MAKİNE-İMALAT SEKTÖRÜ

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Demir çelik, Türkiye ekonomisinin büyümesinde lokomotif görev üstlenen sektörler arasına adını yazdırmayı başarmıştır. Küresel krizde gelişmiş ülkelere göre daha hızlı iyileşme kaydeden Türk demir çelik sektörü, dünyanın en çok ham çelik üreten 9'uncu
ülkesi konumuna ulaşmıştır. Global ölçekte keskin rekabetin yaşandığı bu sektörde Türkiye, rekabetçi gücünü aldığı çok yönlü tedbirlerle de korumaya çalışmaktadır.
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Makine sektörü, yarattığı katma değer, teknoloji üretimini zorunlu kılması, geniş bir yan sanayi ağı oluşturması, yatırım maliyetlerini düşürmesi, nitelikli personele yönelik istihdam alanı oluşturması, dışa bağımlılığı ve dış ticaret açığını azaltmasının yanı sıra pek çok sektöre girdi sağlaması ile tetikleyici güce sahip lokomotif bir sektördür.
Ülkelerin gelişme sürecinde, makine imalat sanayinin imalat sanayi içerisindeki önemi giderek artmaktadır. Bu artış trendine paralel olarak; 2011 yılı toplam dünya ticareti 33,2 trilyon ABD Doları, toplam dünya makine ticareti ise 3 trilyon ABD Doları olmuştur. Makine sektörünün dünya ticaretinden aldığı pay 2011 yılı itibariyle yüzde 9 seviyesindedir.
Makina imalat sanayi, bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'nin sanayileşmesinin de itici gücüdür ve gelecekte de gelişiminin temel taşı olacaktır. Türk makina sanayi 1990 yılından bu yana yaklaşık yüzde 20 oranında yıllık büyüme oranı göstermiştir.
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Türkiye'de sanayi sektörünün temelleri, Cumhuriyetin ilk yıllarında özel sektörde yeterli sermaye birikimi bulunmadığı için I. ve II. 5 Yıllık Sanayi Planları çerçevesinde devlet eliyle atılmıştır. Plan kapsamındaki sanayi kuruluşlarının büyük çoğunluğu, temel tüketim malları üretimine yönelik olmasına rağmen; ara malı üretecek tesislere de yer verilmiştir. Plan, uygulamada zamanla özel girişimciler için de faydalı endüstri imkanları yaratacak şekilde uygulamaya konmuştur. Dönem dönem hazırlanan, teşvikler ve hibeleri kapsayan tedbir paketleri makine imalat sektörünün önünü açmış, karma ekonomiye geçilmesiyle birlikte sektörün gelişimi hızlanmıştır.
OSTİM Organize Sanayi Bölgesi ile Çankaya Üniversitesi arasında 22 Mayıs 2008 tarihinde İş ve İnşaat Makinaları Kümesi (İŞİM) kurulmuş ve bugüne kadar bu küme tarafından çeşitli faaliyetler gerçekleştirilmiştir.
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
SEKTÖREL PANORAMA

Geniş ürün grubuyla diğer sektörlere göre oldukça zengin bir profile sahip olan makine sanayinde yirmiye yakın alt ürün grubu bulunmaktadır. Bunlar; Reaktör ve Kazanlar, Tarım ve Ormancılık Makinaları, Türbinler ve Turbojetler, İş ve İnşaat Makinaları, Pompalar, Madencilik Makinaları, Kompresörler, Kâğıt ve Matbaacılık Makinaları, Vanalar, Yıkama, Kurutma ve Ütüleme Makinaları, Klimalar ve Soğutma Makinaları, Tekstil ve Konfeksiyon Makinaları,
Isıtıcılar ve Fırınlar, Deri İşleme ve İmalat Makinaları, Hadde ve Döküm Makinaları, Kauçuk, Plastik, Lastik İşleme ve İmalat Makinaları, Gıda Sanayii Makinaları Takım Tezgâhları ve Metal işleme Makinaları, Ambalajlama Makinaları, Rulmanlar olarak sıralanmaktadır.

Türkiye'de de makina imalatçılarının büyük çoğunluğu KOBİ niteliğinde olup, bu yapı değişen ekonomik koşullara ve teknolojik gelişmelere karşı daha esnek ve hızlı cevap verme imkanı sağlamaktadır. Sektörde faaliyet gösteren KOBİ'lerin sahip olduğu ucuz işgücü avantajı ve gelişmiş mühendislik becerileri, makina imalatçılarının uluslararası pazarlarda rekabet şansını arttıran unsurlardır. Türk makina sanayinde, her türlü parça ve aksamın yüksek kalitede ve rekabet edebilir fiyatlarda üretimi yapılmaktadır. Üretim sürecindeki yerli girdi oranı ise yüzde 80 - 85 civarındadır. Makina imalat sanayi, bazı iller çevresinde daha fazla yoğunlaşmış bulunmaktadır. Bunlar;
Bursa, İstanbul, Kocaeli, Trakya dâhil Marmara Bölgesi, İzmir, Eskişehir, Ankara, Konya, Gaziantep gibi illerdir. Çukurova bölgesi de bu kapsamda yer almaktadır. Takım tezgâhı imalatı ise, daha çok Bursa, Kocaeli, İstanbul, İzmir ve Konya'da ön planda olan imalat konusudur.
TÜİK verilerine göre makina sektöründe 2010 yılı itibariyle 12 bin 335 işletmede yaklaşık 154 bin civarında personel istihdam edilmektedir.
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
SEKTÖREL ANALİZ
Makine sektöründe 2013 yılının ilk yarısında kapasite kullanım oranı 2012'nin 1.1 puan altında ve yüzde 75.2 olarak gerçekleşirken, sektörde sanayi üretimi de yüzde 1.3 küçüldü. Böylece makine sanayi üretiminde geçen yılın altında bir performans yaşandı.
Yılın ilk yarısında 2012'ye göre genel bir toparlanma yaşanmasına karşın iktisadi faaliyetlerdeki büyümenin beklentilerin altında kaldığını belirten sektör temsilcileri, reel kesime yönelik anketlerde üretim, sipariş ve yatırımlara ilişkin beklentilerin yılın ilk 3 ayındaki kıpırdamanın ardından giderek durağanlaştığını paylaştı.
Makine sektöründe, en önemli pazar olan AB ve Almanya'da ekonomilerin bu yıl küçülmesi dış satışları sınırlayan en önemli etkenlerden biri. Bölge ülkelerinde yaşanan siyasi sıkıntılar ve çalışma ortamı diğer sektörlerde olduğu gibi makine ihracatı için de sınırlayıcı oldu.
Buna karşın yılın ilk 5 ayında sektörün ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artışla 5.7 milyar dolara çıktı. Bu dönemde ihracatta inşaat ve madencilik makineleri 519 milyon dolara, tarım ve ormancılık makineleri 259 milyon dolara, takım tezgahları 297 milyon dolara, endüstriyel klima ve soğutma makineleri ihracatı 967 milyon dolara, pompa ve kompresör ihracatı ise 317 milyon dolara ulaştı.
Yaz aylarında mevsimsel durağanlık yaşayan sektör, yılın sonuna doğru daha hissedilir toparlanma bekliyor. Sektör aktörlerine göre; yatırım harcamalarının bu yıl büyümeye
dönecek olması, ertelenmiş yatırımların devreye girmesi ve yeni yatırım teşviklerinden yararlanma ile birlikte makine teçhizat yatırım harcamaları da artacak.
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Gelen son veriler de bu görüşleri destekler nitelikte. Makine ve aksamları sektörünün 2013 yılı eylül ayı ihracatı 482 milyon dolara yükseldi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgiye göre, makine ve aksamları sektöründe ihracat yapan firmalar, eylül ayı performansını geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 16,6 arttırdı. Söz konusu sektör, geçen ay 482 milyon dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının yüzde 3,8'ini karşıladı.
Makine ve aksamları sektöründe, eylül ayında ihracat yapılan ülkeler arasında ilk sıralarda 44 milyon 331 bin dolarla Almanya, 37 milyon 753 bin dolarla Rusya ve 23 milyon 933 bin dolarla Irak yer aldı.
Makine ve aksamları sektöründe geçen ay en fazla ihracat, 183 milyon 185 bin dolarla İstanbul'dan yapılırken, onu 88 milyon 375 bin dolarla Ankara izledi.
Bu yılın ocak-eylül döneminde ise makine ve aksamları ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,2 oranında artarak, 4 milyar 248 milyon 18 bin dolar oldu.
Makine sektörünün 2023 ihracat hedefi ise 100 milyar dolar. 2010-2023 arasında yıllık ortalama ihracat artışının yüzde 19.4 olması halinde 2023 yılında sektörün 100 milyar dolarlık ihracat hedefinin gerçekleşeceği düşünülüyor. Sektör temsilcilerine göre bu hedefe
ulaşmak için 5 milyar doların üzerinde bir yatırım gerekiyor.
Yerli imalatın dışında yabancıların da özendirilmesi gerektiğini kaydeden bazı sektör temsilcileri, makina sektöründe ihracatın ithalatı karşılama oranının yaklaşık yüzde 40 olduğunu, 2023 hedefinin bu oranı yüzde 50'ye getirmek olduğunu düşünüyor.
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Öte yandan leasingde KDV sorununun çözülmesinin istihdamı artıracağına işaret edilirken, leasingdeki makinede KDV oranının yüzde 1'e düşürülmesi gerektiği belirtiliyor.
Sektörün Güçlü Tarafları
• Sektörün gelişmiş olması ve yeni teknolojilere açıklığı,
• Gelişmiş ülkelere göre işçilik ve mühendislik maliyetlerinin düşüklüğü,
• Esnek üretim yapısı,
• Hammaddenin önemli bir kısmının yurt içinden tedarik edilebiliyor olması,
• CE işareti alan firmaların sayısının hızla artması,
• Girişimcilik eğilimi,
• Tecrübe ve prestijli imaj,
• Gelişmekte olan komşu ve yakın ülkelere ihracat olanaklarının artması. Özellikle gıda ve ambalaj makineleri için cazip pazarlar oluşmakta,
• AB ülkelerine düşük-orta teknolojili ürünlerde ihracat olanakları,
• İç pazarın büyüme potansiyeli,
• Tüm sanayi için gelişmeye öncülük etme isteği.
Sektörün Zayıf Tarafları
• Firmaların KOBİ şeklinde yapılanmış olmasının getirdiği finansman zorlukları,
• Tasarım-geliştirme ve AR-GE çalışmalarının yetersiz olması,
• Kalifiye eleman yetersizliği,
• Uzakdoğu ülkelerinde uygulanan devlet destekleri ve düşük maliyetler, DTÖ çatısına rağmen uluslararası ticaretteki asimetrik koşullar,
• Döviz kurlarındaki dalgalanmalar,
• Riske karşı muhalif anlayış,
• Düşük işgücü hareketliliği,
• Değişime karşı direniş.
 
Top