Küçük Prens - Antoine de Saint-Exupéry

_nehir_

Schrödinger'in Kedisi ♕
Özel üye
Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry tarafından yazılan ve 1943'te yayımlanan hikaye. New York'ta bir otel odasında yazılmış olup; kitapta Exupéry'nin çizimleri de yer almaktadır.

Küçük Prens'te bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyası anlatılır. Sahra Çölü'ne düşen pilotun Küçük Prens'le karşılaşması ile başlayan kitapta Küçük Prens'in ağzından Saint-Exupéry, insanların hatalarını ve aptallıklarını, büyüdükleri zaman unuttukları basit çocuk bakışını vurgular.

Küçük Prens ve Exupéry'nin resmi Fransa'da, 50 franklık banknotların üzerine basılmıştır.

Kitaptan Alıntılar:

"Sizin dünyadaki insanlar, bir bahçede beş bin gül yetiştiriyorlar; yine de aradıklarını bulamıyorlar... Oysa aradıkları, tek bir gülde, bir damla suda bulunabilir."

"İnsanlar hızlı trenlere biniyorlar, ama ne aradıklarını bildikleri yok. Koşuyor, heyecanlanıyor, dönüp duruyorlar. Bunca çabaya değse bari..."

"Büyükler sayılara bayılırlar. Tutalım, onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. Kaç yaşında, derler, Kaç kardeşi var? Kaç kilo? Babası kaç para kazanıyor? Bu türlü bilgilerle onu tanıdıklarını sanırlar.
Deseniz ki: "Kırmızı kiremitli, güzel bir ev gördüm. Pencerelerde saksılar, çatısında kumrular vardı". Bir türlü gözlerinin önüne getiremezler bu evi. Ama "yüzbin liralık bir ev gördüm" deyin, bakın nasıl: "Aman ne güzel ev" diye haykıracaklardır."

"Zaten yalnız çocuklar ne aradıklarını bilirler. Bezden bir bebeğe tüm zamanlarını verirler, varsa yoksa o bebektir; ellerinden alınsa ağlarlar."

"Birinin sizi evcilleştirmesine izin verirseniz, gözyaşlarını da hesaba katmalısınız."

"Bırakılmış eski bir deniz kabuğu gibi olacak kalıbım. Eski deniz kabuklarına acınmaz ki."

"Sevdiğiniz çiçek milyonlarca yıldızdan yalnız birinde bile bulunsa, yıldızlara bakmak mutluluğunuz için yeterlidir. 'Çiçeğim işte şunlardan birinde', deriz kendi kendimize. Ama bir de koyunun çiçeği yediğini düşün, bütün yıldızlar bir anda kararmış gibi gelir."

"Ne kavranılmaz bir yer şu gözyaşı ülkesi."

"Bilmiyordu ki krallar için dünya çok basittir, onların gözünde herkes uyruktur."

"Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir"

"-İnsanlar nerede? Çölde biraz yalnızlık duyuyor kişi...
-İnsanların arasında da yalnızlık duyulur, dedi yılan."

"Acaba bir gün hepimiz kendi yıldızımızı yeniden bulalım diye mi yıldızlar böyle parlıyor?"

"Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır."

"Yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. Ben gülüyor olacağım bir tanesinde. Ve geceleyin gökyüzüne baktığında bütün yıldızlar gülüyor gibi olacak"

“Geceleri yıldızları izlersin. Benim yaşadığım yerde her şey o kadar küçük ki sana gezegenimi gösterebilmem imkansız. Ama böylesi daha iyi. Çünkü içlerinden birinde benim yaşadığımı bileceksin. Hepsini seveceksin. Hepsi senin dostun olacak."

"Güzelsiniz ama boşsunuz diye ekledi. Kimse sizin için canını vermez. Buradan geçen herhangi bir yolcu benim gülümün size benzediğini sansa bile o tek başına topunuzdan önemlidir. Çünkü üstünü fanusla örttüğüm odur rüzgardan koruduğum odur kelebek olsunlar diye bıraktığımız birkaç tanenin dışında bütün tırtılları uğruna öldürdüğüm odur. Yakınmasına böbürlenmesine hatta susmasına kulak verdiğim odur. Çünkü benim gülümdür o."

"Bir gezegen biliyorum, orada bir Bay Kırmızı yaşıyordu. Hiç çiçek koklamamıştı. Hiç yıldız seyretmemiş, kimseyi hiç sevmemiş, toplama işleminden başka bir şey de yapmamıştı. O da senin gibi bütün gün yineleyip duruyordu: “Ben ciddi bir adamım! Ben ciddi bir adamım!” Ve gurundan yanına yaklaşılmazdı. Ama adam değil, mantardı!"
 

_nehir_

Schrödinger'in Kedisi ♕
Özel üye
odb91Ga.png
 
Top