Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Spor
Diğer Spor Dalları
Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Tarihi ve Kuralları
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="ZeyNoO" data-source="post: 472195" data-attributes="member: 10904"><p><span style="color: #000000"><strong>Kırkpınar Güreşleri</strong></span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Edirne’nin sınırları içinde yer alan Sarayiçi çayırında her sene haziran ayında yapılan târihî güreşler. Bu güreşlerin doğuşu ile ilgili bilgilerin en yaygını, 14. yüzyılın ikinci yarısında Orhan Gâzi devrindeki bir olaya dayandırılanıdır. Rumeli’nin fethi sırasında (1346-1358) Süleyman Paşa komutasında, salla ÇanakkaleBoğazını geçerek Gelibolu’ya çıkan Müslüman 40 Türk yiğidi bir mola yerinde güreşe tutuşurlar. Saatlerce süren güreşte çiftlerden biri bir türlü yenişemez. Daha sonraki günlerde aynı çift bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Ahırköy çayırında tekrar güreş yaparlar. Gece yarılarına kadar süren güreş neticesinde iki genç ölür. Arkadaşları bu gençleri bir incir ağacının altına gömerler. Yıllar sonra seferden (akınlardan) dönerken arkadaşlarını ziyârete gelen yiğitler, mezarların olduğu yerden bir pınarın akmakta olduğunu görürler. Yöre halkı tarafından burası“Kırkların Pınarı” olarak anılmaya başlanır. Daha sonra bu isim Kırkpınar şeklinde söylenegelir.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Kırkpınar güreşleri, ülkemizde an’anevî olarak yapılan en büyük yağlı güreşlerdir. Osmanlılar zamanında Kırkpınar güreşleri her sene Rûmî nisan ayının yirmisinde başlayıp, yirmi üçünde sona ererdi. Güreşleri seyre gelenler Kırkpınar Ağasına hediyeler ve para verirlerdi. Bu hediye ve paralar daha sonra pehlivanlara dağıtılırdı. Lozan Antlaşmasından sonra Kırkpınar, Yunanistan sınırları içinde kaldı. 1924 senesi baharında güreşler Edirne’nin Sarayiçi çayırında aynı adla yapılmaya başlandı.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Kırkpınar güreşleri yağlı güreştir. Pehlivanlar “kisbet” adı verilen, beli ve paçaları iple bağlı pantolon giyerler. Güreşten önce vücutlarının her tarafını zeytinyağı ile yağlarlar. Önceleri süresiz olan yağlı güreş müsâbakaları, son yıllarda bir müsâbaka süresine tâbi tutulmuştur. Târihte saatlerce, hatta yenilme olmadığı için, ertesi güne bırakılan güreşler vardır. Bu durum, güreşleri idâre eden hakem kurulunun kararı ile alınırdı.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000"><strong>Güreşler ve süreleri:</strong> Büyük orta, baş altı ve baş boyu 1 saat; tozkoparan, deste küçük boy, deste büyük boy, küçük orta küçük boy, küçük orta büyük boy, 30 dakikadır. Bu sürelerin sonunda yenişme olmazsa, 10 dakika puan güreşi yaptırılır.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Güreşlerde, pehlivanları seyirciye tanıtan kimseye <strong>“cazgır”</strong> denir.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Cazgır güreşecek pehlivanları bağırarak takdim eder. Mahâretlerini sayar. </span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000"><strong><u>Peşinden duâsını okur, salevât getirir:</u></strong></span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Hoş geldiniz, sefâ geldiniz erler meydanına!</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Şeref verdiniz, zümrüt Kırkpınar’a!</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Besmele ile,</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Kispetleri çektiniz ince bele.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Okudunuz, üflediniz hazret-i Pîr’e.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Söğüt dalından odun olmaz!</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Moskof kızından kadın olmaz!</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Her ananın doğurduğundan pehlivan olmaz!</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Hey! Hey!</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Allah Allah İllallah.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Hayırlar gele İnşallâh.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Pîrimiz Hamza Pehlivan.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Aslımız, neslimiz, pehlivan.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>İki yiğit çıkmış meydana,</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>İkisi de birbirinden merdâne.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Alta geldim, diye erinme,</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Üste çıktım, diye sevinme.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Alta gelirsen apış,</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Üste çıkarsan yapış.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Vur sarmayı kündeden at.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Gönder Muhammed’e selavat.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Seğirttim gittim pınara.</em></p></span></p><p style="margin-left: 20px"><span style="color: #000000"><em>Allah ikinizin de işini onara!…</em></p><p></span></p><p><span style="color: #000000">Duâ bitince cazgır pehlivanları meydana sürer. Davullar vurmaya ve zurnalar çalmaya başlar. Pehlivanların cazgır önünden meydana gelişlerine “çıkış” denir. Peşrev yapan pehlivanlar, topuk elleme ve helâllaşma tokasından sonra, ellerini ağızlarına sürerler. Bundan sonra el ense yapılır. Boşta kalan elleriyle tutuşarak sağa sola sallarlar. El ve ayak değiştirip tekrar sallarlar. Ayrılırken birbirlerinin sağ ayaklarına sağ ellerini sürerek başlarına götürürler. Pehlivan bu hareketiyle güreştiği rakîbine şunu anlatmak ister; “Sen benden daha güçlüsün, ben senin ayak tozun olamam!” veya; “Sen öyle bir ustasın ki ayak tozunun başım üstünde yeri vardır!” gibi…</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Yenişince veya berâberce kalınca, yensin veya yenilsin genç yaşlının, çırak ustasının elini, o da ötekinin alnını öper. Eğer akran iseler birbirlerinin sırtlarını sıvazlarlar. Güreş bittikten sonra pehlivanların hep birlikte merâsimle hamama gitmesi âdettir.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Yağlı güreşlerde uygulanan başlıca oyunlar şunlardır: Elense, tırpan, boyunduruk, katıryuları, deveyuları, bastırma, çapraz, kazkanadı, tartma, köstek, dalma, paçakasnak, yerdesürme, kazık, sarma, künde, kepçe, topukelleme, kurtkapanı, kılıçatma, kemane gibi. Bunların yapılış biçimlerine göre ad alanları da vardır.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Asırlardır yapılan Kırkpınar güreşlerinde 26 yıl üst üste başpehlivan olan Aliço kırılması imkansız bir rekor sâhibidir. Onu 18 yıl ile çırağıAdalı Halil takip eder. Cumhûriyetin ilânından sonra ise 9 defa ile en fazla başpehlivanlık kazanan Tekirdağlı Hüseyin’dir. Kırkpınar güreşlerinde günümüze kadar cihanı titreten demir kuşaklı nice yiğitler geçti. Bunlar “Türk gibi kuvvetli” sözünü dünyâya benimsetip, yerleşmesini sağladılar. Koca Yusuf, Kara Ahmed, Adalı Halil, Kurtdereli Mehmed, Kızılcıklı Mahmûd pehlivanlar Avrupa ve Amerika’da yaptıkları bütün güreşleri kazanarak Türkün başarısının arkasındaki maddî ve mânevî kuvveti bütün dünyâya gösterdiler.</span></p><p><span style="color: #000000"></span></p><p><span style="color: #000000">Kırkpınar güreşlerinde Cumhûriyetten önce başpehlivanlık kazanan güreşçilerimizden bilinenleri şunlardır: Yozgatlı Kel Hasan, Arnavutoğlu Ali, Kazıkçı Kara Bekir, Şamdancıbaşı Kara İbrahim, Pamukçulu Osman, Yörük Ali, Filiz Nurullah, Filibeli Kara Osman, Katrancı Halil, Makarnacı Hüseyin, Hergeleci İbrahim, Kara Ahmed, Tekirdağlı Sarı Hafız, Bursalı Rüstem, Şumnulu Mestan, Hamlacı Kaysıoğlu, Sarı Hüseyin, Koca Yusuf, Adalı Halil, Kurtdereli Mehmed, Geçkinli Yusuf, Kara Murâd, Molla İzzet, Büyük Danacı, Küçük Danacı, Karagöz Pomak Ali, Deli Murat, Deliormanlı Kara Ahmed, Hasahırlı Abdurrahman, Çorumlu Zeyne, Pomak Osman, Suyolcu Mehmed, Mümin Hoca, Koç Ali, Koç Mehmed, Nakkaşlı Eyüp, Yenici Ahmed.</span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ZeyNoO, post: 472195, member: 10904"] [COLOR="#000000"][B]Kırkpınar Güreşleri[/B] Edirne’nin sınırları içinde yer alan Sarayiçi çayırında her sene haziran ayında yapılan târihî güreşler. Bu güreşlerin doğuşu ile ilgili bilgilerin en yaygını, 14. yüzyılın ikinci yarısında Orhan Gâzi devrindeki bir olaya dayandırılanıdır. Rumeli’nin fethi sırasında (1346-1358) Süleyman Paşa komutasında, salla ÇanakkaleBoğazını geçerek Gelibolu’ya çıkan Müslüman 40 Türk yiğidi bir mola yerinde güreşe tutuşurlar. Saatlerce süren güreşte çiftlerden biri bir türlü yenişemez. Daha sonraki günlerde aynı çift bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Ahırköy çayırında tekrar güreş yaparlar. Gece yarılarına kadar süren güreş neticesinde iki genç ölür. Arkadaşları bu gençleri bir incir ağacının altına gömerler. Yıllar sonra seferden (akınlardan) dönerken arkadaşlarını ziyârete gelen yiğitler, mezarların olduğu yerden bir pınarın akmakta olduğunu görürler. Yöre halkı tarafından burası“Kırkların Pınarı” olarak anılmaya başlanır. Daha sonra bu isim Kırkpınar şeklinde söylenegelir. Kırkpınar güreşleri, ülkemizde an’anevî olarak yapılan en büyük yağlı güreşlerdir. Osmanlılar zamanında Kırkpınar güreşleri her sene Rûmî nisan ayının yirmisinde başlayıp, yirmi üçünde sona ererdi. Güreşleri seyre gelenler Kırkpınar Ağasına hediyeler ve para verirlerdi. Bu hediye ve paralar daha sonra pehlivanlara dağıtılırdı. Lozan Antlaşmasından sonra Kırkpınar, Yunanistan sınırları içinde kaldı. 1924 senesi baharında güreşler Edirne’nin Sarayiçi çayırında aynı adla yapılmaya başlandı. Kırkpınar güreşleri yağlı güreştir. Pehlivanlar “kisbet” adı verilen, beli ve paçaları iple bağlı pantolon giyerler. Güreşten önce vücutlarının her tarafını zeytinyağı ile yağlarlar. Önceleri süresiz olan yağlı güreş müsâbakaları, son yıllarda bir müsâbaka süresine tâbi tutulmuştur. Târihte saatlerce, hatta yenilme olmadığı için, ertesi güne bırakılan güreşler vardır. Bu durum, güreşleri idâre eden hakem kurulunun kararı ile alınırdı. [B]Güreşler ve süreleri:[/B] Büyük orta, baş altı ve baş boyu 1 saat; tozkoparan, deste küçük boy, deste büyük boy, küçük orta küçük boy, küçük orta büyük boy, 30 dakikadır. Bu sürelerin sonunda yenişme olmazsa, 10 dakika puan güreşi yaptırılır. Güreşlerde, pehlivanları seyirciye tanıtan kimseye [B]“cazgır”[/B] denir. Cazgır güreşecek pehlivanları bağırarak takdim eder. Mahâretlerini sayar. [B][U]Peşinden duâsını okur, salevât getirir:[/U][/B] [INDENT][I]Hoş geldiniz, sefâ geldiniz erler meydanına! Şeref verdiniz, zümrüt Kırkpınar’a! Besmele ile, Kispetleri çektiniz ince bele. Okudunuz, üflediniz hazret-i Pîr’e. Söğüt dalından odun olmaz! Moskof kızından kadın olmaz! Her ananın doğurduğundan pehlivan olmaz! Hey! Hey! Allah Allah İllallah. Hayırlar gele İnşallâh. Pîrimiz Hamza Pehlivan. Aslımız, neslimiz, pehlivan. İki yiğit çıkmış meydana, İkisi de birbirinden merdâne. Alta geldim, diye erinme, Üste çıktım, diye sevinme. Alta gelirsen apış, Üste çıkarsan yapış. Vur sarmayı kündeden at. Gönder Muhammed’e selavat. Seğirttim gittim pınara. Allah ikinizin de işini onara!…[/I][/INDENT] Duâ bitince cazgır pehlivanları meydana sürer. Davullar vurmaya ve zurnalar çalmaya başlar. Pehlivanların cazgır önünden meydana gelişlerine “çıkış” denir. Peşrev yapan pehlivanlar, topuk elleme ve helâllaşma tokasından sonra, ellerini ağızlarına sürerler. Bundan sonra el ense yapılır. Boşta kalan elleriyle tutuşarak sağa sola sallarlar. El ve ayak değiştirip tekrar sallarlar. Ayrılırken birbirlerinin sağ ayaklarına sağ ellerini sürerek başlarına götürürler. Pehlivan bu hareketiyle güreştiği rakîbine şunu anlatmak ister; “Sen benden daha güçlüsün, ben senin ayak tozun olamam!” veya; “Sen öyle bir ustasın ki ayak tozunun başım üstünde yeri vardır!” gibi… Yenişince veya berâberce kalınca, yensin veya yenilsin genç yaşlının, çırak ustasının elini, o da ötekinin alnını öper. Eğer akran iseler birbirlerinin sırtlarını sıvazlarlar. Güreş bittikten sonra pehlivanların hep birlikte merâsimle hamama gitmesi âdettir. Yağlı güreşlerde uygulanan başlıca oyunlar şunlardır: Elense, tırpan, boyunduruk, katıryuları, deveyuları, bastırma, çapraz, kazkanadı, tartma, köstek, dalma, paçakasnak, yerdesürme, kazık, sarma, künde, kepçe, topukelleme, kurtkapanı, kılıçatma, kemane gibi. Bunların yapılış biçimlerine göre ad alanları da vardır. Asırlardır yapılan Kırkpınar güreşlerinde 26 yıl üst üste başpehlivan olan Aliço kırılması imkansız bir rekor sâhibidir. Onu 18 yıl ile çırağıAdalı Halil takip eder. Cumhûriyetin ilânından sonra ise 9 defa ile en fazla başpehlivanlık kazanan Tekirdağlı Hüseyin’dir. Kırkpınar güreşlerinde günümüze kadar cihanı titreten demir kuşaklı nice yiğitler geçti. Bunlar “Türk gibi kuvvetli” sözünü dünyâya benimsetip, yerleşmesini sağladılar. Koca Yusuf, Kara Ahmed, Adalı Halil, Kurtdereli Mehmed, Kızılcıklı Mahmûd pehlivanlar Avrupa ve Amerika’da yaptıkları bütün güreşleri kazanarak Türkün başarısının arkasındaki maddî ve mânevî kuvveti bütün dünyâya gösterdiler. Kırkpınar güreşlerinde Cumhûriyetten önce başpehlivanlık kazanan güreşçilerimizden bilinenleri şunlardır: Yozgatlı Kel Hasan, Arnavutoğlu Ali, Kazıkçı Kara Bekir, Şamdancıbaşı Kara İbrahim, Pamukçulu Osman, Yörük Ali, Filiz Nurullah, Filibeli Kara Osman, Katrancı Halil, Makarnacı Hüseyin, Hergeleci İbrahim, Kara Ahmed, Tekirdağlı Sarı Hafız, Bursalı Rüstem, Şumnulu Mestan, Hamlacı Kaysıoğlu, Sarı Hüseyin, Koca Yusuf, Adalı Halil, Kurtdereli Mehmed, Geçkinli Yusuf, Kara Murâd, Molla İzzet, Büyük Danacı, Küçük Danacı, Karagöz Pomak Ali, Deli Murat, Deliormanlı Kara Ahmed, Hasahırlı Abdurrahman, Çorumlu Zeyne, Pomak Osman, Suyolcu Mehmed, Mümin Hoca, Koç Ali, Koç Mehmed, Nakkaşlı Eyüp, Yenici Ahmed.[/COLOR] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Turizmin başkenti olarak bilinen güneydeki ilimiz?
Cevapla
Forumlar
Spor
Diğer Spor Dalları
Kırkpınar Yağlı Güreşleri, Tarihi ve Kuralları
Top