Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Kim Kimdir ? - Biyografiler
İslâm'ın Yenilikçileri
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="Suskun" data-source="post: 417087" data-attributes="member: 21093"><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Fahreddin-i Iraki : </span>Hicri : 688/1289 tarihinde vefat etmiştir. İran/Hemedan'da doğar. Hindistan/Mültan'da Suhreverdi tarikatı şeyhi Bahaeddin Zekeriyya'ya intisap eder. Şeyhinin kızıyla evlenir. 25 yıl burada kalır, şeyhi ölünce yerine geçer. Allah'ın cemalinin güzel yüzlü insanlarda temaşa edebileceğine inanan ve Kalenderlik diye bilinen bir tasavvuf düşüncesini savunur. Bu yüzden şiir yazıp güzellerle meşgul olduğu gerekçesiyle devrin sultanına şikayet edilir. Hindistan/Multan'dan ayrılmak zorunda kalır. Umman, Hicaz'dan sonra Anadolu/Konya'ya gelir. Mevlana ve Sadreddin Konevi ile yakın dostluk ilişkileri kurar. Konya, Kayseri ve Tokat'da müridleri çoğalır. Daha sonra Mısır'a gider. Devrin Mısır sultanı Iraki'ye murid olur. Oradan Şam'a geçer, burada Mısır sultanına bağlı Şam umerasınca iyi karşılanır. Vahdedet-i Vucut inancına gönülden bağlı bir sufi olarak Iraki 78 yaşında Şam'da vefat eder ve İbni Arabi'nin yanına defnedilir. En önemli esri tasavvuf tarihi içinde oldukça etkili bir kitap olan ve aşk, aşk ve masuk kavramlarının manzum dizelerle yorumladığı ''Leme'at''tır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Kadı Beydavi : </span>Hicri : 691/1292 tarihinde vefat etmiştir. Fahruddin er-Razi ve Amidi'de görülen felsefi-kelam çizgisini devam ettirir. Ancak Amidi'ye nazaran kelamcılığı daha baskındır. İran'ın Şiraz şehrinde kadılık yaptığı için Kadı ünvanıyla anılır. Müfessir, kelamcı ve fakihliği ile ün yapar. Tefsirde ''Envaru'l-Tenzil'', ''Tevaliu'l-Envar'' adlı kitapları yazar. Tefsir anlayışı Zemahşeri gibi lügat ve icaz inceliklerine dayalı dirayet tarzıdır. Beydavi tefsiri de Osmanlı medreselerinde baş taçı edilir. Sonraki 5-6 asır içinde içinde üzerine 100 cıvarında şerh ve talik yazılır. Araştırmacı bir Eş'ari kelamcı/müfessiri/fakihi olarak tanınan Kadı Beydavi 100 yaşında Tebriz'de vefat eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Ebu'l Berakat en-Nesefi :</span> Hicri : 710/1310 tarihinde vefat etmiştir. Medarik adlı dirayet tefsiriyle meşhur olur. Hanefi meşrep olan Ebu'l Berakat en-Nesefi'nin kelama dair kitapları özellikle Ezher'de baştaçı edilir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">İbni Teymiye : </span>Hicri : 728/1328 tarihinde vefat etmiştir. Moğol istilası sonrasının en etkili simalarından biri olarak temayüz eder. Harran (Urfa) yakınlarında doğar. Yedi yaşında moğol istilasını görür. Ailesiyle birlikte Şam'a göç eder. Hanbeliliğin büyük bir alimi olan babasından ilk tahsili alır. Tatarlara karşı ilk cihad çağrısı yapar, bir savaşa bizzat komuta ederek rakiplerini mağlup eder. Dönemin kimi alimlerinin öfkesini çeker. Hapise atılır, en önemlieserlerinden birisini hapiste yazar. Vefat ettiğinde de hapishane de olduğu rivayet edilir. Malik'le baslayıp Ahmed bin Hanbel'le devam eden, Davud ez Zahiri ile yükselen, İbni Hazm'la sistemleştirilen islam'ın katı genelikçileri ''Selefiliğin'' sembol ismi olur. Yüzlerce eser yazar. Kelama, felsefeye ve tasavvufa cephe alır. Bütün bunları ''bid'at'' ilan eder. ''Kur'an ve Sünnet'e dönüş'' parolasıyla koyu nasscılığı, nakli yüceltir. Moğol istilası sonrasında Mısır'da yükselen Memluklulardan himaye görür. İbni Kayyım el-Cevziye, el-Vasiti, el-Mızzı, Ebu'l-Fida, İbni Kesir, İbni Racep ve Necmuddin et-Tufi seçkin talebelerinden bir kaçıdır. Yakın tarihte Vehabilik, Senusulik gibi bir çok selefi karakterli harekete ilham kaynağı olur.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Şebüsteri : </span>Hicri : 720/1320 tarihinde vefat etmiştir. Memleketi olan Azerbeycan'ın Tebriz şehrine bağlı Şebuster köyüne nisbeten anılır. İbni Arabi'nin vahdet-i vucutcu çizğisini sürdürür. İbni Arabi'nin sembolizm ağırlıklı anlaşılmaz ifadelerini daha açık ve daha veciz bir hale getirir. Hakikatı bulmada akıl tamamen gereksiz bir şey olarak görür. Hakikatı bilmenin yegane yolunun, kalbe doğan marifet bilgisi ve sezgi olduğunu iddia eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Hazin :</span> Hazin tefsiri diye meşhur olan el-Lübabu't-Tevil'i yazar. Şafii/Sufi meşrep olan Hazin ayrıca Şafii, Ahmed bin Hanbel, Buhari, Muslim, Darekutni ve Malik'in kitaplarını yeniden düzenleyerek on cildlik Makbulu'l-Menkul adlı kitabıyla da tanınır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Davud el-Kayseri :</span> Hicri : 750/1351 tarihinde vefat etmiştir. Osmanlıların teşekkül etkili olur. Orhan Bey tarafından kurulan İznik Medresesinin ilk baş müderrisi olur. Dini, felsefi ve tasavvufi eserler yazar. Kelami ve felsefi görüşleri itibarıyle Fahruddin el-Razi'yi hatırlatır. İbni Arabi'nin Fususu'l-Hikem'ine şerh yazar. Türk ve İran tasavvuf düşüncesine önemli etkilerde bulunur. En önemli çalışması zaman kavramını felsefi-fizik açıdan ele alan Nihayetu'l-Beyan fi Dirayetu'l-Zaman adlı eseridir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Adududddin İci: </span>Hicri : 756/1355 tarihinde vefat etmiştir. Fahruddin er-Razi ve Amidi' den geniş ölçüde yararlanır. Kadı Baydavi hocası, Taftazani isetalebesi olarak bilinir. Akaidu'l Adudiye ve el-Mevakıf gibi en tanınmış olanlarla birlikte bir çok eser yazar. Tipik bir Eş'ari/Şafii kelamcısı olarak eserlerinin şerhleri özellikle Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulur. Doğduğu kent olan İran'ın Şiraz şehrinde vefat eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Necmeddin et-Tufi: </span>Hicri : 770/1370 tarihinde vefat etmiştir. İbni Teymiye'nin talebesi olarak bilinir. Memluklar döneminde Mısır'da yaşar. Selefi/Hanbeli ekol içinde İbni Akıl gibi yenilikçi görüşleriyle büyük tepkiçeker. Özellikle Maslahat-ı Mursele konusundaki geniş görüşlerine tahammül edilemez ve dönemin Kahire kadısı mezhepdaşı Mus'ud bin Ahmed el-Harisi tarafından kırbaçla cezalandırılır, ders vermesi yasaklanır. Tufi, ''Risale fi'l-Mesalih-Mürsele'' adlı kitabında ibadet ve mukadderat-ı şer'iyye dışında muamelat vb. hükümlerde maslahata riayet prensibiyle, nas ve icmanın tearuz etmesi halinde tahsis ve beyan yoluyla maslahat-ı mürselenin tercih edilmesi gerektiği görüşüyle sadece Hanbelilerden değil diğer tüm mezheplerden daha ileri bir noktaya gelir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">İbni Kesir: </span>Hicri : 773/1372 tarihinde vefat etmiştir. İbni Teymiye'nin talebesiolarak tanınır. Tarihçi, mufessir, muhaddis ve fakih özellikleriyle öne çıkar. Tarihde el-Bidayeve'n-Nihaye, tefsirde Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, hadisde Camiu'l-Mesanid, fıkıhta el-İçtihad fi Talebi'l-Cihad vb. eserleriyle meşhur olur. Fıkıhta Şafi, kelami görüşlerinde İbni Teymiye çizğisini sürdürür. Yönetim alehindeki her türlüisyanlara karşı çıkar. Memluk Devleti'yle iyi ilişkiler kurar. Sunni/Şafii/Selefi asabiyeti ile hareket eden İbni Kesir Hz. Ebuberk, Ömer ve Osman'a küfreden ve Emevi camiinde sünnilerle birlikte namaz kılmayı reddeden bir Şii'yi ölüm cezasına captıran mahkeme heyetinde görev alır. Hayatının sonlarına doğru gözlerini kaybeder. 72 yaşında vefat eder ve hocası İbni Teymiye'nin yanına defnedilir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">İbni Batuda: </span>Hicri : 778/1377 tarihinde vefat etmiştir. Kuzey Afrika (Fs)'da doğar. Ortaçağın en büyük müslüman seyyahı olarak tanınır. Batılı seyyah Marco Polo'yu geride bırakır. Gezdiği yerlerde daha çok insan unsuruna ağırlık verip, bina, kale vb. çevre unsurlarını ikinci derecede anlatması bakımından, İbni Haldun'un ilk sosyologlardan saydığı gibi ilk antropolog veya etnologlardan sayılır. Fas'dan Çin'e, Afrika'dan Kırım'a kadar o günkü dünyanın Avrupanın iç kesimleri hariç her yerini 28 yıl boyunca dolaşır. Meşhur eseri ''Rıhletu İbni Batuta'' bütün bu gezi notlarından oluşur.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Şatıbi :</span> Hicri : 791/1389 tarihinde vefat etmiştir. Maliki meshebine mensup Endülüslü alim olarak tanınan Şatıbi el-Muvafakat eseriyle büyük dikkat çeker. Maslahat-ı Mürsele ve Makasıdu'ş-Seria üzerine geliştirdiği tezler ciddi bir yenilikçi dinamizim barındırır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Bahauddin Nakşibendi :</span> Hicri : 791/1389 tarihinde vefat etmiştir. Türkistan/Buhara kökenli Nakşibendi tarikatının 15. halkası olarak bilinir. Asıl adı Muhammed bin Muhammed Buhari'dir. Daha önce çeşitli evreler geçiren tarikat bu zatla Nakşibendi adıyla anılmaya başlar. Önceki 9. halkada yer alan Gonjduvani'den ruhani feyz aldığını iddia eder. Tarikatın on bir temel kavramından sekizini Gonjduvani, üçünü de (vukuf-i zamani, vuduf-i adedi, vukufu-i kalbi) Bahauddin Nakşibent koyar. Bundan başka tarikata uveysilik (önceki bie şeyhden ruhani feyz ve ders alma) anlayışını getirir. Nakşibendiliğin Türk modeline dönüşmesinde etkili olur.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Taftazani : </span>Hicri : 792/1390 tarihinde vefat etmiştir. Horasan (İran) kökenli olan Taftazani, Maturidi Ömer nesefi'nin üç sayfalık ahaid metni üzerine yazdığı ''Şerhu'l-Akaid'' adlı meşhur kitabıyla tanınır. İslam kelam (düşüncesi) Taftazani ile adeta son sözünü söyler. Kendinden öncekileri son bir kez daha tekrar eden Taftazani'den sonra islam düşünce tarihinde katı bir şerhcilik, haşiyecilik, taklitcilik asırlar boyu hüküm sürer. Esas görüşleri itibarıyle Eş'ari olan Taftazani'nin ''Şerhu'l-Akaid''i, Şia, Mu'tezile ve Selefi dünyanın dışında kalan tüm Sunni alemi derinden etkiler. Özellikle Osmanlı Ezher medrese zihniyetinin oluşmasında tartışmasız baş kitap olur. Kitabı üzerine yüzlerce şerh, haşiye ve talik yazılır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">İbni Haldun :</span> Hicri : 808/1406 tarihinde vefat etmiştir. Hayatın ilk yirmi yılını Tunus'da, yirmi altı yılını Cezair'de, Fas ve Endülüs'de, dört yılını yine Tunus'da, son yirmi dört yılınıda Kahire (Mısır)'da geçirir. Meşhur tarihçi, sosyolog, filozof, siyaset ve devlet adamı olarak tarihe geçer. Bütün ömrü siyasetin fiilen içinde geçer. Darbe, karşı-darbe, ayaklanma, tutuklanma, hapis, kabileler arası arabuluculuk, savaş, iktidar, iktidardan düşürülme vs. siyasetin tüm olaylarını bizzat yaşar. Bir yandanda yazarlık, müderrislik, ders verme gibi ilmi hayatın içinde de yer alır. Hacc için gittiği Hicaz dışında genellikle ömrü Kuzey Afrika ve Endülüs'de geçer. En büyük eseri el-İber pratik siyasi deneyim tecrübelerinden çıkardığı teorilerin ürünü gibidir. El-İber'in giriş kısmı el-Mukaddime diye meşhur olur. İlk sosyolog olarak batı aleminde bile hakkı teslim edilir. Düşünce sisteminin temelini ''umran, kavim, asabiyet, mülk, bedevilik, hadarilik'' vb. kavramlar oluşturur. ''İnsanların, toplumlaşmayı, toplumun asabiyeti, asabiyet mülkü, mülkün hadiriliği, hadariliğin de fesadı meydana getireceğini, nunun, toplumların dönüşüm yasası (adetullah) olduğu'' temel tezine dayalı sosyolojisini kurarak özellikle ölümünden çok sonraları ilgi odağı haline gelir. ''Devletler doğarlar, büyürler, yaşlanırlar ve ölürler. Umran (medeniyet) de böyledir.'' diyen İbni Haldun moğol istilası sonrasının en özgün şahsiyetlerinden birisi olarak temayüz eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Seyyid Şerif Cürcani :</span> Hicri : 816/1413 tarihinde vefat etmiştir. Şiraz/Cürcan (İran) kökenli olan Cürcani, Eş'ari Adududdin İci'nin el-Mevakıf'ına yazdığı ''Şerhu'l-Mevakıf'' adlı meşhur kitabı ile tanınır. Aynı dönemde yaşamış, hatta Timur'un huzurunda ilmi tartışmalar yapmış olan Taftazani-Cürcani ikilisi (Şerhu'l-Akaid-Şerhu'l-Mevakıf ikilisi de denebilir) asırlar boyu etkili olan Osmanlı ve Ezher medrese zihniyetinin tartışmasız simaları ve kitapları olurlar. Moğol istilası sonrası yükselen Osmanlı ve ulemasının zihin dünyası her ikisi de birer ''şerh'' olan bu iki kitablara dayanır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Cili : </span>Hicri : 832/1428 tarihinde vefat etmiştir. Yemen'de yaşar, Hindistan'ı ziyaret eder. İbni Arabi'nin vahdet-i vucut teorisine bazı eklemeler yaparak daha anlaşılır kılmaya çalışır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Molla Fenari : </span>Hicri : 834/1431 tarihinde vefat etmiştir. Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında Osman Bey'den sonraki beş Osmanlı Padişahı zamanında yaşar. İlk Osmanlı Şeyhu'l-İslam'ı olur. Osmanlıların ulema zihniyetini kuran kişi olarak tarihe geçer. Mısır'da Cürcani ile birlikte ders okur. Çok yönlülüğüyle tanınan Molla Fenari'nin eserleri Cürcani'nin, Adududdin Ici şerhine yazdığı talik (şerhin şerhi) örneğinde olduğu gibi şerh, talik ve haşiyelerden ibarettir. Osmanlılar'ın ulema zihniyetini kuran kişinin ve ilk şeyhulislam'ının aslında bir ''şarih'' olması, esas alınan kitaplarında esasında Taftazani ve Cürcani'nin ''şerhleri'' den başka bir şey olmaması, islam düşüncesinin geldiği noktayı gözler önüne sermesi bakımından dikkat çekicidir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Kadızade :</span> Hicri : 835/1432 tarihinde vefat etmiştir. Bursa2da doğar. İlmi seviyesini artırmak için Horasan ve Mavaraünnehir'e seyahate çıkar. Cürcani'den ders alır. Matematik ve Astronomi üzerine çalışmalar yapar. Harizmi ve Nasıreddin Tusi'nin eserleri üzerine şerhler yazar. Eserleri Osmanlı bilimi üzerinde etkili olur, orta seviyede ders kitabı olarak medreselerde okutulur.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">İbni Hacer el-Askalani :</span> Hicri : 852/1449 tarihinde vefat etmiştir. Molla Fenari'nin talebesi olarak bilinir. Sahih-i Buhari'ye yazdığı Fethu'l-Bari adlı şerhi ile ünlüdür. Mısır'da 21 yıl kadılık yapar. Eş'ari eğilimli fetvalarıyla tanınır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Kemaleddin İbni Humam : </span>Hicri : 791/1389 tarihinde vefat etmiştir. Osmanlılar'da I. Beyazıd ve Fatih döneminde yaşar. Aslen Sivaslıdır fakat Mısır'da doğup, büyüyüp yetişir. Kahire ve İskenderiye'de uzun yıllar kadılık yapar. Araştırmacı bir ruha sahip olan İbni Humam Hanefi-Maturidi olarak bilinmesine rağmen Osmanlı geleneğine uyarak Eş'ariliğe de pirim verir. Merginani'nin fıkıh kitabı el-Hidaye'sine yazdığı ''Fethu'l-Kadir'' adlı şerhi ile ün yapar. Gazali'nin ''er-Risaletu'l-Kudsiye''sine, ''el-Musayere'' adlı şerh yazarak kelamda da adını duyurur.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Hızır Bey :</span> Hicri : 863/1458 tarihinde vefat etmiştir. Fatih tarafından İstanbula tain edilen ilk kadı olarak atanınır. Molla Fenari tarafından temelleri atılan Hanefi/Maturidi görüşüyle Eş'ari ulema geleneğini sürdürür.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Molla Hayali : </span>Hicri : 875/1470 tarihinde vefat etmiştir. Hızır Bey'in talebesi olarak bilinir. Taftazani'nin ve hocasının eserlerine yazdığı şerhlerle tanınır. 33 yaşında İznik Medresesi müderrisi iken vefat eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Ali Kuşçu :</span> Hicri : 879/1474 tarihinde vefat etmiştir. Timurlular ve Akkoyunlular'dan sonra Osmanlı sarayına intisab eder. Fatih tarafından müderrisliğe atanır. Astronomi ve matematik üzerine İstanbul'da çalışmalar yapar. Ayrıca kelam, usul-u fıkıh ve dil üzerine eserler yazar.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Molla Hüsrev :</span> Hicri : 885/1480 tarihinde vefat etmiştir. II. Beyazıd döneminin ünlü Osmanlı ulemasının genel tavrına uygun olarak kelamı, felsefeyi dışlar. Aleyhlerine sert fetva verir. Katı bir Hanefi mollası olarak bilinir. Osmanlı geleneğinde çok meşhur olan Dureru!l-Hükkam fi Şerhi Gereru'l Ahkam'ı yazar.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Sinan Paşa :</span> Hicri : 891/1486 tarihinde vefat etmiştir. Fatih ve II. Beyazıd dönemi alimlerinden Hızır Bey'in oğludur. Zamanın tanınmış uleması Molla Hüsrev, Molla Gürani ve Hocazade'den dersler alır. Matematik ve Astronomi üzerine eserler yazar. Sadrazam olur, daha sonra azledilir, hapse atılır. II. Beyazıd tahta çıkınca göreve iade edilir. Talebesi Molla Lütfi'yi Ali Kuşçu'dan ders almaya gönderir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Hocazade :</span> Hicri : 893/1487 tarihinde vefat etmiştir. Fatih döneminin ünlü alimlerinden, Hızır Bey'in yoksul talebesi olarak ilim hayatına atılır. Fatih'in dikkatını çekerek İstanbul Kadılığı'na kadar yükselir. Fatih'in emriyle Gazali-İbni Rüşd tartışmasına çözüm bulmak amacıyla üçüncü bir Tehafüt yazar. Osmanlı ulemasının doğalseyri istikametinde Gazali tarafını tutar. En önemli eserleri Taftazani, Cürcani, Merginani ve Kadı Beydavi'nin kitaplarına yazdığı şerh ve taliklerdir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Molla Lütfi : </span>Hicri : 900/1495 tarihinde vefat etmiştir. Fatih ve II.Beyazıd döneminde yaşar. Sinan Paşa'nın talebesi olarak bilinir, Ali Kuşçu'dan ders alır. Matematik ve Astronomi'de önemli eserler verir. En önemli eserlerinden birisi yaklaşık yüz ilim dalını incelediği Mevzuatu'l-Ulum'dur. Dinsizlikle itham edilerek At Meydanında kafası kesilerek idam edilir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Celaluddin Devvani :</span> Hicri : 908/1502 tarihinde vefat etmiştir. İran'da Karakoyunlu ve Akkoyunlu döneminde, özellikle Uzun Hasan'dan gördüğü himaye ile yıldızı parlar. Şiraz'da müderrislik, Fas eyaletinde Kadılık görevlerinde bulunur. Osmanlı Padişahı II.Beyazıd'ın teveccühüne mazhar olur yüksek maaşla taltif edilir. Şöhreti Maveraünnehir, Horasan ve Anadolu'ya yayılır. Adududdin Ici'nin Eş'ari akaid kitabına yazdığı şerhle adını duyurur. İbni Sina ve Sühreverdi üzerine çalışmalarıyla dikkat çeker.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Celaleddin es-Suyuti :</span> Hicri : 911/1505 tarihinde vefat etmiştir. Mısır'da dönemin ünlü Şafii alimi olarak adını duyurur. Tefsir, hadis ve fıkıh gibi özellikle nakli ilimlerde zirveye çıkar. 500 eseri olduğu rivayet edilir. En önemli eserleri ed-Durru'l-Mensur, el-Itkan, et-Tefsir ve ve'l-Müfessirin'dir. Babası Cellaleddin el-Mahalli'nin başlattığı tefsiri kendisi bitirir. Tefsir-i Celaleyn (iki Celal'in tefsiri) olarak bilinen bu eser Osmanlı medreselerinde baştaçı edilir. Suyuti'nin tefsir anlayışı genel olarak Rivayet tevsirleri sınıfına girer.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Kastalani : </span>Hicri : 792/1517 tarihinde vefat etmiştir. Fatih döneminde yaşar, Hızır Bey'in talebesi olarak sivrilir. Kadılık, Müderrislik, Kazaskerlik görevlerinde bulunur. Taftazani ve Cürcani'nin kitaplarına şerh ve talikler yazar. Bursa yakınlarında bir kasaba olan Kastel'e nisbetle Kastelli (Kastalani) olarak anılır. İstanbul'da vefat eder. Eyüp Sultan mezarlığına gömülür.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">İbni Kemal (Kemal Paşazade) : </span>Hicri : 940/1533 tarihinde vefat etmiştir. Fatih'den sonra II. Beyazıd, Yavuz ve Kanuni'nin yükselişi çağında yaşar. Askerliği bırakarak ulema sınıfına geçer. Kanuni döneminde Zenbilli Ali Efendi'nin yerine Şeyhu'l İslam olur. Kur'an, hadis, fıkıh, kelam, edebiyat, mantık, tasavvuf, ahlak, Arapça, Farsça ve çeşitli ilimlere dair 209 eserinin olduğu tesbit edilir. Cürcani'nin Şerhu'l Mevakıf'ına, Hocazade'nin Tehafüt'üne, Nasıreddin Tusi'nin Tecrid'ine şerhler yazar. Felsefi Kelam'a vukufiyetiyle dikkat çeker.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Ebussuud Efendi : </span>Hicri : 982/1574 tarihinde vefat etmiştir. Kanuni, II. Selim, III. Murat ve III. Mehmed dönemlerinin ünlü Osmanlı Şeyhulislam'ı olarak tanınır. 60 yıllık ilmiye ve devlet hizmetinin 28 yılını Şeyhulislam olarak geçirir. Kelam, felsefe ve tasavvufa karşı sert tutum sergiler. İsmail Ma'şuki, Muhyiddin Karmani ve Hamza Bali adlı sufi şeyhleri için şeriata aykırı görüşleri olduğu gerekçesiyle idam fetvası verir. Hanefi fıkhını devletin açıkca resmi mezhebi haline getirerek, diğer mezheplerle mahkemelerde hüküm verilmesini yasaklar. 86 yaşında vefat eder, cenaze namazı Fatih caminde kılınarak Eyüp Cami civarına defnedilir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">İmam Rabbani : </span>Hicri : 1007/1598 tarihinde vefat etmiştir. Hindistan kökenli olup, naksibendi tarikatının 23. halkası olarak kabul edilir. Tarikat olunla birlikte Müceddidiyye olarak anılmaya başlar. Ahmed Faruki asıl isminden başka ikinci bin yılın yenileyicisi anlamında Müceddid-i Elf-i Sani olarak da anılır. Tasavvuf içinde başlattığı ''Kur'an ve Sünnete dönüş, bid'atlerle mücadele'' hareketiyle meşhur olur. Vahdet-i vucut yerine vahdet-i şuhud'u savunur. Düşünce sisteminin temel vurgusu ''tasavvufta her şeyin şeriata uygunluğunu gözetme'' dir. Şeriata uygunlugunu da sunni yorum olarak anlar ve tasavvufi yaşantının bu çizgiden çıkmaması gerektiğini söyler. İbni Teymiye'nin cepheden karşı çıkarak tümden reddettiği tasavvufu içerden eleştirileriyle kendianladığı Kur'an ve Sünnet çizgisine çekmeye çalışır. Bu açıdan bakıldığında İmam Rabbani, tasavvufu daha bu dünyacı ve akli zemine çekmeye çalışması açısından bir tasavvuf içi yenilikçi sayılabilir. En büyük eseri islam dünyasının değişik yerlerine gönderdiği mektuplardan oluşan ''Mektubat'' dır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Molla Aliyyü'l-Kari :</span> Hicri :1014/1606 tarihinde vefat etmiştir. Herat (Afganistan)'da doğar, Mekke'ye göç ederek orada yaşar ve Mekke'de vefat eder. Mushafcılık yaparak geçinen Aliyyü'l-Kari mufrit bir Hanefiolarak tanınır. Ebu Hanife'ye ait olduğu addia edilen el-Fıkhu'l-Ekber'e yazdığı şerhle tanınır. Ayrıca Kemaleddin İbni Humam'ın Fethu'l-Kadir'ine (el-Hidaye Şerhi), Kuşeyri'nin er-Risale'sine, Muslim'in Sahih'ine, Merginani'nin el-Hidaye'sine, Kadı Iyaz'ın eş-Şifa'sına ve Mevahibu'l-Ledunniye'ye şerhler yazar.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Molla Sadra (Sadruddin Şiraz):</span> Hicri : 1050/1640 tarihinde vefat etmiştir. İran'da Safevi yükşelişiyle birlikte yıldızı parlayan İsfahan Okulu'nun sembol siması olarak tarihe geçer. İran/Safevi/Şia asabiyetine dayanan dini-siyasi yükseliş Şah İsmail'in Tebriz'de tahta çıktığı 905/1499'da başlar ve İran'ın Afganlılarca fethedildiği 1133/1720'ye kadar 2198 yıl sürer. Bu dönemde rakip Osmanlı/Sunni asabiyetiyle çatışmaya girer. İran ve Osmanlı toplumunda derin izleri olan bu rekabet islam düşüncesinin seyrini de etkiler. Safeviler, İsfahan Okulu'nu himaye ederler. Burada islam dünyasında pek farkedilmeyen güçlü bir ilmi/felsefi/tasavvufi gelenek oluşur. Şeyh Bahaüddin Amili (öl. 1030/1622), Mir Damad (öl. 1041/1631), Mir Ebu'l Kasım Fındıriski (öl. 1050/1640) bunlardan sadece en önemli üç tanesidir. Sadreddin Şirazi olarak da bilinen Molla Sadra bu simaların yetiştiği İsfahan Okulu'nun sembol ismi haline gelir. Molla Sadra felsefesini kurarken kendinden önceki kadim felsefi birikimin tamamını harmanlamaya çalışır. Tales, Anaksimandros, Agetedomon, Empodekles, Pisagor, Sokrat, Aristo, Eflatun, Plotunis, Hz.Muhammed(a.s), Hz. Ali, Şii imamlar, İbni Sina, Sühreverdi, İbni Rüşd, İbni Arabi onun hikmet ekolunun dayandığı simalardır. Molla Sadra tüm bunları tek bir felsefe içinde sentezlemeye girişir. Sonuçta bu cesur girişim Molla Sadra felsefesini ortaya çıkarır. Molla Sadra felsefesi de bir tarafa meyleder. Sentezindeki Sühreverdi/İbni Arabi öğesi diğerlerini gölgede bırakır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Katip Çelebi: </span>Hicri : 1067/1657 tarihinde vefat etmiştir. Osmanlı coğrafya, tarih ve astronomi bilgini olarak ün yapar. Osmanlı dışında Hacı Halife olarak bilinir. Dünya çapında şöhret kazandığı eseri Keşfü'z-Zunun adlı Arapça bibliyoğrafi eseridir. Eserde bilim ve fen ilimleri üzerine yazılmış kitaplar tanıtılır. Atrıca coğrafya kitabı Cihannuma deniz savaşlarından bahseden eseri Tuhfetu'l-Kibar'ı Türkçe kaleme almıştır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Beyazi : </span>Hicri : 1098/1687 tarihinde vefat etmiştir. Osmanlılarda yetişmiş fakat eserleri ve fikirleri pek tesirli olmamış Maturidi alimlerden birisi olarak bilinir. Osmanlı Devleti'nin çeşitli vilayetlerinde kadılık ve kazaskerlik görevlerinde bulunur. Ebu Hanife'nin el-Fıkhu'l-Ekber'ine yazdığı ''İşaretu'l-Meram min İbaratu'l-İmam'' adlı şerhi ile dikkat çeker.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Şah Veliyyullah Dehlevi : </span>Hicri : 1176/1776 tarihinde vefat etmiştir. Hindistan'da islam'ı yeniden düşünme ve ifadelendirme girişiminin en etkili siması olarak temayüz eder. Gazali, Hatabi, İbni Abdüsselam, Eş'ari, Maturidi, Fahreddun er-Razi, İbni Teymiye, İbnin Arabi, İmam Rabbani'nin izlerinin görüldüğü yeni bir sentezle islam düşüncesini inşa etmeye çalışır. En önemli eseri ''Huccetullahi'l Baliğa'' da bu yenilikçi girişimin izleri bariz bir şekilde fark edilir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Muhammed bin Abdulvehab :</span> Hicri : 1201/1787 tarihinde vefat etmiştir. Arap çölünün ortasında bir yer olan Necd'de doğar. Sunni/Hanbeli/İbni Teymiye asabiyetine dayanarak başlattığı hareket kısa sürede tüm ortadoğuya yayılır. Vehabilik diye anılan hareket ona nisbet edilir. İbni Suud harekete siyasi destek verir. Bir müddet sonra Muhammed bin Abdulvehab'ın siyasi-dini görüşleri ekseninde Suudi Arabistan kurulur.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">İsmail Gelenbevi :</span> Hicri : 1205/1791 tarihinde vefat etmiştir. Son devir Osmanlı alimlerinden birisi olarak tanınır. Matematik ve Kelama dair eserleriyle dikkat çeker. Ici'nin akaidine Devvani'nin yaptığı şerhe yazdığı haşiyesiyle tanınır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Halid-i Bağdadi :</span> Hicri : 1242/1826 tarihinde vefat etmiştir. Irak/Süleymaniye'de bir Kürt topluluğu olan Mikaili aşiretine mensuptur. Nakşibendi silsilesinin 29. halkası olarak tanınır. Klasik medrese ilimleri aldıktan sonra Hindistan'a giderek Nakşibendi ruhanilerinden Abdullah Devhlevi'ye intişap eder. Bir yıl sonra ondan yetki alarak Irak'a döner. Şöhreti giderek yayılır. Nakşibendilik ondan sonra ''Halidiyye'' anılmaya başlar. Önceleri muridleri İstanbul'dan bir gece içinde toplanarak sürülse de sonraları Osmanlı Devleti Vahabiliğe karşı Halid-i Bağdadi'yi himaye siyaseti güder. Irak'dan İstanbul'a getirilir. Böylece Nakşi/Halidiye tarikatı Osmanlı ülkesinde alabildiğine yayılır, güçlenir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Molla Sebzivari :</span> Hicri : 1246/1830 tarihinde vefat etmiştir. İran'da Molla Sadra'dan ikiyüz elli yıl kadar sonra, Molla Sadra'nın felsefesini canlandırır. Tıpkı Molla Sadra gibi İbni Arabi'nin irfani doktrinlerine, Şii imamların öğretilerine, İşraki hikmet (Suhreverdi) ve Meşşai felsefeye (Aristo, İbni Sina, İbni Rüşd) yaslanarak Molla Sadra sentezini devam ettirir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Şevkani: </span>Hicri : 1250/1834 tarihinde vefat etmiştir. Yemen’de Şia/Zeydi olarak başladığı ilmi serüvenini, bağımsız bir müçtehid seviyesine ulaştığı kanaatiyle bütün mezheplere karşı eşit mesafede olduğunu ilan ederek sürdürür. Ancak özellikle kelami konularda İbni Teymiye’nin etkisine girmekten de kurtulamaz. Tefsir üzerine ‘’Fethu’l Kadir’’’i ve fıkha dair ‘’Neylu’l-Evtar’ı çok meşhur olur. Sonuçta selefi bir çizgiye gelir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">İbni Abidin: </span>Hicri : 1525/1836 tarihinde vefat etmiştir. Hanefi fıkhının son temel kaynağı olarak kabul edilen Reddu’ı-Muhtar ale’d-Durri’l-Muhtar’ı yazar. Eserlerinde başlanğıçtan kendi dönemine kadar yaklaşık bin yıllık Hanefi birikimine yaslanır. Hükümlerin dayandığı delilleri gösterir, mezhepteki zayıf, sahih, ve muteber görüşlere işaret eder, daha önce açıklığa kavuştururlmamış bazı karmaşık meselelere çözüm arar, önceki eserlerde görülen yanlışları düzeltmeye çalışır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Seyyid Ahmed Şehid : </span>Hicri : 1247/1831 tarihinde vefat etmiştir. Hindistan’da İngiliz işgaline ve Sikh’lere karşı cihad ilan eder. Her türlü bid’at ve tasavvufi aşırılıklara karşı selefi bir hareket başlatır. Para ve asker toplayarak bizzat silahlı hareketlerin içinde yer alır.Bir çarpışma anında şehid edilir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Hacı Şeriatullah : </span>Hicri : 1254/1838 tarihinde vefat etmiştir. Bangladeş’de ‘’Faraizi’’ adıyla tarihe geçen bir islamihareket başlatır. Hindistan’ın İngiliz işgaliyle birlikte Daru’l Harb haline geldiğini, zengin toprak ağalarına karşı köylü ve işçilerin yararına reformlar yapılmasının gerekli olduğunu, İslam’ın Hindu fikirlerden ve tasavvufi fazlalıklardan arındırılmasının şart olduğunu savunan Hacı Şeriatullah bu amaçla bir dizi ıslahat hareketlerine girişir. Hanefi asabiyetine dayanmasına rağmen İngilizler tarafından Hindu Vehabiliği olarak yaftalanır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Seyyid Muhammed Senusi : </span>Hicri : 1276/1859 tarihinde vefat etmiştir. Cezair’de doğar. Cezair, Fas ve Mısır’da öğrenimini sürdürür. Gazali-İbni Teymiye sentezine dayalı yeni bir tarikat kurar. Şerist’la tasavvufu, zahirle batını birleştirme iddiasındaki hareketi kısa sürede tüm Kuzey Afrika’da yayılır. Libya’da İtalyanlara, Mısır’da İngilizlere karşı Osmanlı müttefiki olarak silahlı direnişe katılan bu tarikat tepkici, tasviyeci, faaliyetçi ve sufi/ihyacı özellikleriyle tamayüz eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Cemaleddin Efgani :</span> Hicri : 1314/1898 tarihinde vefat etmiştir. Hz. Muhammed-Gazali arası beş yüzyıllık dönem islam’ın yükseliş çağı olurken, Gazali-Efgani arası sekiz yüzyıllık dönem İslam’ın orta çağı olarak tanımlanabilir. Zira Gazali’den bazı kısa aralıklar hariç islam düşüncesi tıkanır ve sürekligeriler. Selçuklular ve Osmanlılar islam medeniyetinin yükşelişini değil tekrarını ifade ederler. İran/Afgan kökenli olan Efgani islam’ın yeni çağının başlangıç siması olarak yenilikçi hareketini başlatır. Afganistan, İran, Hindistan, Hicaz, Mısır, İstanbul, Paris, İngiltere, Rusya ve İran’da çeşitli aralıklarla bulunur. İslam dünyasının batılılarca işgaline karşı dini, siyasi, fikri mücadele baslatır. Mısır’da Muhammed Abduh’u etkiler. Gittiği ülkelerin çoğundan sınırdışı edilir. Bir ara Paris’te ‘’Urvetu’l Vuska’’ adlı dergiyi talebesi Abduhla birlikte çıkarır. İngiliz ve Fransızlar dergiyi yasaklar. Meteryalizme Reddiye adlı bir kitap yazar. Yazarlığından ziyade hatipliği ve siyasi/aktivist kişiliğiyle tanınan Efgani islam dünyasının kurtuluşunun tek bir halife etrafında birleşme adealine dayalı pan-islamizm’in ateşli bir savunucusu olarak temayüz eder. Hem batıya karşı mücadele eder, hemde müslümanları uyuşukluktan silkinmeye, tekrar ayağa kalkmaya çağırır. İslam’ın yenilikçi damarlarını (Ebu Hanife reyciliği, Mu’tezile/Maturidi akılcılığı, felsefi düşünce, bilimci metod) canlandırmaya çalışır. Geçen yüzyılın başlarında 67 yaşında İstanbul’da bulunduğu bir sırada vefat eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Seyyid Ahmed Han : </span>Hicri : 1314/1898 tarihinde vefat etmiştir. Efgani’nin ayrıntıya inmeden yaptığı genelçağrıyı Hind-Alt kıtasında pratiğe dökmeye çalışır. Düşünce sistemi, Fârâbî, İbni Sina ve İbni Rüşd’ün felsefi akılcılığını ve Ebubekr Razi’nin tabiatçılığını çağrıştırır. İslam’i ‘’tabiat kanunlarına ve bilime uygunluk’’ kriterlerine göre yeniden yorumlar. Allah’ın tabiat kanunlarını yarattığını, fiziki olarak tabiata müdahale etmediğini söyler. Peygamberlik yorumu Fârâbî-İbni Sina’yı andırır; vahyin, peygamberi, melekenin Allah’ın herkese açık vahyini iştiyakla idrak etmesi, kelimelere dökerek ifade etmesiyle gerçekleştiğini söyler. Bu haliyle Hz. Muhammed’in risaleti hak olup sonuncu peygamberdir. Ahiret görüşü ise İbni Rüşd’ü hatırlatır; ‘’haşr hem ruhani hemde bedeni olarak ve fakat yeni bir yaratılışla olacaktır’’ der. Mucize’yi tabiat kanunlarının bizim vakıf olamadığımız olağan işleyişi olarak yorumlar. Dua’yı dünyevi acı ve ızdırapların hafifletilmesiiçin gerekli psikolojik olgu olarak görür. Hz. Ömer’in ‘’Kur’an bize yeter’’ sözünü delil getirerek hadisleri tamelden reddeder. Ncak akıl, bilim ve tabiatın olağan işleyişine uygun, sahihliği ispat edilmiş olursa onların kabul edilmesi gerektiğini söyler. Nafi bin el-Ezrak gibi recmi Kur’an’da olmadığı gerekçesiyle reddeder.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Suskun, post: 417087, member: 21093"] [COLOR="#0000CD"][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS] [COLOR="#FF0000"]Fahreddin-i Iraki : [/COLOR]Hicri : 688/1289 tarihinde vefat etmiştir. İran/Hemedan'da doğar. Hindistan/Mültan'da Suhreverdi tarikatı şeyhi Bahaeddin Zekeriyya'ya intisap eder. Şeyhinin kızıyla evlenir. 25 yıl burada kalır, şeyhi ölünce yerine geçer. Allah'ın cemalinin güzel yüzlü insanlarda temaşa edebileceğine inanan ve Kalenderlik diye bilinen bir tasavvuf düşüncesini savunur. Bu yüzden şiir yazıp güzellerle meşgul olduğu gerekçesiyle devrin sultanına şikayet edilir. Hindistan/Multan'dan ayrılmak zorunda kalır. Umman, Hicaz'dan sonra Anadolu/Konya'ya gelir. Mevlana ve Sadreddin Konevi ile yakın dostluk ilişkileri kurar. Konya, Kayseri ve Tokat'da müridleri çoğalır. Daha sonra Mısır'a gider. Devrin Mısır sultanı Iraki'ye murid olur. Oradan Şam'a geçer, burada Mısır sultanına bağlı Şam umerasınca iyi karşılanır. Vahdedet-i Vucut inancına gönülden bağlı bir sufi olarak Iraki 78 yaşında Şam'da vefat eder ve İbni Arabi'nin yanına defnedilir. En önemli esri tasavvuf tarihi içinde oldukça etkili bir kitap olan ve aşk, aşk ve masuk kavramlarının manzum dizelerle yorumladığı ''Leme'at''tır. [COLOR="#FF0000"]Kadı Beydavi : [/COLOR]Hicri : 691/1292 tarihinde vefat etmiştir. Fahruddin er-Razi ve Amidi'de görülen felsefi-kelam çizgisini devam ettirir. Ancak Amidi'ye nazaran kelamcılığı daha baskındır. İran'ın Şiraz şehrinde kadılık yaptığı için Kadı ünvanıyla anılır. Müfessir, kelamcı ve fakihliği ile ün yapar. Tefsirde ''Envaru'l-Tenzil'', ''Tevaliu'l-Envar'' adlı kitapları yazar. Tefsir anlayışı Zemahşeri gibi lügat ve icaz inceliklerine dayalı dirayet tarzıdır. Beydavi tefsiri de Osmanlı medreselerinde baş taçı edilir. Sonraki 5-6 asır içinde içinde üzerine 100 cıvarında şerh ve talik yazılır. Araştırmacı bir Eş'ari kelamcı/müfessiri/fakihi olarak tanınan Kadı Beydavi 100 yaşında Tebriz'de vefat eder. [COLOR="#FF0000"] Ebu'l Berakat en-Nesefi :[/COLOR] Hicri : 710/1310 tarihinde vefat etmiştir. Medarik adlı dirayet tefsiriyle meşhur olur. Hanefi meşrep olan Ebu'l Berakat en-Nesefi'nin kelama dair kitapları özellikle Ezher'de baştaçı edilir. [COLOR="#FF0000"] İbni Teymiye : [/COLOR]Hicri : 728/1328 tarihinde vefat etmiştir. Moğol istilası sonrasının en etkili simalarından biri olarak temayüz eder. Harran (Urfa) yakınlarında doğar. Yedi yaşında moğol istilasını görür. Ailesiyle birlikte Şam'a göç eder. Hanbeliliğin büyük bir alimi olan babasından ilk tahsili alır. Tatarlara karşı ilk cihad çağrısı yapar, bir savaşa bizzat komuta ederek rakiplerini mağlup eder. Dönemin kimi alimlerinin öfkesini çeker. Hapise atılır, en önemlieserlerinden birisini hapiste yazar. Vefat ettiğinde de hapishane de olduğu rivayet edilir. Malik'le baslayıp Ahmed bin Hanbel'le devam eden, Davud ez Zahiri ile yükselen, İbni Hazm'la sistemleştirilen islam'ın katı genelikçileri ''Selefiliğin'' sembol ismi olur. Yüzlerce eser yazar. Kelama, felsefeye ve tasavvufa cephe alır. Bütün bunları ''bid'at'' ilan eder. ''Kur'an ve Sünnet'e dönüş'' parolasıyla koyu nasscılığı, nakli yüceltir. Moğol istilası sonrasında Mısır'da yükselen Memluklulardan himaye görür. İbni Kayyım el-Cevziye, el-Vasiti, el-Mızzı, Ebu'l-Fida, İbni Kesir, İbni Racep ve Necmuddin et-Tufi seçkin talebelerinden bir kaçıdır. Yakın tarihte Vehabilik, Senusulik gibi bir çok selefi karakterli harekete ilham kaynağı olur. [COLOR="#FF0000"] Şebüsteri : [/COLOR]Hicri : 720/1320 tarihinde vefat etmiştir. Memleketi olan Azerbeycan'ın Tebriz şehrine bağlı Şebuster köyüne nisbeten anılır. İbni Arabi'nin vahdet-i vucutcu çizğisini sürdürür. İbni Arabi'nin sembolizm ağırlıklı anlaşılmaz ifadelerini daha açık ve daha veciz bir hale getirir. Hakikatı bulmada akıl tamamen gereksiz bir şey olarak görür. Hakikatı bilmenin yegane yolunun, kalbe doğan marifet bilgisi ve sezgi olduğunu iddia eder. [COLOR="#FF0000"]Hazin :[/COLOR] Hazin tefsiri diye meşhur olan el-Lübabu't-Tevil'i yazar. Şafii/Sufi meşrep olan Hazin ayrıca Şafii, Ahmed bin Hanbel, Buhari, Muslim, Darekutni ve Malik'in kitaplarını yeniden düzenleyerek on cildlik Makbulu'l-Menkul adlı kitabıyla da tanınır. [COLOR="#FF0000"]Davud el-Kayseri :[/COLOR] Hicri : 750/1351 tarihinde vefat etmiştir. Osmanlıların teşekkül etkili olur. Orhan Bey tarafından kurulan İznik Medresesinin ilk baş müderrisi olur. Dini, felsefi ve tasavvufi eserler yazar. Kelami ve felsefi görüşleri itibarıyle Fahruddin el-Razi'yi hatırlatır. İbni Arabi'nin Fususu'l-Hikem'ine şerh yazar. Türk ve İran tasavvuf düşüncesine önemli etkilerde bulunur. En önemli çalışması zaman kavramını felsefi-fizik açıdan ele alan Nihayetu'l-Beyan fi Dirayetu'l-Zaman adlı eseridir. [COLOR="#FF0000"]Adududddin İci: [/COLOR]Hicri : 756/1355 tarihinde vefat etmiştir. Fahruddin er-Razi ve Amidi' den geniş ölçüde yararlanır. Kadı Baydavi hocası, Taftazani isetalebesi olarak bilinir. Akaidu'l Adudiye ve el-Mevakıf gibi en tanınmış olanlarla birlikte bir çok eser yazar. Tipik bir Eş'ari/Şafii kelamcısı olarak eserlerinin şerhleri özellikle Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulur. Doğduğu kent olan İran'ın Şiraz şehrinde vefat eder. [COLOR="#FF0000"]Necmeddin et-Tufi: [/COLOR]Hicri : 770/1370 tarihinde vefat etmiştir. İbni Teymiye'nin talebesi olarak bilinir. Memluklar döneminde Mısır'da yaşar. Selefi/Hanbeli ekol içinde İbni Akıl gibi yenilikçi görüşleriyle büyük tepkiçeker. Özellikle Maslahat-ı Mursele konusundaki geniş görüşlerine tahammül edilemez ve dönemin Kahire kadısı mezhepdaşı Mus'ud bin Ahmed el-Harisi tarafından kırbaçla cezalandırılır, ders vermesi yasaklanır. Tufi, ''Risale fi'l-Mesalih-Mürsele'' adlı kitabında ibadet ve mukadderat-ı şer'iyye dışında muamelat vb. hükümlerde maslahata riayet prensibiyle, nas ve icmanın tearuz etmesi halinde tahsis ve beyan yoluyla maslahat-ı mürselenin tercih edilmesi gerektiği görüşüyle sadece Hanbelilerden değil diğer tüm mezheplerden daha ileri bir noktaya gelir. [COLOR="#FF0000"]İbni Kesir: [/COLOR]Hicri : 773/1372 tarihinde vefat etmiştir. İbni Teymiye'nin talebesiolarak tanınır. Tarihçi, mufessir, muhaddis ve fakih özellikleriyle öne çıkar. Tarihde el-Bidayeve'n-Nihaye, tefsirde Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, hadisde Camiu'l-Mesanid, fıkıhta el-İçtihad fi Talebi'l-Cihad vb. eserleriyle meşhur olur. Fıkıhta Şafi, kelami görüşlerinde İbni Teymiye çizğisini sürdürür. Yönetim alehindeki her türlüisyanlara karşı çıkar. Memluk Devleti'yle iyi ilişkiler kurar. Sunni/Şafii/Selefi asabiyeti ile hareket eden İbni Kesir Hz. Ebuberk, Ömer ve Osman'a küfreden ve Emevi camiinde sünnilerle birlikte namaz kılmayı reddeden bir Şii'yi ölüm cezasına captıran mahkeme heyetinde görev alır. Hayatının sonlarına doğru gözlerini kaybeder. 72 yaşında vefat eder ve hocası İbni Teymiye'nin yanına defnedilir. [COLOR="#FF0000"]İbni Batuda: [/COLOR]Hicri : 778/1377 tarihinde vefat etmiştir. Kuzey Afrika (Fs)'da doğar. Ortaçağın en büyük müslüman seyyahı olarak tanınır. Batılı seyyah Marco Polo'yu geride bırakır. Gezdiği yerlerde daha çok insan unsuruna ağırlık verip, bina, kale vb. çevre unsurlarını ikinci derecede anlatması bakımından, İbni Haldun'un ilk sosyologlardan saydığı gibi ilk antropolog veya etnologlardan sayılır. Fas'dan Çin'e, Afrika'dan Kırım'a kadar o günkü dünyanın Avrupanın iç kesimleri hariç her yerini 28 yıl boyunca dolaşır. Meşhur eseri ''Rıhletu İbni Batuta'' bütün bu gezi notlarından oluşur. [COLOR="#FF0000"]Şatıbi :[/COLOR] Hicri : 791/1389 tarihinde vefat etmiştir. Maliki meshebine mensup Endülüslü alim olarak tanınan Şatıbi el-Muvafakat eseriyle büyük dikkat çeker. Maslahat-ı Mürsele ve Makasıdu'ş-Seria üzerine geliştirdiği tezler ciddi bir yenilikçi dinamizim barındırır. [COLOR="#FF0000"]Bahauddin Nakşibendi :[/COLOR] Hicri : 791/1389 tarihinde vefat etmiştir. Türkistan/Buhara kökenli Nakşibendi tarikatının 15. halkası olarak bilinir. Asıl adı Muhammed bin Muhammed Buhari'dir. Daha önce çeşitli evreler geçiren tarikat bu zatla Nakşibendi adıyla anılmaya başlar. Önceki 9. halkada yer alan Gonjduvani'den ruhani feyz aldığını iddia eder. Tarikatın on bir temel kavramından sekizini Gonjduvani, üçünü de (vukuf-i zamani, vuduf-i adedi, vukufu-i kalbi) Bahauddin Nakşibent koyar. Bundan başka tarikata uveysilik (önceki bie şeyhden ruhani feyz ve ders alma) anlayışını getirir. Nakşibendiliğin Türk modeline dönüşmesinde etkili olur. [COLOR="#FF0000"]Taftazani : [/COLOR]Hicri : 792/1390 tarihinde vefat etmiştir. Horasan (İran) kökenli olan Taftazani, Maturidi Ömer nesefi'nin üç sayfalık ahaid metni üzerine yazdığı ''Şerhu'l-Akaid'' adlı meşhur kitabıyla tanınır. İslam kelam (düşüncesi) Taftazani ile adeta son sözünü söyler. Kendinden öncekileri son bir kez daha tekrar eden Taftazani'den sonra islam düşünce tarihinde katı bir şerhcilik, haşiyecilik, taklitcilik asırlar boyu hüküm sürer. Esas görüşleri itibarıyle Eş'ari olan Taftazani'nin ''Şerhu'l-Akaid''i, Şia, Mu'tezile ve Selefi dünyanın dışında kalan tüm Sunni alemi derinden etkiler. Özellikle Osmanlı Ezher medrese zihniyetinin oluşmasında tartışmasız baş kitap olur. Kitabı üzerine yüzlerce şerh, haşiye ve talik yazılır. [COLOR="#FF0000"]İbni Haldun :[/COLOR] Hicri : 808/1406 tarihinde vefat etmiştir. Hayatın ilk yirmi yılını Tunus'da, yirmi altı yılını Cezair'de, Fas ve Endülüs'de, dört yılını yine Tunus'da, son yirmi dört yılınıda Kahire (Mısır)'da geçirir. Meşhur tarihçi, sosyolog, filozof, siyaset ve devlet adamı olarak tarihe geçer. Bütün ömrü siyasetin fiilen içinde geçer. Darbe, karşı-darbe, ayaklanma, tutuklanma, hapis, kabileler arası arabuluculuk, savaş, iktidar, iktidardan düşürülme vs. siyasetin tüm olaylarını bizzat yaşar. Bir yandanda yazarlık, müderrislik, ders verme gibi ilmi hayatın içinde de yer alır. Hacc için gittiği Hicaz dışında genellikle ömrü Kuzey Afrika ve Endülüs'de geçer. En büyük eseri el-İber pratik siyasi deneyim tecrübelerinden çıkardığı teorilerin ürünü gibidir. El-İber'in giriş kısmı el-Mukaddime diye meşhur olur. İlk sosyolog olarak batı aleminde bile hakkı teslim edilir. Düşünce sisteminin temelini ''umran, kavim, asabiyet, mülk, bedevilik, hadarilik'' vb. kavramlar oluşturur. ''İnsanların, toplumlaşmayı, toplumun asabiyeti, asabiyet mülkü, mülkün hadiriliği, hadariliğin de fesadı meydana getireceğini, nunun, toplumların dönüşüm yasası (adetullah) olduğu'' temel tezine dayalı sosyolojisini kurarak özellikle ölümünden çok sonraları ilgi odağı haline gelir. ''Devletler doğarlar, büyürler, yaşlanırlar ve ölürler. Umran (medeniyet) de böyledir.'' diyen İbni Haldun moğol istilası sonrasının en özgün şahsiyetlerinden birisi olarak temayüz eder. [COLOR="#FF0000"]Seyyid Şerif Cürcani :[/COLOR] Hicri : 816/1413 tarihinde vefat etmiştir. Şiraz/Cürcan (İran) kökenli olan Cürcani, Eş'ari Adududdin İci'nin el-Mevakıf'ına yazdığı ''Şerhu'l-Mevakıf'' adlı meşhur kitabı ile tanınır. Aynı dönemde yaşamış, hatta Timur'un huzurunda ilmi tartışmalar yapmış olan Taftazani-Cürcani ikilisi (Şerhu'l-Akaid-Şerhu'l-Mevakıf ikilisi de denebilir) asırlar boyu etkili olan Osmanlı ve Ezher medrese zihniyetinin tartışmasız simaları ve kitapları olurlar. Moğol istilası sonrası yükselen Osmanlı ve ulemasının zihin dünyası her ikisi de birer ''şerh'' olan bu iki kitablara dayanır. [COLOR="#FF0000"]Cili : [/COLOR]Hicri : 832/1428 tarihinde vefat etmiştir. Yemen'de yaşar, Hindistan'ı ziyaret eder. İbni Arabi'nin vahdet-i vucut teorisine bazı eklemeler yaparak daha anlaşılır kılmaya çalışır. [COLOR="#FF0000"]Molla Fenari : [/COLOR]Hicri : 834/1431 tarihinde vefat etmiştir. Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında Osman Bey'den sonraki beş Osmanlı Padişahı zamanında yaşar. İlk Osmanlı Şeyhu'l-İslam'ı olur. Osmanlıların ulema zihniyetini kuran kişi olarak tarihe geçer. Mısır'da Cürcani ile birlikte ders okur. Çok yönlülüğüyle tanınan Molla Fenari'nin eserleri Cürcani'nin, Adududdin Ici şerhine yazdığı talik (şerhin şerhi) örneğinde olduğu gibi şerh, talik ve haşiyelerden ibarettir. Osmanlılar'ın ulema zihniyetini kuran kişinin ve ilk şeyhulislam'ının aslında bir ''şarih'' olması, esas alınan kitaplarında esasında Taftazani ve Cürcani'nin ''şerhleri'' den başka bir şey olmaması, islam düşüncesinin geldiği noktayı gözler önüne sermesi bakımından dikkat çekicidir. [COLOR="#FF0000"]Kadızade :[/COLOR] Hicri : 835/1432 tarihinde vefat etmiştir. Bursa2da doğar. İlmi seviyesini artırmak için Horasan ve Mavaraünnehir'e seyahate çıkar. Cürcani'den ders alır. Matematik ve Astronomi üzerine çalışmalar yapar. Harizmi ve Nasıreddin Tusi'nin eserleri üzerine şerhler yazar. Eserleri Osmanlı bilimi üzerinde etkili olur, orta seviyede ders kitabı olarak medreselerde okutulur. [COLOR="#FF0000"]İbni Hacer el-Askalani :[/COLOR] Hicri : 852/1449 tarihinde vefat etmiştir. Molla Fenari'nin talebesi olarak bilinir. Sahih-i Buhari'ye yazdığı Fethu'l-Bari adlı şerhi ile ünlüdür. Mısır'da 21 yıl kadılık yapar. Eş'ari eğilimli fetvalarıyla tanınır. [COLOR="#FF0000"]Kemaleddin İbni Humam : [/COLOR]Hicri : 791/1389 tarihinde vefat etmiştir. Osmanlılar'da I. Beyazıd ve Fatih döneminde yaşar. Aslen Sivaslıdır fakat Mısır'da doğup, büyüyüp yetişir. Kahire ve İskenderiye'de uzun yıllar kadılık yapar. Araştırmacı bir ruha sahip olan İbni Humam Hanefi-Maturidi olarak bilinmesine rağmen Osmanlı geleneğine uyarak Eş'ariliğe de pirim verir. Merginani'nin fıkıh kitabı el-Hidaye'sine yazdığı ''Fethu'l-Kadir'' adlı şerhi ile ün yapar. Gazali'nin ''er-Risaletu'l-Kudsiye''sine, ''el-Musayere'' adlı şerh yazarak kelamda da adını duyurur. [COLOR="#FF0000"]Hızır Bey :[/COLOR] Hicri : 863/1458 tarihinde vefat etmiştir. Fatih tarafından İstanbula tain edilen ilk kadı olarak atanınır. Molla Fenari tarafından temelleri atılan Hanefi/Maturidi görüşüyle Eş'ari ulema geleneğini sürdürür. [COLOR="#FF0000"]Molla Hayali : [/COLOR]Hicri : 875/1470 tarihinde vefat etmiştir. Hızır Bey'in talebesi olarak bilinir. Taftazani'nin ve hocasının eserlerine yazdığı şerhlerle tanınır. 33 yaşında İznik Medresesi müderrisi iken vefat eder. [COLOR="#FF0000"]Ali Kuşçu :[/COLOR] Hicri : 879/1474 tarihinde vefat etmiştir. Timurlular ve Akkoyunlular'dan sonra Osmanlı sarayına intisab eder. Fatih tarafından müderrisliğe atanır. Astronomi ve matematik üzerine İstanbul'da çalışmalar yapar. Ayrıca kelam, usul-u fıkıh ve dil üzerine eserler yazar. [COLOR="#FF0000"]Molla Hüsrev :[/COLOR] Hicri : 885/1480 tarihinde vefat etmiştir. II. Beyazıd döneminin ünlü Osmanlı ulemasının genel tavrına uygun olarak kelamı, felsefeyi dışlar. Aleyhlerine sert fetva verir. Katı bir Hanefi mollası olarak bilinir. Osmanlı geleneğinde çok meşhur olan Dureru!l-Hükkam fi Şerhi Gereru'l Ahkam'ı yazar. [COLOR="#FF0000"]Sinan Paşa :[/COLOR] Hicri : 891/1486 tarihinde vefat etmiştir. Fatih ve II. Beyazıd dönemi alimlerinden Hızır Bey'in oğludur. Zamanın tanınmış uleması Molla Hüsrev, Molla Gürani ve Hocazade'den dersler alır. Matematik ve Astronomi üzerine eserler yazar. Sadrazam olur, daha sonra azledilir, hapse atılır. II. Beyazıd tahta çıkınca göreve iade edilir. Talebesi Molla Lütfi'yi Ali Kuşçu'dan ders almaya gönderir. [COLOR="#FF0000"]Hocazade :[/COLOR] Hicri : 893/1487 tarihinde vefat etmiştir. Fatih döneminin ünlü alimlerinden, Hızır Bey'in yoksul talebesi olarak ilim hayatına atılır. Fatih'in dikkatını çekerek İstanbul Kadılığı'na kadar yükselir. Fatih'in emriyle Gazali-İbni Rüşd tartışmasına çözüm bulmak amacıyla üçüncü bir Tehafüt yazar. Osmanlı ulemasının doğalseyri istikametinde Gazali tarafını tutar. En önemli eserleri Taftazani, Cürcani, Merginani ve Kadı Beydavi'nin kitaplarına yazdığı şerh ve taliklerdir. [COLOR="#FF0000"]Molla Lütfi : [/COLOR]Hicri : 900/1495 tarihinde vefat etmiştir. Fatih ve II.Beyazıd döneminde yaşar. Sinan Paşa'nın talebesi olarak bilinir, Ali Kuşçu'dan ders alır. Matematik ve Astronomi'de önemli eserler verir. En önemli eserlerinden birisi yaklaşık yüz ilim dalını incelediği Mevzuatu'l-Ulum'dur. Dinsizlikle itham edilerek At Meydanında kafası kesilerek idam edilir. [COLOR="#FF0000"]Celaluddin Devvani :[/COLOR] Hicri : 908/1502 tarihinde vefat etmiştir. İran'da Karakoyunlu ve Akkoyunlu döneminde, özellikle Uzun Hasan'dan gördüğü himaye ile yıldızı parlar. Şiraz'da müderrislik, Fas eyaletinde Kadılık görevlerinde bulunur. Osmanlı Padişahı II.Beyazıd'ın teveccühüne mazhar olur yüksek maaşla taltif edilir. Şöhreti Maveraünnehir, Horasan ve Anadolu'ya yayılır. Adududdin Ici'nin Eş'ari akaid kitabına yazdığı şerhle adını duyurur. İbni Sina ve Sühreverdi üzerine çalışmalarıyla dikkat çeker. [COLOR="#FF0000"]Celaleddin es-Suyuti :[/COLOR] Hicri : 911/1505 tarihinde vefat etmiştir. Mısır'da dönemin ünlü Şafii alimi olarak adını duyurur. Tefsir, hadis ve fıkıh gibi özellikle nakli ilimlerde zirveye çıkar. 500 eseri olduğu rivayet edilir. En önemli eserleri ed-Durru'l-Mensur, el-Itkan, et-Tefsir ve ve'l-Müfessirin'dir. Babası Cellaleddin el-Mahalli'nin başlattığı tefsiri kendisi bitirir. Tefsir-i Celaleyn (iki Celal'in tefsiri) olarak bilinen bu eser Osmanlı medreselerinde baştaçı edilir. Suyuti'nin tefsir anlayışı genel olarak Rivayet tevsirleri sınıfına girer. [COLOR="#FF0000"]Kastalani : [/COLOR]Hicri : 792/1517 tarihinde vefat etmiştir. Fatih döneminde yaşar, Hızır Bey'in talebesi olarak sivrilir. Kadılık, Müderrislik, Kazaskerlik görevlerinde bulunur. Taftazani ve Cürcani'nin kitaplarına şerh ve talikler yazar. Bursa yakınlarında bir kasaba olan Kastel'e nisbetle Kastelli (Kastalani) olarak anılır. İstanbul'da vefat eder. Eyüp Sultan mezarlığına gömülür. [COLOR="#FF0000"]İbni Kemal (Kemal Paşazade) : [/COLOR]Hicri : 940/1533 tarihinde vefat etmiştir. Fatih'den sonra II. Beyazıd, Yavuz ve Kanuni'nin yükselişi çağında yaşar. Askerliği bırakarak ulema sınıfına geçer. Kanuni döneminde Zenbilli Ali Efendi'nin yerine Şeyhu'l İslam olur. Kur'an, hadis, fıkıh, kelam, edebiyat, mantık, tasavvuf, ahlak, Arapça, Farsça ve çeşitli ilimlere dair 209 eserinin olduğu tesbit edilir. Cürcani'nin Şerhu'l Mevakıf'ına, Hocazade'nin Tehafüt'üne, Nasıreddin Tusi'nin Tecrid'ine şerhler yazar. Felsefi Kelam'a vukufiyetiyle dikkat çeker. [COLOR="#FF0000"]Ebussuud Efendi : [/COLOR]Hicri : 982/1574 tarihinde vefat etmiştir. Kanuni, II. Selim, III. Murat ve III. Mehmed dönemlerinin ünlü Osmanlı Şeyhulislam'ı olarak tanınır. 60 yıllık ilmiye ve devlet hizmetinin 28 yılını Şeyhulislam olarak geçirir. Kelam, felsefe ve tasavvufa karşı sert tutum sergiler. İsmail Ma'şuki, Muhyiddin Karmani ve Hamza Bali adlı sufi şeyhleri için şeriata aykırı görüşleri olduğu gerekçesiyle idam fetvası verir. Hanefi fıkhını devletin açıkca resmi mezhebi haline getirerek, diğer mezheplerle mahkemelerde hüküm verilmesini yasaklar. 86 yaşında vefat eder, cenaze namazı Fatih caminde kılınarak Eyüp Cami civarına defnedilir. [COLOR="#FF0000"]İmam Rabbani : [/COLOR]Hicri : 1007/1598 tarihinde vefat etmiştir. Hindistan kökenli olup, naksibendi tarikatının 23. halkası olarak kabul edilir. Tarikat olunla birlikte Müceddidiyye olarak anılmaya başlar. Ahmed Faruki asıl isminden başka ikinci bin yılın yenileyicisi anlamında Müceddid-i Elf-i Sani olarak da anılır. Tasavvuf içinde başlattığı ''Kur'an ve Sünnete dönüş, bid'atlerle mücadele'' hareketiyle meşhur olur. Vahdet-i vucut yerine vahdet-i şuhud'u savunur. Düşünce sisteminin temel vurgusu ''tasavvufta her şeyin şeriata uygunluğunu gözetme'' dir. Şeriata uygunlugunu da sunni yorum olarak anlar ve tasavvufi yaşantının bu çizgiden çıkmaması gerektiğini söyler. İbni Teymiye'nin cepheden karşı çıkarak tümden reddettiği tasavvufu içerden eleştirileriyle kendianladığı Kur'an ve Sünnet çizgisine çekmeye çalışır. Bu açıdan bakıldığında İmam Rabbani, tasavvufu daha bu dünyacı ve akli zemine çekmeye çalışması açısından bir tasavvuf içi yenilikçi sayılabilir. En büyük eseri islam dünyasının değişik yerlerine gönderdiği mektuplardan oluşan ''Mektubat'' dır. [COLOR="#FF0000"] Molla Aliyyü'l-Kari :[/COLOR] Hicri :1014/1606 tarihinde vefat etmiştir. Herat (Afganistan)'da doğar, Mekke'ye göç ederek orada yaşar ve Mekke'de vefat eder. Mushafcılık yaparak geçinen Aliyyü'l-Kari mufrit bir Hanefiolarak tanınır. Ebu Hanife'ye ait olduğu addia edilen el-Fıkhu'l-Ekber'e yazdığı şerhle tanınır. Ayrıca Kemaleddin İbni Humam'ın Fethu'l-Kadir'ine (el-Hidaye Şerhi), Kuşeyri'nin er-Risale'sine, Muslim'in Sahih'ine, Merginani'nin el-Hidaye'sine, Kadı Iyaz'ın eş-Şifa'sına ve Mevahibu'l-Ledunniye'ye şerhler yazar. [COLOR="#FF0000"]Molla Sadra (Sadruddin Şiraz):[/COLOR] Hicri : 1050/1640 tarihinde vefat etmiştir. İran'da Safevi yükşelişiyle birlikte yıldızı parlayan İsfahan Okulu'nun sembol siması olarak tarihe geçer. İran/Safevi/Şia asabiyetine dayanan dini-siyasi yükseliş Şah İsmail'in Tebriz'de tahta çıktığı 905/1499'da başlar ve İran'ın Afganlılarca fethedildiği 1133/1720'ye kadar 2198 yıl sürer. Bu dönemde rakip Osmanlı/Sunni asabiyetiyle çatışmaya girer. İran ve Osmanlı toplumunda derin izleri olan bu rekabet islam düşüncesinin seyrini de etkiler. Safeviler, İsfahan Okulu'nu himaye ederler. Burada islam dünyasında pek farkedilmeyen güçlü bir ilmi/felsefi/tasavvufi gelenek oluşur. Şeyh Bahaüddin Amili (öl. 1030/1622), Mir Damad (öl. 1041/1631), Mir Ebu'l Kasım Fındıriski (öl. 1050/1640) bunlardan sadece en önemli üç tanesidir. Sadreddin Şirazi olarak da bilinen Molla Sadra bu simaların yetiştiği İsfahan Okulu'nun sembol ismi haline gelir. Molla Sadra felsefesini kurarken kendinden önceki kadim felsefi birikimin tamamını harmanlamaya çalışır. Tales, Anaksimandros, Agetedomon, Empodekles, Pisagor, Sokrat, Aristo, Eflatun, Plotunis, Hz.Muhammed(a.s), Hz. Ali, Şii imamlar, İbni Sina, Sühreverdi, İbni Rüşd, İbni Arabi onun hikmet ekolunun dayandığı simalardır. Molla Sadra tüm bunları tek bir felsefe içinde sentezlemeye girişir. Sonuçta bu cesur girişim Molla Sadra felsefesini ortaya çıkarır. Molla Sadra felsefesi de bir tarafa meyleder. Sentezindeki Sühreverdi/İbni Arabi öğesi diğerlerini gölgede bırakır. [COLOR="#FF0000"]Katip Çelebi: [/COLOR]Hicri : 1067/1657 tarihinde vefat etmiştir. Osmanlı coğrafya, tarih ve astronomi bilgini olarak ün yapar. Osmanlı dışında Hacı Halife olarak bilinir. Dünya çapında şöhret kazandığı eseri Keşfü'z-Zunun adlı Arapça bibliyoğrafi eseridir. Eserde bilim ve fen ilimleri üzerine yazılmış kitaplar tanıtılır. Atrıca coğrafya kitabı Cihannuma deniz savaşlarından bahseden eseri Tuhfetu'l-Kibar'ı Türkçe kaleme almıştır. [COLOR="#FF0000"]Beyazi : [/COLOR]Hicri : 1098/1687 tarihinde vefat etmiştir. Osmanlılarda yetişmiş fakat eserleri ve fikirleri pek tesirli olmamış Maturidi alimlerden birisi olarak bilinir. Osmanlı Devleti'nin çeşitli vilayetlerinde kadılık ve kazaskerlik görevlerinde bulunur. Ebu Hanife'nin el-Fıkhu'l-Ekber'ine yazdığı ''İşaretu'l-Meram min İbaratu'l-İmam'' adlı şerhi ile dikkat çeker. [COLOR="#FF0000"]Şah Veliyyullah Dehlevi : [/COLOR]Hicri : 1176/1776 tarihinde vefat etmiştir. Hindistan'da islam'ı yeniden düşünme ve ifadelendirme girişiminin en etkili siması olarak temayüz eder. Gazali, Hatabi, İbni Abdüsselam, Eş'ari, Maturidi, Fahreddun er-Razi, İbni Teymiye, İbnin Arabi, İmam Rabbani'nin izlerinin görüldüğü yeni bir sentezle islam düşüncesini inşa etmeye çalışır. En önemli eseri ''Huccetullahi'l Baliğa'' da bu yenilikçi girişimin izleri bariz bir şekilde fark edilir. [COLOR="#FF0000"] Muhammed bin Abdulvehab :[/COLOR] Hicri : 1201/1787 tarihinde vefat etmiştir. Arap çölünün ortasında bir yer olan Necd'de doğar. Sunni/Hanbeli/İbni Teymiye asabiyetine dayanarak başlattığı hareket kısa sürede tüm ortadoğuya yayılır. Vehabilik diye anılan hareket ona nisbet edilir. İbni Suud harekete siyasi destek verir. Bir müddet sonra Muhammed bin Abdulvehab'ın siyasi-dini görüşleri ekseninde Suudi Arabistan kurulur. [COLOR="#FF0000"]İsmail Gelenbevi :[/COLOR] Hicri : 1205/1791 tarihinde vefat etmiştir. Son devir Osmanlı alimlerinden birisi olarak tanınır. Matematik ve Kelama dair eserleriyle dikkat çeker. Ici'nin akaidine Devvani'nin yaptığı şerhe yazdığı haşiyesiyle tanınır. [COLOR="#FF0000"]Halid-i Bağdadi :[/COLOR] Hicri : 1242/1826 tarihinde vefat etmiştir. Irak/Süleymaniye'de bir Kürt topluluğu olan Mikaili aşiretine mensuptur. Nakşibendi silsilesinin 29. halkası olarak tanınır. Klasik medrese ilimleri aldıktan sonra Hindistan'a giderek Nakşibendi ruhanilerinden Abdullah Devhlevi'ye intişap eder. Bir yıl sonra ondan yetki alarak Irak'a döner. Şöhreti giderek yayılır. Nakşibendilik ondan sonra ''Halidiyye'' anılmaya başlar. Önceleri muridleri İstanbul'dan bir gece içinde toplanarak sürülse de sonraları Osmanlı Devleti Vahabiliğe karşı Halid-i Bağdadi'yi himaye siyaseti güder. Irak'dan İstanbul'a getirilir. Böylece Nakşi/Halidiye tarikatı Osmanlı ülkesinde alabildiğine yayılır, güçlenir. [COLOR="#FF0000"]Molla Sebzivari :[/COLOR] Hicri : 1246/1830 tarihinde vefat etmiştir. İran'da Molla Sadra'dan ikiyüz elli yıl kadar sonra, Molla Sadra'nın felsefesini canlandırır. Tıpkı Molla Sadra gibi İbni Arabi'nin irfani doktrinlerine, Şii imamların öğretilerine, İşraki hikmet (Suhreverdi) ve Meşşai felsefeye (Aristo, İbni Sina, İbni Rüşd) yaslanarak Molla Sadra sentezini devam ettirir. [COLOR="#FF0000"]Şevkani: [/COLOR]Hicri : 1250/1834 tarihinde vefat etmiştir. Yemen’de Şia/Zeydi olarak başladığı ilmi serüvenini, bağımsız bir müçtehid seviyesine ulaştığı kanaatiyle bütün mezheplere karşı eşit mesafede olduğunu ilan ederek sürdürür. Ancak özellikle kelami konularda İbni Teymiye’nin etkisine girmekten de kurtulamaz. Tefsir üzerine ‘’Fethu’l Kadir’’’i ve fıkha dair ‘’Neylu’l-Evtar’ı çok meşhur olur. Sonuçta selefi bir çizgiye gelir. [COLOR="#FF0000"]İbni Abidin: [/COLOR]Hicri : 1525/1836 tarihinde vefat etmiştir. Hanefi fıkhının son temel kaynağı olarak kabul edilen Reddu’ı-Muhtar ale’d-Durri’l-Muhtar’ı yazar. Eserlerinde başlanğıçtan kendi dönemine kadar yaklaşık bin yıllık Hanefi birikimine yaslanır. Hükümlerin dayandığı delilleri gösterir, mezhepteki zayıf, sahih, ve muteber görüşlere işaret eder, daha önce açıklığa kavuştururlmamış bazı karmaşık meselelere çözüm arar, önceki eserlerde görülen yanlışları düzeltmeye çalışır. [COLOR="#FF0000"]Seyyid Ahmed Şehid : [/COLOR]Hicri : 1247/1831 tarihinde vefat etmiştir. Hindistan’da İngiliz işgaline ve Sikh’lere karşı cihad ilan eder. Her türlü bid’at ve tasavvufi aşırılıklara karşı selefi bir hareket başlatır. Para ve asker toplayarak bizzat silahlı hareketlerin içinde yer alır.Bir çarpışma anında şehid edilir. [COLOR="#FF0000"]Hacı Şeriatullah : [/COLOR]Hicri : 1254/1838 tarihinde vefat etmiştir. Bangladeş’de ‘’Faraizi’’ adıyla tarihe geçen bir islamihareket başlatır. Hindistan’ın İngiliz işgaliyle birlikte Daru’l Harb haline geldiğini, zengin toprak ağalarına karşı köylü ve işçilerin yararına reformlar yapılmasının gerekli olduğunu, İslam’ın Hindu fikirlerden ve tasavvufi fazlalıklardan arındırılmasının şart olduğunu savunan Hacı Şeriatullah bu amaçla bir dizi ıslahat hareketlerine girişir. Hanefi asabiyetine dayanmasına rağmen İngilizler tarafından Hindu Vehabiliği olarak yaftalanır. [COLOR="#FF0000"]Seyyid Muhammed Senusi : [/COLOR]Hicri : 1276/1859 tarihinde vefat etmiştir. Cezair’de doğar. Cezair, Fas ve Mısır’da öğrenimini sürdürür. Gazali-İbni Teymiye sentezine dayalı yeni bir tarikat kurar. Şerist’la tasavvufu, zahirle batını birleştirme iddiasındaki hareketi kısa sürede tüm Kuzey Afrika’da yayılır. Libya’da İtalyanlara, Mısır’da İngilizlere karşı Osmanlı müttefiki olarak silahlı direnişe katılan bu tarikat tepkici, tasviyeci, faaliyetçi ve sufi/ihyacı özellikleriyle tamayüz eder. [COLOR="#FF0000"]Cemaleddin Efgani :[/COLOR] Hicri : 1314/1898 tarihinde vefat etmiştir. Hz. Muhammed-Gazali arası beş yüzyıllık dönem islam’ın yükseliş çağı olurken, Gazali-Efgani arası sekiz yüzyıllık dönem İslam’ın orta çağı olarak tanımlanabilir. Zira Gazali’den bazı kısa aralıklar hariç islam düşüncesi tıkanır ve sürekligeriler. Selçuklular ve Osmanlılar islam medeniyetinin yükşelişini değil tekrarını ifade ederler. İran/Afgan kökenli olan Efgani islam’ın yeni çağının başlangıç siması olarak yenilikçi hareketini başlatır. Afganistan, İran, Hindistan, Hicaz, Mısır, İstanbul, Paris, İngiltere, Rusya ve İran’da çeşitli aralıklarla bulunur. İslam dünyasının batılılarca işgaline karşı dini, siyasi, fikri mücadele baslatır. Mısır’da Muhammed Abduh’u etkiler. Gittiği ülkelerin çoğundan sınırdışı edilir. Bir ara Paris’te ‘’Urvetu’l Vuska’’ adlı dergiyi talebesi Abduhla birlikte çıkarır. İngiliz ve Fransızlar dergiyi yasaklar. Meteryalizme Reddiye adlı bir kitap yazar. Yazarlığından ziyade hatipliği ve siyasi/aktivist kişiliğiyle tanınan Efgani islam dünyasının kurtuluşunun tek bir halife etrafında birleşme adealine dayalı pan-islamizm’in ateşli bir savunucusu olarak temayüz eder. Hem batıya karşı mücadele eder, hemde müslümanları uyuşukluktan silkinmeye, tekrar ayağa kalkmaya çağırır. İslam’ın yenilikçi damarlarını (Ebu Hanife reyciliği, Mu’tezile/Maturidi akılcılığı, felsefi düşünce, bilimci metod) canlandırmaya çalışır. Geçen yüzyılın başlarında 67 yaşında İstanbul’da bulunduğu bir sırada vefat eder. [COLOR="#FF0000"]Seyyid Ahmed Han : [/COLOR]Hicri : 1314/1898 tarihinde vefat etmiştir. Efgani’nin ayrıntıya inmeden yaptığı genelçağrıyı Hind-Alt kıtasında pratiğe dökmeye çalışır. Düşünce sistemi, Fârâbî, İbni Sina ve İbni Rüşd’ün felsefi akılcılığını ve Ebubekr Razi’nin tabiatçılığını çağrıştırır. İslam’i ‘’tabiat kanunlarına ve bilime uygunluk’’ kriterlerine göre yeniden yorumlar. Allah’ın tabiat kanunlarını yarattığını, fiziki olarak tabiata müdahale etmediğini söyler. Peygamberlik yorumu Fârâbî-İbni Sina’yı andırır; vahyin, peygamberi, melekenin Allah’ın herkese açık vahyini iştiyakla idrak etmesi, kelimelere dökerek ifade etmesiyle gerçekleştiğini söyler. Bu haliyle Hz. Muhammed’in risaleti hak olup sonuncu peygamberdir. Ahiret görüşü ise İbni Rüşd’ü hatırlatır; ‘’haşr hem ruhani hemde bedeni olarak ve fakat yeni bir yaratılışla olacaktır’’ der. Mucize’yi tabiat kanunlarının bizim vakıf olamadığımız olağan işleyişi olarak yorumlar. Dua’yı dünyevi acı ve ızdırapların hafifletilmesiiçin gerekli psikolojik olgu olarak görür. Hz. Ömer’in ‘’Kur’an bize yeter’’ sözünü delil getirerek hadisleri tamelden reddeder. Ncak akıl, bilim ve tabiatın olağan işleyişine uygun, sahihliği ispat edilmiş olursa onların kabul edilmesi gerektiğini söyler. Nafi bin el-Ezrak gibi recmi Kur’an’da olmadığı gerekçesiyle reddeder.[/FONT][/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
En iyi yönetim şekli?
Cevapla
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Kim Kimdir ? - Biyografiler
İslâm'ın Yenilikçileri
Top