Kur’an’ı nasıl okunmalı?

yaren*

Herşey olması gerektiği gibi ;)
Özel üye
Bir Kur’an mualliminden, çok genç bir delikanlı ders almaktayımış. Bu delikanlının benzinin cidden solgun olduğunu farkedenler, hocaya demişler ki: “Bu genç Kur’an okumak için bütün gece uyanık duruyor ve Kur’ân’ı bir gece zarfında hatmediyor.” Bunun üzerine hoca sormuş:
--- Oğlum, haber aldım ki, sen bütün gece uyanık duruyor ve Kur’an’ı hatmediyormuşsun.

Delikanlı bu söyleninin doğru olduğunu bildirince, hoca:
--- Oğlum, şu halde bütün bu gece zarfında Kur’an okurken beni önünde farzet ve namazda bana Kur’an okuyormus gibi yap, fakat beni hic hâtırından cıkarma, demis.

Genc talebe bu teklifi kabul etmiş ve sabah olunca aralarında şu konuşma geçmiş:
--- Dediğimi yaptın mı?
--- Evet efendim.
--- Kur’an’ı hatmedebildin mi?
--- Hayır, yarısından fazlasını okuyamadım.
--- Oğlum, o halde bu gece , Hz. Peygamberden Kur’an’i dinlemis olan herhangi bir sahâbîyi düsününerek oku. Dikkatli ol, çünkü sahâbîler Kur’an’ı bizzat Hz. Peygamberden dinlemistir. Bu sebeble okurken sakın hatâ işleme.

Delikanlı “peki” dedikten sonra, o gece yine Kur’an okumus, fakat bu sefer ancak dörtte birini okuyabildiğini hocasına söylemiş. Ertesi gece icin de hocasi onun bu sefer bizzat Hz. Peygamberi düşünerek okumasını tavsiye etmiş, genc adam da öyle yapmış, fakat Kur’an’ın sadece bir cüzünü okuyabildiğini fark etmis. Nihayet, şeyh ona:
--- Oğlum, bu gece de Allah’a tevbe et ve kendini hazırla... Ve Allah’ın huzurunda Kur’an okuduğunu düşün... demiş.

Ertesi gün, hoca, talebesinin gelmesini beklemiş, fakat gelen olmamiş Durumu öğrenmek üzere gönderdiği bir adam, gencin hasta yattıgı haberini getirince, üstad bizzat giderek talebesini ziyaret etmiş ve onu ağlarken bulmuş. Genç adam hocasına:

--- Hocam, Allah size cok sevablar ihsan eylesin. Ben şimdiye kadar Kur’an’ı yalan yanlış okuduğumu, ancak bu son gece fark ettim. Cünkü Fâtiha sûresini açip okumak istediğim zaman “Ancak sana ibadet ederiz” ayetin gelince, kendi nefsime bir baktım ve Cenâb-ı Hakk’ı bu âyetle tasdik ettiğimi görmedim. Bu sebeble de “Ancak sana ibadet ederiz” (iyyâke na’büdü) demekten, (yani bu âyeti okumaktan) utandım... Mütemâdiyen “Mâliki yevmiddîn” âyetine kadar gelip bir türlü “iyyâke na’büdü âyetini okuyamadim... Böylece rükûa vardiğim zaman, artık tan yeri ağarmıştı...” demiş.

Ibnü’l-Arabînin rivâyetine göre, bu delikanlı bir saat sonra rûhunu teslim etmiş. Bir müddet sonra da üstad, bu gencin kabrini ziyârete gittiği zaman, mezardan şu sesin geldigini işitmiş:
--- Ey üstadim, ben diri (olan Allah’in) indinde diriyim. Allah beni herhangi bir bakımdan hesâba çekmedi...
 
Top