Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Dini Konular
Genel Dini Konular
İbadetler Niçin Arapça yapılıyor ?
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="yaren*" data-source="post: 360143" data-attributes="member: 72678"><p>İlk bakışta müminin, kendi diliyle Rabbine kulluk etmesi akla, daha doğrusu hisse daha uygun gibi geliyor. Fakat mesele incelendiğinde, farklı boyutlara varılıyor:</p><p></p><p>Her şeyden önce dua ile namaz arasında açık bir ayırım yapmak gerekir. Namaz dışındaki duada bir mümin ihtiyaçlarını ve dileklerini Rabbine istediği dilde bildirir. Bu şahsi bir meseledir ve kulun, Halıkı’na kendi ihtiyaçlarını ve arzularını doğrudan doğruya, vasıtasız olarak arz etmesiyle ilgilidir. Duada her insan kendi lisanıyla Rabbine iltica edebilir.</p><p></p><p>Namaz ise bundan çok farklıdır. Namazda hangi dilden ve ırktan olursa olsun bütün Müslümanların bir tek vücut olarak birleşmeleri ve Allah’a topluca ibadet etmeleri söz konusudur. Bu ibadette gönüller gibi dillerin de birlik arz etmesi gerekir. Kaldı ki, ibadetler Allah nasıl emretmişse ve Allah Resulü (asm.) nasıl tarif etmişse öyle yapılacaktır.</p><p></p><p>İslamiyet herhangi bir bölgenin, ırkın veya milletin dini olsaydı, hiç şüphesiz sadece bu bölgenin, bu ırkın veya bu milletin dili kullanılabilirdi. Fakat, dünyanın bütün noktalarında oturan, farklı ırklardan olup farklı dilleri konuşan müminler mevcuttur. Bunların tümünün birlikte namaz kılabilmeleri, aynı sureleri aynı dilden okumaları için tümünün aynı ibadet dilinde birleşmeleri gerekir.</p><p></p><p>Beynelmilel kongre ve toplantılarda da herkes kendi diliyle değil umumun bildiği beynelmilel bir dille konuşmuyorlar mı?</p><p>Meselenin diğer bir cephesi de şudur: Hiçbir tercüme, asla orijinalinin yerini tutamaz. Kur’an, Allah kelamıdır ve Arapça nazil olmuştur. <u>Allah’ın kudret sıfatından gelen şu varlıklar taklit edilemediği gibi, onun kelam sıfatından gelen Kur’an da taklit edilemez</u>. Ve Kur’anın tercümesine Kur’an denmez. Kur’anın bir harfine en az on sevap verilmesi, Allah kelamını tekrar etmenin karşılığında kullara bir İlâhî ihsandır. </p><p></p><p>Tercüme, Allah kelamı olmadığından bu mana orada kaybolur. İnsan, Kur’an mealini okumakla, Kur’an okumanın değil, ilim noktasında bir şeyler öğrenmenin sevabını alır.</p><p></p><p>Şu da var ki, namazda geçen kelimelerin bir kısmı konuşma dilimize geçmiştir. Allahu Ekber, hamd, tesbih, Rabbül alemin, Ehad, Samed’in ne demek olduğunu çoğu Müslüman bilmektedir.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="yaren*, post: 360143, member: 72678"] İlk bakışta müminin, kendi diliyle Rabbine kulluk etmesi akla, daha doğrusu hisse daha uygun gibi geliyor. Fakat mesele incelendiğinde, farklı boyutlara varılıyor: Her şeyden önce dua ile namaz arasında açık bir ayırım yapmak gerekir. Namaz dışındaki duada bir mümin ihtiyaçlarını ve dileklerini Rabbine istediği dilde bildirir. Bu şahsi bir meseledir ve kulun, Halıkı’na kendi ihtiyaçlarını ve arzularını doğrudan doğruya, vasıtasız olarak arz etmesiyle ilgilidir. Duada her insan kendi lisanıyla Rabbine iltica edebilir. Namaz ise bundan çok farklıdır. Namazda hangi dilden ve ırktan olursa olsun bütün Müslümanların bir tek vücut olarak birleşmeleri ve Allah’a topluca ibadet etmeleri söz konusudur. Bu ibadette gönüller gibi dillerin de birlik arz etmesi gerekir. Kaldı ki, ibadetler Allah nasıl emretmişse ve Allah Resulü (asm.) nasıl tarif etmişse öyle yapılacaktır. İslamiyet herhangi bir bölgenin, ırkın veya milletin dini olsaydı, hiç şüphesiz sadece bu bölgenin, bu ırkın veya bu milletin dili kullanılabilirdi. Fakat, dünyanın bütün noktalarında oturan, farklı ırklardan olup farklı dilleri konuşan müminler mevcuttur. Bunların tümünün birlikte namaz kılabilmeleri, aynı sureleri aynı dilden okumaları için tümünün aynı ibadet dilinde birleşmeleri gerekir. Beynelmilel kongre ve toplantılarda da herkes kendi diliyle değil umumun bildiği beynelmilel bir dille konuşmuyorlar mı? Meselenin diğer bir cephesi de şudur: Hiçbir tercüme, asla orijinalinin yerini tutamaz. Kur’an, Allah kelamıdır ve Arapça nazil olmuştur. [U]Allah’ın kudret sıfatından gelen şu varlıklar taklit edilemediği gibi, onun kelam sıfatından gelen Kur’an da taklit edilemez[/U]. Ve Kur’anın tercümesine Kur’an denmez. Kur’anın bir harfine en az on sevap verilmesi, Allah kelamını tekrar etmenin karşılığında kullara bir İlâhî ihsandır. Tercüme, Allah kelamı olmadığından bu mana orada kaybolur. İnsan, Kur’an mealini okumakla, Kur’an okumanın değil, ilim noktasında bir şeyler öğrenmenin sevabını alır. Şu da var ki, namazda geçen kelimelerin bir kısmı konuşma dilimize geçmiştir. Allahu Ekber, hamd, tesbih, Rabbül alemin, Ehad, Samed’in ne demek olduğunu çoğu Müslüman bilmektedir. [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
En iyi yönetim şekli?
Cevapla
Forumlar
Dini Konular
Genel Dini Konular
İbadetler Niçin Arapça yapılıyor ?
Top