Türk Müziğinde Makam Nedir?
Türk Müziği Makam denen ve sesler arasındaki ilişkiyi belirleyen kurallara göre melodinin biçimlenmesine denir.
Türk sanat müziğinde 498 makam tespit edilmiştir. ancak günümüze, özellik taşıyıp kullanıla gelmiş olanlar 80 kadardır. bu makamlarda bestelenmiş binlerce şarkıya örnek vermek gerekirse; sadece hicaz makamında 1400 civarında eser vardır. hicaz buselik; ikiyiz yıla yakın bir mazinin ürünüdür, ilk olarak dede efendi tarafından kullanılmıştır. bugün bu makamda 20 kadar eser bulunmaktadır.
son yarım asırda bestecilerin daha çok kullandıkları
makam nedir ?
makam, ayrıcalıklı birkaç sesin çevresinde ‘seyir’ lardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz. hüzzam, hicaz, nihavent, rast, segah, kürdili hicazkar, bayati, uşşak, sultani yegah, muhayyer,hüseyni, kar cihar.
her melodi yada motif, bir makamın seslerini ve öteki özelliklerini kullanır. ancak türk sanat müziğinde, bestelenmiş yapıtların biçimlenişine katkıda bulunan ve ‘usul’ denen bir öğe daha vardır. usuller; çeşitli uzunluktaki kuvvetli ve zayıf vuruşların belli bir düzen içinde sıralanmasıyla ortaya çıkan bir ritim kalıbıdır. bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz. semai, sofyan, türkaksağı, yürük semai, devrihindi, düyek, aksak, curcuna, aksak semai, mevlevidevrirevanı.
cumhuriyet döneminde batılılaşmaya büyük önem veren atatürk’ ün tercihi, batı müziği yönünde oldu. 1924’ te ankara’ da musiki muallim mektebi açıldı. müzik öğretmeni yetiştirmek amacıyla avrupa’ ya sınavla öğrenci gönderildi. bunlardan ‘türk beşleri ‘ olarak
bilinen cemal reşit rey, hasan ferit alnar, ulvi cemal erkin, ahmet adnan saygun ve necil kazım akses, 1930’ lardan itibaren türk müziğinde etkili oldular. alaturka, alafranga tartışmalarının yaşandığı o dönemlerde, refik fersan, cevdet çağla, suphi ziya özbekkan, sadettin kaynak, lem’i atlı, selahattin pınar, münir nurettin selçuk, gibi yetenekli besteciler türk sanat müziğini çok değerli yapıtlarla zenginleştirdiler.
günümüzde klasik türk sanat müziği üç ayrı gurup tarafından temsil edilmektedir.birinci gurup, dinleyici kitlesini elinde tutabilmek için sanatın özgün yapısını koruma kaygısından yoksun, akla gelen her tür yenilikle pazarı yitirmemeye çalışan ‘piyasacılardan’ oluşur. İkinci gurup, türk sanat müziğinin nitelikli örneklerini titiz ve elden geldiğince geleneksel tarzda bir icrayla sunmayı ilke edinen necdet yaşar, niyazi sayın, İhsan özgeç, meral uğurlu, bekir sıtkı sezgin, erol deran gibi sanatçıları kapsar. üçüncü gurup ise, gelenekle bağı koparmadan sınırlı bir yenileşmeyi öncelikli gören yalçın tura, mutlu torun, ruhi ayangil, İhsan özer gibi müzikçilerden oluşmaktadır.
Türk Müziği Makam denen ve sesler arasındaki ilişkiyi belirleyen kurallara göre melodinin biçimlenmesine denir.
Türk sanat müziğinde 498 makam tespit edilmiştir. ancak günümüze, özellik taşıyıp kullanıla gelmiş olanlar 80 kadardır. bu makamlarda bestelenmiş binlerce şarkıya örnek vermek gerekirse; sadece hicaz makamında 1400 civarında eser vardır. hicaz buselik; ikiyiz yıla yakın bir mazinin ürünüdür, ilk olarak dede efendi tarafından kullanılmıştır. bugün bu makamda 20 kadar eser bulunmaktadır.
son yarım asırda bestecilerin daha çok kullandıkları
makam nedir ?
makam, ayrıcalıklı birkaç sesin çevresinde ‘seyir’ lardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz. hüzzam, hicaz, nihavent, rast, segah, kürdili hicazkar, bayati, uşşak, sultani yegah, muhayyer,hüseyni, kar cihar.
her melodi yada motif, bir makamın seslerini ve öteki özelliklerini kullanır. ancak türk sanat müziğinde, bestelenmiş yapıtların biçimlenişine katkıda bulunan ve ‘usul’ denen bir öğe daha vardır. usuller; çeşitli uzunluktaki kuvvetli ve zayıf vuruşların belli bir düzen içinde sıralanmasıyla ortaya çıkan bir ritim kalıbıdır. bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz. semai, sofyan, türkaksağı, yürük semai, devrihindi, düyek, aksak, curcuna, aksak semai, mevlevidevrirevanı.
cumhuriyet döneminde batılılaşmaya büyük önem veren atatürk’ ün tercihi, batı müziği yönünde oldu. 1924’ te ankara’ da musiki muallim mektebi açıldı. müzik öğretmeni yetiştirmek amacıyla avrupa’ ya sınavla öğrenci gönderildi. bunlardan ‘türk beşleri ‘ olarak
bilinen cemal reşit rey, hasan ferit alnar, ulvi cemal erkin, ahmet adnan saygun ve necil kazım akses, 1930’ lardan itibaren türk müziğinde etkili oldular. alaturka, alafranga tartışmalarının yaşandığı o dönemlerde, refik fersan, cevdet çağla, suphi ziya özbekkan, sadettin kaynak, lem’i atlı, selahattin pınar, münir nurettin selçuk, gibi yetenekli besteciler türk sanat müziğini çok değerli yapıtlarla zenginleştirdiler.
günümüzde klasik türk sanat müziği üç ayrı gurup tarafından temsil edilmektedir.birinci gurup, dinleyici kitlesini elinde tutabilmek için sanatın özgün yapısını koruma kaygısından yoksun, akla gelen her tür yenilikle pazarı yitirmemeye çalışan ‘piyasacılardan’ oluşur. İkinci gurup, türk sanat müziğinin nitelikli örneklerini titiz ve elden geldiğince geleneksel tarzda bir icrayla sunmayı ilke edinen necdet yaşar, niyazi sayın, İhsan özgeç, meral uğurlu, bekir sıtkı sezgin, erol deran gibi sanatçıları kapsar. üçüncü gurup ise, gelenekle bağı koparmadan sınırlı bir yenileşmeyi öncelikli gören yalçın tura, mutlu torun, ruhi ayangil, İhsan özer gibi müzikçilerden oluşmaktadır.