Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Güncel
Felsefe / Psikoloji
Kadın Filozoflar
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="YoRuMSuZ" data-source="post: 40915" data-attributes="member: 1"><p><strong>Hannah Arendt</strong> </p><p> </p><p>Yahudi bir ailenin kizi olan Hannah Arendt 1906 da Koningsburg da dunyaya geldi. Almanyada Heidegger, Husserl ve Jaspers da felsefe egitimi gordu. 1933 te yukselen fasizmden dolayi Almanya' dan kacmak zorunda kalan Hannah Arend bir sure Fransada yasadiiktan sonra 1941 de Amerikaya goc etti. Olumune dek cesitli universitelerde politik-felsefe alaninda dersler verdi. Politika alani Arendt icin ozgurluk ve insan erdemliliginin yaratildigi yerdir. 1975 te hayata gozlerini yuman Arendtin taninmis eserleri arasinda The Origins of Totaliatarianism (1951), The Human Condition (1958) ve Eichmann in Jeruzalem (1963) yer alir. </p><p></p><p>Insan olmak ne demek, anlamli bir hayat nasil surdurulebilir, kotulugun yasamimizdaki yeri nedir, dusunce ile davranis arasindaki iliski nedir turunden derin flosofik sorunlar o’ nu tum hayati boyunca mesgul etti. Hannah Arendt The Human condition (1951) adli kitabinda iki tur yasami birbirinden ayirir: </p><p></p><p>Actief yasam (vita activa) ve tasarlanmis yasam (vita contemplativa). Insan, bir yaniyla doganin bir parcasi ve onun kanunlarina boyun egmek durumunda, diger yandan ise ozgur ve verimli bir bicimde eylem yapabilme ozelligine sahip. Davranislariyla insan gercek kimligini ifade eder. Konusma, ikna etme, insiyatif alma, bir seyin icinde yer alma ve kotulugu protesto etme yetenegiyle de insan insan oldugunu gosterir. Insan eylemi her alanda surebilir ama en yuksek ifadesini politik eylemlilikte bulur. Politika, toplum uyelerinin ortaklasa ama ozgurluk temelinde yasamlarini belirledikleri ve toplumun temelini olusturduklari alandir. Tasari yasam da (vita contemplativa) hakim olan bilim ve felsefedir. Bilim bir seyin ne oldugunu, felsefe ise onun ne anlama geldigini arastirmaya yonelir. Bilim gerceklere bagli kalir, felsefe onun sinirlarini asar. </p><p></p><p>Bu baglamda felsefe insan ozgurlugunun esi bulunmaz bir ifadesidir. </p><p>Hannah Arendh The Life of the Mind (1978) adli calismasinda, dusunmeyle eylem yapma, felsefe ile politika arasindaki iliskileri ortaya koymaya calisir. Filosofla politikaciligi birlestirmenin zor oldugunu soyler. Filosofun bir basinaligi ve dunyevi olmamama ozelligi, politik yasamin cok sekilliligine ve tahmin edilemezligine pek uymaz. Esasinda politikaci filosof, Arendt’in kendi politik yasamina ragmen, canli bir paradokstur. Sonuc olarak sanat, dusuncenin maddeye donusturulmesidir. Bundan dolayidir ki sanat urunu ayni zamanda hassas ve narindir: madde ile canli ruhun cok hassas bir dengesidir (Prof.dr. M.A. Verkerk). </p><p></p><p>Hannah Arendt cocuklugundan beri gozlem ve deneyimlerini irdelemeye alismisti. Giderek kendini ve toplumsal deneyimlerini surekli elestiren bir kadin kisiligi gelistirdi. Bu kisiligi sayesinde bulundugu toplumu surekli tahlil edip yorumladi. Kendi deneyimlerinden yola cikan Hannah Arendt eylem ve davranis uzerine bir felsefe gelistirdi. Hannah Arendt, dunyaya ve dunyayi bicimlendiren insanlara karsi olan aktif tutumu sayesinde politik-felsefe konusunda, okuyucuyu cagimizdaki toplumsal yasamin ve politik davranislarin temellerini yeniden irdelemeye davet eden zengin bir eser yaratmistir. </p><p></p><p>Hannah Arendt 20. yuzyilin en buyuk elestirici dusunurlerinden biridir. Toplumsal yasama aktif olarak katkida bulunmanin, vicdanli ve durust davranmanin onemini kavramis, kendi yolunu kendi secmis bir kadin. Eserleri son yillarda Fransa, Almanya ve Amerika da yeniden kesfedilip okunmaya ve incelenmeye baslandi (Amsterdam Universitesi arastirmalarindan).</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="YoRuMSuZ, post: 40915, member: 1"] [B]Hannah Arendt[/B] Yahudi bir ailenin kizi olan Hannah Arendt 1906 da Koningsburg da dunyaya geldi. Almanyada Heidegger, Husserl ve Jaspers da felsefe egitimi gordu. 1933 te yukselen fasizmden dolayi Almanya' dan kacmak zorunda kalan Hannah Arend bir sure Fransada yasadiiktan sonra 1941 de Amerikaya goc etti. Olumune dek cesitli universitelerde politik-felsefe alaninda dersler verdi. Politika alani Arendt icin ozgurluk ve insan erdemliliginin yaratildigi yerdir. 1975 te hayata gozlerini yuman Arendtin taninmis eserleri arasinda The Origins of Totaliatarianism (1951), The Human Condition (1958) ve Eichmann in Jeruzalem (1963) yer alir. Insan olmak ne demek, anlamli bir hayat nasil surdurulebilir, kotulugun yasamimizdaki yeri nedir, dusunce ile davranis arasindaki iliski nedir turunden derin flosofik sorunlar o’ nu tum hayati boyunca mesgul etti. Hannah Arendt The Human condition (1951) adli kitabinda iki tur yasami birbirinden ayirir: Actief yasam (vita activa) ve tasarlanmis yasam (vita contemplativa). Insan, bir yaniyla doganin bir parcasi ve onun kanunlarina boyun egmek durumunda, diger yandan ise ozgur ve verimli bir bicimde eylem yapabilme ozelligine sahip. Davranislariyla insan gercek kimligini ifade eder. Konusma, ikna etme, insiyatif alma, bir seyin icinde yer alma ve kotulugu protesto etme yetenegiyle de insan insan oldugunu gosterir. Insan eylemi her alanda surebilir ama en yuksek ifadesini politik eylemlilikte bulur. Politika, toplum uyelerinin ortaklasa ama ozgurluk temelinde yasamlarini belirledikleri ve toplumun temelini olusturduklari alandir. Tasari yasam da (vita contemplativa) hakim olan bilim ve felsefedir. Bilim bir seyin ne oldugunu, felsefe ise onun ne anlama geldigini arastirmaya yonelir. Bilim gerceklere bagli kalir, felsefe onun sinirlarini asar. Bu baglamda felsefe insan ozgurlugunun esi bulunmaz bir ifadesidir. Hannah Arendh The Life of the Mind (1978) adli calismasinda, dusunmeyle eylem yapma, felsefe ile politika arasindaki iliskileri ortaya koymaya calisir. Filosofla politikaciligi birlestirmenin zor oldugunu soyler. Filosofun bir basinaligi ve dunyevi olmamama ozelligi, politik yasamin cok sekilliligine ve tahmin edilemezligine pek uymaz. Esasinda politikaci filosof, Arendt’in kendi politik yasamina ragmen, canli bir paradokstur. Sonuc olarak sanat, dusuncenin maddeye donusturulmesidir. Bundan dolayidir ki sanat urunu ayni zamanda hassas ve narindir: madde ile canli ruhun cok hassas bir dengesidir (Prof.dr. M.A. Verkerk). Hannah Arendt cocuklugundan beri gozlem ve deneyimlerini irdelemeye alismisti. Giderek kendini ve toplumsal deneyimlerini surekli elestiren bir kadin kisiligi gelistirdi. Bu kisiligi sayesinde bulundugu toplumu surekli tahlil edip yorumladi. Kendi deneyimlerinden yola cikan Hannah Arendt eylem ve davranis uzerine bir felsefe gelistirdi. Hannah Arendt, dunyaya ve dunyayi bicimlendiren insanlara karsi olan aktif tutumu sayesinde politik-felsefe konusunda, okuyucuyu cagimizdaki toplumsal yasamin ve politik davranislarin temellerini yeniden irdelemeye davet eden zengin bir eser yaratmistir. Hannah Arendt 20. yuzyilin en buyuk elestirici dusunurlerinden biridir. Toplumsal yasama aktif olarak katkida bulunmanin, vicdanli ve durust davranmanin onemini kavramis, kendi yolunu kendi secmis bir kadin. Eserleri son yillarda Fransa, Almanya ve Amerika da yeniden kesfedilip okunmaya ve incelenmeye baslandi (Amsterdam Universitesi arastirmalarindan). [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Atatürk'ün doğduğu şehir?
Cevapla
Forumlar
Güncel
Felsefe / Psikoloji
Kadın Filozoflar
Top