• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Lületaşı İşlemeciliği - Eskişehir

Çağlayağmur

👪
Süper Moderatör
1940’lı yıllarda gelişmeye başlayan Lületaşı işlemeciliği 1950’li yıllardan başlayarak bir el sanatı olarak kendini göstermeye başlar. Önceleri yalnızca pipo yapımı konusunda gelişme kaydeden Lületaşı, kolye, bilezik, küpe ve biblo gibi süs eşyalarında da aranılan bir taş olmaya başlamıştır.
Lületaşı ustalarının Lületaşının bulunuşu ve ilk kuyunun açılışı ile ilgili anlattıkları bir hikayeye göre bir gün çobanın biri koyunlarını otlatırken dinlenmek için bir ağacın altına oturur. O sırada bir köstebeğin topraktan beyaz taş parçalarını çıkarmaya çalıştığını görür. Çoban taş parçasını eline alır, çakısıyla yontmaya başlar ve bir peri kızı çıkarır ortaya. Kız dile gelir “-Yaktın beni insanoğlu” diye bağırarak delikten içeri girip kaybolur Çoban da arkasından gider ve kızı ararken derin bir çukurun içinde ölür. Böylece ilk kuyu açılmış olur. Bu hikayeye göre lületaşı ustaları da kendi pirlerinin Köstebek olduğuna inanırlar.

Toprağın 1 metre altından başlayarak 140-150 metre altına inen kuyulardan oldukça güç koşullarda çıkarılan Lületaşı, diğer adıyla Eskişehir taşı beyaz renkte olup gözeneksiz ve hafif olması aranan özellikleridir. İyi nitelikte taşlar “Boz” ve “Devetüyü” adı verilen topraktan çıkarılır.

Eskişehir’in Sarısu, Yenişehir, Türkmentokat, Gökçeoğlu, Karaçay, Söğütçük, Margı, Sepetçi, Nemli, Kümbet, Yeniköy, Kepeztepe, Karahöyük ve Başören köylerinden çıkarılan lületaşı büyüklüğüne göre sıralanarak yapılacak eşyanın türü seçilir. Yalnızca kolye ve tespih yapılabilen en küçük boy lületaşına “Dökme” denir. Küçük boy pipo yapımında “Orta”, orta boy pipo yapımında ise “Daneli” kullanılır. Büyük boy pipolar “Pamuklu” dan yapılır. Taşın büyüklüğü on pamuklu boyuna eriştiğinde “Birimbirlik” adını alır. En büyük boy taşa ise “Sıramalı” adı verilir. Ancak nadiren bulunan ve 30 ile 80 pamuklu boyları arasında değişen taşlara da rastlanır. Bunlara ise “Omuzlama” ve “Budama” denir.

Taş işlemesinde “Tahra” adı verilen keski ile taşın dış yüzeyi temizlenir. “Kaba Bıçak” ile pürüzler giderilir ve yapılacak eşyaya göre yontulur. Bu işleme “Saykalı” adı verilir. İşlemeyi kolaylaştırmak için ıslatılan taş üzerinde “İş Bıçağı” ile taslak çıkarılır. “Sıyırgı” ile yüz düzeltilir, gözler açılır. “Sakal Tarama Bıçağı” ile sakal taranır. “İskarpile” ile piponun tütün konulacak yeri oyulur. Pipo elektrikli fırına kurutulmaya konur. Kuruma süresi iki saattir. Kurutulduktan sonra, matkapla piponun ağız deliği delinir. “Kılavuz” ile ucuna sap takmak için diş açılır. Zımparalanıp düzeltilen taş, eritilerek beyazlatılmış kaynar haldeki balmumu cilaya atılır. Taşın cinsine göre birkaç dakika bekletilir. Ciladan alınan pipo soğuyunca bezle kurulanır rötuşlanıp kadife bezle parlatılır ve sap takılır.

Pipolar üzerindeki desenler ve figürler çok çeşitlidir. Baş figürlü pipolardan Osmanlı başları (Sarıklı, Barbaros, Betaşi, Sultan, Fesli, Efebaşı ve Mihrace...),Arslan Başı, Baküs Başı, Genç Kız Başı en çok kullanılanlardır. Bunların yanısıra stilize hayvan figürleri, soyut şekiller üzerinde değişik desenler, Romalı Asker, Denizkızı, Fil, At, Kartaltırnağı ve El figürleri ile birlikte tanınmış kişilerin başlarına da rastlanır.

Lületaşı işlemeciliği alanında son yıllarda verilen önem doğrultusunda 1989 yılında açılan Lületaşı Meslek Okulu’nun da bu sanata katkılarını unutmamak gerekir.
 

Top