Akşam sefaları açmış kan kırmızı. Ateş böcekleri dizilmişler elmas gerdanlık misali etrafa... Aşk kokusu yayılıyor burcu burcu en kuytu kıyılara. Gök payetli şalını almış omzuna dolaşıyor karanlıklar ortasında , akrep mahsur kalmış yelkovanın ağırlığında...
Aşk zamanı şimdi , perdeleri ardına kadar açma zamanı...
Sıyrılmak gerek ne varsa aşka karşı koyacak ruhumuzda... sınırları kaldırmak, damarlarımızdaki delişmen kanı azdırmak gerek... ipin ucunu salmak aşka doğru...
Bir an olsun sıyrılmak... korkuları, kaygıları sarmak gerek kundaklara sıkı sıkıya... hallaç gibi atmak gerek içimizi kemiren şekleri... Şehveti koynumuza alıp yatmak, günü, tünü unutmak, endişeleri gömmek gerek ... gemlerimizden kurtulup dört nala , dolu dizgin, nefes nefese koşmak aşka doğru...
Aşk zamanı şimdi, kilitleri kırmanın zamanı, sığlardan kurtulup,okyanuslara dalmanın zamanı ...
Bırakın... aşk ne istiyorsa, sizde onu isteyin ... Aptallaşın... şuursuzca dans edin notasız gece yarısı şarkılarında ateş böcekleriyle kol kola...
Uygun adım değil, kesin ayaklarınızı yerden, yerçekimini hiçe sayın... Aşk bu kokusu bile sarhoş eder.Çakırkeyif olmayın... için... için, kana kana, dağıtın... zil zurna zevk içinde naralar atın pervasızca...
Bir kez olsun sonunu düşünmeyin... Alın şehveti koynunuza, günü, tünü unutup, vurun azgın dalga misali aşkın sıcacık kumsalına yıldızların gölgesi altında...
Can canlı paketlere sarıp Kral Edward gibi krallığınızı hediye edin, Kafka gibi yasakları öğütün azı dişleriniz arasında aşkınız uğruna... vazgeçin belleğinize yerleşen kısır, beklenti azmanı sevgilerden...
Aşkın ne getireceği belli olmaz..Hazır olun...şeytan sofrasında meze olmaya da, İrem bahçesinde kanat takıp uçmaya da... hatta ihtiraslarınızla kan kardeş olmaya da... coşturun imkansızlıkları, aşkın Kevser şarabından için , sem suyunda çırılçıplak yıkanın umarsızca...
Satın dünyayı üç kuruşa... dünyanız aşkınız olsun... tutkunuz kızışsın DNA'larınızda...
Bölük pörçük yapıp , yakın ikircimleri, tedirginlikleri... küllerini atın dibi görünmeyen uçurumlardan aşağıya...
Aşk zamanı şimdi, kilitleri kırmanın zamanı, sığlardan kurtulup,okyanuslara dalmanın zamanı ...
Alın tutkuyu avuçlarınıza, alev alsın, yangınlar çıksın ayalarınızda...
Salın ipin ucunu aşka doğru... Tarifleri silin lugatınızdan. Aşk ne istiyorsa sizde onu isteyin... El, El alem, El gün ne der aldırmadan, akşam sefalarıyla açın kan kırmızı, şehveti alıp yatın koyun koyuna...
Aşk bu ... açın kapılarınızı korkusuzca, sınırsızca... Satın dünyayı üç kuruşa...
Sığlardan kurtulma, yerçekimini hiçe sayma, zil zurna sarhoş olma, notasız gece yarısı şarkılarında ateş böcekleriyle kol kola dans etme zamanı... Şimdi Aşk zamanı... Mecnunluğun zamanı...
alıntı
Aşk zamanı şimdi , perdeleri ardına kadar açma zamanı...
Sıyrılmak gerek ne varsa aşka karşı koyacak ruhumuzda... sınırları kaldırmak, damarlarımızdaki delişmen kanı azdırmak gerek... ipin ucunu salmak aşka doğru...
Bir an olsun sıyrılmak... korkuları, kaygıları sarmak gerek kundaklara sıkı sıkıya... hallaç gibi atmak gerek içimizi kemiren şekleri... Şehveti koynumuza alıp yatmak, günü, tünü unutmak, endişeleri gömmek gerek ... gemlerimizden kurtulup dört nala , dolu dizgin, nefes nefese koşmak aşka doğru...
Aşk zamanı şimdi, kilitleri kırmanın zamanı, sığlardan kurtulup,okyanuslara dalmanın zamanı ...
Bırakın... aşk ne istiyorsa, sizde onu isteyin ... Aptallaşın... şuursuzca dans edin notasız gece yarısı şarkılarında ateş böcekleriyle kol kola...
Uygun adım değil, kesin ayaklarınızı yerden, yerçekimini hiçe sayın... Aşk bu kokusu bile sarhoş eder.Çakırkeyif olmayın... için... için, kana kana, dağıtın... zil zurna zevk içinde naralar atın pervasızca...
Bir kez olsun sonunu düşünmeyin... Alın şehveti koynunuza, günü, tünü unutup, vurun azgın dalga misali aşkın sıcacık kumsalına yıldızların gölgesi altında...
Can canlı paketlere sarıp Kral Edward gibi krallığınızı hediye edin, Kafka gibi yasakları öğütün azı dişleriniz arasında aşkınız uğruna... vazgeçin belleğinize yerleşen kısır, beklenti azmanı sevgilerden...
Aşkın ne getireceği belli olmaz..Hazır olun...şeytan sofrasında meze olmaya da, İrem bahçesinde kanat takıp uçmaya da... hatta ihtiraslarınızla kan kardeş olmaya da... coşturun imkansızlıkları, aşkın Kevser şarabından için , sem suyunda çırılçıplak yıkanın umarsızca...
Satın dünyayı üç kuruşa... dünyanız aşkınız olsun... tutkunuz kızışsın DNA'larınızda...
Bölük pörçük yapıp , yakın ikircimleri, tedirginlikleri... küllerini atın dibi görünmeyen uçurumlardan aşağıya...
Aşk zamanı şimdi, kilitleri kırmanın zamanı, sığlardan kurtulup,okyanuslara dalmanın zamanı ...
Alın tutkuyu avuçlarınıza, alev alsın, yangınlar çıksın ayalarınızda...
Salın ipin ucunu aşka doğru... Tarifleri silin lugatınızdan. Aşk ne istiyorsa sizde onu isteyin... El, El alem, El gün ne der aldırmadan, akşam sefalarıyla açın kan kırmızı, şehveti alıp yatın koyun koyuna...
Aşk bu ... açın kapılarınızı korkusuzca, sınırsızca... Satın dünyayı üç kuruşa...
Sığlardan kurtulma, yerçekimini hiçe sayma, zil zurna sarhoş olma, notasız gece yarısı şarkılarında ateş böcekleriyle kol kola dans etme zamanı... Şimdi Aşk zamanı... Mecnunluğun zamanı...
alıntı