• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

İhanetin Adı Dersim!..

wien06

V.I.P
V.I.P
Sonunda bu da oldu ve nedense ben hiç şaşırmadım!..

Brüksel’de, Avrupa Parlamentosu binasında düzenlenen “Dersim Soykırımı” konferansında Prof. Dr. Ronald Mönch, Dersim’de (Tunceli) yaşananların insanlık suçu olduğunu vurguladı ve şu sözleri söyledi:

- Atatürk ve dönemin Bakanlar Kurulu üyeleri ile üst düzey askeri yetkilileri yaşasalardı savaş suçlusu olarak yargılanmaları gerekirdi!..

Yani?.. Yani, 1937’de, Türkiye sınırları içinde ağaların çıkardığı isyanı bastıran Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve arkadaşları, düpedüz soykırımla suçlanmaları bir yana, sanki yabancı bir ülkenin topraklarına tecavüz ederek bu suçu işlemişçesine “savaş suçlusu” olarak da ilan edildiler!..

Peki, Prof. sıfatlı Mönch bu konuşmayı cehaletinden mi yaptı?.. Tabii ki hayır!.. Diğer konuşmacıların konuşmaları ve sonuç bildirgesini bu alçakça konuşmanın yanına koyduğunuzda, amaç ve hedef olanca çıplaklığı ile ortaya çıkıverdi!..

Aynı toplantıda Avrupa Ermeni Federasyonu Başkanı Hilda Çoboyan da bir konuşma yaptı. İşte söyledikleri:

- Dersim Kızılbaşlığı, paganlık, Hıristiyanlık ve Alevilik karışımıdır… Osmanlı döneminde çok sayıda Ermeni Dersim’e gelip din değiştirdi…

İyi mi?.. Şimdi bu konuşmayı Mönch’ün konuşmasının yanına koyun, ne çıkıyor?.

- Dersim Türkiye’ye ait değildir, üstelik Müslümanlıkla da ilgisi yoktur. Ermeni yoğunluğu fazladır. Öyleyse Atatürk’ün yaptığı hem soykırım hem de savaş suçudur…

Şu haysiyet düşkünlüğüne bakın…

***

Konferansta Türkiye Cumhuriyeti’nin iki milletvekili ile bir belediye başkanı da vardı…

DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk fazla konuşmadı, yalnızca “Üstümüzden ordular geçti” dedi.. DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis ise Dersim isyanında Türk askerlerinin hamile Kürt kadınlarının karınlarını deşerek cinsiyet tespiti yaptıklarını anlattı… Halis, kendi sözlerinden heyecana kapılmış olsa gerek ki, soykırım değil isyan sözcüğünü kullandı!..

Tunceli Belediye Başkanı Songül Erol Abdil de Tunceli’deki yol yapım çalışmalarını şu sözlerle Dersim katliamına bağladı:

- 1930’lu yıllarda yapılan Dersim Harekâtı tekrarlanmak isteniyor!..

Yani başkana göre, devlet yeniden katliam yapmak için öncelikle Tunceli’nin yollarını yapıyor!..

- Şu hastalıklı kafaya bakın…

Sonra ne oldu?.. Hepsi el ele verdi, Dersim olaylarının “soykırım” olduğu bir güzel karara bağlandı ve Türkiye’nin soykırım mağdurlarına tazminat ödemesi talep edildi.

- Tıpkı Ermeni talepleri gibi!..

***

Gelelim Dersim meselesine…

Dersim bir soykırım, bir katliam mıydı?.. Hayır, Dersim, Kürt ağalarının Şeyh Seyid Rıza önderliğinde, köleliğin, ırgatlığın dolayısıyla feodal düzenin sürmesi için Cumhuriyet rejimine başkaldırdığı bir isyandı…

- Üstelik dış destekli hain bir isyandı!..

Belgesini mi soruyorsunuz, buyurun; isyanın liderinin 30 Temmuz 1937 tarihinde İngiliz Dışişleri Bakanı’na gönderdiği “Dersim Generali Seyid Rıza” imzalı mektubu okuyun:

- Üç milyon Kürt benim sesimden ekselanslarına sesleniyor ve hükümetinizin manevi etkisinden Kürt halkını yararlandırmanızı istirham ediyor…

Bu mektubu 1987 yılında Londra Public Record ofisinde bizzat ben buldum ve Nokta dergisinin 28 Haziran 1987 tarihli sayısına da kapak oldu!. İşte, Dersim toplantısının gülleri, önceden tasarlandığı apaçık ortada olan, liderinin kendisine “general” rütbesi yakıştırdığı bu ihanet isyanına “soykırım” etiketi yapıştırıyorlar!..

Yoksa Prof. sıfatlı Mönch, “savaş suçlusu” ilan ettiği kişinin 1930’larda Hitler rejiminden kaçan bilim adamlarına kucak açtığını bilmez mi?.. Soykırım diye yırtınan Hilda Çoboyan, Atatürk’ü hem de o yıllarda bizzat Yunanistan Başbakanı Venizelos’un “Nobel Barış ödülüne” aday gösterdiğinden habersiz olabilir mi?.. Peki, en alçakça yalanları Avrupa Parlamentosu salonlarından dünyaya haykıran Songül, Aysel, Şerafettin üçlüsü Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılında UNESCO tarafından olağanüstü bir devrimci, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz devlet adamı ilan edildiğini bilmeyecek kadar cahil olabilirler mi?..

- Yoksa insan vasıfları mı yetersiz?..


ÜMİT ZİLELİ
Cumhuriyet Gazetesi
 

RUZG4R

ÖylesinE ♔
Özel üye
Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 23 Kasım 2011 günü yaptığı konuşmada, 9 Ağustos 1939 tarihli bir belgede Dersim'de 13 bin 806 kişinin öldürüldüğünün ifade edildiğini belirtmiş ve Dersim'de yaşananlar için; "eğer devlet adına özür dilenecekse, böyle bir literatür varsa ben özür dilerim, diliyorum" diyerek "devlet adına" özür dilemeyi kabul edebileceğini belirtmiştir.

Son bir kaç gündür çok gündemde olan bir konu.olayı tam olarak bilmediğim için bundan fazlada yorum yapamıyorum.Geçen sene çok sevdiğim bir ablam bu konuda bir kaç başlık göndermişti ama okuyamamıştım..=(..Forumda aradım konuyla ilgili bir kaç başlık var.Artık bur dan öğreniriz..;)
 

kAşİf

Düşünmek lazım..
Özel üye
dersim bir isyandır,devlet gerekeni yapmıştır. oradaki ölümler isyanı çıkaranlarındır,tc bir dersimden ibaret değildir,neden o kadar yer varken dersim sorusunun cevabı arşivlerde yazar sadece hangi pencereden baktığımızla alaklı, emperyalist güçlerin cumhurityeti zayıf düşürmek için yaptıkları bir hamledir,amaç yıkmak değildir yıpratmaktır,hal böyle olunca ülkedeki en cahil zümre kullanılmış dersimde sadece genç cumhuriyet yıpratılmak istenmiş ,oradaki bir avuç ermeni bunun için kullanılmıştır ,onların bu salaklığının bedelini bir çok insan ödemek zorunda kalmıştır ,dersim bir isaynadır ve bastırılmıştır,devlet devamı ve yaşayan halkların huzuru için dersim bastırılmıştır , bugünkü pkk zihniyeti neyse bu tohumlar bir kısmının ekildiği yerdir o dönemlerin dersimidir.fikirleride kendileride kahrolsun inşalllah
 
Top