• Merhaba Ziyaretçi.
    "Minimalist Fotoğraflar" konulu yarışmamız başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de yarışmada görmek istiyoruz...

Hukuk Sözlüğü

U

  • uhde :görev; birinin yapmakla yükümlü olduğu iş; bir işin yapılacağına söz verme

    [*]uhdesinde: üzerinde; sorumluluğunda

    [*]ulak :haberci; haber götürücü

    [*]umran: bayındır

    [*]umranî: bayındırlıkla ilgili; imarlı hale getirme

    [*]umur :işler

    [*]urup :arşının sekizde biri

    [*]uyrukluk : Şahısları veya şeyleri devlete bağlayan hukuki ve siyasi bağdır.

    [*]uygulama imar plânı : onaylı halihazır haritalar üzerinde, varsa kadastral durumu işlenmiş olarak, nazım imar plân esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzeni, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama plânlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntılarıyla gösteren plân

    [*]uzatılmış mal ortaklığı: Evlilik birliğinin, eşlerden birinin ölümüyle son bulması halinde, sağ kalan eşin, ölen eşin çocuklarıyla birlikte devam ettirdiği mal ortaklığı rejimi.
 
Ü

  • üçüncü şahıs: Bir sözleşmenin, davanın veya icra takibinin taraflarından olmayan kişi.

    [*]üst hakkı: Taşınmaz malikinin, bir başkasına, arsasının üstünde ya da altında inşaat yapma veya mevcut inşaatı koruma (ona sahip olma) yetkisi verdiği irtifak hakkı.
 
V

  • vabeste :bağlı

    [*]vakfiye : vakfedenin vakfa ilişkin bildirimini ve hakimin tescilini kapsayan belge

    [*]vakıf :tesis; başlı başına bir varlığı bulunmak üzere bir malın belirli amaca tahsisi

    [*]varaka: belge; yazılı kağıt

    [*]varant : rehin senedi; umumi mağazaya tevdi edilen mallara ve tahıla ilişkin rehin hakkını gösteren ve bu mallar üzerinde herhangi bir alacaklı yararına bu hakkın yaratılmasını sağlayan senet

    [*]varîd : gelen; vasıl olan; gerçek olan; varolan

    [*]vâridât: gelirler; devlet(kamu)gelirleri

    [*]vâris :mirasçı

    [*]vasıl olmak :ulaşmak, erişmek

    [*]vasi: Kanunun öngördüğü durumlarda, küçük veya kısıtlı kişilerin haklarını korumak üzere mahkeme tarafından atanan kanuni temsilci.

    [*]vatandaşlık : Bir hakiki şahsı bir devlete bağlayan hukuki bağdır.

    [*]vaz' : koyma; konulma (yürürlüğe koyma)

    [*]vazıyed etme: bir şeye veya bir işe el koyma

    [*]vaziyet :durum; hal

    [*]vecîbe :borç

    [*]veçhile: (bu) yönden; böylece; uyarınca

    [*]vedia: saklama

    [*]vefa hakkı: hak sahibine, sattığı şeyin mülkiyetinin kararlaştırılan bedel karşılığında tekrar kendisine devrini, tek taraflı irade beyanı ile isteme yetkisi veren hak

    [*]vehle :öncesi; baş tarafı; dakika; an

    [*]vehle-i ûlâ: ilk başlangıç; birdenbire

    [*]vekalet Sözleşmesi: Kişinin, bedelli veya bedelsiz olarak, bir işi yürütmeyi veya yerine getirmeyi başkası adına üstlendiği sözleşme.

    [*]vekil: Vekalet sözleşmesi gereği, müvekkil tarafından ve onun adına işlem yapmakla yetkilendirilen kişi.

    [*]velayet: Ana ve/veya babanın, reşit olmamış çocukları üzerindeki (kanundan doğan) eğitim ve terbiye hak ve yetkisi.

    [*]velev: olsa bile; hatta; ister; isterse

    [*]veli: Velayet hakkına sahip bulunan ana ve/veya baba.

    [*]verese: mirasçılar

    [*]vergide adalet ilkesi: herkesin mali gücüne göre vergiye tabi tutulmasıdır

    [*]vesayet: Küçük veya kısıtlıların haklarının korunması amacıyla özel hukuk tarafından düzenlenen ve bir kamu hizmeti niteliğini taşıyan kurum.

    [*]vesait : vasıtalar; araçlar

    [*]vezâif : vazifeler; görevler

    [*]vicahî : yüze karşı; tarafın yüzüne karşı

    [*]vikaye : koruma

    [*]vuku bulmak: olmak; oluşmak; meydana gelmek

    [*]vücut bulmak: doğmak; yapılmış olma
 
Y
  • yabancı : bir devletin ülkesinde oturan ve o devletin uyruğunu iddia etmek hakkı olmayan kimselerdir.

    [*]yalamuk :çam ağacının reçineli kabuğu; soymuk

    [*]yapı: (mimar hukukunda) karada ve suda, sürekli veya geçici, resmî veya özel yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve hareketli tesisler

    [*]yapı alacaklısı ipoteği: bir yapıyı yapanların, o yapıdan doğan alacaklarını teminat altına almak için koydurdukları gayrimenkul rehni

    [*]yapı kullanma izni :iskân belgesi

    [*]yapı malikinin sorumluluğu:bir binanın veya diğer yapı eseri malikinin, bunların çürük yapılmasından veya korunmasındaki kusurundan dolayı sorumlu tutulması

    [*]yapı ruhsatı :inşaat izni; inşaat ruhsatı

    [*]yargı: Hukuk kurallarının bağımsız ve tarafsız mahkemelerce belli bir olaya uygulanmasıdır.

    [*]yayla :çevresi dik bayırlarla çevrili, düz ve yüksek yer; genellikle yüksek platolarda yer alan, insanların serinlemek ve hayvanlarını otlatmak için yaz aylarında gidip kaldıkları yer

    [*]yaylak: Bir veya birkaç köy ya da beldeye, ayrı ayrı veya ortak olarak, yaz mevsimini geçirmeleri ve hayvanlarını otlatmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılagelen arazi. hayvanların yayılıp otlamasına uygun yer; otlak

    [*]yed :el ;elinde bulundurma

    [*]yed'i istirdat: mal üzerindeki yitirlmiş egemenliği, tasarruf gücünü geri almak, yeniden ele geçirmek

    [*]yediemin :uyuşmazlık konusu şeyin saklanması ve idaresi kendisine verilen kişi; güvenilir kişi; yediadl

    [*]yekûn :toplam

    [*]yeni arazi teşekkülü: Kimsenin mülkiyetinde olmayan yerlerde birikme, dolma, kayma ya da kamunun malı olan akarsuların yatak veya seviyelerinin değişmesi gibi olaylarla oluşan toprak parçası.

    [*]yeniden değerleme: Vergi matrahının hesaplanmasıyla ilgili ekonomik kıymetlerin takdir ve tespiti; paranın değer kaybı gözönüne alınarak, bilançolardaki stoklar, sabit varlıklar gibi kalemlerde düzeltmeler yapılması.

    [*]yerleşme alanı: imar Plânı sınırı içindeki yerleşik ve gelişme alanlarının tümü

    [*]yeşil alan :şehir imar plânlarında toplumun yararlanması için ayrılan ve üzerinde inşaat yapılması mümkün olmayan ve ileride veya şimdiden park, çocuk parkı vb. hizmet alanı olarak ayrılmış alan

    [*]yönetim planı: Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre anagayrimenkulün yönetimini düzenleyici hükümler içeren ve bütün kat maliklerini bağlayan sözleşme
 
Z

  • zabıt defteri: Eski hukukta, tapu sicili gibi kullanılan defter.

    [*]zabıtname: tutanak

    [*]zâhire :yiyecek; gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hubûbat

    [*]zâhirî :görünen; görünüşte

    [*]zail :zeval bulma; bitme

    [*]zamanaşımı: Kanunda öngörülen ve belirli koşullar altında geçmekle, bir hakkın kazanılmasını, kaybedilmesini veya bir yükümlülükten kurtulmayı sağlayan süre.

    [*]zamin: bir şeyi tazmin eden; kefil

    [*]zevâid (zevait): vakıfta gelirin dağıtılmasından sonra geri kalan

    [*]zeval :son; bitim; nihayet; yok olma

    [*]zevciyyet: kocalık,karılık; karı-kocalık; eşlik

    [*]zımnında :dolayısıyla; için; olarak

    [*]zımnî :üstü kapalı; açık olmayan

    [*]zihni kayıt: bir kimsenin bilerek ve isteyerek, asıl iradesiyle uyuşmayan bir beyanda bulunması

    [*]zikretmek: anmak; anılmak; bildirmek; belirtmek

    [*]zilyet :bir şeyi fiilen elinde bulunduran kişi; bir şeyde tasarrufta bulunan kişi; elmen

    [*]zilyetlik: Bir şey üzerinde fiili hakimiyet veya bi eşyayı fiili hakimiyet ve kudret alanı içinde bulundurma demektir.

    [*]ziya :kaybetme; yitme

    [*]ziyade: fazla; çok; aşırı

    [*]zuhur etmek: ortaya çıkmak; doğmak.
 
Geri
Top