Karl Marx - Das Kapital - Özet

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Ekonomi Politiğin Eleştirisi alt başlıklı Das Kapital Karl Marx'ın en önemli yapıtlarındandır. Toplam üç cilttir. 2. ve 3. ciltler Marx'ın
B4hLboM.jpg
ölümünden sonra, dostu ve çalışma arkadaşı Friedrich Engels tarafından notlarının düzenlenmesi sayesinde yayınlanabilmiştir. İlginç bir durum, Marx'ın, 3. cildi ilk sırada, sonra 1. cildi, en son ise 2. cildi yazmış olmasıdır.

Marx, Kapital'de öncelikle "kapitalist toplumun en küçük hücresi" olarak gördüğü "meta"nın çözümlenmesinden başlayarak, kapitalist üretim ilişkilerini bütün boyutlarıyla inceler. "/.../ organik bir bütün olarak bir cisim, bu cismin hücrelerinden daha kolay incelenir/.../ Ayrıca, ekonomi biçimlerinin tahlilinde ne mikroskoptan yararlanılabilir, ne de kimyasal ayıraçlardan. Her ikisinin de yerini, soyutlama gücü almalıdır. Ancak, burjuva toplumda emek ürününün meta-biçimi ya da metaın değer-biçimi ekonomik hücre-biçimidir. Bu biçimlerin tahlili, sığ bir gözlemciye, küçük ayrıntılar gibi gelebilir. Aslında da, küçük ayrıntılar üzerinde durulmaktadır, ama tıpkı mikroskobik anatomide yapıldığı gibi." (Kapital, Almanca Birinci Baskıya Önsöz)
 

Mavi Gül

ѕση_¢ıqℓıк
Özel üye
1875’de Kapital’in Fransızcada fasiküller halinde yayınlanması üzerine Marx sevincini “Eser, bu biçimde, işçi sınıfına daha kolay ulaşacaktır ve başka hiçbir düşünce benim için daha önemli değildir” diyerek dile getirir. Fakat, kitabının fasiküller şeklinde basılması Marx’ı aynı zamanda telaşlandırmıştır da.

Telaşının kaynağı, hem “sabırsız” Fransızların aradıklarını ilk fasiküllerde bulamayınca Kapital’in geri kalanı okumamaları ihtimali hem de Kapital’de kullanılan “ve daha önce iktisadi sorunlara uygulanmamış olan inceleme yöntemi [yüzünden] ilk bölümlerin okunmasının hayli güç..” olmasıdır (Marx’tan yaptığım alıntılar Kapital’in değişik basımlarına bizzat Marx’ın değişik tarihlerde yazmış olduğu önsözlerdendir.

Nedir bu Marx’a kadar kimsenin “iktisadi sorunlara uygulanmamış olduğu inceleme yöntemi?” Acaba bu yöntemin, yani inceleme yöntemi’nin kendisi mi, yoksa başka bir şey mi “ilk bölümlerin okunmasını hayli güçleştirmiş bulunuyor?” Bu sorulara tatmin edici cevap, ancak ve ancak, Marx’ın iki adet yöntemi olduğu kavrandığında verilebilir. İlk yöntem, sözü edilen inceleme yöntemi’dir. Bunun da, Marx’a özgü orjinal bir şey olmadığını, sadece kendisinden önce bu yöntemin iktisadi sorunlara uygulanmamış olduğunu bizzat Marx söylemektedir. Kendi yaptığı işle doğa bilimcilerin yaptıkları arasındaki farkı belirtirken “..iktisadi biçimlerin analizinde incelenmesinde, yani mikroskoptan ve kimyasal ayıraçlardan yararlanılamaz. Bu ikisinin yerini, soyutlama gücünün alması gerekir” derken de inceleme yöntemi’nin adını koymuştur: soyutlama. Marx kapitalist toplumsal gerçekliğin bütününden ve bu gerçekliğe ilişkin kendisinden öncekilerin ve çağdaşlarının eserlerinden yola çıkarak Kapital’in malzemesini üretmeye başlamıştır.

Soyutlama yöntemi ile adım adım bu başlangıç aşamasının çok belirlenimli, yanıltıcı görünenler düzleminden, gerçekliğin asli ögelere indirgenmiş kertesine vardığında, Marx artık kapitalizmi yeniden zihninde kurmuş ve yıllar süren incelemesini bitirmiştir! Şimdi sıra, bu asli ögelerine indirgenmiş kapitalist gerçekliğin modelini, Marx’ın tabiriyle “aynadaki .. ideal .. yansımasın[ı]” sunmaya gelmiştir. Bu da başka bir yöntem gerektirmektedir, çünkü “sunuş tarzının [yönteminin] araştırma tarzından yönteminden şekil olarak ayrılması gerekir.” İşte bizim Kapital’in ilk bölümlerinde (fasiküllerinde) karşılaştığımız kavramlar, metinler bu sunuş yönteminin uygulanışı ile oluşmuş sıralamadır.

‘Organizmanın’ hücresi olarak meta soyutlama yoluyla keşfedilmiş ve sunuşa onunla başlamak Marx’ın kafasına yatmıştır. “[İ]lk bölümlerin okunmasını hayli güçleştir[en]” şeyin başlangıç olarak seçilen meta kavramının, kullanım değerive mübadele değerinin, eşdeğer ve göreli değerin vd.nin soyut niteliği olduğunun tabii ki Marx da farkındadır. Kanımca, Kapital’in ilk bölümlerinin zorluğunu, Marx 1872’de “inceleme yöntemi”ne bağlamasına rağmen, 1873’de sunuş ve araştırma yöntemlerinin farklılığına dikkat çekerek bu zorluğun sunuş yöntemine ilişkin yapmış olduğu tercihlerden de kaynaklanabileceğini ima etmiştir.
 
Top