Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Tarih
Genel Türk Tarihi
Kanlı Noel Olayları ve Kıbrıs Türkü'nün Ateşle İmtihanı
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="Sentinus" data-source="post: 822732" data-attributes="member: 115946"><p>Türk direnişçiler, 5.000 Türk'ün sorumluluğunu üzerlerine almaları nedeniyle bölgeden ayrılmaya karar verdiler ve bunu 24 Aralık gününden başlayarak uygulamaya koydular. 3.000 Türk Hamitköy'e, 2.000 civarında Türk de Lefkoşa'nın emin bölgelerine gönderildi.</p><p></p><p>Rum çeteleri, kadın-erkek, genç-ihtiyar demeden Türklere karşı vahşice saldırırken; Türkler, Küçük Kaymaklı'da bulunan Rum aileleri de kendi korumaları altında Büyük Kaymaklı'ya göndermişti. Geride kalan 550 kadar yaşlı, kadın ve çocuk Türk topluluğu Rum çetecilerce esir muamelesine tabi tutuldular. Bu arada seksenlik imam Hüseyin İğneci ve yatalak 18 yaşındaki oğlu Rumlar tarafından vahşice şehit edildi.</p><p></p><p><img src="https://1.bp.blogspot.com/-ykJyrSk_DQ4/XOnNUhnrKZI/AAAAAAAAilM/nzcHr47vnUcTMMwKc2DJZo78hr6aDgOfQCLcBGAs/s1600/sayfa_24_1.JPG" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p></p><p>Lefkoşa Türk bölgesi Rumlar tarafından geçit vermez şekilde kuşatma altında idi. O kadar ki Türk mezarlığına gidilemiyor, Girne kapısı yanındaki Mevlana Tekke Bahçesi şehitlik yapılmıştı. Binbaşı Nihat'ın eşi ve çocuklarının korkudan saklandıkları banyo odasındaki küvet içerisinde acımasızca öldürülmeleri; hasta yatağından sökülüp götürülen ve onlardan bir daha haber alınamayan 17 Türk'ten, Başhemşire'nin evindeki oturma odasında, silahsız sinmiş, saklanmış çaresizlik içinde kaderini bekleyen iki Türk gencinin, <em>"Türk öldürdüm,"</em> diye böbürlenebilmek için makineli tüfeklerle taranarak öldürülmesi gibi olaylar Ada'nın her yanında gerçekleştiriliyordu.</p><p></p><p>24 Aralık günü haber getirmek için arabaları ile Lapta'dan Girne'ye gitmeyi göze alan İbrahim Nidai ve Şevket Kadır bir türlü köye dönmemişler ve onlardan bir türlü haber alınamıyordu. Onların gelişleri geciktiçe akşam yaklaştıkça endişe ve korkular bütün komşuları sardı. Nöbetçiler nöbet yerlerine çok daha endişeli çıktılar. Nöbetçi sayıları arttırıldı. O gece onlardan hiç haber alınamadı. 25 Aralık Saat 13.00, Ankara Radyosu onların muhtemelen Rumlar tarafından kaçırıldığını söyledi. Birkaç gün sonra onların Ayyorgi kireç ocaklarında yakıldıkları haberi köye bomba gibi düştü. Haberin kaynağı çakıcı Gambır Sodiri idi. Onun Türk çırağı Çakıcı Halil, <em>"Ustam yalan söylemez,"</em> dedi. Bu haberin şoku altında komşular, dehşete kapıldı. 4-5 bin Rum'un ortasında 300-350 Türk ne yapabilirdi!</p><p></p><p><img src="https://1.bp.blogspot.com/-BnxEiZlJAqc/XOnNVqusXcI/AAAAAAAAilQ/dG90fjimO5c9JNACyVdgQTA13U70H-ecACLcBGAs/s1600/sayfa_24_2.JPG" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></p><p></p><p>Bu menfûr cinayetlere karşı Türk Mücahitleri ve Türk halkı, en ilkel silahlarla direnmiş, şehit vermiş, kayıp vermiş; fakat teslim olmamıştır. Makarios, ENOSİS gayesine engel gördüğü Türk halkını imha hareketine girişince, radyo ve TV'yi kontrolü altında tuttuğundan ve Türkiye Büyükelçiliği'nin telefonu dâhil, Türkler'e ait bütün telefon irtibatlarını kestiğinden, Kıbrıs Türk halkının feryâdı, dünyaya duyurulamamıştır. Başpiskopos Makarios, bir din adamına hiç yakışmayan bir şekilde;</p><p></p><p><em>«Kıbrıs Türk halkı, isyan ettiklerinden dolayı tedip edilmişlerdir.»</em></p><p></p><p>diye dünyaya duyurmuştur. Genç-ihtiyar farkı gözetilmeksizin katledilen ve kaçırılan Türkler'in marûz kaldıkları feci olaylardan haberdar olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, bu cinayet ve katliamlara son vermek için, Garanti Antlaşması'nın IV. maddesine göre, müştereken müdahale etmek için İngiltere'ye ve Yunanistan'a başvurmuştur. Fakat be yazık ki, ne İngiltere'den ve ne de Yunanistan'dan olumlu cevap çıkmamıştır.</p><p></p><p>İngiltere ve Yunanistan'ın bu tutum ve davranışları, Makarios'u daha da cesaretlendirmiş ve arkasında yalnız Yunanistan'ın değil; İngiltere'nin de bulunduğunu görmüştür.</p><p></p><p>23- 25 Aralık arasında cereyan etmiş olan ve tarihe <em>"Kanlı Noel"</em> olarak geçen bu devrede, tespit edilen şehit sayısı 92, yaralıların sayısı ise 475'ti. Kayıplar ise bilinmiyordu.</p><p></p><p><em>"Kanlı Noel"</em>, katliamı sonrası, 8.667 Kıbrıs Türkü yaşadığı 103 köyü terk etmişlerdir. 25 Aralık'ta Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı mevzilere konuşlandırılmış ve Türk Hava Kuvvetleri'nin savaş uçakları Lefkoşa üzerinde uyarı uçuşlarına başlamışlardır.</p><p></p><p>Makarios'un görüşmelere yanaşmaması ve saldırıların devam etmesi üzerine Türkiye, garantörlük hakkını tek başına kullanmaya karar verdi. 25 Aralık 1963 tarihinde Türk alayı, garnizonundan ayrılarak gerekli mevzilere yerleşti. Bu sırada Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı savaş uçakları da Lefkoşa üzerinde uyarı uçuşlarına başladılar. Diğer yandan, Türk toplumuna karşı acımasız bir şekilde saldırıya geçen Rum Radyosuna cevap vermek ve Türk toplumunun moralini yükseltmek gayesiyle <em>"Bayrak Radyosu"</em> yayına başladı.</p><p></p><p>26 Aralık günü Ayvasıl'da 14 günlük bebeklerden 70'lik ihtiyarlara kadar 21 Türk, toptan katledilerek kendilerine kazdırılan çukurlara, bir kısmı daha canlı iken atılmış ve üzerleri buldozerlerle örtülmüştü. Bu çukurlar, Birleşmiş milletler Barış Gücü'nün gözlemciliğinde 14 Ocak 1964'te açılmıştır.</p><p></p><p>Nikos Sampson'un anılarını yayınlayan <em>"Eleftheria"</em> gazetesi, 1963 Kanlı Noel'inin gerçek sorumlularını gözler önüne sermektedir. Makarios hükümetinin, İçişleri Bakanlığı'nın ve üçlü karargahın Yunan kanadına mensup subayların emri ile hareket ettiğini açıklayan Nikos Sampson, Küçük Kaymaklı savaşlarını da <em>"Yunanlıların Balkan Savaşları dışında Türklere karşı elde ettikleri tek zafer" </em>olarak ilan etmiştir.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Sentinus, post: 822732, member: 115946"] Türk direnişçiler, 5.000 Türk'ün sorumluluğunu üzerlerine almaları nedeniyle bölgeden ayrılmaya karar verdiler ve bunu 24 Aralık gününden başlayarak uygulamaya koydular. 3.000 Türk Hamitköy'e, 2.000 civarında Türk de Lefkoşa'nın emin bölgelerine gönderildi. Rum çeteleri, kadın-erkek, genç-ihtiyar demeden Türklere karşı vahşice saldırırken; Türkler, Küçük Kaymaklı'da bulunan Rum aileleri de kendi korumaları altında Büyük Kaymaklı'ya göndermişti. Geride kalan 550 kadar yaşlı, kadın ve çocuk Türk topluluğu Rum çetecilerce esir muamelesine tabi tutuldular. Bu arada seksenlik imam Hüseyin İğneci ve yatalak 18 yaşındaki oğlu Rumlar tarafından vahşice şehit edildi. [IMG]https://1.bp.blogspot.com/-ykJyrSk_DQ4/XOnNUhnrKZI/AAAAAAAAilM/nzcHr47vnUcTMMwKc2DJZo78hr6aDgOfQCLcBGAs/s1600/sayfa_24_1.JPG[/IMG] Lefkoşa Türk bölgesi Rumlar tarafından geçit vermez şekilde kuşatma altında idi. O kadar ki Türk mezarlığına gidilemiyor, Girne kapısı yanındaki Mevlana Tekke Bahçesi şehitlik yapılmıştı. Binbaşı Nihat'ın eşi ve çocuklarının korkudan saklandıkları banyo odasındaki küvet içerisinde acımasızca öldürülmeleri; hasta yatağından sökülüp götürülen ve onlardan bir daha haber alınamayan 17 Türk'ten, Başhemşire'nin evindeki oturma odasında, silahsız sinmiş, saklanmış çaresizlik içinde kaderini bekleyen iki Türk gencinin, [I]"Türk öldürdüm,"[/I] diye böbürlenebilmek için makineli tüfeklerle taranarak öldürülmesi gibi olaylar Ada'nın her yanında gerçekleştiriliyordu. 24 Aralık günü haber getirmek için arabaları ile Lapta'dan Girne'ye gitmeyi göze alan İbrahim Nidai ve Şevket Kadır bir türlü köye dönmemişler ve onlardan bir türlü haber alınamıyordu. Onların gelişleri geciktiçe akşam yaklaştıkça endişe ve korkular bütün komşuları sardı. Nöbetçiler nöbet yerlerine çok daha endişeli çıktılar. Nöbetçi sayıları arttırıldı. O gece onlardan hiç haber alınamadı. 25 Aralık Saat 13.00, Ankara Radyosu onların muhtemelen Rumlar tarafından kaçırıldığını söyledi. Birkaç gün sonra onların Ayyorgi kireç ocaklarında yakıldıkları haberi köye bomba gibi düştü. Haberin kaynağı çakıcı Gambır Sodiri idi. Onun Türk çırağı Çakıcı Halil, [I]"Ustam yalan söylemez,"[/I] dedi. Bu haberin şoku altında komşular, dehşete kapıldı. 4-5 bin Rum'un ortasında 300-350 Türk ne yapabilirdi! [IMG]https://1.bp.blogspot.com/-BnxEiZlJAqc/XOnNVqusXcI/AAAAAAAAilQ/dG90fjimO5c9JNACyVdgQTA13U70H-ecACLcBGAs/s1600/sayfa_24_2.JPG[/IMG] Bu menfûr cinayetlere karşı Türk Mücahitleri ve Türk halkı, en ilkel silahlarla direnmiş, şehit vermiş, kayıp vermiş; fakat teslim olmamıştır. Makarios, ENOSİS gayesine engel gördüğü Türk halkını imha hareketine girişince, radyo ve TV'yi kontrolü altında tuttuğundan ve Türkiye Büyükelçiliği'nin telefonu dâhil, Türkler'e ait bütün telefon irtibatlarını kestiğinden, Kıbrıs Türk halkının feryâdı, dünyaya duyurulamamıştır. Başpiskopos Makarios, bir din adamına hiç yakışmayan bir şekilde; [I]«Kıbrıs Türk halkı, isyan ettiklerinden dolayı tedip edilmişlerdir.»[/I] diye dünyaya duyurmuştur. Genç-ihtiyar farkı gözetilmeksizin katledilen ve kaçırılan Türkler'in marûz kaldıkları feci olaylardan haberdar olan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, bu cinayet ve katliamlara son vermek için, Garanti Antlaşması'nın IV. maddesine göre, müştereken müdahale etmek için İngiltere'ye ve Yunanistan'a başvurmuştur. Fakat be yazık ki, ne İngiltere'den ve ne de Yunanistan'dan olumlu cevap çıkmamıştır. İngiltere ve Yunanistan'ın bu tutum ve davranışları, Makarios'u daha da cesaretlendirmiş ve arkasında yalnız Yunanistan'ın değil; İngiltere'nin de bulunduğunu görmüştür. 23- 25 Aralık arasında cereyan etmiş olan ve tarihe [I]"Kanlı Noel"[/I] olarak geçen bu devrede, tespit edilen şehit sayısı 92, yaralıların sayısı ise 475'ti. Kayıplar ise bilinmiyordu. [I]"Kanlı Noel"[/I], katliamı sonrası, 8.667 Kıbrıs Türkü yaşadığı 103 köyü terk etmişlerdir. 25 Aralık'ta Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı mevzilere konuşlandırılmış ve Türk Hava Kuvvetleri'nin savaş uçakları Lefkoşa üzerinde uyarı uçuşlarına başlamışlardır. Makarios'un görüşmelere yanaşmaması ve saldırıların devam etmesi üzerine Türkiye, garantörlük hakkını tek başına kullanmaya karar verdi. 25 Aralık 1963 tarihinde Türk alayı, garnizonundan ayrılarak gerekli mevzilere yerleşti. Bu sırada Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı savaş uçakları da Lefkoşa üzerinde uyarı uçuşlarına başladılar. Diğer yandan, Türk toplumuna karşı acımasız bir şekilde saldırıya geçen Rum Radyosuna cevap vermek ve Türk toplumunun moralini yükseltmek gayesiyle [I]"Bayrak Radyosu"[/I] yayına başladı. 26 Aralık günü Ayvasıl'da 14 günlük bebeklerden 70'lik ihtiyarlara kadar 21 Türk, toptan katledilerek kendilerine kazdırılan çukurlara, bir kısmı daha canlı iken atılmış ve üzerleri buldozerlerle örtülmüştü. Bu çukurlar, Birleşmiş milletler Barış Gücü'nün gözlemciliğinde 14 Ocak 1964'te açılmıştır. Nikos Sampson'un anılarını yayınlayan [I]"Eleftheria"[/I] gazetesi, 1963 Kanlı Noel'inin gerçek sorumlularını gözler önüne sermektedir. Makarios hükümetinin, İçişleri Bakanlığı'nın ve üçlü karargahın Yunan kanadına mensup subayların emri ile hareket ettiğini açıklayan Nikos Sampson, Küçük Kaymaklı savaşlarını da [I]"Yunanlıların Balkan Savaşları dışında Türklere karşı elde ettikleri tek zafer" [/I]olarak ilan etmiştir. [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Atatürk'ün doğduğu şehir?
Cevapla
Forumlar
Tarih
Genel Türk Tarihi
Kanlı Noel Olayları ve Kıbrıs Türkü'nün Ateşle İmtihanı
Top