Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Yaşam...
Hikayeler / Efsaneler
Merhaba papatya "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek istedim
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="yesim434" data-source="post: 1062610" data-attributes="member: 41"><p><span style="font-size: 18px"><strong>Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl gözlerini hayata açmış. doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış. ne bulursa yemiş. bir süre sonra, yeterince büyüdüğünde, kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış. bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da, rengarenk kanatlı bir kelebek olup çıkmış.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya başlamış. dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış. derken bir vadiye gelmiş. rengarenk çiçeklerin bulunduğu bir git ına şaşkın şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya görmüş. bir anda afallamış. ne düşüneceğini, ne yapacağını bilememiş. içinden "ne muhteşem bir çiçek" diye geçirmiş. ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş kokulu çiçeğin üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>"merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek istedim.".</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>"merhaba" demiş, "ben de yalnızlıktan sıkılmıştım zaten."</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>ve konuşmaya başlamışlar. kelebek ona hayat hikayesini,</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>papatya da ona kendinden bahsetmiş. birbirlerinden gerçekten hoşlanmışlar. kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş. gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını seyretmişler. gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin yakıcı ışınlarından korumuş. minik kelebek papatyayı çok sevmiş. o kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılamamış. papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. ama cesaret edip de bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. onu kırmaktan, incitmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş. papatya da kelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği kaybedeceğinden korkmuş.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>böylece iki sevgili yan yana ama sevgilerini paylaşmadan sürekli sohbet etmişler. böylece saatler saatleri kovalamış.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>günler geçip de, kelebek artık zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya dönmüş ve;</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>"üzgünüm ama senden ayrılmam gerekecek" demiş.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>papatya buna bir anlam verememiş. "neden" demiş. "yoksa</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>benim yanımda mutsuz musun?".</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>"hayır" demiş kelebek. "bilakis, sen benim hayatıma anlam kattın. fakat biz kelebeklerin ömrü sadece üç gündür. ve ben de ömrümü tamamladım. artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim."</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>papatya bu duruma çok üzülmüş ama yapacak bir şey yokmuş zaten. kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını fark ettiğinde, son bir gayretle papatyaya "sevi seviyorum" diyebilmiş ancak. </strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>papatya donakalmış. sadece "bende..." diyebilmiş kelebeğin arkasından. ardından da gözyaşlarına boğulmuş.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong></strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>içinden "keşke onun da beni sevdiğini bilseydim.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim." diye geçirmiş.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>acısına dayanamamış. bir süre sonra yaprakları önce solmuş,</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>sonra da dökülmeye başlamış.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>her düşen yaprakta papatya, "seviyormuş" diye geçirmiş içinden.</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>işte o günden beri, bunu bilen aşıklar, sevgililerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş:</strong></span></p><p><span style="font-size: 18px"><strong>"seviyor mu, sevmiyor mu?"...</strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="yesim434, post: 1062610, member: 41"] [SIZE=5][B]Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir tırtıl gözlerini hayata açmış. doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye başlamış. ne bulursa yemiş. bir süre sonra, yeterince büyüdüğünde, kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış. bu kozanın içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da, rengarenk kanatlı bir kelebek olup çıkmış. minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya başlamış. dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış. derken bir vadiye gelmiş. rengarenk çiçeklerin bulunduğu bir git ına şaşkın şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya görmüş. bir anda afallamış. ne düşüneceğini, ne yapacağını bilememiş. içinden "ne muhteşem bir çiçek" diye geçirmiş. ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş kokulu çiçeğin üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu. "merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek istedim.". nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve "merhaba" demiş, "ben de yalnızlıktan sıkılmıştım zaten." ve konuşmaya başlamışlar. kelebek ona hayat hikayesini, nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı, tepeleri anlatmış. papatya da ona kendinden bahsetmiş. birbirlerinden gerçekten hoşlanmışlar. kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş. gece olunca beraber yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını seyretmişler. gündüz olunca kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin yakıcı ışınlarından korumuş. minik kelebek papatyayı çok sevmiş. o kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun yanından ayrılamamış. papatyanın da onu sevip sevmediğini merak ediyormuş. ama cesaret edip de bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. onu kırmaktan, incitmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş. papatya da kelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini. duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği kaybedeceğinden korkmuş. böylece iki sevgili yan yana ama sevgilerini paylaşmadan sürekli sohbet etmişler. böylece saatler saatleri kovalamış. günler geçip de, kelebek artık zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya dönmüş ve; "üzgünüm ama senden ayrılmam gerekecek" demiş. papatya buna bir anlam verememiş. "neden" demiş. "yoksa benim yanımda mutsuz musun?". "hayır" demiş kelebek. "bilakis, sen benim hayatıma anlam kattın. fakat biz kelebeklerin ömrü sadece üç gündür. ve ben de ömrümü tamamladım. artık kelebeklerin hiç ölmediği bir yere gitmeliyim." papatya bu duruma çok üzülmüş ama yapacak bir şey yokmuş zaten. kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını fark ettiğinde, son bir gayretle papatyaya "sevi seviyorum" diyebilmiş ancak. papatya donakalmış. sadece "bende..." diyebilmiş kelebeğin arkasından. ardından da gözyaşlarına boğulmuş. içinden "keşke onun da beni sevdiğini bilseydim. keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim." diye geçirmiş. papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin acısına dayanamamış. bir süre sonra yaprakları önce solmuş, sonra da dökülmeye başlamış. her düşen yaprakta papatya, "seviyormuş" diye geçirmiş içinden. işte o günden beri, bunu bilen aşıklar, sevgililerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş: "seviyor mu, sevmiyor mu?"...[/B][/SIZE] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Turizmin başkenti olarak bilinen güneydeki ilimiz?
Cevapla
Forumlar
Yaşam...
Hikayeler / Efsaneler
Merhaba papatya "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek istedim
Top