ingilizce komik sözler turkce karsilikli

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
wouldn’t marry you even if you were the last man left on earth”… (Dünyada kalan son erkek bile olsan yine de seninle evlenmem…)

My mother to be my wife (Anam Avradım olsun )

Come with ball my brother Come with ball (Topla Gel Abicim Topla gel)
Chicken translation (Piliç çevirme)

Leave the door december (Kapıyı aralık bırak)

Where is this waiter who I put (Nerede bu kodumun garsonu!…)
Clean family girl (Temiz Aile kızı.)

Your hand is on the job your eye is on playing (Elin işte gözün oynaşta)
Sensitive meat ball (içli köfte.)

Urinate quickly satan mixes (Acele ise şeytan karışır)

There is no saturation to her observations (Onun Gözlemelerine doyum olmaz)

Man doesn’t become from you (Senden adam olmaz)

Enter the desk (Sıraya gir)

Look my ram I?m an Anatolian childIf I put you sit. (Bak koçum ben Anadolu çocuğuyum bir koyarsam oturursun)

Airplane out of the fart say hi to that sweetheart: (Osuruktan tayyare Selam söyle o yare)

Master !! do something burning-turning in the middle (Usta !!Ortaya yanardöner bişi yapsana)

Exploded egypt has escaped to my bosphorus (Boğazıma patlamış mısır kaçtı)

In every job there is a no (Her iste bir hayır vardır)

She is such a mother’s eye girl (Çok anasının gözü bir kız)

If the only tool you have is a hammer you tend to see every problem as a nail. — Abraham Maslow (Sahip olduğunuz tek alet bir çekiç ise hertürlü sorunu çivi niteliğinde görmek eğiliminde olursunuz… )

If at first you don’t succeed destroy all evidence that you tried. — Anonymous (Eğer ilk denemenizde başarısız olmuşsanız denemiş olduğunuza ilişkin hertürlü kanıtı yokedin…)

Bigamy is having one wife too many. Monogamy is the same. — Oscar Wilde (Çift-eşlilik bir eşin fazlalık olması demektir. Tek-eşlilik de aynı anlama gelir…)

Men are like fine wine. They all start out like grapes and it’s our job to stomp on them and keep them in the dark until they mature into something you’d like to have dinner with. — Anonymous (Erkekler şarap gibidir. Başlangıçta asmalarda ham üzüm… Görevimiz onları iyice çiğneyip karanlık bir yerde tutmaktır. Ta ki bir akşam yemeğine eşlik edebilecek olgunluğa erişinceye dek.)

It ain’t what they call you it’s what you answer to. — W.C. Fields (Size taktıkları ad önemli değil. Önemli olan sizin hangi ada yanıt verdiğiniz…)

The best armour is to keep out of range. — Italian proverb (En iyi zırh menzil dışında durmaktır…)

If you want to know what God thinks of money just look at the people he gave it to. — Dorothy Parker (Tanrı’nın para hakkında neler düşündüğünü merak ediyorsanız parayı verdiği adamlara bir bakınız… (Yani “Genellikle çarpık çurpukturlar sağlıksızdırlar” filan demek istiyor… İyi de hem yakışıklı hem sağlıklı hem de zengin olanlarına ne diyeceğiz?)

“Brain work will cause women to go bald.” (Beyinlerini çalıştırmak kadınlarda kellik yapacaktır !! — Berlin Üniversitesinden bir profesör 1914. )

I never forget a face but I’ll make an exception in your case. — Grouche MARX (Gördüğüm yüzleri hiç unutmam ama sizin durumunuzda bir istisna yapacağım…)

Please accept my resignation. I don’t want to belong to any club that will accept me as a member. — Grouche MARX (Lütfen istifamı hemen kabul buyurunuz. Beni bile üyeliğe kabul edebilecek bir kulübe üye olmayı düşünmüyorum…)

It’s not that I’m afraid to die. I just don’t want to be there when it happens. — Woody ALLEN (Ölmekten korktuğumdan değil. Sadece ölürken orada bulunmak istemiyorum)
Conscience is a mother-in-law whose visit never ends. – H.L. MENCKEN (İnsanın vicdanı misafirliği hiç bitmeyen bir kayınvalde gibidir…)

I do benefits for all religions — I’d hate to blow the hereafter on a technicality. — Bob HOPE (Hayır işlerimi bütün dinlerde yapmaya özen gösteriyorum; teknik bir mesele yüzünden öteki dünyamı tehlikeye atmak istemem…)

When I read about the evils of drinking I gave up reading. — Henry YOUNGMAN (İçkinin kötülüklerini okudukça okumayı bıraktım)

I said NO to drugs but they wouldn’t listen. — N. SIMMONS (Uyuştuculara hayır dedim ama beni dinlemediler…)

Borrow money from a pessimist — they don’t expect it back. — ANONYMOUS (Ödünç alacaksan kötümser birisinden al; nasıl olsa parayı geri almayı beklemeyecektir.)

He laughs best who laughs last. Son gülen iyi güler
He laughs best whose laugh lasts. En iyi gülen gülüşü kalıcı olandır
 
Top