Sevdiğini kaybedince, insanın yüreğinde kırk mum yanarmış.
Sonra her geçen günde mumlardan biri sönermiş.
En sonunda geriye bir mum kalırmış.
O tek mum,
yaşam boyu sönmezmiş,
insan ölünceye dek içinde yanarmış.
İnsan sevdiklerini yitire yitire yaşar; yıllar geçtikçe, yanan ve sönen mumlar birbirine karışır. Öyle ki gönlünde hangi mum kimin için yanıyor bilemezsin, mumun alevinde sevdiğinin kimliğini göremezsin, yalnız belli belirsiz bir acının dumanı titreşir.
Zaman geçtikçe acı uslanır, akıllanır, bilgeleşir; hüzne dönüşür; yara kapanmıştır; ama inceden inceye sızlar.
İlhan Selçuk...
Sonra her geçen günde mumlardan biri sönermiş.
En sonunda geriye bir mum kalırmış.
O tek mum,
yaşam boyu sönmezmiş,
insan ölünceye dek içinde yanarmış.
İnsan sevdiklerini yitire yitire yaşar; yıllar geçtikçe, yanan ve sönen mumlar birbirine karışır. Öyle ki gönlünde hangi mum kimin için yanıyor bilemezsin, mumun alevinde sevdiğinin kimliğini göremezsin, yalnız belli belirsiz bir acının dumanı titreşir.
Zaman geçtikçe acı uslanır, akıllanır, bilgeleşir; hüzne dönüşür; yara kapanmıştır; ama inceden inceye sızlar.
İlhan Selçuk...