chocolatequeen
Üye
Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun
birine düşmüş. Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş
işte.
Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de
toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten
otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm. Hayvancık
saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Ayıptır
söylemesi, anırdı yani. Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet
kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik
yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı
hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı. Ne yapsak, ne etsek,
nasıl çıkarsak soruları havada kaldı. Sonunda karar verildi ki
kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar.
Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek
dibe döktü. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz
daha yükseldi ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı
açık bakakaldı.
* * *
Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır.
(Ne bazeni, çoğu zaman.)
Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur.
Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp
silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır.
Kör kuyuda olsak bile
birine düşmüş. Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş
işte.
Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de
toprak dökülmüştü. Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten
otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm. Hayvancık
saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Ayıptır
söylemesi, anırdı yani. Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet
kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik
yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı
hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı. Ne yapsak, ne etsek,
nasıl çıkarsak soruları havada kaldı. Sonunda karar verildi ki
kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar.
Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek
dibe döktü. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz
daha yükseldi ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı
açık bakakaldı.
* * *
Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır.
(Ne bazeni, çoğu zaman.)
Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur.
Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp
silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır.
Kör kuyuda olsak bile