Kadın Hakları Geniş Arşiv

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
I Anayasa

Halen yürürlükte bulunan 1982 Anayasası kadın ve erkek arasında tam bir eşitlik içermektedir Özel bir kaç madde dışında "herkes herkim hiç kimse" gibi ayrımcılık içermeyen kavramlar kullanılmıştır Anayasanın genelindeki bu eşitlikçi yaklaşıma ek olarak eşitlik ilkesi 10 maddeyle ayrıca güvence altına alınmıştır Bu madde; "Herkes dil ırk renk cinsiyet siyasî düşünce felsefî inanç din mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" şeklindedir

Son yıllarda Medeni Kanun ve Ceza Kanununun bazı maddeleri hakkında kadınlara karşı ayrımcılık içerdiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine çeşitli başvurular yapılmıştır Mahkeme bu başvurulardan bir kısmını Anayasanın eşitliği düzenleyen 10 maddesine aykırı bularak iptal etmiştir

Anayasanın 10 maddesindeki eşitlik ilkesinde yer alan cinsiyet kriteri bazı maddelerde tekrar edilerek vurgulanmakta bazı maddelerde de kadınları koruyucu hükümler yer almaktadır Örneğin 41 madde "Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır Devlet ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır teşkilâtı kurar" şeklindedir

Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevini düzenleyen 42 maddede ilköğretimin kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu olduğu belirtilerek cinsiyet eşitliği kriteri tekrarlanmaktadır Çalışma ile ilgili hükümler içerisinde bulunan ve çalışma şartları ve dinlenme hakkını düzenleyen 50 maddede kimsenin yaşına cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamayacağı belirtilerek cinsiyet eşitliği vurgulanmakla birlikte aynı maddede küçükler ve kadınların çalışma şartları bakımından özel olarak korunacakları ifadesi yer almaktadır

Anayasa değişiklikleri çerçevesinde kadın-erkek eşitliği açısından atılan önemli adımlar söz konusudur Bunlardan ilki 41maddeye "aile toplumun temelidir"ibaresinden sonra gelmek üzere "ve eşler arasında esitliğe dayanır"ibaresinin eklenmiş olmasıdırDiğer değişiklik ise Anayasanın 66 maddesinin ikinci fıkrasının"yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlığı kanunla düzenlenir"şeklindeki ikinci cümlesinin madde metninden çıkarılmasıdır Bu değişiklikler 17Ekim 2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir

Bilindiği üzere Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinde (CEDAW) ve Pekin'de yapılan IV Dünya Kadın Konferansında da "pozitif ayrımcılık" veya "geçici özel önlemler" olarak adlandırılan yeni bir eşitlik anlayışı gündeme gelmiştir Anayasada kadın erkek eşitliği teminat altında olmasına rağmen kadınların erkeklerle normatif hukuk karşısında eşit olmasının her zaman reel olarak eşitlik getirmediği şeklinde görüşler mevcuttur Bu yaklaşım doğrultusunda Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Anayasanın 10 Maddesinde değişiklik yapacak bir kanun taslağı üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir Bu değişiklikle Anayasa' da "geçici özel önlemler" ifadesine yer verilerek buna uygun olarak yapılacak müteakip yasal değişikliklere anayasal dayanak sağlanmış olacaktır


10 maddenin olumlu ayrımcılığı öngören bir ifadeyi kapsaması ile özellikle siyasete katılımda kota uygulaması için gerekli yasal değişikliklerin gerçekleşmesi kolaylaşacaktır
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
EVLİLİK
Evlilik yaşı (TMK madde 124): Erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez Diğer hukuki işlemler için asgari yaş sınırı 18’dir

Ancak hâkim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir Olanak buldukça karardan önce ana ve baba veya vasi dinlenir Yargıç kararını verirken kişilerin evlilik için gerekli ruhsal ve bedensel olgunluğa sahip olup olmadıklarına dikkat eder

Evlenme koşulları (TMK madde 124 125 126 127): Ayırt etme gücüne sahip olmayanlar evlenemez Küçük yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez Kısıtlı yasal temsilcisinin izni olmadıkça evlenemez

Kişi vesayet altında ise ve vasisi izin vermiyor ise kişi mahkemeye başvurarak izin isteyebilir “Hâkim haklı sebep olmaksızın evlenmeye izin vermeyen yasal temsilciyi dinledikten sonra bu konuda başvuran küçük veya kısıtlının evlenmesine izin verebilir” (madde 128) Evlilik izni için ikametgahın bulunduğu “Sulh Hukuk Hakimliği”ne başvurulur

Akıl hastaları evlenmelerinde tıbbî sakınca bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemez (madde 133) Bir yandan bu madde “normal” yaşam sürebilecek olup da tıbben sorunu olmayan kişilerin evlenme haklarının önünü açıyor olsa da uygulamada kadınlar açısından sorunlarla karşılaşmak mümkün Eskiden akıl hastalarının evlenmeleri kanunen tamamen yasakken bile resmi olmayan nikahlarla bir akıl hastası zorla/görücü usulüyle bir kadınla evlendiriliyor kadın istemeden de olsa bu kişinin bakımını üstlenmek zorunda kalıyordu Bu madde ile kadına haksızca ve rızası olmadan bindirilen bu yükün resmileştirilmeye çalışılması söz konusu olabileceğinden dikkatli olmak gerektiğini düşünüyoruz

Zorla evlendirme (madde 149 150 151) ve zamanında başvuru (madde 152): Hiç kimse zorla evlendirilemez Kişi küçük de olsa öncelikle kendi izni alınır

Kişi yasanın evlenmek için aradığı yaştan büyük ise nikâh memurunun önünde hayır diyebilir ve kimse kendisini evet demeye zorlayamaz Zorlandığı durumda savcılığa suç duyurusunda bulunabilir

Bir genç kız zorla evlendirilmiş ise; i) Cinsel birleşmeyi reddebilir Eğer zor kullanılarak bu birleşme yapılmaya zorlanırsa savcılığa suç duyurusunda bulunabilir

ii) Zorla evlendirildiği için TMK’nın 149 150 veya 151 maddelerine dayanarak evliliğin iptali davası açabilir Bu dava evlenme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde açılmalıdır (madde 152)

Başlık parası: Başlık parası erkeğin evleneceği kadının babasına ödediği bir miktar paradır
Başlık parası yasal değildir ve bu konudaki sözlü anlaşmaların hiç bir geçerliliği yoktur

Çeyiz: Çeyizle ilgili herhangi bir yasal düzenleme yoktur ancak kadın getirdiği eşyayı kanıtlaması halinde ayrılırken bu mallarını geri alabilir İspat için faturalar belgeler veya tanıklar gerekebilir Ancak bazı Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi geleneklerin icap ettirdiği şekilde “çeyiz” olarak adlandırılan takı ve eşyaların kadına ait olduğu kabul edilmektedir Nişanlanma ve evlilik sırasında kadına hediye edilen şeyler kadına aittir Dava yoluyla dahi kadından geri alınamaz

Evlilik öncesinde “mihir” senedi hazırlanmışsa bu senette belirtilen malların kadına ait olduğu yasalarca da kabul edilmektedir

Evlenme sözleşmesi: Nikah i Resmi Nikah
# Birbiriyle evlenecek erkek ve kadın içlerinden birinin oturduğu yer evlendirme memurluğuna birlikte başvururlar (madde 134)
# Nikah kıymaya resmi memurlar yetkilidir Belediye bulunan yerlerde nikah belediye başkanı veya onun bu işle görevlendirdiği vekili tarafından kıyılır (madde 134)
# Köylerde evlenme isteği “köy ihtiyar heyetine” bildirilir ve nikah muhtar tarafından kıyılır
# Yabancı ülkelerde evlenecek kişilerin her ikisinin de Türkiye vatandaşı olması durumunda bulunulan ülkenin makamı memuru veya Türkiye Konsoloslukları yetkilidirler Taraflardan birinin yabancı olması durumunda bulunulan ülkenin yasalarına göre evlilik yapılır ve Türk hukukuna aykırı olmamak kaydı ile bu evlilik Türkiye’de de geçerlidir
# Türkiye’de ise bir Türk vatandaşı bir yabancı uyruklu ile yetkili bir Türk makamı memuru önünde evlenebilir Yine ikisi de yabancı ise bir Türk yetkili memuru makamı önünde evlilik sözleşmesi yapılır (Evlendirme Yönetmeliği madde 12) ii Dini Nikah; (TMK madde 143) (TCK madde 237/3-4)
# Dini nikah ancak resmi nikah kıyıldıktan sonra kıyılabilir (TMK madde 143) Resmi nikah yapmadan sadece dini nikah yapmak veya resmi nikahtan önce dini nikah yapmak suçtur (TCK madde 237/3-4) Bu maddeye göre resmi nikahın kıyıldığını gösteren resmi belgeleri görmeden nikah kıyanlar da kıydıranlar da cezalandırılır
# İmam nikahı kadına yasalar karşısında her hangi bir hak tanımaz Kadın eşinden ayrıldığı takdirde nafaka talep edemez mirasta pay sahibi olamaz

“Eşler oturacakları konutu beraber seçerler Birliği eşler beraberce yönetirler” (TMK madde 186) Yeni Medeni Kanun “aile reisliği” kavramını ortadan kaldırmıştır

Soyadı: Mayıs 1997’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yasaya göre kadın kocasının soyadının önünde evlilik öncesi soyadını da kullanabilmektedir


YENİ KANUN
Eşler oturacakları konutu beraber seçerler Birliği eşler beraberce yönetirler
ESKİ KANUN
Evlilik birliğinin reisi kocadır Koca ortak ikametgâhı seçer

Çalışma 1990 yılına kadar yasa (TMK madde 159) evli kadınlara ev dışında çalışabilmek için kocalarından izin alma zorunluluğu getirmekteydi 1980’lerden sonra başlayan kadın hareketinin çabalarıyla bu madde 29111990 tarihli Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilince bu zorunluluk ortadan kalktı

Kasım 2001’de kabul edilen yeni Medeni Kanun’un ilk tasarısında bu kararın iyice somutlaştırılması ve yasada “Eşlerden her biri meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir” şeklinde bir madde yer alması öngörülmüştü (madde 192) Ancak erkek egemen anlayışın çabalarıyla madde değiştirilerek “Eşlerden her birinin meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararını göz önünde tutacağı…” şeklinde kadınların zararına esnetilmesi muhtemel bir cümle eklendi

BOŞANMA / AYRILIK KARARI / AYRI YAŞAMA / VELAYET / MALLARDA TASARRUF YETKİSİ

Boşanma: Medeni Kanuna göre kadın ve erkek için boşanma nedenleri farklılık göstermez her iki taraf için de aynıdırBoşanma nedenlerini şöyle sıralayabiliriz:

a) Eşlerden biri zina ederse diğer eş boşanma davası açabilir (madde 161) Zina eylemi (sadakatsizlik) nedeniyle geçimsizliğe dayanarak boşanma davası açmak mümkündür Dava açma hakkı olan eşin zina olayını öğrendiği günden başlayarak altı ay içinde ve zinanın yapıldığı tarihten itibaren her durumda dava açmaya hakkı vardır Beş sene geçince dava hakkı düşer
Affeden tarafın dava hakkı yoktur



Erkeğin zinasını düzenleyen 441 madde Anayasa’nın 10 maddesine yani “kanun önünde eşitlik” ilkesine aykırı bulunarak 27121997’de iptal edildi Kadının zinasını düzenleyen TCK 440 madde de 23061998 itibariyle iptal edildiBöylece zina ceza gerektiren bir suç olmaktan çıkarıldı Artık zina sadece Medeni Kanuna göre boşanma sebepleri arasında yer alan bir fiil

b) Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir (madde 162)

Boşanma nedenini öğrendiği tarihten itibaren altı ay ve her durumda boşanmaya yol açan olayın meydana geldiği günden itibaren beş sene içinde dava açmayan eşin dava hakkı düşer

Affeden tarafın dava hakkı yoktur

Cana kastın anlamı açıktır: Bir kimse için yaşamsal tehlike doğuracak nitelikteki eylemler diyebiliriz Pek kötü davranma kavramı içine ise bir çok olay ve eylem girebilir Örneğin dövmek eziyet etmek zorla cinsel ilişki kurmak ağır hakaretlerde bulunmak gibi Onur kırıcı davranışın yorumu asıl olarak yargıca bırakılmıştır Örneğin kocanın kadının çalıştığı işyerine veya katıldığı kurs yerine gelip ona hakaret etmesi onur kırıcı bir davranış olarak kabul edilir

c) Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse bu eş her zaman boşanma davası açabilir (madde 163)

“Küçük düşürücü” suçlar yüz kızartıcı olan ve olmayan suçları kapsayan geniş bir kavramdır Bu eylemler belirli bir sınırlamaya tabi değildir ancak örneklersek; hırsızlık dolandırıcılık ırza geçmek fuhuşa zorlamak adam öldürmek bu tür suçlar arasında sayılabilir Bu ve benzeri birçok durumda boşanma davası açmak mümkündür

“Haysiyetsiz bir yaşam süren” örneğin sarhoş gezip olay çıkaran ya da “küçük düşürücü suçlar” işleyen örneğin hırsızlık yapan bir kocaya karşı açılan davada boşanma kararının verilmesi için durumun diğer eş için birlikte yaşamayı çekilmez hale getirmiş olması gerekmektedir

Bu gerekçelerle her zaman boşanma davası açılabilir Bir zaman sınırlaması yoktur

d) Eşlerden biri evlenmenin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmemek için eşini terk ettiği veya haklı bir neden olmaksızın evine dönmediği takdirde ayrılık en az altı ay sürmüş (dört ay ayrı yaşama iki ay da ihtardan sonra eve dönmeyi bekleme süresidir) ve devam etmekte ise terk edilen eş boşanma davası açabilir Diğerini evi terketmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın eve dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır (madde 164)

Davaya hakkı olanın isteği üzerine hakim diğer tarafa iki ay içinde eve dönmesini ihtar eder İhtar gerektiğinde ilanen (gazete ilanıyla olduğu gibi) yapılır Ancak ayrı yaşama süresi dört ayı doldurmadıkça ihtar kararı verilmesi istenemeyeceği gibi ihtar kararının karşı tarafa ulaşmasından itibaren iki ay geçmedikçe boşanma davası açılamaz

Medeni Kanun’a göre eşler evlerini beraber seçerler kendilerine yapılacak olan bütün tebligatlar bu adrese yapılır ve hukuken işleyecek süreler bu tarihten itibaren işler Bununla birlikte evli bir kadın isterse ayrı bir ev tutarak orada yaşayabilir kimse onu kocasıyla beraber yaşadığı eve dönmeye zorlayamaz Ancak kocası onun evine dönmesini isterse ona resmi bir yazı göndererek “terk” nedeniyle boşanma davası prosedürünü başlatabilir

e) Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tesbit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açılabilir (madde 165)

f) Evlilik birliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa eşlerden her biri boşanma davası açabilir (madde 166)

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde davacının kusuru daha ağır ise davalının açılan davaya itiraz hakkı vardırBununla beraber bu itiraz hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir

Madde 166 dışında saydıklarımız özel boşanma nedenleridir Madde 166 ise genel boşanma nedenidir “Terk” dışında kalan bütün diğer boşanma nedenleri aslında genel boşanmanın kapsamına da girmektedir Bunun yanı sıra boşanmaya yol açabilecek bir çok neden bu maddenin kapsamına girer; sevgi ve saygının bitmesi kadının gelirinin zorla elinden alınması aşağılama eşin suç işlediğini ihbar ederek cezalandırılmasına yol açmak gibi Ancak madde 166 dışındaki boşanma maddeleriyle dava açıldığı taktirde boşanma daha hızlı ve daha kesin olarak gerçekleşir Genel boşanma maddesi ile dava açmak hakimin takdir yetkisini artırmakta davaların uzamasına neden olmaktadır

Yine bu maddeye dayanarak evliliği bir yıldan fazla sürmüş olan tarafların her konuda anlaşmaları ve mahkemede hazır bulunmaları halinde tanık dinlenmesine de gerek olmadan tek celsede boşanmaları mümkündür

Bu maddeye göre; boşanma nedenlerinden herhangi birine dayanarak açılmış olan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıl geçmesi halinde hangi nedenle olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilir

Kadının boşandığı erkekle tekrar evlenmesi veya evlenmeden bir araya gelmesi konusunda hiç bir kısıtlama yoktur

Ayrılık kararı / Ayrı Yaşama Medeni Kanun madde 170’e göre “Boşanma sebebi ispatlanmış olursa hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir”

Boşanmak için mahkemeye başvurulmuş ise ve hâkim tarafların barışabileceklerini düşünüyorsa ayrılık kararı verebilir ama ayrılık istemi ile mahkemeye başvurulmuş ise boşanmaya karar verilemez (madde 170)

Boşanma nedenlerinden birine dayanarak ayrılık kararı için mahkemeye başvurulabilir bu takdirde yargıç bir yıldan üç yıla kadar ayrılık kararı verebilir Bu ayrı yaşama kararından sonra taraflar hâlâ bir araya gelmemişlerse bir tarafın isteği ile boşanmaya karar verilir (madde 171-172)

Velayet
Çocuğun velayeti TMK’ya göre ana-baba ayrımı yapılmaksızın her iki tarafa aittir Evlilik dışı doğan çocukların velayeti annenindir

Hiç de eşitlikçi olmayan bir anlayış içeren taraflar arasında çocuklara ilişkin bir anlaşmazlık çıkması halinde örneğin çocuğun nasıl bir okulda okuması gerektiği hangi dini seçeceği gibi bir konuda uyuşulamaması halinde kanunda babanın oyunu geçerli kılan eski Medeni Kanun’daki 163’üncü madde kaldırılmıştır

Taraflardan birinin ölümü halinde velayeti sağ kalan taraf tek başına kullanma hakkına sahiptir

Boşanma durumunda hâkim hangi tarafın çocuğa daha iyi bakabileceğine inanıyorsa velayeti o tarafa verir Bu konuda erkeğin ya da kadının her hangi bir üstünlüğü yoktur Çocuğun kendisine verilmediği taraf mali gücüne göre çocuğun bakım ve beslenme giderlerine katılmak zorundadır (iştirak nafakası ödeyerek) Velayet hakkına sahip olmayan tarafla çocuğun bireysel ilişkisinin nasıl olacağına da tarafların anlaşmaları ya da anlaşamamaları hallerine göre—ancak her durumda çocuğun menfaatlerini gözeterek—hâkim karar verir (madde 182)

Ana veya babanın yeniden evlenmesi velayetin kaybedilmesini gerektirmez (madde 349)

Boşanma halinde kız çocuğun babaya erkek çocuğun anneye verileceği gibi yaygın bir inanış vardır ancak bu sadece bir rivayet olup hiç bir geçerliliği bulunmamaktadır Türkiye genelindeki uygulamalara bakacak olursak boşanma durumunda çocukların velayeti daha çok anneye verilir

Ayrıca “küçük düşürücü suçlar veya haysiyetsiz yaşam sürme”ye dayalı boşanma davalarında yargıç kusurlu olduğu kabul edilen tarafa çocuğun velayetini veremez

Mallarda tasarruf yetkisi
Madde 199 sırf kadına nafaka veya tazminat ödememek için mevcut mallarını başkalarına devretme yoluna giden boşanmaya kararlı kocalara karşı bir önlem getirmektedir Bu maddeye göre eşlerden birinin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına karar verme yetkisi hakimdedir Hakim ayrıca taşınmaz mallarla ilgili olarak tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına kendiliğinden de karar verebiliyor Böylece başkalarının üstüne ev yaparak başkalarına devrederek eşlerin birbirlerinden mal kaçırmaları engellenmiş oluyor

MAL REJİMİ / NAFAKA / MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

Mal Rejimi Mal rejimi evlilik süresince malların nasıl tasarruf edileceğini (idare harcama) ve boşanma veya ayrılık durumunda bu malların eşler arasında nasıl paylaşılacağını düzenler


Yasal Mal Rejimi: Yasal mal rejimi kendiliğinden ve genel olarak geçerli olan mal rejimidir Yeni Medeni Kanun’un 1 Ocak 2002’de yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yasal mal rejimi Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi olmuştur

YENİ MEDENİ KANUNA GÖRE MAL REJİMLERİ

Yeni Medeni Kanunda dört çeşit mal rejimi vardır
a) Edinilmiş mallara katılma
b) Mal ayrılığı
c) Paylaşmalı mal ayrılığı
d) Mal ortaklığı Başka bir mal rejimi seçilmediği takdirde edinilmiş mallara katılma rejimi kendiliğinden geçerlidirDiğerleri seçimlik rejimdir

Mal ayrılığı paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı rejimleri tarafların noterde yapacakları bir “Mal Rejimi Sözleşmesi” ile seçilebilir ve ortaklığa girecek mallar burada belirlenir Ayrıca taraflar evlenme başvurusu sırasında da hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak bildirebilirler (madde 205) Bu gibi bir durumda evlenme başvurusu yaparken kadının neye imza attığını iyi bilmesi çok önemlidir

Edinilmiş mallara katılma rejimi kendiliğinden geçerli mal rejimi olduğu için evlilik sırasında herhangi bir sözleşme yapmaya gerek olmaksızın bütün evlilikler için geçerlidir; diğer üç seçenek ile yasaya girmiş olan mal rejimleri ise eşlerin evllik sırasında veya sonradan seçimi üzerine uygulanabilmektedir

Edinilmiş mallara katılma rejiminde iki çeşit mal vardır
1 Edinilmiş mallar
2 Kişisel mallar


Kişisel mallar bölüşülmeyecek sadece evliliğin başından beri edinilmiş olan mallar boşanma veya ölüm durumunda eşler arasında eşit olarak bölüşülecektir Eşler bir sözleşmeyle kişisel mallar listesine ekler yapabilirler Eşlerden biri mal devrederek hediye verip bağış yaparak diğer eşin payını azaltmaya çalışmışsa bile yargıç paylaştırma yaparken bu malları hesaba katar Ölüm halinde ise sağ kalan eş önce evlilik sırasında edinilen malların payına düşen yarısını alacak miras kalan yarım paydan ise diğer mirasçılarla birlikte payına düşeni alacaktır Ayrıca sağ kalan eş istediği taktirde evlilik sırasında oturduğu ev ve kullandığı eşyanın mülkiyetinin kendisine verilmesini isteme hakkına sahiptir

Bölüşüme girmeyecek olan kişisel mallar:
# Evlilik öncesinde edinilmiş mallar
# Miras payları
# Hibe yoluyla elde edilen şeyler
# Manevi tazminat alacakları
# Eşlerden birisinin sadece kişisel kullanımına yarayan eşya (giysi spor aletleri vs)

Bölüşüme girecek edinilmiş mallar:
# Çalışarak emek vererek elde edilen gelirler
# Sosyal yardım kuruluşlarından edinilen gelirler
# Ödenen tazminatlar
# Kişisel malların gelirleri (örneğin miras yoluyla kalmış evin kira geliri)
# Edinilmiş malların yerine geçen değerler (örneğin bir evin satılması yoluyla elde edilmiş gelir ya da sigorta parası)

Mal ayrılığı rejiminde her bir eş yasal sınırlar içerisinde kendi mal varlığı üzerinde yönetim yararlanma ve tasarruf haklarını korur Bu kural ilk bakışta kulağa hoş gelebilir çünkü bu durumda herkes neye sahip ise onun sahibi olmaya devam eder Ama bu durum çoğunlukla kadınların aleyhine işlemektedir Zira kadınlar para mal mülk vb – kendilerine ait olsa bile – erkeklerin üzerine kaydetmeye ses çıkarmamakta çoğunlukla da buna zorlanmaktadırlar Bu da kadının boşanması durumunda yoksullaşmasına veya bu yoksulluğu yaşamamak için evde şiddete boyun eğmesine neden olmaktadır

Ayrıca kadın ev dışında çalışmadığı takdirde—ki kadınların büyük çoğunluğu evlenmeden önce dışarıda bir işleri olsa bile evlendikten sonra işlerinden ayrılıp bütün vakitlerini evlerine çocuk ve kocalarının bakımına temizliğine ve beslenmelerine ayırmaktadırlar— erkek dışarıda çalışıp para kazandığı için alınan her şey erkeğin üzerine kaydedilmektedir Kadının evdeki çalışmasının parasal bir karşılığı olmadığı için bu durum kadının boşanma durumunda hiç bir şeye sahip olmadan ömür boyu bedavaya çalışmış olması ayrıca Türkiye koşullarında hiçbir sosyal güvencesi kalmaması anlamına gelir

Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi tarafların isteği üzerine kurulması gereken seçimlik bir mal rejimidir Buna göre ayrılık veya ölüm halinde eşler arasında eşit olarak paylaştırılacak mallar şunlardır: rejimin kurulmasından sonra edinilen ailenin ortak olarak kullandığı ve yararlandığı mallar ile ailenin geleceğini güvence altına almaya yönelik yatırımlar

İlk bakışta adil gibi görünen bu rejim istismara açıktır Nelerin ailenin ortak kullanımına nelerin de işyeri veya ticari kullanıma ait olduğu belirsizdir Ayrıca yukarıdaki önemli notta belirtilen hususlardan “Paylaştırmada işletmelerin ekonomik bütünlüğü gözetilir” maddesi burada da geçerlidir Örneğin eşinden mal kaçırmak isteyen bir koca ortak konut dışında evler alarak boşanma durumunda bu evlerin ticari amaçlı olduğunu söyleyerek paylaşıma dahil edilmemesini isteyebilir Aynı şekilde tarımla uğraşan bir koca traktörünün paylaşım dışı tutulmasını isteyebilir Böyle durumlarda bir malın kendisine ait olduğunu iddia eden taraf bunu kanıtlamak zorundadır

Mal ortaklığı rejiminin kabul edilmesi halinde eşler kişisel sayılan mallar dışında kalan ve mal ortaklığına giren mallara ve gelirlere ortaklaşa sahip olurlar ve hiçbiri hissesine bağımsız olarak tasarruf edemez (harcama yapamaz) Eşlerin kişisel mallarının gelirleri de genel mal ortaklığı rejimine dahildir

Eşlerden birinin:
# kendi payına ait malvarlığı borca batmış veya haczedilmişse
# Diğer eşe ait malvarlığını tehlikeye atmışsa
# Evlilik birliğine ait mallar üzerinde bir tasarruf işlemi yapması haksız bir sebeple engelleniyorsa
# Diğerine malvarlığı geliri borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermiyorsa
# Ayırt etme gücü sürekli yoksa O zaman diğer eş mal ayrılığı rejimine geçilmesini isteyebilir Eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesi yetkili olur


YÜRÜRLÜK YASASININ 10 MADDESİ


Eski Medeni Kanun’da kendiliğinden geçerli olan rejim mal ayrılığıydı Malları tapunun ve belgenin kimin üzerine olduğuna göre ayıran bu rejim (Türkiye’de tapuların sadece %8’inin kadınların üzerine olduğu göz önüne alındığında) boşanma veya ölüm durumunda kadının aleyhine işliyordu Kadın hareketi yıllarca daha eşitlikçi bir mal paylaşımını öngören ve böylelikle eşlerin evlilik birliğine kattıkları emeği de göz önüne alan “edinilmiş mallara katılma” rejiminin kendiliğinden geçerli rejim olması için çaba harcadı

1 Ocak 2002’de yürürlüğe giren yeni Medeni Kanun ile kadın hareketi çabalarının meyvelerini toplamaya başladıEdinilmiş mallara katılma rejimi kendiliğinden geçerli rejim oldu Ancak Meclis’te son dakikada yapılan bir hamleyle yasa bir darbe aldı Mal rejiminin uygulanmasına ilişkin YÜRÜRLÜK YASASI’nın 10 maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi 1 Ocak 2002’den itibaren geçerli sayılıyor ve bu tarihten sonra edinilen malları kapsıyor

Bu tarihten önce evlenmiş eşler yasayı evliliklerinin başından itibaren geçerli kılmak için birlikte notere gidip bu rejime geçmek istediklerini belirten bir sözleşme yapmak zorundalar Ve böyle bir sözleşme yapmak için sadece 31 Aralık 2002’ye kadar süreleri var Kadın hareketi maddenin bu şekilde geçmemesi için çok çaba sarfetti ancak Meclis’in kararlı direnişini aşamadı

SONUÇ:
# EVLİLİK İÇİNDE 1 OCAK 2002’DEN SONRA EDİNİLEN MALLAR EŞİT PAYLAŞIMA TABİ EVLİLİĞİN BU TARİHTEN ÖNCEKİ BÖLÜMÜNDE EDİNİLMİŞ MALLAR İSE:
# 31 ARALIK 2002’YE KADAR SÖZLEŞME YAPILIRSA YENİ REJİME YANİ EŞİT PAYLAŞIMA TABİ
# SÖZLEŞME YAPILMAZSA ESKİ REJİME TABİ Oysa kadın hareketinin önerdiği ve desteklediği gibi yeni mal rejimi EVLİLİK TARİHİNDEN İTİBAREN geçerli olsaydı ne böyle bir eşitsizlik ne de böyle bir kargaşa söz konusu olacaktı

Nafaka : Boşanma durumunda genel olarak kadının mağduriyetini hafifleteceği varsayılan maddi karşılıklardan en çok bilinen ve uygulananı nafaka

Boşanma davası devam ederken mağdur olan kadın ve varsa çocukların geçimini sağlamak üzere hakim talebe bağlı olmaksızın tedbir nafakasına karar verir Tedbir nafakası dava tarihinden itibaren bağlanıp dava sonuçlanana kadar devam eden bir nafakadır (madde 169)

Tedbir nafakasının dava sonrasında yoksulluk nafakasına dönüşmesi talep edilebilir Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan eş kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir (madde 175) Buna yoksulluk nafakası diyoruz Ancak eski Medeni Kanun’a göre erkeğin kadından yoksulluk nafakası talep edebilmesi için kadının refah içinde olması gerekirken bu madde “eşitlik” adına kaldırılmıştır Yoksulluk nafakasının istenirse her ay değil toptan ödenmesine de karar verilebilir (madde 176)

Velayet kendisine verilmemiş olan taraf mali gücü oranında çocuğun geçim ve eğitim-öğrenim masraflarına katılmakla yükümlüdür Çocuk lehine bağlanan bu nafakaya da iştirak nafakası adı verilir

Ayrıca az bilinen bir uygulama daha vardır Medeni Kanun’un 364 maddesine göre “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan annesine babasına çocuklarına ve kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür” Zor durumda olan boşanma nedeniyle ailesinin sırt çevirdiği bir kadın bu maddeyi kullanarak aile veya kardeşlerinden nafaka talep edebilir

Maddi-manevi tazminat (madde 174): Maddi tazminat talep edebilmek için “mevcut veya beklenen bir yararın boşanma nedeniyle zedelenmiş olması” gerekmektedir Manevi tazminat talep edebilmek için ise boşanmaya yol açan olaylar nedeniyle “kişilik haklarının saldırıya uğramış olması” gerekiyor Yani dayak kötü muamele hakaret istek dışı cinsel ilişkiye zorlama tecavüz zina itibarın zedelenmesi sosyal çevrede yaşayamaz duruma gelmek vb koşullarda manevi tazminat talep etmek mümkün
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi(CEDAW)
Önsöz

Bu Sözleşme’ye taraf olan Devletler;

Birleşmiş Milletler Yasasının temel insan haklarına insan itibar ve kıymetine ve erkeklerle kadınlann eşit haklara sahip olmalan gerektiğine inancı tekrar onayladığını kaydederek

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin insanlara karşı ayrımcılığın kabul edilemezliği prensibini doğruladığını tüm insanlaın özgür doğduğunu eşit itibar ve haklara sahip olduklannı bu Beyanname’de böylece öne sürülen tüm haklar ve hürriyetlerin cinsiyete davalı olanlar dahil hiçbir ayrıma tabi kılınmaksızın herkes tarafından kullanılabileceğini beyan ettiğini kaydederek

İnsan Hakları Sözleşmelerine Taraf Devletlerin kadınlar ve erkeklerin tüm ekonomik sosyal kültürel medeni ve siyasi haklardan eşit olarak yararlanmalannı temin yükümlülüğü bulunduğunu vurgulayarak

Birleşmiş Milletler ve ona bağlı uzman kuruluşların nezaretinde kabul edilmiş ve erkeklerle kadınların eşitliğini sağlamaya çalışan uluslararası sözleşmeleri göz önünde tutarak

Ayrıca Birleşmiş Milletler ve ona bağlı uzman kuruluşlarının kabul ettiği erkek ve kadın haklarının eşitliğini sağlamayı amaçlayan kararları beyanları ve tavsiyeleri de dikkate alarak
Ancak bu çeşitli belşelere rağmen kadınlara karşı ayrımcılığın halen devam etmekte oluşundan endişe duyarak

Kadınlara karşı ayrımcılığın hak eşitliği ve insan şeref ve haysiyetine saygı ilkelerini ihlal ettiğini kadınların erkeklerle eşit olarak ülkelerinin siyasi sosyal ekonomik ve kültürel hayatlarına katılmalarını engellediğini toplumun ve ailenin refahının artmasına engel teşkil ettiğini ve kadınların ülkeleri ve insanlık hizmetinde kullanabilecekleri olanakları geliştirmelerini zorlaştıracağını kaydederek

Yoksulluk hallerinde kadınlann yiyecek sağlık eğitim öğretim iş bulma ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması bakımından en az imkana sahip olduklarından endişe duyarak
Hakkaniyet ve adalete dayalı yeni uluslararası ekonomik düzenin kurulmasının kadınlarla erkekler arasındaki eşitliği sağlamak için önemli bir aşama teşkil edeceğine inanarak
Güney Afrika’daki ırk ayrımının ırkçılığın her şeklinin sömürgeciliğin yeni sömürgeciliğin saldırganlığın yabancı devlet işgal ve hakimiyetinin ve ülkelerin iç işlerine müdahale etmenin ortadan kaldınlmasının erkekler ile kadınların eşit haklardan yararlanmaları için gerekli olduğunu önemle belirterek

Uluslararası barış ve güvenliğin kuvvetlendirilmesinin uluslararası gerilimin azaltılmasının sosyal ve ekonomik sistemlerine bakılmaksızın bütün ülkeler arasında karşılıklı işbirliğinin genel ve tam silahsızlanmanın ve özellikle sıkı ve etkili bir uluslararası denetim altında nükleer silahsızlanmanın ülkeler arasındaki ilişkilerde adalet eşitlik ve karşılıklı menfaat ilkelerinin doğruluğunun yabancı ve sömürge yönetimi veya yabancı işgali altında bulunan yerlerdeki halkların kendi kaderlerini tayin ve bağımsızlık elde etme haklan kadar ulusal hükümranlık ve toprak bütünlüklerine saygının gerçekleşmesinin sosyal gelişme ve kalkınmaya ve bunun bir sonucu olarak da erkeklerle kadınlar arasında tam bir eşitliğin elde edilmesine katkıda bulunacağını doğrulayarak

Bir ülkenin tam ve eksiksiz kalkınmasının dünyada refahın ve barışın elde edilmesinin kadınların erkeklerle eşit şartlarda her alanda azami katkılarının gereğine inanarak
Kadınların ailenin refahına ve toplumun kalkınmasına yaptıklan büyük katkıların henüz tam olarak anlaşılamadığının anneliğin sosyal önemi ve ana ve babanın aile içinde ve çocukların büyütütmesindeki rollerini göz önünde bulundurarak ve kadınların neslin üremesindeki önemli rolünün aile içinde ayrıma neden olmaması gerektiğinin nitekim çocukların yetiştirilmesinde kadın ve erkek ile toplumun tamamının sorumluluğu paylaşmaları gerektiğinin bilincinde olarak

Erkeklerle kadınlar arasında tam bir eşitliğin gerçekleşmesi için kadınlar ile erkeklerin toplumdaki geleneksel rollerinde bir değişiklik ihtiyacı bulunduğunun farkında olarak
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi’nde yer alan ilkeleri uygulamaya ve bu amaçla bu tür ayrmcılığın her şekli ve oluşumunun ortadan kaldırılınası için gerekli önlemleri almaya kararlı olarak

Aşağıdaki hususlarda anlaşmışlardır:

Önsöz İngilizce versiyonu

Bölüm I

Madde 1

İşbu Sözleşme’ye göre Kadınlara karşı ayrım deyimi kadınların medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik ekonomik sosyal kültürel medeni ve diğer alanlardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsivete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayrım mahrumiyet veya kısıtlama anlamına gelecektir

Madde 1 İngilizce versiyonu

Madde 2

Taraf Devletler kadınlara karşı her türlü ayrımı kınar tüm uygun yollardan yararlanarak ve gecikmeksizin kadınlara karşı ayrımı ortadan kaldırıcı bir politika izlemeyi kabul eder ve bu amaçla aşağıdaki hususları taahhüt ederler:
Kadın ile erkek eşitliği ilkesini kendi anayasalarına ve diğer ilgili yasalara henüz girmemişse dahil etmeyi ve yasalar ile ve diğer uygun yollarla bu ilkenin uygulanmasını sağlamayı;
Kadınlara karşı her türlü ayrımı yasaklayan ve gerekli yerlerde yaptırımları da içeren yasal ve diğer uygun önlemleri kabul etmeyi;
Kadın haklarının erkeklerle eşit temelde himayesini yetkili ulusal mahkemeler ve diğer kuruluşlarla kadının her tür ayrımcılığa karşı etkin bir şekilde korunmasını sağlamayı;
Kadınlara karşı herhangi bir ayrımcı hareket yapılmasından veya uygulanmasından kaçınmayı ve kamu yetkilileri ile kuruluşlarının bu yükümlülüğe uyumlu olarak hareket etmelerini sağlamayı;
Herhangi bir kişi veya kuruluşun kadınlara karşı ayrım yapma girişimini önlemek için bütün uygun önlemleri almayı;
Kadınlara karşı ayrımcılık oluşturulan mevcut yasa yönetmelik adet ve uygulamalan değiştirmek veya feshetmek için yasal düzenlemeler de dahil gerekli bütün uygun önlemleri almayı;
Kadınlara karşı ayrımcılık oluşturan bütün ulusal cezai hükümleri yürürlükten kaldırmayı
Madde 2 İngilizce versiyonu

Madde 3

Taraf Devletler kadının tam gelişmesini ve ilerlemesini sağlamak içinözellikle politik sosyal ekonomik ve kültürel alanlar başta olmak üzere bütün alanlarda erkeklerle eşit olarak insan hakları ve temel özgürlüklerinden yararlanmalarını ve bu haklan kullanmalarını garanti etmek amacıyla yasal düzenleme dahil bütün uygun önlemleri alacaklardır

Madde 3 İngilizce versiyonu

Madde 4
Kadın ve erkek eşitliğini fiilen sağlamak için Taraf Devletlerce alınacak geçici ve özel önlemler işbu Sözleşmede belirtilen türden bir ayrım olarak düşünülmeyecek ve hiçbir şekilde eşitsizlik veya farklı standartların korunması sonucunu doğurmayacaktır Fırsat ve uygulama eşitliği hedeflerine ulaşıldığı zaman bu önlemlere son verilecektir
Anneliğin korunması amacıyla işbu Sözleşme’de belirtilenler dahil Taraf Devletlerce alınacak özel önlemler ayrımcı olarak nitelendirilmeyecektir
Madde 4 İngilizce versiyonu

Madde 5

Taraf Devletler aşağıdaki bütüzı uygun önlemleri alacaklardır:
Her iki cinsten birinin aşağılığı veya üstünlüğü fikrine veya kadın ile erkeğin kalıplaşmış rollerine dayalı ön yargıların geleneksel ve diğer bütün uygulamaların ortadan kaldırılmasını sağlamak amacıyla kadın ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarını değiştirmek;
Anneliğin sosyal bir görev olarak anlaşılmasını ve çocukların yetiştirilmesi ve gelişiminde kadın ve erkeğin ortak sonımluluğunun tanınmasını öngören ve her durumda çocukların çıkarlarını herşeyden önce gözeten anlayışa dayanan bir aile eğitimini sağlamak
Madde 5 İngilizce versiyonu

Madde 6

Taraf Devletler kadın ticareti ve fahişeliğin istismarının her şekliyle önlenmesi için yasama dahil gerekli bütün önlemleri alacaklardır

Madde 6 İngilizce versiyonu

Bölüm II

Madde 7

Taraf Devletler ülkenin politika ve kamu hayatında kadınlara karşı ayrımı önlemek için tüm önlemleri alacaklar ve özellikle kadınlara erkeklerle eşit şartlarla aşağıdaki hakları sağlayacaklardır:
Bütün seçimlerde ve halk oylamalarında oy kullanmak ve halk tarafından seçilen organlara seçilebilmek;
Hükümet politikasının hazırlanmasına ve uygulanmasına katılmak kamu görevinde bulunabilmek ve hükümetin her kademesinde kamu görevleri ifa etmek;
Ülkenin kamu ve politik hayatı ile ilgili hükümet dışı kuruluşlara ve derneklere katılmak
Madde 7 İngilizce versiyonu

Madde 8

Taraf Devletler kadınlara erkeklerle eşit şartlarda ve hiçbir ayrım gözetmeksizin hülarmetlerini uluslararası düzeyde temsil etmek ve uluslararası kuruluşların faaliyetlerine katılmak fırsatını sağlamak için gerekli bütün önlemleri alacaklardır

Madde 8 İngilizce versiyonu

Madde 9
Taraf Devletler tabiiyetin kazanılmasında değiştirilmesinde veya muhafazasında kadınlara erkekler ile eşit haklar tanıyacaklar ve özellikle bir yabancıyla evlenmenin veya evlilik sırasında kocanın tabiiyetini değiştirmesinin kadının da otomatik olarak tabiiyet değiştirmesine tabiiyetsiz kalmasına veya kocanın tabiiyetini zorla almasına yol açmamasını sağIayacaklardır
Taraf Devletler çocukların tabiiyeti konusunda kadınlara erkeklerle eşit haklar sağlayacaklardır
Madde 9 İngilizce versiyonu

Bölüm III

Madde 10

Taraf Devletler özellikle arasındaki konularda kadın-erkek eşitliği esasına dayanarak eğitimde erkeklerle eşit hakka sahip olmalanırını sağlamak için kadınlara karşı ayrımı önleyen bütün uygun önlemleri alacaklardır:
Meslek ve sanat yönlendirilmesinde kırsal ve kentsel alanlarda bütün dallardaki eğitim kurumlarına girişte ve diploma almada okul öncesi genel teknik mesleki ve yüksek teknik eğitimde ve her çeşit meslekde eğitimde eşit şartların sağlanması;
Kadınların erkeklerle aynı ders programlarından yararlanmaları aynı sınavlara katılmatarı aynı seviyedeki niteliklere sahip eğitim görevlilerine okul bina ve malzemesine sahip olmaları;
Kadın ve erkeğin rolleriyle ilgili kalıplaşmış kavramların eğitimin her şeklinden ve kademesinden kaldınlması ve bu amaca ulaşılması için karma eğitimin ve diğer eğitim şekillerinin teşvik edilmesi özeilikle ders kitaplarının ve okul programlarının yeniden gözden geçirilmesi ve eğitim metodlarının bu amaca göre düzenlenmesi;
Burs ve diğer eğitim yardımlarından faydalanmaları için kadınlara erkeklerle eşit firsatların tanınması;
Özellikle kadın ve erkekler arasında mevcut eğitim açığını en kısa zamanda kapatmaya yönelik olarak yetişkin ve fonksiyonel okuma-yazma programları dahil sürekli eğitim programlanna katılabilmeleri için erkeklerle eşit firsatların verilmesi;
Kız öğrencilerin okuldan ayrılma oranlarının düşürülmesi ve okuldan erken ayrılan kız çocukları ve kadınlar için eğitim programları düzenlenmesi;
Spor ve beden eğitimi faaliyetlerine aktif olarak katılmaları için erkeklerle eşit fırsatlar tanınması;
Kadınların ailelerin sağlık ve refahını sağlamaya yardım edecek aile planlaması bilgisi dahil özel eğitici bilgiyi sağlamaları
Madde 10 İngilizce versiyonu

Madde 11
Taraf Devletler istihdam alanında kadınlara karşı ayrımı önlemek ve kadın-erkek eşitliği esasına dayanarak eşit haklar sağlamak için özellikle aşağıda belirtilen konularda bütün uygun önlemleri alacaklardır:
Bütün insanların vazgeçiImez hakkı olan çalışma hakkı;
İstihdam konularında eşit seçim kıstaslarının uygulanması da dahil erkelerlerle eşit istihdam imkanlarına sahip olma hakkı;
Serbest olarak meslek ve iş seçme hakkı terfi iş güvenliği hizmetin tüm şartları ve avantajlarından faydalanma hakkı çıraklık ileri mesleki eğitim ve bilgi yenileme eğitimi dahil mesleki eğitim ve sürekli eğitim görme hakkı;
Sosyal yardımlar dahil eşit ücret hakkı eşdeğerdeki işte eşit muamele ve işin cinsinin değerlendirilmesinde eşit muamele görme hakkı;
Ücretli izinle birlikte özellikle emeklilik işsizlik hastalık sakatlık yaşlılık ve diğer çalışamama hallerinde sosval güvenlik hakkı;
Güvenli şartlar içinde çalışma hakkı ve sağlığın ve bu arada doğurganlığın korunması hakkı
Evlilik ve analık sebebiyle kadınlara karşı olan ayrımı önlemek ve etkin çalışma hakkını sağlamak amacıyla Taraf Devletler uygun önlemleri alacaklardır:
Hamilelik ve analık izni sebebiyle veya evliliğe bağlı olarak işten çıkarma ayrımını yasaklamak bu ayrımı yapanları cezalandırmak;
Önceki iş kıdem ve sosyal haklar kaybedilmeksizin ücretli olarak aralık izni veya benzeri sosyal içerikli tazminatlar vermek;
Özellikle çocuk bakımevleri ağının tesisi ve geliştirilmesi yoluyla anne ve babanın aile yükümlülüklerini; görev sorumlulukları ve kamu hayatına katılma ile birleştirmeyi mümkün kılan destekleyici sosyal hizmetlerin sağlanmasını teşvik etmek;
Hamilelik süresince zararlı olduğu kanıtlanan işlerde kadınlara özel koruma sağlamak
Bu maddede yer aIan konulara ilişkin koruyucu yasalar bilimsel ve teknik bilgi ışığı altında periyodik olarak yeniden gözden gecirilecek ve gerekirse değiştirilecek kaldıracak veya uzatılacaktır
Madde 11 İngilizce versiyonu

Madde 12
Taraf Devletler aile planlaması dahil sağlık bakım hizmetlerinden kadın ve erkeğin eşit olarak yararlanması için sağlık alanında kadınlara karşı ayrımı ortadan kaldırarak bütün önlemleri alacaklardır
Bu maddenin 1 paragrafında öngörülen hükümler saklı kalmak kaydıyla Taraf Devletler kadına hamilelik lohusalık ve doğum sonrası dönemde gerekli hizmetleri sağlayacaklar hamilelik ve emzirme sırasında yeterli beslenme ile birlikte gerektiğinde ücretsiz hizmet vereceklerdir
Madde 12 İngilizce versiyonu

Madde 13

Taraf Devletler kadınlara karşı ekonomik ve sosyal hayatın diğer alanlarında erkeklerle kadınların eşit olarak haklardan yararlanabilmelerini sağlayarak kadınlara karşı ayrımcılığın önlenmesi için gerekli ve özellikle aşağıdaki önlemleri alacaklardır:
Aile zammı hakkı
Banka kredisi ipotek ve diğer mali kredileri elde etme haklan;
Eğlence spor ve kültürel hayatın bütün yönlerine katılma hakları
Madde 13 İngilizce versiyonu

Madde 14
Taraf Devletler kırsal kesim kadınlarının karşılaştıkları özel sorunları ve ekonominin parasal olmayan sektöründeki çalışmalan dahil ailelerinin ekonomik bakımdan ayakta kalması için oynadıklan belirgin rolü göz önünde tutacak ve işbu Sözleşme hükümlerinin kırsal kesimdeki kadınlara uygulanmasını sağlamak için gerekli bütün önlemleri alacaklardır
Taraf Devletler kadın ve erkeklerin eşitliği prensibine dayanarak kırsal kalkınmaya katılmalannı ve bundan yararlanmalannı sağlamak için kırsal kesimdeki kadınlara karşı ayrımı ortadan kaldıran tüm uygun önlemleri alacaklar ve özellikle kırsal kesim kadınlarına aşağıdaki hakları sağlayacaklardır:
Her seviyedeki kalkınma planlannın görüşme ve uygulanmasına katılmak;
Aile planlaması konusunda bilgi danışma ve hizmetler de dahil olmak üzere yeterli sağlık hizmetlerinden faydalanmak;
Sosyal güvenlik programlanndan doğrudan yararlanmak;
Teknik yeteneklerini geliştirmek amacıyla tüm toplumsal ve yaygın hizmetler ile birlikte fonksiyonel okur-yazarlık dahil resmi ve gayri resmi eğitim ile öğretimin her türünden yararlanmak;
Ekonomik fırsatlardan kendi işinde çalışma veya tam istihdam voluyla eşit olarak yarararlanmak amacıyla kendi kendine yardım grupları ve kooperatifier oluşturmak;
Bütün toplumsal faaliyetlere katılmak;
Toprak ve tarım reformunda ve bunun yanısıra yeniden iskan projelerinde eşit muamele ve tarımsal kredi ve borçlanma pazarlama kolaylıklan ile uygun teknolojiden yararlanmak;
Özellihle konut sağlık elektrik ve su temini ulaştırma ve haberleşme konularında yeterli yaşam standartlarından yararlanma haklarını sağlamak
Madde 14 İngilizce versiyonu

Bölüm IV

Madde 15
Taraf Devletler kadınlara kanun önünde erkeklerle eşit haklar tanıyacaklardır
Taraf Devletler medeni haklar bakımından kadınlara erkeklerinkine benzer hukuki ehliyet ve bu ehliveti kullanmak için eşit fırsatlar tanıyacaklardır Özellikle kadınlara akit yapmada ve mülk idaresinde eşit haklar verecekler ve Mahkemelerde davaların her aşamasında eşit muamele edeceklerdir
Taraf Devletler kadınların hukuki ehliyetlerini kısıtlamaya yönelik hukuki sonuç doğuran her çeşit sözleşmenin ve diğer özel muamelelerin tamamının geçersiz olduğunu kabul ederler
Taraf Devletler kadın ve erkeğe hukuki olarak ikametgah seçme taşımada eşit yasal hak tanıyacaklardır
Madde 15 İngilizce versiyonu

Madde 16
Taraf Devletler kadınlara karşı evlilik ve aile ilişkileri konusunda ayrımı önlemek için gerekli bütün önlemleri alacaklar ve özellikle kadın-erkek eşitliği ilkesine dayanarak kadınlara aşağıdaki hakları sağlayacaklardır:
Evlenmede erkekerle eşit hak;
Özgür olarak eş seçme ve serbest ve tam rıza ile evlenme hakkı;
Evlilik süresince ve evliliğin son bulmasında ayrı hak ve sorumluluklar;
Medeni durumlarına bakılmaksızın çocuklarla ilgili konularda ana ve babanın eşit hak ve sorumlulukları tanınacak ancak her durumda çocukların çıkarları en ön planda gözetilecektir;
Çocuk sayısına ve çocuklann ne zaman dünyaya geleceklerine serbestçe ve sorumlulukla karar vermede ve bu hakları kullanabilmeleri için bilgi eğitim ve diğer vasıtalardan yararlanmada eşit haklar;
Her durumda çocukların çıkan en üst düzeyde tutularak ulusal yasalarda mevcut veli vasi kayyum olma ve evlat edinme veya benzeri müesseselerde eşit hak ve sorumluluklar;

Aile adı meslek ve iş seçimi dahil her iki eş (kadın-erkek) için eşit kişisel haklar;
Ücret karşılığı olmaksızın veya bir bedel mukabilinde malın mülkiyeti kazanımı işletmesi idaresi yararlanılması ve elden çıkarılmasında her iki eşe de eşit haklar
Çocuğun erken yaşta nişanlanması veya evlenmesi hiçbir şekilde yasal sayılmayacak ve evlenme asgari yaşının belirlenmesi ve evlenmelerin resmi sicile kaydının mecburi olması için yasama dahil gerekli tüm önlemler alınacaktır
Madde 16 İngilizce versiyonu

Bölüm V

Madde 17
İşbu Sözleşme’nin uygulanmasındaki gelişmeleri gözden geçirmek amacıyla Sözleşme yürürlüğe girdiği zaman 18 Sözleşme’ye taraf 35 devletin onayı veya katılmasını takiben işbu Sözleşme’nin kapsadığı konularda yüksek itibar ve ehliyete sahip 23 uzmandan oluşan Kadınlara Karşı Her Türlü Aynmcılığın Önlenmesi Komitesi (Bundan böyle Komite diye anılacaktır) kurulacaktır Uzmanlar Taraf Devletlerce kendi vatandaşları arasından seçilecek ve kendi şahısları namına hareket edecekler seçimlerde dengeli coğrafi dağılım ve belli başlı hukuki sistemlerle birlikte farklı uygarlıkların temsili de göz önüne alınacaktır
Komite üyeleri Taraf Devletlerin aday listesinden gizli oy ile seçilecektir Her Taraf Devlet kendi vatandaşlanndan bir kişiyi aday gösterebilecektir
İlk seçim işbu Sözleşme’nin yürürlüğe girmesinden altı ay sonra yapılacaktır BM Genel Sekreteri seçimlerden en az üç ay önce Taraf Devletlere adaylarını iki ay içinde bildirmelerini isteyen bir mektup gönderecektir Genel Sekreter aday gösteren taraf Devletleri de belirmek suretiyle adayların listesini alfabetik sıraya göre hazırlayacak ve Taraf Devletlere gönderecektir
Komite üyelerinin seçimi BM Genel Merkezinde Genel Sekreter tarafindan çağrılmış Taraf Devletler toplantısında yapılacaktır Taraf Devletlerin üçte ikisinin yetersavı oluşturacağı toplantıdada en fazla oy veren toplantıda hazır bulunan ve oy veren Taraf Devletler temsilcilerinin salt çoğunluğunun oylannı alan adaylar Komiteye seçileceklerdir
Komite üyeleri 4 yıllık bir dönem için seçileceklerdir Bununla beraber ilk seçimde seçilen dokuz üyenin süresi ikinci yılın sonunda bitecek dokuz üyenin isimleri ilk seçimden hemen sonra Komite Başkanı tarafindan kura ile tesbit edilecektir
Komitenin 5 ilave üyesinin seçimi 35 inci onay veya katılmayı takiben bu maddenin 2 3 ve 4’üncü paragrafları hükümlerine göre yapılacaktır Bu şekilde seçilen iki yedek üyenin görev süresi iki yılın sonunda sona erecek ve bu iki üyenín ismi Komite Başkanı tarafindan kura ile tesbit edilecektir
Boş yerlerin doldurulması için uzmanın Komite’deki görev süresi sona eren Taraf Devlet kendi vatandaşları arasından Komitenin onayına bağlı olmak üzere başka bir uzmanı atar
Komite üyeleri BM Genel Kurulunun onayı ile ve GeneI Kurulun Komitenin sorumlulusunun önemini göz önünde tutarak kararlaştıracağı şartlar ve hükümlerle Birleşmiş Milletlerden ücret alacaklardır
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri işbu Sözleşme uyarınca komitenin görevlerini etkin bir şehilde yerine getirebilmesi için gerekli personel ve kolaylıklan sağlayacaktır
Madde 17 İngilizce versiyonu

Madde 18
Taraf Devletler işbu Sözleşme hükümlerine etkinlik kazandırmak ve kaydedilen ilerlemeleri belirtmek amacıyla aldıklan yasal adli idari ve diğer önlemler hakkındaki bir raporu:
Sözleşme’nin ilgili devlet bakımından yürürlüğe girmesini takiben bir yıl içinde;
Bilahare her dört yılda bir ve ileride de Komitenin talep ettiği zamanlarda Komite tarafından incelenmek üzere BM Genel Sekreterine sunmayı taahhüt ederler
Raporlarda işbu Sözleşme yükümlülüklerinin gerçekleştirilmesini etkileyen unsurlar ve güçlükler belirebilir
Madde 18 İngilizce versiyonu

Madde 19
Komite kendi usul kurallannı saptayacaktır
Komite görevlilerini 2 yıllık bir süre için seçecektir
Madde 19 İngilizce versiyonu

Madde 20
Komite işbu Sõzleşme’nin 18’inci maddesi uyarınca sunulan raporları incelemek üzere normal olarak yılda iki kere ve azami üç hafta süre için toplanacaktır
Komite toplantıları Birleşmiş Milletler Merkezinde veya Komite tarafìndan uygun bulunan herhangi bir yerde yapılacaktır
Madde 20 İngilizce versiyonu

Madde 21
Komite Ekonomik ve Sosyal Konsey aracılığıyla faaliyetleri hakkında BM Genel Kuruluna yıllık raporlar sunacak ve Taraf Devletlerden sağlanan bilgiler ve raporların incelenmesine davanarak tekliflerde ve genel tavsivelerde bulunabilecektir Bu teklif ve genel tavsiyeler Taraf Devletlerin olabilecek yorumlanyla birlikte Komite raporuna dahil edilecektir
Genel Sekreter Komite raporlannı Kadının Statüsü Komisyonunun bilgisine sunacaktır
Madde 21 İngilizce versiyonu

Madde 22

Uzman kuruluşlar faaliyet alanlanna giren işbu Sözleşme hükümlerinin uygulanmasının görüşülmesi sırasında temsil edilme hakkına sahip olacaklardır Komite uzman kuruluşları Sözleşme’nin uygulanması hususunda faaliyet alanlarına giren konularda raporlar sunmaya davet edebilir

Madde 22 İngilizce versiyonu

Bölüm VI

Madde 23

İşbu Sözleşme’deki hiçbir husus kadın ve erkek eşitliğinin gerçekleşmesinde daha etkin olan:
Taraf Devletin yasasındaki veya
O devlet için yürürlükte olan herhangi bir Uluslararası Sözleşme andlaşma veya anlaşmadaki hükümleri etkileyemecektir
Madde 23 İngilizce versiyonu

Madde 24

Taraf Devletler işbu Sözleşme ile tanınan hakların tam olarak gerçekleştirilmesi için ulusal seviyede gerekli bütün önlemleri almayı taahhüt ederler
Madde 24 İngilizce versiyonu

Madde 25
İşbu Sözleşme bütün Devletlerin imzasına açık olacaktır
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri işbu Sözleşme’nin depozitörü olarak tayin edilmiştir
İşbu Sözleşme onaya bağlıdır0nay belgeleri BM Genel Sekreterine tevdi edecektir
İşbu Sözleşme bütün Devletlerin katılmasına açıktır Katılma belgesinin BM Genel Sekreterine tevdi edilmesiyle katılma gerçekleşecektir
Madde 25 İngilizce versiyonu

Madde 26
İşbu Sözleşmenin tadili teklifi Taraf Devletlerden biri tarafından herhangi bir zamanda Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine hitaben yazılı bir başvuru ile yapılabilir
BM Genel Kurulu gerekli gördüğü takdirde böyle bir teklifle ilgili olarak yapılacak işlem hakkında karar verecektir
Madde 26 İngilizce versiyonu

Madde 27
İşbu Sözleşme 20’nci Onaylama veya katılma belgesinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine tevdi edilmesini takip eden 30 uncu gün yürürlüğe girecektir
20’nci onay veya katılma belgesinin tevdünden sonra işbu Sözleşme’yi onaylayan veya katılan her devlet için Sözleşme kendi onay veya katılma belgesinin tevdünden sonraki 30’uncu gün yürürlüğe girecektir
Madde 27 İngilizce versiyonu

Madde 28
BM Genel Sekreteri onaylama veya katılma sırasında yapılan çekincelerin metinlerini alacak ve bütün Taraf Devletlere dağıtacaktır
İşbu Sözleşme’nin hedef ve amacına uymayan hiçbir çekinceye müsaade edilmeyecektir
Çekinceler BM Genel Sekreterine hitaben herhangi bir zamanda yapılacak ihbar ile geri alınabilir Genel Sekreter bu ihbardan bütün Devletleri haberdar edecektir Böyle bir ihbar alındığı tarihte geçerli olacaktır
Madde 28 İngilizce versiyonu

Madde 29
İki veya daha fazla Taraf Devlet arasında işbu Sözleşme’nin yorum veya uygulanmasından doğan ve müzakere ile çözümlenemeyen herhangi bir uyuşmazlık birinin talebi ile hakem kuruluna götürülecektir Taraflar tahkimname talebinden itibaren 6 ay içinde hakem kurulunun teşekkül tarzında anlaşmazlarsa taraflardan herhaiıgi biri uyuşmazlığı Uluslararası Adalet Divanına Divan Statüsü uyarınca götürebilir
Taraf Devletlerden her biri işbu Sözleşme’nin imzalanması veya onayı sırasında veya katılma sırasında kendisini bu maddenin birinci paragrafı ile bağlı saymadığını beyan edebilir Diğer Taraf Devletler böyle bir çekince koymuş olan Taraf Devlet karşısında aynı paragrafla bağlı olmayacaktır
Bu maddenin 2’nci Paragrafına göre çekince koyan her Taraf Devlet BM Genel Sekreterine ihbarda bulunarak her zaman çekincesini geri alabilir
Madde 29 İngilizce versiyonu

Madde 30

Arapça Çince İngilizce Fransızca Rusça ve İspanyolca metinlerinin eşit derecede geçerli olduğu işbu sözleşme Birleşmiş Milletler Genel Sekreterince muhafaza edilecektir
Yukarıdaki hususları tasdiken imzaları aşağıda bulunan yetkili temsilciler işbu Sözleşme’yi imzalamışlardır
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Şiddete uğrarsanız nereleri arayacaksınız?

Kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın örgütleri belediyelerin danışma merkezleri baroların kadın hakları komisyonları Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı aile danışma merkezleri rehberi Şİddete uğramamanız dileğiyle

BİA (İstanbul) - Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'na ait (SHÇEK) il müdürlükleri

SHÇEK ilçe müdürlükleri

"Alo 183" Sosyal Hizmetler Kadın ve Özürlüler Çağrı Merkezi Alo 183'le illerdeki SHÇEK Aile Danışma merkezlerine ulaşmak mümkün

Adana
Çukurova Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma Merkezi
Tel: 0 322 338 60 84/23 08

Kırçiçeği Kadın Derneği
Küçük Dikili beldesi Seyhan
Tel: 0 536 734 39 26
e-posta:Dikilikircicegi@yahoocouk

Adana Barosu Kadın Hukuku Komisyonu
Tel: 0 322 351 21 21 - 0 322 359 49 88

Adıyaman

Kadın Merkezi (KA-MER)
Atatürk Cad Havuzbaşı Apt
Kat:2 No: 1 Belediye karşısı
Tel: 0 416 213 42 21

Ankara

Kadın Dayanışma Vakfı
Mithatpaşa Cad No:10/11 Sıhhiye
Tel: 0 312 430 40 05 - 0 312 432 07 82
e-posta: kadindv@yahoocomtr

KIRK ÖRÜK Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kooperatifi
Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 14/4 Kızılay

Ankara Barosu Kadın Hakları Kurulu
Tel: 0 312 311 51 15

Antalya

Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi
Şarampol cad 106 sok Sezer apt no:2/4
Tel: 0 242 248 07 66
e-posta: hicrankarabudak@hotmailcom

Balıkesir

Küçükkuyu Kadın Dayanışma Merkezi
Tel: 0 286 752 68 63 - 0 286 217 18 20

Batman

Kadın Merkezi(KA-MER)
Aydın Aslan Cad Pınarbaşı Mah No: 61
Tel: 0 488 213 96 77 Fax: 0 488 214 73 49
e-posta: batmankdm@hotmailcom - batmankdm@yahoocom

SELİS
Belde mah 3245 sok şevket başak cami bitişiği
Tel: 0 488 221 05 24
e-posta: batselkadin@mynetcom

Bingöl

Kadın Merkezi (KA-MER)
Saray Mah İşgören Otomotiv yanı
Temel yapı karşısı Düzağaç
Tel-fax: 0 426 214 50 01
e-posta: kamerbingol@superonlinecom

Çanakkale

Kadın El Emeğini Değerlendirme ve Kadın Danışma Merkezi (ELDER)
Cevatpaşa mah Celal Atik sk Kent Apt K1 D2
Tel: 0 286 217 06 03
e-posta: elder17@mynetcom

Diyarbakır

Kadın Sorunları Merkezi (DİKASUM)
Gazi cad Ulu cami yanı eski belediye binası
kat: 2 no: 2 Balıkçılar başı
Tel: 0412 228 56 84

Yenişehir Belediyesi Kadın Eğitim- P***olojik Danışmanlık ve Rehabilitasyon Merkezi (EPİDEM)
Vilayet arkası lise cad sanlı apt no:7
Tel: 0 412 223 51 20
e-posta: epidem@mynetcom

Başak Kadın Kooperatifi Girişimi
Selahattin Eyyubi mah
Aydın Arslan bulvarı
Yılmazoğulları apt no:1
Tel: 0 412 237 46 39
e-posta: basak_diyarbakir@mynetcom

Kardelen Kadın Evi
Hatboyu cad tüm memurlar sitesi
A blok no: 1-2 Bağlar
Tel: 0 412 233 83 90
e-posta: kardelenkadinevi@mynetcom

Kadın Merkezi (KA-MER)
Tel: 0 412 228 10 53

Selis Kadın Danışmanlık Merkezi
Kurt İsmail paşa 7 sokak orkide apt 1/3 ofis
Tel: 0 412 224 77 28
e-posta: seliskadin@mynetcom

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi
Tel: 0 412 224 44 41

Elazığ

Kadın Merkezi (KA-MER)
İzzet Paşa Camii Arkası
Polatlar-2 İş Merkezi Kat:4 No:4
Tel: 0 505 229 98 53

Giresun

Giresun Barosu Kadın Hakları Komisyonu
Tel: 0 454 516 33 35

Hakkari

Kadın Merkezi (KA-MER)
Kayacan Cad Özel İdare Karşısı
Cindioğlu Apt1/1

İstanbul

Küçükçekmece Belediyesi Kadın Sığınağı
Tel: 0 212 411 07 77 /Beyaz Masa

İstanbul Kadıköy Belediyesi Kadın Sığınağı
Tel: 0 216 414 38 61

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
Tel: 0 212 292 52 31

Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Projesi
Kuloğlu mad Turnacıbaşı sk Fikret Tuner İşhanı
no:55/57 K 2 Beyoğlu
Tel: 0 212 245 45 93 - 0 212 245 45 94
e posta: lemanyurtsever@hotmailcom

Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV)
Tel: 0 212 251 58 50 - 0 212 251 58 51

Şahmaran Kadın Merkezi Ümraniye
Tel: 0 216 573 74 33

İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi


Tel: 0 212 292 77 39 / 293 00 45 (Avrupa yakası)

Tel: 0 216 414 68 53 / 414 68 43 (Anadolu yakası)

İzmir

Bornova Belediyesi Kadın Danışma Merkezi
Tel: 0 232 461 47 94

Ege Kadın Dayanışma Vakfı (EKDAV)
Tel: 0 232 446 32 23

Karşıyaka Kent Meclisi Kadın Dayanışma Merkezi
Tel: 0 232 330 58 18- 0 232 368 22 74

Aliağa Belediyesi Kadın Sığınağı
Tel: 0 232 616 19 80 Dahili:42

İzmir Barosu Kadın Komisyonu
1456 Sokak No:16 Baran K:6 Alsancak
Tel: 0232 463 00 14

İzmir Barosu Aile İçi Şiddete Karşı Çalışma Grubu
1456 Sokak No:16 Baran K:3/309
Merkez: 0 232 463 00 14 Dahili: 247
Grup: 0 232 465 34 25

İzmit

Kadın Sığınağı
Tel: 0 262 322 17 91 - 0 262 322 39 82

Karabük

Karabük Barosu Kadın Hakları Komisyonu
Tel: 0 370 424 26 13

Kars

Kadın Merkezi (KA-MER)
Yusufpaşa Mah Gazi Mahmutpaşa cad
İş Bankası karşısı No: 70

Mardin

Kadın Merkezi (KA-MER)
Yeni kent Cad Atilla Apt
Kat:1 No: 3 Yenişehir
Tel- fax: 0 482 212 23 53
e-posta: mardinkamer@superonlinecom

Kızıltepe Kadın Merkezi (KADMER)
Cumhuriyet Mah Hastane Cad
Öğretmenler Lojmanı Zemin Kat Kızıltepe
Tel-fax : 0 482 312 53 31

Malatya

Kadın Merkezi (KA-MER)
İstemiye Mah Bölükemin 2sok
Yaşar Kardeşler iş merkezi 2/40
Tel: 0 505 641 59 54

Manisa

Manisa Barosu Kadın Hukuku Komisyonu
Tel: 0 231 231 36 64

Mersin

Bağımsız Kadın Derneği Danışma Merkezi
Tel: 0 324 336 50 92

Mersin Barosu Kadın Hukuku Komisyonu:
Tel: 0 324 231 31 27 / 0 324 231 19 65

Ordu

Ordu Barosu Kadın Hakları Komisyonu:
Tel: 0 452 233 12 30

Samsun

Samsun Barosu Kadın Hakları Komisyonu
Tel: 0 362 432 14 45 / 431 15 61 / 431 39 70

Şanlıurfa

Kadın Merkezi (KA-MER)
Bahçeli evler Mah 11Sokak Marmara apt no:2
Tef : 0 414 313 95 56
e-posta: m_evin@mynetcom

Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği
Bahçelievler mah 8sok Yılça apt kat2 no:5
Tel: 0 414 315 17 25
e-posta: yasam_evi@yahoocom - yasam_evi@hotmailcom

Şanlıurfa Barosu Kadın Komisyonu:
Tel: 0 414 313 28 28

Tunceli

Anafatma Kadın Derneği
İtfaiye binası yanı no:1
Tel: 0 428 212 26 78
e-posta: ana_der@mynetcom

Van

Kadın Derneği (VAKAD)
Sihke Cad100 Yıl Is Merkezi
B Blok 1 / 6
Tel: 0 432 214 90 15

Van Kadın Derneği Kadın Danışma Merkezi
Sihke Cad 100 Yıl İş Merkezi A Blok 2 /49
Tel: 0 432 214 45 87 fax: 0 432 214 62 97
e-posta: vankadindernegi@hotmailcom
wwwvakadorg
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Kadına yönelik şiddet konusunda devletin sunduğu hizmetler ve kadına ilişkin politikalar Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ile Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü tarafından planlanır



Başvurulabilecek Yerler:

Alo Mor Cati
0212 292 5231
0212 292 5232

Fax : (212) 292 52 33

Adres: Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
Katip Mustafa Çelebi Mah Anadolu Sok No:23 D:7-8 Beyoğlu / İstanbul

e-mail : morcati@ttnetnettr
info@morcatiorgtr

web : wwwmorcatiorgtr




İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi
0212 292 77 39

İstanbul Üniversitesi Çapa Erişkin Psikiyatri
0212 414 24 10

İstanbul Üniversitesi Çapa Çocuk Psikiyatri
0212 414 20 00- dahili 1390

SHÇEK İstanbul İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü
0212 511 42 75(5)

SHÇEK İstanbul Gazi Mahallesi Toplum Merkezi
0212 650 33 21

SHÇEK İstanbul Bağcılar-Evren Toplum Merkezi
0212 489 09 41

SHÇEK İstanbul Kocamustafapaşa Toplum Merkezi
0212 632 00 17

SHÇEK İstanbul Sultanbeyli Toplum Merkezi
0216 496 45 99

SHÇEK İstanbul Yakacık Toplum Merkezi
0216 309 91 25

SHÇEK İstanbul Mustafa Kemal Toplum Merkezi
0216 472 72 99

SHÇEK İstanbul Zeytinburnu Toplum Merkezi
0212 416 25 53

SHÇEK
Ankara 0 312 418 66 62
Antalya 0 242 243 44 75
Bursa 0 223 223 19 26
Denizli 0 258 241 34 58
Eskişehir 0 222 217 46 05
İzmir 0 232 446 33 52
Kocaeli 0 262 322 17 91
Samsun 0 362 433 06 15


Küçükçekmece Belediyesi Kadın Konukevi
0212 411 06 00-41

Kadıköy Belediyesi Kadın Konukevi
0216 414 38 61-62

Aliağa Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezi
0232 616 19 80

Ankara Kadın Dayanışma Vakfı
0312 430 40 05-06

İzmir Bornova Belediyesi Kadın Danışma Merkezi
0232 461 47 94

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü
0312 419 29 64

Diyarbakır KA-MER
0412 228 10 53

Tarsus Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi
Belediye İşhanı Kat: 2
Tel: 0 324 614 72 22
Faks: 0 324 614 72 21



Özellikle çocuklara yönelik şiddet ve istismarla ilgili başvurulabilecek bazı kuruluşlar ise şunlardır:

Sosyal Hizmet İl Müdürlükleri
Emniyet Müdürlükleri Küçükleri Koruma Şubesi
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Komisyonu
Çocuk Mahkemeleri Cumhuriyet Savcılığı


Bunun yanı sıra :

Türk Kadınlar Birliği
Türk Anneler Derneği
Çağdaş Eğitim Vakfı
AÇEV
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı
Türkiye Aile Sağlığı ve Planlama Vakfı
Roteryenler Lions ve Soroptimistlerin kadın komisyonları ve çeşitli dernekler özellikle son yıllarda kadına yönelik şiddetle ilgili toplantı eğitim grupları ve konferanslar düzenlemektedir

Ankara Üniversitesi Atılım Üniversitesi Çankaya Üniversitesi Çukurova Üniversitesi Ege Üniversitesi Eskişehir Anadolu Üniversitesi Gaziantep Üniversitesi Gazi Üniversitesi İstanbul Üniversitesi Marmara Üniversitesi Mersin Üniversitesi Orta Doğu Teknik Üniversitesi Yüzüncü Üniversitesi’nde Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezleri bulunmaktadır
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Kadinlarin Sİyasal Haklarina İlişkin Sözleşme (Birleşmiş Milletler)
20 Aralık 1952




Birleşmiş Milletler Antlaşmasında sözü edilmiş bulunan erkekler ve kadınların hak eşitliği ilkesinin uygulanmasını dileyen her bireyin doğrudan doğruya ya da serbestçe seçilmiş temsilcileri aracılığı ile kendi ülkesinin kamu işlerinin yönetimine katılmak ve eşit koşullar altında kendi ülkesinin kamu hizmetlerine katılmak hakkını kabul ve Birleşmiş Milletler Antlaşmasına ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hükümlerine uygun olarak siyasal haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma yönünde erkekler ile kadınlara eşitlik tanımayı isteyen Sözleşmeci Taraflar bu amaçla bir Sözleşme yapmaya karar vermiş olmakla aşağıdaki hükümler üzerinde uzlaşmışlardır

Madde 1

Kadınlar hiçbir ayrım gözetilmeksizin erkeklerle eşit koşullar altında bütün seçimlerde oy kullanmaya sahip olacaklardır

Madde 2

Kadınlar hiçbir ayrım gözetilmeksizin erkeklerle eşit koşullar altında ulusal yasalarca kurulmuş ve halk tarafından seçilen tüm kamu organlarına seçilme hakkına sahiptirler

Madde 3

Kadınların hiçbir ayrım gözetilmeksizin erkeklerle eşit koşullar altında ulusal yasalar uyarınca kurulmuş bütün kamu görevlerinde yer alma ve kamu görevlerini yerine getirme hakları vardır

Madde 4

1 Bu Sözleşme Birleşmiş Milletler üyesi Devletlerin ve Genel Kurulun bu amaçla davet edeceği öteki herhangi bir Devletin imzasına açıktır

2 Bu Sözleşme onaya bağlıdır ve onay belgeleri Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sunulacaktır

Madde 5

1 Bu Sözleşme 4 maddenin 1 fıkrasında anılan tüm Devletlerin katılmasına açıktır

2 Katılma Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine bir katılma belgesinin verilmesiyle geçerlilik kazanır

Madde 6

1 Bu Sözleşme altıncı onay ya da katılma belgesinin veriliş tarihini izleyen doksanıncı gün yürürlüğe girecektir

2 Altıncı onay ya da katılma belgesinin verilmesinden sonra onaylayan ya da katılan her Devlet için Sözleşme bu Devletin kendi onay ya da katılma belgesini verdiği tarihten sonraki doksanıncı gün yürürlüğe girecektir

Madde 7

Herhangi bir Devletin imza onay ya da katılması sırasında bu Sözleşmenin maddelerine herhangi bir çekince koyması durumunda Genel Sekreter bu Sözleşmeye taraf olan ya da olabilecek tüm Devletlere çekince metnini duyururÇekinceye karşı çıkan herhangi bir Devlet sözü edilen duyuru tarihinden başlayarak doksan günlük bir süre içinde (ya da kendisinin bu Sözleşmeye taraf olduğu tarihte) Genel Sekretere bu çekinceyi kabul etmediğini bildirebilir Böyle bir durumda bu Devletle çekince koyan Devlet arasında Sözleşme yürürlüğe girmeyecektir

Madde 8

1 Herhangi bir Sözleşmeci Devlet Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine yazılı bir bildirimde bulunarak bu Sözleşmeyi bozabilir Sözleşmenin bozulması bildirimin Genel Sekreter tarafından alınış tarihinden bir yıl sonra geçerli olacaktır

2 Bu Sözleşme bozulmalar nedeniyle tarafların sayısının altının altına düştüğü tarihten başlayarak yürürlükten kalkacaktır

Madde 9

Bu Sözleşmenin yorumu ya da uygulanmasına ilişkin olarak iki ya da daha çok Sözleşmeci Devlet arasında doğan ve görüşmelerle çözümlenemeyen herhangi bir anlaşmazlık bu anlaşmazlığa taraf olanlardan birinin istemi üzerine başka bir çözüm yoluna başvurulmazsa Uluslararası Adalet Divanına sunulur


Madde 10

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri aşağıdaki hususları Birleşmiş Milletlerin tüm üyelerine ve bu Sözleşmenin 4maddesinin 1 fıkrasında sözü edilen üye olmayan bütün Devletlere bildirecektir

a 4 madde uyarınca alınan imzaları ve onay belgelerini


b 5 madde uyarınca alınan katılma belgelerini

c 6 madde uyarınca bu Sözleşmenin yürürlüğe giriş tarihini

d 7 madde uyarınca alınan duyuru ve bildirimleri

e 8 maddenin 1 fıkrası uyarınca Sözleşmenin yürürlükten kalkması

f 8 maddenin 2 fıkrası uyarınca yürürlükten kalkma

Madde 11

1 Çince Fransızca İngilizce İspanyolca ve Rusça metinleri aynı ölçüde geçerli olan bu Sözleşme Birleşmiş Milletler arşivine verilecektir

2 Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Birleşmiş Milletlerin tüm Üyelerine ve 4 maddenin 1 fıkrasında sözü edilen Üye olmayan Devletlere bu Sözleşmenin onaylı bir kopyasını gönderecektir

Hükümetlerince yeterli ölçüde yetkili kılınmış olan aşağıdaki imza sahipleri New York’ta imzaya açılan bu Sözleşmeyi otuz bir Mart bindokuzyüzelliüç tarihinde imzalamışlardır
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Adım Adım Kadın Erkek Eşitliği



1843 Tıbbiye mektebi bünyesinde kadınlar ebelik eğitimi almaya başladı

1847 Kız ve erkek çocuklara eşit miras hakkı tanıyan İrade-i Seniye yayımlandı

1856 Köle ve cariye alınıp satılması yasaklandı

1858 Arazi Kanunnamesinde mirasın kız ve erkekler arasında eşit olarak paylaştırılacağı hükmü yer aldı Böylece kadınlar ilk kez miras yoluyla mülkiyet hakkını kazandı

1858 Kız Rüştiyeleri açıldı

1869 Kadınlar için ilk sürekli yayın olarak nitelenen (haftalık) Terakk-i Muhadderat dergisi yayımlandı

1869 Kızların eğitimine ilk kez yasal zorunluluk getiren Maarif-i Umumiye Nizamnamesi yayımlandı

1870 Kız öğretmen okulu Dar-ül Muallimat açıldı

1871 Mecelle'nin (Osmanlı Medeni Kanunu) uygulanması için çıkarılan Hukuk-ı Aile Kararnamesi ile; evlilik sözleşmesinin resmi memur önünde yapılması evlenme yaşının erkeklerde 18 kadınlarda 17 olması zorla evlendirmelerin geçersiz sayılması düzenlendi

1876 Kanun-i Esasi (ilk Anayasa) kabul edilerek temel haklar düzenlendi Kız ve erkekler için ilköğretim zorunlu hale getirildi

1897 Kadınlar ücretli işçi olarak çalışmaya başladı

1913 Kadınlar ilk kez devlet memuru olarak çalışmaya başladı

1914 Kadınlar tüccarlık ve esnaflığa başladı

1914 İnas Darülfünunu adı altında kızlar için bir yüksek öğretim kurumu açıldı

1921 Darülfünunda karma öğretime geçildi

1922 Yedi kız öğrenci Tıp Fakültesine kayıt yaptırarak eğitime başladı

Haziran 1923 Nezihe Muhittin'in başkanlığında ilk kadın partisi olan Kadınlar Halk Fırkası'nın kurulması girişiminde bulunuldu kadınlara oy hakkı tanımayan 1909 tarihli Seçim Kanunu gereğince valilikçe partinin kuruluşuna onay verilmediğinden dernekleşmeye gidildi

29 Ekim 1923 Cumhuriyet ilan edildi Cumhuriyetin ilanıyla birlikte kadınların kamusal alana girmesini sağlayan yasal ve yapısal reformlar hızlandı

3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğrenim Birliği) çıkarıldı Böylece eğitim laikleştirilerek tüm eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlandı Kız ve erkekler eşit haklarla eğitim görmeye başladı

17 Şubat 1926 Türk Medeni Kanunu'nu kabul edildi Kanun ile erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmasına ilişkin düzenlemeler kaldırıldı kadınlara boşanma hakkı velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı tanındı 4 Nisan 1926 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan kanun 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girdi

1930 Belediye yasası çıkarıldı Yasa ile kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındı

1930 Kadın ve çocukların korunmasına ilişkin ilk düzenleme Umumi Hıfzısıhha Kanunu ile yapıldı

1930 Doğum izni düzenlendi

10 Haziran 1933 Kız çocuklarına mesleki eğitim vermek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü kuruldu

26 Ekim 1933 Köy Kanunu'nda değişiklik yapılarak kadınlara köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclisine seçilme hakları verildi

5 Aralık 1934 Anayasa değişikliği ile kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı

8 Şubat 1935 Türkiye Büyük Millet Meclisi 5 Dönem seçimleri sonucunda 17 kadın milletvekili ilk kez meclise girdi ara seçimlerde bu sayı 18'e ulaştı

8 Haziran 1936 İş Kanunu yürürlüğe girdi Kadınların çalışma hayatına düzenleme getirildi

1937 Kadınların yeraltında ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılması 1935 tarihli 45 sayılı ILO sözleşmesi ile yasaklandı

1945 Analık sigortası (doğum yardımı) 4772 sayılı yasa ile düzenlendi

1949 Yaşlılık sigortasının kadın ve erkekler için eşit esaslara göre düzenlenmesi 5417 sayılı yasa ile sağlandı

1950 İlk kadın belediye başkanı (Müfide İlhan) Mersin'den seçildi

1952 Sağlık Bakanlığı bünyesinde ana çocuk sağlığı hizmetleri verilmeye başladı

1965 Gebeliği önleyici araçların satış ve dağıtımının serbest bırakılmasını ve tıbbi zorunluluk halinde kürtaj hakkı tanınmasını düzenleyen Nüfus Planlaması Hakkında Kanun çıkarıldı

22 Aralık 1966 Eşit değerde iş için kadın ve erkek işçiler arasında ücret eşitliğini sağlayan 1951 tarihli 100 sayılı ILO sözleşmesi onaylandı

26031971 İlk kadın bakan (Türkan Akyol) atandı

1975 Birleşmiş Milletler tarafından Mexico City'de Birinci Dünya Kadın Konferansı düzenlendi ve bunu takiben 1975-85 yılları arasındaki dönem "Kadın On Yılı" olarak ilan edildi

27 Mayıs 1983 10 haftaya kadar olan gebeliklerin kürtajla sona erdirilmesi ve gönüllü cerrahi sterilizasyon yöntemlerine izin verilmesi Nüfus Planlaması Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikle sağlandı Kürtaj için evli kadınlara kocadan izin alma koşulu getirildi

1985 Türkiye Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesini (CEDAW) imzaladı ve sözleşme 1986 yılında yürürlüğe girdi

1985 5 Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda kadın konusu ilk kez bir sektör olarak yer aldı ve bu konuda politikalar belirlendi

1987 Devlet Planlama Teşkilatı'nda Kadına Yönelik Politikalar Danışma Kurulu kuruldu

1989 İstanbul Üniversitesi'nde ilk Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi kuruldu Bugün üniversiteler bünyesinde kurulan bu merkezlerin sayısı yurt çapında 13'e ulaştı

24 Ocak 1989 İçişleri Bakanlığı kaymakamlık sınavlarına kadınların da alınacağını açıkladı

29 Kasım 1990 Kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan Medeni Kanun'un 159 maddesi Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildi İptal kararı 2 Temmuz 1992 tarih ve 21272 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı

1990 Tecavüz mağdurunun hayat kadını olması halinde cezanın indirilmesini öngören Türk Ceza Kanunu'nun 438 maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yürürlükten kaldırıldı

14 Nisan 1990 Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı ilk kadın kütüphanesi ve bilgi merkezini açtı

1990 Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü bünyesinde şiddete uğrayan kadınlara ve çocuklara destek hizmeti vermek üzere ilk kadın konukevleri açılmaya başlandı 2000 yılı itibariyle bu sayı yediye yükselirken kapasiteleri 170'e ulaştı

1990 422 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Kadının statüsü ve Sorunları Başkanlığı kuruldu 25101990 tarihinde kadın sorunları konusunda ulusal mekanizma olarak Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü (KSSGM) 3670 sayılı kanunla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı olarak kuruldu ve 24061991 tarihinde de Başbakanlığa bağlandı

Eylül 1990 Yerel yönetimler kadın konusunda özellikle şiddete uğrayan kadınlara yönelik hizmet vermeye başladı Türkiye'deki ilk kadın sığınma evi Bakırköy Belediyesi tarafından açıldı

1991 48 Hükümet döneminde ilk kadın vali (Lale Aytaman) Muğla iline atandı

17-20 Şubat 1992 Birleşmiş Milletler Uluslararası Kadının İlerlemesi İçin Araştırma ve Eğitim Merkezinin (INSTRAW) toplantısında Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü Türkiye'de kadın konusunda odak noktası olarak kabul edildi

1993 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı işbirliği ile "Kadının kalkınmaya Katılımını Güçlendirme Ulusal programı Projesi" uygulamaya başlandı Kadının Statüsü ve Sorunları genel Müdürlüğü'nün yürüttüğü proje kapsamında; eğitim programları araştırma projeleri pilot projeler ve istatistik/yayın faaliyetleri yürütüldü 16 araştırma projesinin yanı sıra pek çok eğitim programı ve pilot proje desteklendi araştırma projelerinin bir kısmı ve toplumsal cinsiyet temelinde farklı konularda oluşturulan özet göstergeler kitap haline getirildi

Ayrıca cinsiyete dayalı veri tabanı oluşturulması amacıyla Devlet İstatistik Enstitüsü'nde Toplumsal Yapı ve Kadın İstatistikleri Şubesi kuruldu

1993 İstanbul Üniversitesi'nde ilk Kadın Araştırmaları Ana Bilim Dalı açıldı ve yüksek lisans programı vermeye başladı Bugün Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı açarak Yüksek Lisans Programı veren üniversite sayısı dörde ulaştı

1993 Kadın Dayanışma Vakfı Altındağ Belediyesinin desteğiyle kadın danışma merkezi ve kadın sığınma evini açtı

25 Haziran 1993 Türkiye'nin ilk kadın başbakanı (Tansu Çiller) hükümeti kurdu

5-8 Aralık 1993 Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı ve Ankara Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi işbirliği ile "Kadın Kimliği Kongresi" düzenlendi Kongre gündemini; kadın emeğinin biçimleri siyasette kadın kimlikleri kadın bedeninin tanınması kadın imgesinin üretimi ve dolaşımı sanatın içinden kadın ve kadın örgütlenme biçimleri başlıklı konular oluşturdu

1993 Halk Bankası'nca kadınları girişimciliğe özendirmek amacıyla kadınlara özel düşük faizli kredi uygulaması başlatıldı

1994 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü bünyesinde şiddete uğrayan kadınlara hukuki ve psikolojik danışmanlık girişimcilik ve el emeğinin değerlendirilmesi konularında hizmet vermek amacıyla Bilgi Başvuru Bankası (3B) kuruldu

5 Nisan 1994 Dünya Bankası ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında imzalanan İkraz Anlaşması gereğince başlayan İstihdam ve Eğitim Projesi'nin alt bileşenlerinden Kadın İstihdamının Geliştirilmesi Projesi (KİG) Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce yürütülmeye başlandı Proje kapsamında on altı araştırma projesi gerçekleştirildi on üç tanesi kitap haline getirildi

Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nde kitap makale tez seminer konferans dokümanları ve gazete kesiklerinin derlendiği ve Ankara'nın tek kadın kütüphanesi olarak da nitelendirilebilecek bir Dokümantasyon Merkezi kuruldu 1000 saydamdan ve web sayfasından oluşan "Kadınlara Görsel Tanıklık" adlı kadın fotoğrafları arşivi oluşturuldu Kadınların çalışma yaşamlarına dair "Kadın Çalıştıkça" adlı bir belgesel/tanıtım filmi yaptırıldı

Toplumsal cinsiyet yaklaşımını ana plan ve programlara yerleştirmek için resmi özel ve sivil toplum kuruluşları çalışanlarına yönelik olarak kullanılması planlanan ve modüler bir eğitim materyali olan Toplumsal Cinsiyet Eğitim paketi hazırlandı ve pilot uygulamaları yapıldıHaziran 2000 tarihinde proje sonuçlandı

1994 Türkiye Kahire'de yapılan Birleşmiş Milletler Nüfus ve Kalkınma Konferansına katıldı Konferans'da kadının statüsü ve sağlık ilişkisini vurgulayan "üreme sağlığı" kavramı üzerinde duruldu ve kadın sağlığında "bütüncül" bir yaklaşım benimsendi Bu yaklaşım doğrultusunda Sağlık Bakanlığı koordinatörlüğünde ilgili kesimlerden sağlanan katılımla "Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması Ulusal Eylem Planı" hazırlandı 1998 yılında kamuoyuna sunulan Eylem Planı 6 ana çalışma grubu tarafından oluşturuldu Kadının Statüsü grubunun koordinasyonunu Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü üstlendi

1995 Kurulduğundan bu yana açtığı kadın danışma merkezi ile şiddete uğrayan kadınlara danışmanlık hizmeti veren Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kadın sığınağını açtı

1995 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce Dünya Bankası Japon Hibe Fonundan 1993 yılında elde edilen finansman ile ülkemizde kadın girişimcilere sağlanan finans ve finans dışı hizmetlerin neler olduğunu ve kadın girişimcilerin bu hizmetlere ulaşımlarını ortaya koymak üzere bir araştırma projesi olan Küçük Girişimcilik Projesi gerçekleştirildi Proje kapsamında belli illerde alan çalışmaları yapıldı ve elde edilen bilgiler kitap haline getirildi

Şubat 1995 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce gönüllü kadın kuruluşları arasındaki iletişim ve dayanışmayı güçlendirmek bilgiyi yaygınlaştırmak için aylık "Kadın Bülteni" çıkarılmaya başlandı 11 sayı yayımlandı

08-11Haziran 1995 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce Sinop'ta sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları temsilcileri parlamenterler gazeteciler ve akademisyenlerin katıldığı "Türkiye'de Kadına Yönelik Politikaların Oluşturulması" konulu dört gün süren bir toplantı düzenlendi 4 Dünya Kadın konferansı öncesi yapılan bu toplantıda kurumsallaşma siyasal alan çalışma yaşamı kadın sağlığı ve eğitim konularında kadına yönelik politikalar belirlendi

17-19 Temmuz 1995 Avrasya ülkeleri kadınları arasındaki işbirliğini geliştirmek Pekin Konferansında Türkiye ile birlikte hareket edebilmelerine yardımcı olmak amacıyla KSSGM ve Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı Başkanlığı (TİKA) işbirliği ile "Pekin'e Giderken; Avrasya Ülkeleri Kadınları İşbirliği Kongresi" başlıklı bir toplantı gerçekleştirildi Kongrenin sonuç bildirgesinde bir işbirliği grubu oluşturulması tavsiye edildi Bu doğrultuda 27-29 Mart 1996 tarihleri arasında Ankara'da "Avrasya Ülkeleri Kadınları işbirliği Grubu Birinci Toplantısı" gerçekleştirildi Toplantıda bu işbirliğinin kurumsallaşması için bir protokol hazırlandı protokolün yürürlüğe girmesi için yedi katılımcı ülkenin imzasının tamamlanması gerekmektedir

30 Ağustos 8 Eylül 1995 Türkiye Pekin'de yapılan ve 189 ülkenin katıldığı 4 Dünya Kadın Konferansı'na katılarak taahhütleri çekincesiz olarak kabul etti

Kasım 1995 Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından bölgedeki kadınların durumunun iyileştirilmesi ve kalkınma sürecine entegre edilmesi amacıyla planlanan Çok Amaçlı Toplum Merkezlerinin (ÇATOM) ilki Urfa'da açıldı 2000 yılı itibariyle bölgedeki sayısı 21'e ulaştı

1996 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce 4 Dünya Kadın Konferansı'nda kabul edilen eylem planı ve taahhütler çerçevesinde kamu kurum ve kuruluşları üniversiteler gönüllü kadın kuruluşları siyasal partiler sendikalar meslek örgütleri ve basının katılımı sağlanarak ulusal eylem planı hazırlandı

1996 Kadın Çalışmaları alanında ilk yüksek lisans diploması İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları Ana Bilim Dalı tarafından verildi

1996 4 Dünya Kadın Konferansında verilen taahhütler gereğince Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda gönüllü kadın kuruluşlarının katılımıyla kadın sorunlarının yoğunlaştığı dört alanda; eğitim sağlık hukuk ve istihdam komisyonları oluşturuldu

29 Haziran 1996 Anayasa Mahkemesi Türk Ceza Kanunu'nun erkeğin zinasını suç olarak düzenleyen 441 maddesini anayasanın eşitlik ilkesine aykırılığı gerekçesiyle iptal etti 27121996 tarih ve 228600 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan kararda verilen bir yıllık süre içinde yasal düzenleme yapılmaması nedeniyle erkeğin zinası 27121997 tarihinden itibaren suç olmaktan çıktı

1996 Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde "Kırsal Kalkınmada Kadın Daire Başkanlığı" kuruldu

1997 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda 13 il valiliği bünyesinde "Kadının Statüsü Birimleri" kuruldu

22 Mayıs 1997 Kadının evlendikten sonra kocasının soyadını almakla birlikte kendi soyadını da kullanabilmesi Medeni Kanun'un 153maddesinde yapılan değişiklikle sağlandı

19111997 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün önerisi üzerine İçişleri Bakanlığı'nca nüfus cüzdanlarında medeni hal kısmında "evli/ bekar/ dul/ boşanmış" gibi ifadelerin yerine sadece "evli" veya "bekar" ifadelerinin kullanılmasını düzenleyen genelge yayımlandı

18 Ağustos 1997 Zorunlu temel eğitimi beş yıldan sekiz yıla çıkaran 4306 sayılı kanun yürürlüğe girdi

13-14 Kasım 1997 Türkiye Cumhuriyeti amacı uzman bakanların çalışma alanları ile ilgili konularda Avrupa Konseyi faaliyetlerine etkin bir şekilde katılmalarını teşvik etmek olan Kadın-Erkek Eşitliğinden Sorumlu Avrupa Bakanlar Konferansı'nın dördüncüsüne ev sahipliği yaptı Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce İstanbul'da gerçekleştirilen konferansa Avrupa Konseyine üye 40 ülkeden 38'i katıldı 176 kişinin katıldığı konferans sonucunda üye ülkelerin eşitlik politikalarına yön verecek bir deklarasyon hazırlandı

23 Haziran 1998 Anayasa Mahkemesi kadının zinasını suç olarak düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 440 maddesini anayasanın eşitlik ilkesine aykırılığı gerekçesiyle iptal etti Gerekçeli karar 13031999 tarih ve 23638 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı

17 Şubat 1998 743 sayılı Türk Medeni Kanun'un yerini almak üzere Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan Türk Medeni Kanunu Tasarısı Adalet Bakanlığı ve Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün ortaklaşa yaptığı bir toplantı ile kamuoyunun bilgisine sunuldu

21 Ekim 1998 Adalet Bakanlığı Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve kadın kuruluşlarının oluşturduğu gündem sonucunda bekaret kontrolünün ancak takibi şikayete bağlı suçlarda mağdurun rızası alınarak ırza geçme gibi re'sen takip edilen suçlarda ancak hakim kararı ile gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ise Cumhuriyet savcısının yazılı izni ile yapılabileceğini düzenleyen bir genelge yayınladı

1998 İçişleri Bakanlığı'nca nüfus cüzdanlarında yapılan düzenlemeye paralel olarak Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü'nce verilen dul ve yetim tanıtım kartlarındaki "Emekliye Yakınlığı" bölümünde yer alan "dul kadın vb" ifadelerin yerine sadece "eşi kızı oğlu annesi babası" gibi ifadelerin kullanılması sağlandı

1998 Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nin ana hedefleri çerçevesinde Türkiye'de kadının durumunu değerlendirmek amacıyla bir Araştırma Komisyonu kuruldu ve hazırlanan rapor kitap olarak Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce yayımlandı

17 Ocak 1998 Aile içi şiddete uğrayan kişilerin korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını düzenleyen 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun yürürlüğe girdi

1998 Gelir Vergisi Kanunu'nda yapılan bir değişiklikle aile reisinin beyanname vermesi esası kaldırılarak kadınların kocalarından ayrı olarak beyanname vermesi sağlandı

1998 Ankara Barosu Kadın Hukuku Komisyonu tarafından Ankara Adliyesi içinde şiddete uğrayan kadınlara hukuki danışmanlık ve psikolojik destek hizmetleri vermek üzere Kadın Danışma Merkezi kuruldu

1999 İstanbul Barosu Kadın Hukuku Komisyonu Kadın Hakları Uygulama Merkezi'ni kurdu

20 Mart 1999 Barolar bünyesindeki Kadın Hakları/Hukuku Komisyonları arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla "Türkiye Barolar Birliği Kadın Hakları Komisyonları Ağı (TÜBAKKOM)" kuruldu Giderek artan komisyonların sayısı 2001 yılı itibariyle kırk civarındadırTÜBAKKOM bünyesindeki Kadın Danışma Merkezlerinin kurumsallaşmış olarak sayısı iki olmakla birlikte pek çok komisyon danışma hizmetleri de vermektedir

Eylül 1999 Türkiye Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığı Önleme Sözleşmesi'ni onaylarken koyduğu aile hukukunu ilgilendiren 15 ve 16maddelerine ilişkin çekinceleri kaldırdı

1999 Kadın erkek eşitliği açısından önemli değişiklikler içeren Medeni Kanun Tasarısı hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunuldu

16 Aralık 1999 Kadınların yaşadığı ayrımcı uygulamaların giderilmesine yönelik kurumsal mekanizmaların oluşturulması çalışmaları çerçevesinde Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve Norveç Büyükelçiliği işbirliği ile "Eşitlik Ombudu Ne Kadar İşlevsel? Norveç Deneyimi" konulu bir konferans düzenlendi

14 Mayıs - 14 Haziran 2000 Kadın sorunlarını gündeme getirmek tartışmalara her yöredeki kadınların katılımını sağlamak amacıyla Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü valilikler barolar üniversiteler ve gönüllü kadın kuruluşlarının işbirliği ile ülke genelinde "2000 Yılı Kadın Toplantıları" adı altında panel konferans şenlik sergi vb yaklaşık 200 etkinlik gerçekleştirildi

01 Mart 2000 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce yapılan çalışma çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde "Kadın Erkek Eşitliği Daimi Komisyonu" kurulmasına dair hazırlanan teklif Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonunda görüşülerek anılan Komisyon yerine "Kadın Erkek Eşitliğini İzleme Kurulu" kurulması yönünde karara varıldı Kurulun oluşturulması TBMM içtüzüğünde değişiklik yapılmasına dair çalışmaların tamamlanmasını beklemektedir

16 Mayıs 2000 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu işbirliği ile Avrupa Birliğine uyum sürecinde toplumsal cinsiyet eşitliği açısından Anayasanın değerlendirildiği "Avrupa Birliğine Giriş sürecinde Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Kadın Erkek Eşitliği Politikaları" konulu panel düzenlendi

5-9 Haziran 2000 Türkiye Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformunun sonuçlarının değerlendirilmesi tam olarak uygulanmasının sağlanması yeni eylem ve girişimlerin belirlenmesi amacıyla New York'ta yapılan "Kadın 2000:21Yüzyıl İçin toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kalkınma ve Barış" konulu Birleşmiş Milletler Genel Kurul Özel Oturumuna katıldı Türkiye tarafından teklif edilen kadın erkek eşitliği bakış açısının ana plan ve politikalara yerleştirilmesi kota uygulamaları ve diğer araçlarla olumlu ayrımcılık politikalarının geliştirilmesi erken ve zorla evlendirme ile namus cinayetlerinin kadınlara yönelik şiddet türleri arasında yer almasının yanısıra diğer temel konulardaki önerilerin Sonuç Belgesinde yer alması sağlandı

8 Eylül 2000 Ek İhtiyari Protokol Türkiye tarafından imzalandı Onay aşaması için Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine alındıKadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin daha etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Ek İhtiyari Protokol ile Sözleşmenin taraf devletler tarafından ihlali durumunda kişilere ve kişilerden oluşan gruplara başvuru hakkı tanınmakta ayrıca uygulamaları denetlemek üzere Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi (CEDAW) Komitesine yapılacak şikayetleri kabul etme ve inceleme yetkisi tanınmaktadır

26 Ekim 2000 Kadına yönelik uluslararası sözleşme ve konferanslarda eşitlikçi bir toplumsal yaşamın gereği olarak vurgulanan ders kitapları ve müfredatın eğitimin ilk basamağından başlayarak cinsiyetçi öğelerden ayıklanması hedefi doğrultusunda Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce "Eğitim Materyallerinde Cinsiyetçi Ögeler" konulu panel ile "Ders Kitaplarında Cinsiyetçilik 1928'den Günümüze" konulu fotoğraf sergisi düzenlendi Toplantıya ilişkin dokümanların derlendiği "Eğitim Materyallerinde Cinsiyetçi Öğeler" adlı kitap ile ayrıca "Ders Kitaplarında Cinsiyetçilik" adlı bir araştırma kitap olarak yayımlandı

24 Kasım 2000 Ülkemizde giderek artmakta olan töre cinayetlerine karşı kamuoyu oluşturmak üzere "25 Kasım Kadınlara Karşı Şiddete Hayır Günü" nedeniyle Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve Şanlıurfa Valiliği işbirliği ile "Kadına Yönelik Şiddet" konulu bir panel düzenlendi Panel resmi düzeyde töre cinayetlerine karşı duruşun zeminini oluşturdu

17 Şubat 2001 Türk Medeni Kanunu'nun yıldönümü nedeniyle TBMM Adalet Komisyonunda görüşülmekte olan Medeni Kanun Tasarısının eşitlikçi özünün korunarak yasalaşması için Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve kadın kuruluşları tarafından kamuoyu oluşturma faaliyetlerinde bulunuldu Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce "Türk Medeni Kanunun'un Kabulünün 75Yıldönümü 2001 Gündemimiz: Tasarının Yasalaşması" konulu tasarı ile öngörülen değişikliklerin değerlendirildiği bir panel gerçekleştirildi

Kadın dernekleri ve diğer sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla "Medeni Yasa Tasarısı İçin Hep Birlikte" yürüyüşü gerçekleştirildi

Nisan 2001 Kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığı ve Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün katkılarıyla Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Raporu'nda eşitlik politikaları için bir alt yapı oluşturulması hazırlanan tüm plan ve politikaların bu madde ile uyumlu olması gerekliliğinin sağlanması aynı zamanda devletin eşitliği sağlamak için olumlu ayrımcılık dahil her türlü tedbiri almasının yolunu açmak üzere Anayasanın eşitlik ilkesini düzenleyen 10 maddesine bir fıkra eklenmesi önerisi; ulusal mekanizma olan Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü teşkilat yasasının çıkarılması; farklı statü hukukuna bağlı olarak çalışanların doğum izinlerine ilişkin farklı düzenlemelere son verecek ve ebeveyn izni müessesesini tesis edecek kanun tasarısının yasalaşmasının yanısıra ilgili her konuda işbirliğine gidilmesini öngören kısa ve uzun vadeli hedeflerin yer alması sağlandı


16 Mayıs 2001 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce Kadın-Erkek Eşitliğini Ana Plan ve Politikalara Yerleştirme Stratejisini benimseyen ülke örnekleri konusunda bilgilenmeyi sağlamak üzere Hollanda Sosyal İşler ve Çalışma Bakanlığı Devlet Sekreteri'nin deneyimlerini aktardığı "Kadın-Erkek Eşitliğini Ana Plan ve Politikalara Yerleştirme: Hollanda Deneyimi" başlıklı bir konferans düzenlendi

21 Haziran 2001 TBMM Adalet Komisyonunca kabul edilen Türk Medeni Kanunu Tasarısı Genel Kurula sevk edildi

27-29 Haziran 2001 Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nce Norveç Büyükelçiliğinin katkılarıyla Ankara'da "Türkiye'de Kadın Politikaları ve Kurumsallaşma" konulu bir toplantı gerçekleştirildi Toplantıya ilgili kamu kuruluşları üniversitelerin Kadın Araştırma ve Uygulama Merkezleri ile gönüllü kadın kuruluşları temsilcileri katıldı Toplantıda hukuk eğitim çalışma yaşamı ve şiddet başlıkları altında çalışma grupları oluşturularak önümüzdeki dönem için hedefler belirlendi

22 Kasım 2001 Yeni Türk Medeni Kanununun TBMM tarafından kabulü

1 Ocak 2002 Yeni Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesi

30 Temmuz 2002 CEDAW Ek İhtiyari Protokolünün onaylanması
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Kadın Dernek ve Vakıflarının İletişim Bilgileri

21Yüzyıl Eğitim ve Kültür Vakfı : (212) 274 15 02
Ankara Barosu Hukuku Komisyonu Kadın Danışma Merkezi : (312) 311 51 15
Anne Çocuk Eğitim Vakfı : (212) 234 02 00
Bornova Belediyesi Kadın Danışma Merkezi : (232) 461 47 94
Çağdaş Eğitim Vakfı : (212) 276 28 99
Çağdaş Yaşamı Destekleme Vakfı (Türkan Saylan) : (212) 293 12 86
Çekül (Metin Sözen) : (212) 251 54 44
İktisadi Kalkınma Vakfı : (212) 233 94 37
İletişim ve Sanat Araştırma Vakfı : (212) 272 47 55
İnsan Hakları Derneği : (212) 244 44 23
İstÜniv Kadın Sorun Araş Merk (Prof Dr Necla Arat) : (212) 511 98 26
Ka-Der (Zülal Kılıç) : (212) 267 17 21
Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı (ODTÜ) : (312) 210 30 19
Kadın Dayanışma Vakfı : (312) 435 00 70
Kadın İçin Destek Oluşturma Grb : (212) 257 79 41
Kadın İşgücü İstihdam Araş Ve Uy Mer (Marm Ün) : (216) 348 37 96


Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müd : (312) 419 29 79
Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (Ank Ün) : (312) 320 55 95
Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (Gazi Ün) : (312) 212 41 08

Ka-Mer (Diyarbakır) : (412) 228 10 53
Küçükçekmece Belediyesi Kadın Danışma ve Sığınma Evi : (212) 580 07 72
Mersin Bağımsız Kadın Grubu : (324) 336 50 92
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı : (212) 233 60 85
Türk Anneler Derneği Nezahat Köksal : (212) 663 50 41
Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı : (216) 425 60 50
Türk Eğitim Vakfı (Aydın Bolak) : (212) 217 58 58
Türk Kültür Vakfı : (212) 246 23 28
Türkiye Rotary Batı Bölgesi : (212) 248 41 61
 
Top