Kahvenin sırları

Papatya

V.I.P
V.I.P
Gurme yazar Vedat Milor anlatıyor...
6aZg5P.jpg
Bugünkü yazısına “Rafet Kaya adını internette aratın, ‘linetv’ söyleşisini izleyin” diyerek başlayan Milor, Kaya’yla yaptığı söyleşiyi aktardı.
Milor’un yazısından satırbaşları şöyle:
- Arapçada kirazın fermante edilmesiyle yapılan şaraba kahve denirdi. Ama zaman içinde İslami normların yaşam biçimiyle, kurumlarıyla günlük yaşama girmesiyle, kavrulup suda haşlamayla elde edilen alkolsüz içkiye dönüldü ve kahve artık bu alkolsüz içkinin adı oldu.
‘İslam dünyasında sade içildi’
Şeyhülislam Ebussuud Efendi tarafından verilen fetvayla kahve haram kılınır. Ölümünden sonra yerine geçen Şeyhülislam Bostanzade Mehmet Efendi kahvenin yararlı olduğu fetvasını verir. Kahve daha sonra da farklı padişahlar zamanında birkaç kez yasaklanmıştır.
Papa VIII. Clement 10 yıl sonra ‘Kahve günah değildir’ fetvası verinceye dek Hıristiyan dünyasında da kahve ‘şeytanın içkisi’ olarak görülmüş ve yasaklanmıştı.
İslam dünyasında kahve, içine atılacak süt ve şekerin cüzama sebep olacağı kaygısı ve bunların kahvenin tadını bozacağı endişesiyle sade içilmiştir. Günümüzün sosyoekonomik ve politik koşullarının biçimlendirdiği ortam, birahane ve bar benzeri işletmeleri frenlerken kahve evlerinin hızla yayılmasını sağladı. Ancak bu trendin lokomotifi olacak yeterli profesyonel kadroya (‘barista’ ve ‘roaster’) henüz sahip değiliz.
8alqMn.jpg
‘Kağıt bardaklar aslında kağıt değil’
– Kahveyle ilgili en çok göz ardı edilen husus; kahvenin sunulduğu kağıt bardakların aslında kağıt olmamasıdır.
Kâğıda su dökerseniz, içindeki sıvı dışarı sızar. Ama bu bardaklar sızdırmaz. Çünkü iç yüzeyleri hormon sorunlarına ve kansere yol açan; BPA, polistiren, melamin, mum gibi film tabakalarla kaplıdır. Sıcak sıvılarla temas edince çözünüp içtiğiniz sıvıya geçer. Bir lokantada yemeğinizin ya da şarabınızın plastikte sunulmasını nasıl hoş karşılamıyorsanız kahvenizin böyle bir aşağılayıcı sunumunu da kabul etmeyin lütfen.
Alıntıdır.
 
Top