• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Hidrojenin Türkçesi

Demek istediğinizi anlıyorum, kulağa da gayet mantıklı geliyor ama dediğim gibi o ilk bulunduğu andaki çevirisi ve şu an anlamı karşılamıyor. Muhtemelen dile öyle yerleştiği için de tekrar değiştirilmemiş. İsmini direkt kendisini bulan adamdan alan elementler de var? Ayrıca karbon ve iki oksijenin bileşiminden oluşan karbon dioksit sadece bir sınıflandırma şekli, organik kimyada moleküllerin yaptıkları bağlara ve bağlardaki karbonun vs konumuna göre farklı sınıflandırmalar da var ve hiçbir sınıflandırmaya dahil olmayan yerleşik adlar da var. Bütün bu sınıflandırmaların da baştan itibaren yenilenmesi gerekir ve işler bayağı karışır anlayacağız. Yani basit bir hidrojeni değiştirmek, içinde hidrojen geçen her şeyi değiştirmek demek aslında. Bence de çevirelim hepsini çok da şahane olur. Çeviriye karşı değilim. Atatürk'ün zamanında yaptığı matematik, geometri çevirileri günümüzde hala kullanılıyor mesela. Japonlar'da da böyle bildiğim kadarıyla adamlar zamanında her şeyi kendilerine uyarlamışlar, teknoloji anlamındaki ciddi başarılarında mutlaka rolü vardır. Dil çok önemli. Ama yapacaksak bari iyi bir şey yapalım. Konuyla ilgili bilginiz yoksa işin uzmanı birinden yardım almanızı tavsiye ederim, çünkü bilimsel çeviri çok çok çok zor bir şey ve ciddi donanım ister. "Çok oturgaçlı götürgeç"e dönmesin sonra olay..

Madem karbon konusuna bu kadar değinildi, biraz baktım ve şurası ile sizdeki karbon hakkınızdaki görüşünüzü de okuyarak karbonun Türkçesi bağlak olsun. Öbürleri karbon kadar bağ yapamıyor.
İçinde hidro geçen her şey tabiki değişecektir. Önce bir yerden başlamak gerek ve birebir çevirelecek diye de bir kural yok. Çeviriye karşı olmamanız çok güzel. Atatürk'ün çevirileri kullanılıyor ama görüyorsunuz ki Atatürk bile hepsini çevirememiş. Kaldı ki biri de hepsini çevirebilecek değil. Şu anda Atatürk'ün kurdurduğu TDK uyuyor maalesef. Bu yüzden çevirilerini bulmak halka, insanlara kaldı. "Çok oturgaçlı götürgeç" olayı da çeviri karşıtlarının işi gibi gözüküyor. Bugün bile Türkiye Türkçesi'ne uydurukça diyenler var. Bunlar Türkçemizin gelişmesini önlemek için her oyunu çeviriyorlar. Türkçe karşılıkları olanlara bile anlamadığımız yeni şeyler alıntılıyorlar. "Çok oturgaçlı götürgeç" de eskiden bunun için yapılmış gözüküyor yani.
 

_nehir_

Schrödinger'in Kedisi ♕
Özel üye
Madem karbon konusuna bu kadar değinildi, biraz baktım ve şurası ile sizdeki karbon hakkınızdaki görüşünüzü de okuyarak karbonun Türkçesi bağlak olsun. Öbürleri karbon kadar bağ yapamıyor.
İçinde hidro geçen her şey tabiki değişecektir. Önce bir yerden başlamak gerek ve birebir çevirelecek diye de bir kural yok. Çeviriye karşı olmamanız çok güzel. Atatürk'ün çevirileri kullanılıyor ama görüyorsunuz ki Atatürk bile hepsini çevirememiş. Kaldı ki biri de hepsini çevirebilecek değil. Şu anda Atatürk'ün kurdurduğu TDK uyuyor maalesef. Bu yüzden çevirilerini bulmak halka, insanlara kaldı. "Çok oturgaçlı götürgeç" olayı da çeviri karşıtlarının işi gibi gözüküyor. Bugün bile Türkiye Türkçesi'ne uydurukça diyenler var. Bunlar Türkçemizin gelişmesini önlemek için her oyunu çeviriyorlar. Türkçe karşılıkları olanlara bile anlamadığımız yeni şeyler alıntılıyorlar. "Çok oturgaçlı götürgeç" de eskiden bunun için yapılmış gözüküyor yani.
Evet ya düşünsenize onca donanıma rağmen Atatürk bile bu kadar yapabilmiş.. zor işler.. azminizi takdir ettim, başarılar diliyorum.
 
Evet ya düşünsenize onca donanıma rağmen Atatürk bile bu kadar yapabilmiş.. zor işler.. azminizi takdir ettim, başarılar diliyorum.

Sağ olun. Umarım biz de Atatürk kadar başarabiliriz.

_nehir_ arkadaşımızın dediği birkaç söze değineceğim. Ben, elementlerle bileşiklere ayrı ayrı kavram bulunmasından yanayım başta. Bilinir (malum) ki bileşiği oluşturan elementler kendi özelliklerini yitirirler. Ancak elementlerde Türkçesini bulmaya çalışırken genel özelliklerini karşılayacak biçimde deneyeceğim. Örnek karbon gibi. Yine de oksijen ve hidrojen gibi olanlara halkımıza göre karşılıklardan yanayım.

"Hidrojen gazını yapay olarak ilk defa T. Von Hohenheim (ayrıca Paracelsus, 1493 - 1521, olarak da bilinir) tarafından güçlü asitlerle metalleri karıştırarak elde etmiştir. Bu kimyasal reaksiyon sonucu elde edilen bu yanıcı gazın yeni bir element olduğunun farkına varamamıştır. 1671 yılında hidrojen Robert Boyle tarafından demir çubuk ve seyreltik asit çözeltilerinin reaksiyonu sonucu üretilerek yeniden keşfedilmiştir. 1766 yılında Henry Cavendish metal asit reaksiyonuyla elde edilen, havada yanan, yandığı zaman su açığa çıkaran hidrojenin ayrı bir element olduğunun farkına varmıştır. Cavendish'in hidrojenle tanışması cıva ve asitlerle yaptığı deneyler zamanında olmuştur. Başlangıçta hidrojenin cıvayı oluşturan birimlerden biri olduğunu, cıvanın asitle reaksiyonundan ortaya çıktığını düşünmüş, buna rağmen hidrojenin pek çok önemli özelliğini gerçekci şekilde tasvir edebilmiştir. 1783'te Antoine Lavoiser,Laplace ile Cavendish'in bulduklarını tekrarlarken, yandığı zaman su üreten bu gaza hidrojen adını vermiştir."

Alıntıda zaten hidrojen için suluk, suvargan karşılıklarının doğru olduğunu düşünüyorum. Oksijeni de bu biçimde temel özelliğine göre karşılık buldum.
 

Top