, ekonomide önemli değişikliklerin gerçekleşmesinin beklenmediği bir durum.

İstisna: Vergi kanunlarına göre kazanç ve iratlardan bir kısmını veya kanun hükümlerine göre tamamını, vergiden hariç bırakma.

İş Kazası: Meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen veya ruhen arızaya uğratan olay.

İştirak: Ortaklık, ortak olma, katılma.

İşgücü: Çalışma çağındaki nüfus miktarından çalışmak istemeyenlerin sayısı düşüldükten sonra kalan kısım.

İşletme: Üretim faktörlerini planlı ve sistemli bir şekilde bir araya getirerek mal ya da hizmet üretimi amacı güden üretim birimi.

İşsizlik: Belirli ücret ve iş kollarında işgücü arzının işgücü talebini aşması durumu.

İtfa: Anonim şirket hisse senetlerinin itibari değerlerinin şirket temettülerinden ayrılan fonun kullanılarak pay sahiplerine ödenmesi.

İthalat: Yabancı bir ülkeden mel ve hizmet alınması işlemi. Dış alım.

İtibari Değer: Menkul kıymetlerin üzerinde yazılı olan değer
 

Top