İngilizce Anlamlı Sözler Ve Anlamları

Paradoks

... Elif ...
Özel üye
İngilizce Anlamlı Sözler Ve Anlamları
İngilizce Anlamlı sözler
İngilizce Anlamlı Sözler anlamı

By the way, I want to say, please don´t go, I love you so!!
Türkçesi:
Bu arada, soylemek istedigim birsey var, lutfen gitme, seni cok seviyorum!

Can not stop loving you..
Türkçesi:
Sana olan sevgimi durduramiyorum..

Catch a little star and put it in your pocket! Keep it for a rainy day!
Türkçesi:
Bir yildiz yakala ve yagmurlu gunler icin cebinde sakla!

Catch me ,don´t let me drop. Love me,don´t ever stop. So close you eyes and let me kiss you, and when you sleep, I WILL MISS YOU!!!
Türkçesi:
Beni yakala, dusmeme izin verme.. Beni sev, asla durma.. Gozlerini kapat ve seni opmeme izin ver, uyudugun anlarda seni ozliyecegim..

i love you how you are
Seni her Halinle Seviyorum Aşkım

Love is like a bird of golden wings – that flies in to your heard and sings
aşk altın kanatlı kuş gibidir.kalbine uçar ve şarkı söyler.

You are someone in the world, but for someone you are the world!
dünyadaki herhangi birisin,ama herhangi biri için sen dünyasın

Love is difficult to find, wonderful to have, easy to lose and hard to forget!
aşkı bulmak zor,sahip olmak harika,kaybetmek kolay ve unutmak zor.

You are so special girl like flowers in this world! And if you would be a gift I would give it to the world! My heart is what I give and also this kiss!
sen,bu dünyadaki çiçekler gibi öylesine özel bir kızsın.Eğer bir hediye olsaydın seni dünyaya verirdim.Verdiğim şey kalbimdir ve tabiki bu öpücük.

Baby can’t sleep cause I am thinking of you! Hope you are thinking about me too! Hope your dreams are feeling well! Much of love and kisses to my angel!
bebeğim seni düşünmekten uyuyamıyorum.umarım sende beni düşünüyorsun!umarım rüyanda hissedersin!
Meleğime,daha çok sevgi ve öpücükler

You´re like teardrops in my eyes You are the sun that always shines
You are the one i ever needed – i love you still – i hope you hear it!
(Gözlerimdeki yas gibisin Herzaman parlayan günessin Sen bu güne kadar
ihtiyac duydugumsun – seni hala seviyorum – umarim duyuyorsundur! )

wher are you im so bad if i tell you wood you come back
nerdesin cok kotuyum don desem donermisin

I love you more and more with each passing day
Her geçen gün seni daha çok seviyorum

love is good with you baBy
Aşk Seninle Güzel Bebeğim

wher ever i look i see you
nereye baksam seni goruyorum

wher ever you go my heart is with you
Nereye Gidersen Git Kalbim Seninle

I miss you more and more with each passing day
Her geçen gün seni daha çok özlüyorum

Adını Kalbime Yazdım Aşkım
i rout your name to my heart

i want to hold your hand baby
elini tutmak istiyorum bebeğim

I’ll day tonite no one can hold me
bu aksam olurum beni kimse tutamaz

come and see me what did a love do to me
Gelin Görün halimi Aşk beni Ne Etti…

If you show Me reaL Love baby i'll show you mine..
(bebeim eğer bana gercek askını gosterırsen bende sana benımkını gosterırım..)

You see that shackle..? I'm Your sLavee...!
(Kelepcelerı Goruyormusun ? Ben senın KöLenim..)

I've become so numb , i cant feeL you theree..
(Çok hissizleştim , senin burda olduğunu biLe hissedemiyorum..! )

Do you ever wanna run away?Do you locked yourself in your room , with the radio on turned up so loud..No one hears your screaming..

(Hic uzaklara kacmak istedinmi? kendını hıc odana kitledinmi..radyonun kısık sesını arttırarak..Hıc kımse duymaz senın çığlıklarını..)

She said I'm leaving..Cause He cant take the pain..It is hard to continue this love it aint same..
(gidiyorum dedi çünkü acıya dayanamıyordu..bu aşka dewam etmek zordu we hicbirsey aynı değildi...)

Things I loved before, are now for saLe..
(önceden sewdiğim hersy şimdi satılık..)

Here is a little story that I made up So Let's make believe
( benım uydurduğum bir hikaye bu,o zaman kendımızı ınandıralım..)

I'm just a crazy kind of girl I wanna shop around , I've just begun
Don't wanna settle down
( ben cılgın bır kızım alıswerıs yapmak ıstıyorum..daha yenı basladım durulmak ıstemıorm..)

Don't be scared of your shadow You can't hide from your sorrow
( Gölgenden korkma , kaderinden saklanamazsın )

I lie and I lie and I lie till there's no turning back;I don't know why
(Yalan söylüyorum yalan söylüyorum dönüşü olmayana dek;Bilmiyorum neden)

oh tonight you killed me with your smile so beautiful and wild so beautiful
(bu gece gülüşünle beni öldürdün öylesine güzel ve vahşiceki öylesine güzel)

No longer waiting, remove illusions;No more complaining, forget confusion
(uzun beklemeler yok,ilizyonları kaldır;daha fazla yakınmak yok,karışıklığı unut)

I don't know who to trust no surprise;Everyone feels so far away from me
(Bilmiyorum kime güveneceğimi şaşırmadan;Herkes benden uzaktaymış gibi geliyor)

I tried so hard;And got so far;But in the end;It doesn't even matter
(O kadar çok denedim;Ve o kadar uzaklaştım;Ama en sonunda;hiçbir önemi kalmadı)

know that i can't get over you;'cause everything i see is you and i don't want no substitute;baby i swear it's deja vu
(seninle baş edemediğimi bil;çünkü gördüğüm herşey sensin ve yedeğini istemiyorum;bebeğim yemin ederim bu bir deja vu)

No one will love you the way I do;No one will love you;Love you like I do;It will never be the same
(hiç kimse seni benim sevdiğim şekilde sevmeyecek;hiç kimse seni sevmeyecek;benim sevdiğim gibi;asla aynı olmayacak)

I'm so over being blue;Cryin over you;And I'm so sick of love songs;So tired of tears;So done with wishing you were still here;Said I'm so sick of love songs so sad and slow
(Çok hayalciyim;Sana ağlarken;Ve aşk şarkılarına hastayım;Gözyaşlarına çok yorgunum;Senin hala burada benimle olmanı dilerken;Dedi ki aşk şarkılarına hastayım çok üzücü ve yavaşlar)

Strange infatuation seems to grace the evening tide;I'll take it by your side;Such imagination seems to help the feeling slide.
(akşam vakti garip karasevda güzel görünür;bn onu senin yanından alacağımn;böyle hayal gücü hislerin kaymasına yardımcı olur)

I... Take the plan, spin it sideways.I... Fall. Without you, I'm Nothing.
(ben...plan yaparım yol kenarlarına ağ örerim.bn...yenilirim.sensiz ben bir hiçim.)

im in love with your eyes and loving you
Sana gözlerine aşığım ve sana..

You are the angel of my dreams
Rüyalarımdaki meleksin

with a lie world i love you for real
Seni Yalan Dünyada gerçek Aşkımla Sevdim

your my real dearm
Sen Hayallerimdeki Gerçeksin

You don’t know how much I love you
Bilemezsin seni nekadar çok seviyorum

thank you for the love you give me
bana Bu Aşkı Yaşattığın için Teşekkür ederim

i cant do with out you i will die
Sensiz Yaşayamam Ölürüm Yoksa…

you or nothink
ya sen yada hiç
 

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Anlamlı İngilizce sözler ve anlamları

1. Silence is the most powerful scream. (Sessizlik en güçlü çığlıktır.)

2. If you want to shine like the sun, first burn like the sun. (Eğer güneş gibi parlamak istiyorsan önce güneş gibi yan.)

3. You will win if you don’t quit. (Eğer bırakmazsan kazanırsın.)

4. Everything you can imagine is real. (Hayal edebileceğin her şey gerçektir.)

5. Live together, die alone. (Birlikte yaşa, yalnız öl.)

6. Don’t criticize what you can’t understand. (Anlayamadığın şeyi eleştirme.)

7. To the world you may be one person, but to one person you may be the world. (Dünya için bir kişi olabilirsin fakat bir kişi için de dünya sen olabilirsin.)

8. Pardon others often, thyself never. (Başkalarını sık sık affet ama kendini asla.)

9. I could either watch it happen or be a part of it. (Ya gerçekleşmesini izlerim ya da bunun bir parçası olurum.)

10. You only live once, but if you do it right, once is enough. (Bir kez yaşarsın, ama eğer doğru yaparsan, bir kere de yeterlidir.)

11. If you’re absent during my struggle, don’t expect to be present during my success. (Eğer mücadelem süresince yanımda yoksan, başarım sırasında yanımda olmayı bekleme.)

12. Love the life you live. Live the life you love. (Yaşadığın hayatı sev. Sevdiğin hayatı yaşa.)

13. I need a six month vacation twice a year. (Yılda iki kez altı aylık bir tatile ihtiyacım var.)

14. I’m not perfect, but I’m loyal. (Mükemmel değilim fakat sadığım.)

15. It’s not over until you win. (Sen kazanana kadar bitmeyecek.)

16. Don’t try to be different. Just be good. To be good is different enough. (Farklı olmaya çalışma. Sadece iyi ol. İyi olmak yeterince farklıdır.)

17. Go big, or go home. (Büyük oyna ya da evine git.)

18. Do it today, or regret it tomorrow. (Bugün yap ya da yarın pişman ol.)

19. You never know how strong you are, until being strong is your only choice. (Güçlü olmak tek seçeneğiniz olana kadar, ne kadar güçlü olduğunuzu asla bilemezsiniz.)

20. Get busy living, or get busy dying. (Ya yaşamakla uğraşacaksın ya da ölmekle.)

21. The secret of happiness is freedom, the secret of freedom is courage. (Mutluluğun sırrı özgürlüktür, özgürlüğün sırrı cesarettir.)

22. Everything that kills me makes me feel alive. (Beni öldüren her şey yaşadığımı hissettiriyor.)

23. The present is theirs; the future, for which I really worked, is mine. (Bugün onlarındır; uğrunda gerçekten çalıştığım gelecek, benimdir.)

24. A woman either loves or hates; she knows no medium. (Bir kadın ya sever ya da nefret eder; ortasını bilmez.)

25. Sometimes you have to travel a long way to find what is near. (Bazen yakın olanı bulmak için uzun bir yolculuk yapmanız gerekir.)

26. A dream you dream alone is only a dream. A dream you dream together is reality. (Tek başına gördüğün bir rüya sadece bir rüyadır. Birlikte gördüğün bir rüya gerçektir.)

27. It’s hard to beat a person who never gives up. (Asla pes etmeyen bir insanı yenmek zordur.)

28. Life shrinks or expands in proportion to one’s courage. (Hayat birinin cesaretine orantılı olarak küçülür veya genişler.)

29. I ask not for a lighter burden, but for broader shoulders. (Daha hafif yük istemem fakat daha geniş omuzlar isterim.)

30. If it is important to you, you will find a way. If not, you’ll find an excuse. (Eğer senin için önemliyse bir yolunu bulursun. Eğer değilse bir bahane bulursun.)

31. Life is like riding a bicycle. To keep your balance, you must keep moving. (Hayat bisiklet sürmek gibidir. Dengeni korumak için ilerlemeye devam etmelisin.)

32. It’s the possibility of having a dream come true that makes life interesting. (Hayatı ilginç kılan bir hayalin gerçekleşme ihtimalidir.)

33. The greatest pleasure in life is doing what other people say you cannot do. (Hayattaki en büyük zevk, insanların yapamazsın dedikleri şeyleri yapmaktır.)

34. If everything seems under control, you’re not going fast enough. (Eğer her şey kontrol altında görünüyorsa, yeterince hızlı gitmiyorsun demektir.)

35. If you have no critics you’ll likely have no success. (Eğer sana hiç eleştiri yoksa, muhtemelen hiç başarın da olmayacaktır.)

36. Success is getting what you want. Happiness is wanting what you get. (Başarı istediğini elde etmektir. Mutluluk elde ettiğini istemektir.)

37. The best way to predict your future is to create it. (Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu onu yaratmaktır.)

38. If you think you are too small to make a difference, try sleeping with a mosquito. (Bir fark yaratmak için çok küçük olduğunu düşünüyorsan, bir sivrisinek ile uyumayı dene.)

39. If people are not laughing at your goals, your goals are too small. (Eğer insanlar hedeflerine gülmüyorlarsa hedeflerin çok küçüktür.)

40. Hurt me with a truth, don’t comfort me with a lie. (Beni bir hakikat ile incit, bir yalanla avutma.)
 
Top