Kanatsız kuşun, saçsız kızın, dilsiz mahzunun!

MustafaCİLASUN

Özel Üye
Özel üye
La
mekan olmak
ruhun hilkatindendir

Devr-i alem için
tevdi edilen nefesin sazendesi
ve hatta bir mefkurey-i abidesidir

Ömür
sanki kumaş gibidir,

Hangi
mananın kadrine
vakfedersen antikalaşan ibret-i amildir

Nefes
niye sağlık
ve afiyet için esenliktir,

Derde
ram olmuş gönüller
nasıl bir aşkın firkatidir

Nihayetinde
ahdevefa için gönderilmiştik

Neyi
ne kadar bildik,
kalbin sezgisiyle lahzasında
bekleyen hakikatlere gönül vermiştik

Hani
özümüzle akitleşmiştik,
hilkatimizle bir bütündük,
aklı ve vicdanı gözmezden geldik

Ne kadar
iradi olarak
samimiyette kaldık,
onun azmiyle cehtin
didarında ki manaya inandık

Mütemadiyen
ruhsatlara mı sarıldık

Gönlümüzü
hangi mihengin
terazisinde tarttık, neden
nizama muhtaç nefsi gale almadık

Kim
ne söylerse inandık,
çareler adına aklımıza ne gelirse
“inşaallah” diye malayanaya daldık

Neden
gerekçeleri ihmale aldık,
tilafet ettiğimiz Kitab-ı celili
hakkıyla anlamadık oldukça uzaklaştık

Düşündükçe
içim titriyor, kalbim inliyor

Neden
akıl sır bu kadar
duyarsızlığa bir deva zerketmiyor,
şehrine muhtaçlığım bilinmiyor

Can çekişen
Kanatsız kuşun, saçsız kızın,
dilsiz mahzunun, akılsız canın
çulsuz mahkumun hissiyatı gale alınmıyor

Bin bir
entikalar içinde



Derlenmiş
senaryolar
vaktimizi ihlal ederek,
hakikatten uzaklaştırıyor

Dareyn nedir,
hangi mefkurenin vecdidir

Ruhlar
bu aşkın lisanında
her vakit ayaktalar, çürüse
bedenler, sesizleşen ibretli mezarlar

Hangi
nazarlar hiç ölmez

Aşkın
firkatiyle hasreti sinesinde
demlemez, ümitleriyle yatarlar

Ne
kadar ah etsem

anlaşılmaya muhtaç
kelimeleri heceleyip gönüllere
hasretsem ki hangi gönülde fark atar


Mustafa CİLASUN
 
Top