KRONİK YORGUNLUK VE İMMÜN DİSFONKSİYON SENDROMU
Hastalık daha önceleri grip gibi bir viral hastalık olan kronik Epstein-Barr sendromu olarak biliniyordu. Ancak kronik yorgunluk ve immün disfonksiyon sendromu ile 15 yıldan fazla süren ciddi araştırmalar olası şüphelinin viral bir enfeksiyon ile ilişkili olmadığı anlaşıldı.
Dünyada halen en az bir milyon kişinin bu hastalığı taşıdığı düşünülmektedir. Kronik yorgunluk hastalığı kadınlarda erkeklere oranla 3-4 kat arasında daha sıklıkla görülmektedir. Ancak bu durum kişinin etnik, ırksal yada yaş ile ilgili olmamakta ve her türden sosyoekonomik grup kişiyi etkileyebilmektedir.
SEMPTOMLAR NELERDİR?
Kronik yorgunluk ve immün disfonksiyon sendromu atakları uzun sürelidir ve aşırıdır. En az ay kadar süren aşırı yorgunluk içeren semptomları vardır. Bu hastalık tıbbi veya psikolojik bozukluğu ile ilişkili olamaz yada yeterli uyku uyumakla dahi rahatlama sağlanamaz.
Daha da kötüsü, bitkinlikle birlikte 4 yada daha fazla belirti ortaya çıkabilir. Bellek yada konsantrasyon bozuklukları, boğaz ağrısı, hassas lenf düğümleri, baş ağrısı, herhangi bir şişlik veya kızarıklık, eklem ağrısı, uyku problemleri sıklıkla karşılaşılan şikayetlerdir.
TEDAVİ
Kronik yorgunluk ve immün disfonksiyon sendromu tekrarlayıcı bir tutum izler. Bir tedavi yöntemi olmamasına rağmen alanında uzman olan doktorlar ilaç ve besin takviyeleri ile belirtilerini hafifleterek tedavi edebilir. İlaçlar sıklıkla ağrı tedavisi, uykunun ve bulantı iyileştirilmesi, depresyon ve anksiyete gibi başka belirtilere yöneliktir. Destekleyici tedaviler tedavinin önemli bir bileşenidir ve danışma hizmetleri, bilişsel davranışçı terapi ve masaj içerebilir.
Neyse ki 1980 lerden bu yana bu hastalığa sahip olanlar için daha ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Bu hastalar için daha esnek çalışma saatleri, duygusal tedavi, aile içi sempati yada iyi bir doktor ile semptomlar hafifletilebilmektedir.
Uzun süre aktif kalınması yorgunluk sendromu olan kişilerde yararlı olduğu görülmüştür. Birçok yeni çalışmalarda kronik yorgunluk sendromu olan hastalarda enerji alımının vücut hücrelerinin yeteneklerini artırdığını göstermektedir.
