halukgta
Aktif
Bugün sizlerle Kur’an dan araştırmaya çalışacağımız konu, acaba Rabbimiz Kur’an da en çok bahsettiği, namaz kılın emrini verip, nasıl namaz kılacağımızdan ve ne dualar okuyacağımızdan bazılarının söylediği gibi, Kur’an da yeteri kadar bahsetmemiş olabilir mi, onu birlikte araştırmaya çalışalım. Konu doğru anlaşılabilmesi için, detaylı ele alındığından biraz uzun. Lütfen sabırla okuyunuz.
Önce aşağıdaki ayeti dikkatle okuyalım ve üzerinde düşünelim ki, bahsettiğimiz konuda yanılma ihtimalimizi, en aza indirmiş olalım.
Hud 1: Elif, lâm, râ. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri önce sağlam kılınmış, SONRA DA DETAYLANDIRILIP AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR.
Hatırlatmak isterim, Allah namaz kılma, oruç tutma, zekât verme, Hacca gitme konusunu, İbrahim peygamberden bu yana, tüm dinlere emrettiğini bizlere açıklıyor. Hatta Kabenin kurulmasını, İbrahim peygambere emrettiğini ve tüm inananların ziyaret edip, çevresinde hep birlikte namaz kılmalarını emrediyor. Hud suresi 1. ayette de Allah Kur’an için, açık bir hüküm veriyor ve ayetler önce sağlamlaştırıldı, daha sonrada DETAYLANDIRILIP AÇIKLANDI DİYOR. Ama bizler Kur'an da detay yoktur diyoruz. Sizce bu ayetleri gördüğünüz halde, bunları düşünmeden, söylememiz doğrumu?
Bu durumda, Allah namaz kılın diye emir verdiyse, nasıl kılınacağını açıklamamış olduğunu söylememiz doğru olmaz, önce bunu kabul edelim ve araştırmalarımızı bu yönde yapalım. İsterseniz şimdide aşağıdaki ayete bakalım.
Bakara 239:Eğer korkarsanız, yaya veya binekte iken (namazı) kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah'ı, BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SİZE ÖĞRETTİĞİ GİBİ ZİKREDİN.
Bakın Allah ne söylüyor namaz konusunu anlatırken.
(bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi zikredin.)
Buradan da çok açık anlıyoruz ki, Allah Kur’an da SALÂT(namaz) ya da emrettiği herhangi bir farz hükmü, gerektiği kadarını açıklamış ve bizlere öğretmiştir Kur’an da. Detaya girmeden şunu da söylemeliyim ki, Salât kelimesini Allah Kur’an da, bizim Türkçeye çevirdiğimiz şekliyle NAMAZ, DUA ve DESTEK anlamlarında kullanmıştır.
Allah Bakara suresi 128. ayetinde, İbrahim peygamberimizin Kâbe de, Allah a yaptığı dua üzerinde düşünelim şimdide.
Bakara 128:“Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. BİZE İBADET YERLERİNİ VE İLKELERİNİ GÖSTER.( İbadet usullerini göster) Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.”
İbrahim peygamberimiz Yaradan a yakarıyor ve bizlere ibadet yerlerini ve buralarda yapmamız gereken ilkelerini-usullerini kurallarını göster, anlat diye dua ediyor. Örneğin Allah namaz kılın diye emir verdiyse, İbrahim peygamberimizde nasıl kılacağı konusunda ilkelerini açıklamasını istiyor Rabbinden. Demek ki şöyle demiyor, ey resulüm ben detayları sana bırakıyorum, ana hükmü ben veriyorum demiyor.
Kur’an Hac konusunu da, bizlerin uyması gereken konuları da, en ince detayına kadar anlatıyor bizlere. Oruç da aynı şekilde, bizden öncekilere de farz olduğunu söyledikten sonra, onun da tüm açıklamalarını Kur’an da buluyoruz. Ne zaman başlayacağından tutun, ne zaman sona ereceğine, tutulmayan orucun ne olacağı, oruç gecelerinde cinsel ilişkinin serbest olmasına kadar açıklamalar yapılmıştır.
Namaz kılmak bizden öncekilere de farz olduğu halde, bazılarının söylediği gibi, kılınışı ve nasıl dualar okuyacağımız ve rekât sayıları konusunda, Kur’an ın hiçbir şey bahsetmediğini söyleyip, bu konudaki detayları Allah ın peygamberimize bıraktığına inanmamız, Kur’an a göre normal midir? Hacca gitme ve oruç konusunda en ince detaya giren Kur’an, neden namaz konusunda bizlere, gereken detayları vermesin? Bu konuyu Kur’an ı bir bütün olarak düşünüp, ÖĞRENDİĞİMİZ RİVAYETLERİN ETKİSİNDE KALMADAN, daha sonrada bu konuya Kur’an dan cevap arayalım, Allahın izniyle.
Namaz konusunda Kur’an da detay yoktur diyenler, acaba peygamberimizin dine ilaveler yaptığını mı düşünüyorlar dersiniz? Hani Rabbimiz ne diyordu bazı ayetlerinde? Bizim indirdiklerimize, tek kelime kendi sözünü bizim sözümüzdür diye ekleseydi, onun şah damarını keserdik demiyor muydu?
Hani Rabbimiz Kur’an ın ipine sarılın diyordu? HANİ SİZLERİ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİM DİYORDU? Hani her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diyordu. Sakın emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin, sorumlu olursunuz diye ikaz etmiyor muydu bizleri, ne oldu bu ayetlerin hükümleri? Dikkatli olalım lütfen, farkında olmadan inkârcı konumuna düşeriz, Allah korusun.
Bizlere Kur’an dışından gelen ve bir rivayete göre diye başlayan bilgilerin tümünü, hiçbir kontrolden geçirmeden kabul etmemiz, bizleri büyük yanlışlara götürmektedir. Kur’an ı Rabbimiz ben koruyorum diyor, sormak isterim hiç sorgu sual etmeden, bizlere gelen bilgileri, rivayetleri kimler koruyor olabilir? Bizlere Kur’an benzeri, Rahmanın garantisini veren var mı? Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum dedikten sonra, Kur’an da olmayan, Kur’an dışından hükümlerin, detayların ve sorumlulukların olacağına nasıl inanabiliriz? Böyle düşünmekle, Kur’an ın yüzlerce ayetine ters düşüyoruz.
Allah Kur’an ın ipine sarılın derken, neden yalnız Kur’an ipi demişte, başka kaynaktan söz etmemiş, bunu da sanırım çok iyi düşünmeliyiz. Tüm bu ayetleri indiren Rabbimiz, daha sonraki ayetlerinde bir kelimeden yola çıkarak, daha önce indirdiği ayetlerin tam tersi, başka kitapların, bilgilerin de gerekli olduğunu söyler mi, bunu da çok dikkate alalım lütfen. Buna inanmakla Kur’an da çelişki yaratmış oluruz.
Bizlerin yaptığı en büyük yanlış, mezheplerin ve zamanla geleneklerin, namazın şekline yaptığı ilaveleri, Allah emri sanmamız ve onları da Kur’an da aramamızdan kaynaklanmaktadır. Kur’an da bulamadığımızda ise, bakın demek ki her şey Kur’an da yokmuş, yazmıyormuş deme gafletine düşmemiz, bizleri yanıltmaktadır.
Allah bizlere, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyorsa, namaz konusunda bizlerden istediklerini de SADE, KOLAY BİR ŞEKİLDE MUTLAKA KUR’AN DA ANLATMIŞTIR, ÖNCE BUNU BİLMELİYİZ. Çünkü bu kitabı yemin olsun ki, sizler için kolaylaştırdım, her şeyden nice örnekleri verdim, demiyor mu birçok kez?
Gelin Kur’an a birlikte bakalım, acaba bizden öncekilere de farz olan, namaz kılın sözcüğüyle Allah bizlerden ne istiyor. Daha önce Rabbimiz bizleri nereye yönlendiriyordu, Kur’an dan başka dine hüküm koyan kaynaklar var mı, onları Kur’an dan anlamaya çalışalım.
Enam 104: Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.
Yasin11:Sen ancak o Kuran'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele.
Araf suresi 3; RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUN; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Nisa Suresi 105. Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında ALLAH'IN SANA GÖSTERDİĞİ İLE HÜKMEDESİN DİYE HAK OLARAK İNDİRDİK. Sakın hainlere yardakçı olma.
Maide suresi 49 Sen de aralarında, ALLAH'IN İNDİRDİĞİYLE HÜKMET. Onların keyiflerine uyma.
Maide Suresi 67: Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun.
Enam 50: ….. YALNIZ BANA VAH YEDİLENE UYARIM BEN!"…..
Zühruf Suresi 43 Sen, SANA VAH YEDİLENE SIMSIKI SARIL! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.
Yukarıdaki ayetleri elbette çoğaltabiliriz. Dikkat ediniz, Allah tamamında bizleri Kur’an a sarılmamızı emrediyor. Kur’an için bizlere gelen, gönül gözü olduğunu söylüyor. Allah a ve Resulüne inanın, çünkü elçim o Allah ın kitabını sizlere tebliğ edecek, onun ardından gidin diyor. Sen ancak Kur’an a inanan insanları uyarabilirsin, Rabbinizden size indirilen Kur’an a uyun, onun berisinden başka velilerin ardına düşmeyin, sana Kur’an ı insanlara onun la hükmedesin diye indirdik, sende insanlara onunla hükmet, sana indirilen Kur’an ı tebliğ et diyor ve daha sonraki ayette de peygamberimiz bakın ne diyor?
(Yalnız bana vah yedilene uyarım ben. Zühruf 43. ayetinde ise SEN SANA VAHYEDİLENE SIMSIKI SARIL.)
Şimdi birlikte düşünelim, namaz gibi Kur’an ın çok önemsediği ve çok bahsettiği konularda Kur’an gereken açıklamayı yapmayıp, detay vermemiş olabilir mi? Sımsıkı sarılmamızı istediği bir rehberde namaz, gerektiği kadar detaylı açıklanmamış olabilir mi? YOKSA BİZE KUR’AN DIŞINDAN ÖĞRETİLENLERİ, KUR’AN DA BULAMADIĞIMIZ DAMI BİZLER BU YANLIŞI YAPIYORUZ?
Yukarıdaki ayetlerden anlaşılıyor ki, bizlerin Kur’an a sarılmamızı istiyor Rabbimiz. Tüm bu ayetleri gördükten sonra, Allah bir ayetinde Peygamberiniz size neyi verdiyse onu alın ayetinden, nasıl olurda Kur’an da hiç bahsedilmeyenleri peygamberiniz verdiğinde alın anlamı çıkartırız, bunu hiç düşündük mü? Bu ayete baktığımızda savaşlarda ele geçirilen, ganimetlerin bölüşülmesinden bahseder, bu konuya açıklık getirir. Şimdi Kur’an dan namaz konusunu araştırmaya devam edelim.
Önce yazımızın başında, İbrahim peygambere hac yerini, Kabeyi ne maksatla yaptırdığını ve çevresinde bakın nasıl namaz kılmamızı istediğini bizlere anlatıyor, onu anlamaya çalışalım.
Hac 26: Bir zamanlar İbrahim için, o evin yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû-secde edenler için temizle.
Bakara 125: Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin.
Ayeti okuduğunuzda, Allah İbrahim peygambere şu anda kıldığımız namazın, olmazsa olmazını ne kadar güzel anlatıyor. O evi benim için kıyamda duranlar, rükû-secde edenler için temizle. Demek ki Allah huzurunda saygıyla durulmasını, onun önünde saygıyla eğilmesini ve yine ona saygıyla secde edilmesini istiyor. İşte namazın nasıl kılınacağının şekli izahı, o günde aynı, günümüzde de aynı, peygamberler arasında namazın farklı kılındığını düşünmek, büyük yanlış olur. Devam edelim Kur’an a namaz konusunda bakmaya.
Aliimran 43:Ey Meryem, Rabbine divan dur, secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et.
Bu ayette de Meryem anamıza sesleniyor ve bakın yine günümüzde Allah ın huzuruna namaz kılarken durduğumuz ve saygıyla el bağladığımız (divan durduğumuz), rükû ve secde ettiğimiz namazın kılınmasını anlatıyor bizlere, dikkat edin bu emir peygamberimizden çok önceki bir zamana, daha Hz. İsa bile doğmamış döneme ait. İbrahim peygamberimiz zamanında dahi, namaz konusunda yapılması gerekenler aynı, kıyamda dur, rükû et, secde et, Allaha dua et.Devam edelim Kur’an a bakmaya.
Hac77: Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin; Rabbinize ibadet edin, hayır işleyin ki kurtulabilesiniz.
Furkan 64: Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyama durarak gecelerler.
Fetih 29: Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar……….
Şuara 218–219: O ki görüyor seni kıyam ettiğin zaman,Secde edenler arasında dönüp dolaşmanı da.
Tevbe 112: O tövbe edenler, o ibadet edenler, o ham dedenler, o oruç tutanlar, o rükûa varanlar, o secdeye kapananlar, o iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırı koruyanlar... Müjdele o müminleri.
Yukarıdaki ayetleri okuduğunuzda, sanırım sizde namazın olmazsa olmazı olan ve Allah ın tarif ettiği namazın, KIYAM ETMEK yani onun huzurunda saygıyla durmak, RUKÜ ETMEK yani onun önünde saygıyla eğilmek, SECDE ETMEK yani onun yüceliği önünde secdeyle yerlere kapanmak, ona teslim olmak namazın şekli boyutuymuş, çok açıkça anlatıyor Kur’an. Bu namaz şekli, İbrahim peygamberden bu yana aynı, hiç değişmemiş.
Demek ki namazı Allah, Kur’an da anlatmıyor demek, çok büyük bir yanlış olduğu anlaşılıyor. Şimdide namazlarımızda ne okuyacağımız da Kur’an da yazmaz, hadisler olmasa namazımızı kılamazdık, sözlerine bakalım. Gerçekten Kur’an namazlarımızda neler söyleyeceğimizi ne okuyacağımızı, nasıl Rahmanla iletişim kuracağımızdan, bahsetmiyor olabilir mi? Yoksa günümüzde bu duaları okumadığımızda namaz kabul olmaz diyenlerin, büyük bir yanılgı içinde olduğunu mu söylüyor Kur’an.
Müzzemil 20:…… O halde Kur’an'dan, kolay geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur’an'dan, kolay geleni okuyun! Namazı kılın!......
Bakara 45: Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir.
Bakara 153: Ey iman sahipleri! Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerle beraberdir.
Aliimran 113: Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah’ın ayetlerini okurlar.
YAZI DEVAM EDİYOR
Önce aşağıdaki ayeti dikkatle okuyalım ve üzerinde düşünelim ki, bahsettiğimiz konuda yanılma ihtimalimizi, en aza indirmiş olalım.
Hud 1: Elif, lâm, râ. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri önce sağlam kılınmış, SONRA DA DETAYLANDIRILIP AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR.
Hatırlatmak isterim, Allah namaz kılma, oruç tutma, zekât verme, Hacca gitme konusunu, İbrahim peygamberden bu yana, tüm dinlere emrettiğini bizlere açıklıyor. Hatta Kabenin kurulmasını, İbrahim peygambere emrettiğini ve tüm inananların ziyaret edip, çevresinde hep birlikte namaz kılmalarını emrediyor. Hud suresi 1. ayette de Allah Kur’an için, açık bir hüküm veriyor ve ayetler önce sağlamlaştırıldı, daha sonrada DETAYLANDIRILIP AÇIKLANDI DİYOR. Ama bizler Kur'an da detay yoktur diyoruz. Sizce bu ayetleri gördüğünüz halde, bunları düşünmeden, söylememiz doğrumu?
Bu durumda, Allah namaz kılın diye emir verdiyse, nasıl kılınacağını açıklamamış olduğunu söylememiz doğru olmaz, önce bunu kabul edelim ve araştırmalarımızı bu yönde yapalım. İsterseniz şimdide aşağıdaki ayete bakalım.
Bakara 239:Eğer korkarsanız, yaya veya binekte iken (namazı) kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah'ı, BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SİZE ÖĞRETTİĞİ GİBİ ZİKREDİN.
Bakın Allah ne söylüyor namaz konusunu anlatırken.
(bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi zikredin.)
Buradan da çok açık anlıyoruz ki, Allah Kur’an da SALÂT(namaz) ya da emrettiği herhangi bir farz hükmü, gerektiği kadarını açıklamış ve bizlere öğretmiştir Kur’an da. Detaya girmeden şunu da söylemeliyim ki, Salât kelimesini Allah Kur’an da, bizim Türkçeye çevirdiğimiz şekliyle NAMAZ, DUA ve DESTEK anlamlarında kullanmıştır.
Allah Bakara suresi 128. ayetinde, İbrahim peygamberimizin Kâbe de, Allah a yaptığı dua üzerinde düşünelim şimdide.
Bakara 128:“Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. BİZE İBADET YERLERİNİ VE İLKELERİNİ GÖSTER.( İbadet usullerini göster) Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.”
İbrahim peygamberimiz Yaradan a yakarıyor ve bizlere ibadet yerlerini ve buralarda yapmamız gereken ilkelerini-usullerini kurallarını göster, anlat diye dua ediyor. Örneğin Allah namaz kılın diye emir verdiyse, İbrahim peygamberimizde nasıl kılacağı konusunda ilkelerini açıklamasını istiyor Rabbinden. Demek ki şöyle demiyor, ey resulüm ben detayları sana bırakıyorum, ana hükmü ben veriyorum demiyor.
Kur’an Hac konusunu da, bizlerin uyması gereken konuları da, en ince detayına kadar anlatıyor bizlere. Oruç da aynı şekilde, bizden öncekilere de farz olduğunu söyledikten sonra, onun da tüm açıklamalarını Kur’an da buluyoruz. Ne zaman başlayacağından tutun, ne zaman sona ereceğine, tutulmayan orucun ne olacağı, oruç gecelerinde cinsel ilişkinin serbest olmasına kadar açıklamalar yapılmıştır.
Namaz kılmak bizden öncekilere de farz olduğu halde, bazılarının söylediği gibi, kılınışı ve nasıl dualar okuyacağımız ve rekât sayıları konusunda, Kur’an ın hiçbir şey bahsetmediğini söyleyip, bu konudaki detayları Allah ın peygamberimize bıraktığına inanmamız, Kur’an a göre normal midir? Hacca gitme ve oruç konusunda en ince detaya giren Kur’an, neden namaz konusunda bizlere, gereken detayları vermesin? Bu konuyu Kur’an ı bir bütün olarak düşünüp, ÖĞRENDİĞİMİZ RİVAYETLERİN ETKİSİNDE KALMADAN, daha sonrada bu konuya Kur’an dan cevap arayalım, Allahın izniyle.
Namaz konusunda Kur’an da detay yoktur diyenler, acaba peygamberimizin dine ilaveler yaptığını mı düşünüyorlar dersiniz? Hani Rabbimiz ne diyordu bazı ayetlerinde? Bizim indirdiklerimize, tek kelime kendi sözünü bizim sözümüzdür diye ekleseydi, onun şah damarını keserdik demiyor muydu?
Hani Rabbimiz Kur’an ın ipine sarılın diyordu? HANİ SİZLERİ KUR’AN DAN HESABA ÇEKECEĞİM DİYORDU? Hani her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diyordu. Sakın emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin, sorumlu olursunuz diye ikaz etmiyor muydu bizleri, ne oldu bu ayetlerin hükümleri? Dikkatli olalım lütfen, farkında olmadan inkârcı konumuna düşeriz, Allah korusun.
Bizlere Kur’an dışından gelen ve bir rivayete göre diye başlayan bilgilerin tümünü, hiçbir kontrolden geçirmeden kabul etmemiz, bizleri büyük yanlışlara götürmektedir. Kur’an ı Rabbimiz ben koruyorum diyor, sormak isterim hiç sorgu sual etmeden, bizlere gelen bilgileri, rivayetleri kimler koruyor olabilir? Bizlere Kur’an benzeri, Rahmanın garantisini veren var mı? Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum dedikten sonra, Kur’an da olmayan, Kur’an dışından hükümlerin, detayların ve sorumlulukların olacağına nasıl inanabiliriz? Böyle düşünmekle, Kur’an ın yüzlerce ayetine ters düşüyoruz.
Allah Kur’an ın ipine sarılın derken, neden yalnız Kur’an ipi demişte, başka kaynaktan söz etmemiş, bunu da sanırım çok iyi düşünmeliyiz. Tüm bu ayetleri indiren Rabbimiz, daha sonraki ayetlerinde bir kelimeden yola çıkarak, daha önce indirdiği ayetlerin tam tersi, başka kitapların, bilgilerin de gerekli olduğunu söyler mi, bunu da çok dikkate alalım lütfen. Buna inanmakla Kur’an da çelişki yaratmış oluruz.
Bizlerin yaptığı en büyük yanlış, mezheplerin ve zamanla geleneklerin, namazın şekline yaptığı ilaveleri, Allah emri sanmamız ve onları da Kur’an da aramamızdan kaynaklanmaktadır. Kur’an da bulamadığımızda ise, bakın demek ki her şey Kur’an da yokmuş, yazmıyormuş deme gafletine düşmemiz, bizleri yanıltmaktadır.
Allah bizlere, her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyorsa, namaz konusunda bizlerden istediklerini de SADE, KOLAY BİR ŞEKİLDE MUTLAKA KUR’AN DA ANLATMIŞTIR, ÖNCE BUNU BİLMELİYİZ. Çünkü bu kitabı yemin olsun ki, sizler için kolaylaştırdım, her şeyden nice örnekleri verdim, demiyor mu birçok kez?
Gelin Kur’an a birlikte bakalım, acaba bizden öncekilere de farz olan, namaz kılın sözcüğüyle Allah bizlerden ne istiyor. Daha önce Rabbimiz bizleri nereye yönlendiriyordu, Kur’an dan başka dine hüküm koyan kaynaklar var mı, onları Kur’an dan anlamaya çalışalım.
Enam 104: Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim.
Yasin11:Sen ancak o Kuran'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele.
Araf suresi 3; RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUN; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.
Nisa Suresi 105. Kuşku yok ki, biz bu Kitap'ı sana, insanlar arasında ALLAH'IN SANA GÖSTERDİĞİ İLE HÜKMEDESİN DİYE HAK OLARAK İNDİRDİK. Sakın hainlere yardakçı olma.
Maide suresi 49 Sen de aralarında, ALLAH'IN İNDİRDİĞİYLE HÜKMET. Onların keyiflerine uyma.
Maide Suresi 67: Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun.
Enam 50: ….. YALNIZ BANA VAH YEDİLENE UYARIM BEN!"…..
Zühruf Suresi 43 Sen, SANA VAH YEDİLENE SIMSIKI SARIL! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.
Yukarıdaki ayetleri elbette çoğaltabiliriz. Dikkat ediniz, Allah tamamında bizleri Kur’an a sarılmamızı emrediyor. Kur’an için bizlere gelen, gönül gözü olduğunu söylüyor. Allah a ve Resulüne inanın, çünkü elçim o Allah ın kitabını sizlere tebliğ edecek, onun ardından gidin diyor. Sen ancak Kur’an a inanan insanları uyarabilirsin, Rabbinizden size indirilen Kur’an a uyun, onun berisinden başka velilerin ardına düşmeyin, sana Kur’an ı insanlara onun la hükmedesin diye indirdik, sende insanlara onunla hükmet, sana indirilen Kur’an ı tebliğ et diyor ve daha sonraki ayette de peygamberimiz bakın ne diyor?
(Yalnız bana vah yedilene uyarım ben. Zühruf 43. ayetinde ise SEN SANA VAHYEDİLENE SIMSIKI SARIL.)
Şimdi birlikte düşünelim, namaz gibi Kur’an ın çok önemsediği ve çok bahsettiği konularda Kur’an gereken açıklamayı yapmayıp, detay vermemiş olabilir mi? Sımsıkı sarılmamızı istediği bir rehberde namaz, gerektiği kadar detaylı açıklanmamış olabilir mi? YOKSA BİZE KUR’AN DIŞINDAN ÖĞRETİLENLERİ, KUR’AN DA BULAMADIĞIMIZ DAMI BİZLER BU YANLIŞI YAPIYORUZ?
Yukarıdaki ayetlerden anlaşılıyor ki, bizlerin Kur’an a sarılmamızı istiyor Rabbimiz. Tüm bu ayetleri gördükten sonra, Allah bir ayetinde Peygamberiniz size neyi verdiyse onu alın ayetinden, nasıl olurda Kur’an da hiç bahsedilmeyenleri peygamberiniz verdiğinde alın anlamı çıkartırız, bunu hiç düşündük mü? Bu ayete baktığımızda savaşlarda ele geçirilen, ganimetlerin bölüşülmesinden bahseder, bu konuya açıklık getirir. Şimdi Kur’an dan namaz konusunu araştırmaya devam edelim.
Önce yazımızın başında, İbrahim peygambere hac yerini, Kabeyi ne maksatla yaptırdığını ve çevresinde bakın nasıl namaz kılmamızı istediğini bizlere anlatıyor, onu anlamaya çalışalım.
Hac 26: Bir zamanlar İbrahim için, o evin yerini, şöyle diyerek hazırlamıştık: Bana hiçbir şeyi ortak koşma, evimi; tavaf edenler, kıyamda duranlar, rükû-secde edenler için temizle.
Bakara 125: Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık: "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin.
Ayeti okuduğunuzda, Allah İbrahim peygambere şu anda kıldığımız namazın, olmazsa olmazını ne kadar güzel anlatıyor. O evi benim için kıyamda duranlar, rükû-secde edenler için temizle. Demek ki Allah huzurunda saygıyla durulmasını, onun önünde saygıyla eğilmesini ve yine ona saygıyla secde edilmesini istiyor. İşte namazın nasıl kılınacağının şekli izahı, o günde aynı, günümüzde de aynı, peygamberler arasında namazın farklı kılındığını düşünmek, büyük yanlış olur. Devam edelim Kur’an a namaz konusunda bakmaya.
Aliimran 43:Ey Meryem, Rabbine divan dur, secdeye kapan ve rükû edenlerle birlikte rükû et.
Bu ayette de Meryem anamıza sesleniyor ve bakın yine günümüzde Allah ın huzuruna namaz kılarken durduğumuz ve saygıyla el bağladığımız (divan durduğumuz), rükû ve secde ettiğimiz namazın kılınmasını anlatıyor bizlere, dikkat edin bu emir peygamberimizden çok önceki bir zamana, daha Hz. İsa bile doğmamış döneme ait. İbrahim peygamberimiz zamanında dahi, namaz konusunda yapılması gerekenler aynı, kıyamda dur, rükû et, secde et, Allaha dua et.Devam edelim Kur’an a bakmaya.
Hac77: Ey iman edenler! Rükû edin, secde edin; Rabbinize ibadet edin, hayır işleyin ki kurtulabilesiniz.
Furkan 64: Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyama durarak gecelerler.
Fetih 29: Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar……….
Şuara 218–219: O ki görüyor seni kıyam ettiğin zaman,Secde edenler arasında dönüp dolaşmanı da.
Tevbe 112: O tövbe edenler, o ibadet edenler, o ham dedenler, o oruç tutanlar, o rükûa varanlar, o secdeye kapananlar, o iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırı koruyanlar... Müjdele o müminleri.
Yukarıdaki ayetleri okuduğunuzda, sanırım sizde namazın olmazsa olmazı olan ve Allah ın tarif ettiği namazın, KIYAM ETMEK yani onun huzurunda saygıyla durmak, RUKÜ ETMEK yani onun önünde saygıyla eğilmek, SECDE ETMEK yani onun yüceliği önünde secdeyle yerlere kapanmak, ona teslim olmak namazın şekli boyutuymuş, çok açıkça anlatıyor Kur’an. Bu namaz şekli, İbrahim peygamberden bu yana aynı, hiç değişmemiş.
Demek ki namazı Allah, Kur’an da anlatmıyor demek, çok büyük bir yanlış olduğu anlaşılıyor. Şimdide namazlarımızda ne okuyacağımız da Kur’an da yazmaz, hadisler olmasa namazımızı kılamazdık, sözlerine bakalım. Gerçekten Kur’an namazlarımızda neler söyleyeceğimizi ne okuyacağımızı, nasıl Rahmanla iletişim kuracağımızdan, bahsetmiyor olabilir mi? Yoksa günümüzde bu duaları okumadığımızda namaz kabul olmaz diyenlerin, büyük bir yanılgı içinde olduğunu mu söylüyor Kur’an.
Müzzemil 20:…… O halde Kur’an'dan, kolay geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur’an'dan, kolay geleni okuyun! Namazı kılın!......
Bakara 45: Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, kalbi ürperti duyanlardan başkasına çok ağır gelir.
Bakara 153: Ey iman sahipleri! Sabra ve namaza sarılarak yardım dileyin. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Allah sabredenlerle beraberdir.
Aliimran 113: Ama hepsi bir değildir. Ehlikitap içinden Allah için baş kaldıran/Allah huzurunda el bağlayan/hak ve adaleti ayakta tutan/kalkınıp yükselen bir zümre de vardır; gece saatlerinde secdelere kapanmış olarak Allah’ın ayetlerini okurlar.
YAZI DEVAM EDİYOR