Kekemelik konuşmanın akıcılığı ile ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve kelimelerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu durumdur. Her kekemelik bir diğerinden farklıdır:
-Kelimelerin bitirilmeden bırakılması.
-Normal sayılmayacak şekilde kelime parçalarının, hecelerin, kelimelerin ve cümlelerin tekrar edilmesi
( p-p....peki, ol-ol- olmaz, ben de- ben de- ben de geleceğim.)
-Düzensiz solunumun ve kararsız konuşmaya bağlı olarak kelimelerde alışılmadık vurgulamaların ortaya çıkması.
-Seslerin olağan dışı uzatılması. (f-f-f-f- file )
Kekemeliğin nedenleri konusunda ileri sürülen görüşler oldukça değişik ve çoktur. Tek bir nedene bağlı olarak çıkmadığı görüşü hakimdir. Kimi uzmanlar, kekemeliği yapısal bir bozukluk olarak ele alırken, kimi öğrenilmiş bir davranış, bir direniş belirtisi olarak tanımlamakta, bir başkası da çevresel nedenlerin kekemelikte önemli bir rol oynadığı görüşünü savunmaktadır.
2-6 yaş arasında çocuğun düşünme hızı, kelimeleri çıkarabilme hızından fazladır. Bu nedenle çocuklukta geçici bir kekemelik görülebilir. Çocuğun çevresindekiler konuşmasını düzeltmesi için baskıda bulunmazsa, çocuğun dikkati konuşması üzerine çekilmezse bu durum kendiliğinden düzelir. Kekemelik sürekli değildir. İletişim ile ilgili kaygının olmadığı ortamlarda; şarkı söylerken, oyun oynarken, evcil hayvanlarla konuşurken v.b. normal akıcılıkta konuşabilirler.
NELER YAPILABİLİR?
1-Sınıfta “bireysel farklılıklara hoşgörüyle yaklaşma” konusunda bir tartışma düzenleyiniz.Tüm insanların güçlü ve zayıf yönleri olabileceğini açıklayınız.
2-Yaşadığı konuşma güçlüğü hakkındaki duygularını onunla konuşmaktan çekinmeyin.Onun duygularını tanıyın ve paylaşın. Onu kabul ettiğinizi hissettirin.
3-Öğrencinin hangi ortamlarda daha akıcı konuştuğunu gözlemleyerek belirleyin. Bu ortamlar onun kendini daharahat ve güvenli hissettiği ortamlar olabilir, bu ortamları arttırın.
4-Sürekli soru sormaktan vazgeçin. Sorularınızın kısa ifadelerle cevaplanabilir olmasına özen gösterin.
5-Size cevap verebileceği yeterli zamanı tanıyın, sözünü kesmeyiniz.
6-Konuşmaya başlamadan önce düşünmesini, yavaş olmasını, rahatlamasını, derin bir nefes almasını söylemeyiniz.
7-Onun yerine cevap vermeyiniz. Durup tekrar başlamasını, zorlandığı kelimeleri kullanmaktan kaçınmasını önermeyiniz.
8-İletişimde dudak ve ağız hareketlerine bakmaksızın göz kontağını sürdürün.
9-Öğrencinin nasıl söylediğinden çok ne söylediğine odaklanın ve onu sözel etkinliklere katılım konusunda yüreklendirin.
10-Öğrenci kötü bir günündeyse ( hasta, yorgun, gergin v.s. ) istemedikçe konuşmaya zorlamayınız.
11-Öğrencilerin sırasıyla konuşmalarını gerektiren etkinliklerde öncelik tanıyınız. Bekleme esnasında sıkıntılı ve gergin olacağını unutmayınız.
12-Diğer öğrencilerden farklı davranmayınız.Yapacakları sözlü anlatımın kısa olmasına dikkat ediniz. Yapacakları sözlü anlatımı evde aile bireylerinin önünde, daha sonra yakın arkadaşlarının yanında yapması yönünde destekleyiniz.
13-Grup çalışması, koro gibi sınıf etkinliklerine katılmasını sağlayın. Bu tür etkinliklerle kendisini ifade etmesine imkan tanıyın.
-Kelimelerin bitirilmeden bırakılması.
-Normal sayılmayacak şekilde kelime parçalarının, hecelerin, kelimelerin ve cümlelerin tekrar edilmesi
( p-p....peki, ol-ol- olmaz, ben de- ben de- ben de geleceğim.)
-Düzensiz solunumun ve kararsız konuşmaya bağlı olarak kelimelerde alışılmadık vurgulamaların ortaya çıkması.
-Seslerin olağan dışı uzatılması. (f-f-f-f- file )
Kekemeliğin nedenleri konusunda ileri sürülen görüşler oldukça değişik ve çoktur. Tek bir nedene bağlı olarak çıkmadığı görüşü hakimdir. Kimi uzmanlar, kekemeliği yapısal bir bozukluk olarak ele alırken, kimi öğrenilmiş bir davranış, bir direniş belirtisi olarak tanımlamakta, bir başkası da çevresel nedenlerin kekemelikte önemli bir rol oynadığı görüşünü savunmaktadır.
2-6 yaş arasında çocuğun düşünme hızı, kelimeleri çıkarabilme hızından fazladır. Bu nedenle çocuklukta geçici bir kekemelik görülebilir. Çocuğun çevresindekiler konuşmasını düzeltmesi için baskıda bulunmazsa, çocuğun dikkati konuşması üzerine çekilmezse bu durum kendiliğinden düzelir. Kekemelik sürekli değildir. İletişim ile ilgili kaygının olmadığı ortamlarda; şarkı söylerken, oyun oynarken, evcil hayvanlarla konuşurken v.b. normal akıcılıkta konuşabilirler.
NELER YAPILABİLİR?
1-Sınıfta “bireysel farklılıklara hoşgörüyle yaklaşma” konusunda bir tartışma düzenleyiniz.Tüm insanların güçlü ve zayıf yönleri olabileceğini açıklayınız.
2-Yaşadığı konuşma güçlüğü hakkındaki duygularını onunla konuşmaktan çekinmeyin.Onun duygularını tanıyın ve paylaşın. Onu kabul ettiğinizi hissettirin.
3-Öğrencinin hangi ortamlarda daha akıcı konuştuğunu gözlemleyerek belirleyin. Bu ortamlar onun kendini daharahat ve güvenli hissettiği ortamlar olabilir, bu ortamları arttırın.
4-Sürekli soru sormaktan vazgeçin. Sorularınızın kısa ifadelerle cevaplanabilir olmasına özen gösterin.
5-Size cevap verebileceği yeterli zamanı tanıyın, sözünü kesmeyiniz.
6-Konuşmaya başlamadan önce düşünmesini, yavaş olmasını, rahatlamasını, derin bir nefes almasını söylemeyiniz.
7-Onun yerine cevap vermeyiniz. Durup tekrar başlamasını, zorlandığı kelimeleri kullanmaktan kaçınmasını önermeyiniz.
8-İletişimde dudak ve ağız hareketlerine bakmaksızın göz kontağını sürdürün.
9-Öğrencinin nasıl söylediğinden çok ne söylediğine odaklanın ve onu sözel etkinliklere katılım konusunda yüreklendirin.
10-Öğrenci kötü bir günündeyse ( hasta, yorgun, gergin v.s. ) istemedikçe konuşmaya zorlamayınız.
11-Öğrencilerin sırasıyla konuşmalarını gerektiren etkinliklerde öncelik tanıyınız. Bekleme esnasında sıkıntılı ve gergin olacağını unutmayınız.
12-Diğer öğrencilerden farklı davranmayınız.Yapacakları sözlü anlatımın kısa olmasına dikkat ediniz. Yapacakları sözlü anlatımı evde aile bireylerinin önünde, daha sonra yakın arkadaşlarının yanında yapması yönünde destekleyiniz.
13-Grup çalışması, koro gibi sınıf etkinliklerine katılmasını sağlayın. Bu tür etkinliklerle kendisini ifade etmesine imkan tanıyın.