Hayatımızı Değiştiren 10 Buluş

yeşüLL

limitsizsiniz...!
Özel üye
Bir zamanlar bilim kurgu filmlerinde, ulaşılmaz birer hayal olarak karşımıza çıkan cihazlar, artık günlük hayatımızın birer parçası oldu. Bilim adamları, teknolojinin günümüzde ulaştığı baş döndürücü noktadan bakıp, önümüzde yepyeni ufuklar açacak icatlarına devam ediyor. İşte onlardan birkaçı...


HAVADAN ŞARJ

Alternatif akımın mucidi Nikola Tesla'nın yıllar önceki hayali, yakın gelecekte gerçek olacak. Kablosuz enerji transferi yeniden gündemde. Artık cep telefonlarını, kameraları ve diğer elektronik cihazları havadan şarj etmek mümkün. Intel, Tesla'nın elektriği kablosuz olarak taşıyan düzeneğinin bir benzerini, bundan bir yıl önce düzenlediği Intel Geliştiriciler Forumu'nda görücüye çıkarmıştı. Yeni teknoloji, aynı frekansta rezonansa giren elektrik bobinlerinin, belirli bir mesafeden birbirine enerjiyi aktarabilmesi prensibini kullanıyor. Intel araştırmacılarının IDF'te sergilediği düzenekte, 1 metre uzaktaki enerji kaynağından 60 watt'lık bir ampulü yakacak kadar enerjinin aktarımı başarıyla tamamlandı.


ÖĞRENEBİLEN BİLGİSAYAR

Açıldığı anda çalışmaya başlayan ve insan beyni gibi öğrenip konuşulanı anlayan bilgisayarların yolu açıldı. HP Labs'in devrenin dördüncü elemanını geliştirmesi sayesinde insan beyni gibi analog çalışabilecek ve kendi kalıcı iç belleğine sahip olduğu için anında açılıp kullanılabilecek bilgisayarlara artık bir adım daha yaklaştık. Memristor adı verilen bu yeni gelişme wired.com tarafından "2008'in devrim yaratan on teknolojisi" listesine de dahil edildi. Kelime olarak 'memristor' aslında iki kelimenin, yani elektrik devrelerinin ana elemanlarından 'memory' ve 'resistor' kelimelerinin birleşiminden türetilmiş. Memristor'un icadı yaklaşık 37 yıl sürdü ve birçok kişi hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğine inanıyordu. Cihaz, teorik olarak ilk defa California Üniversitesi Elektrik Mühendisliği ve Bilgisayar Bilimleri Bölümü üyelerinden Leon Chua tarafından 1971 yılında ortaya atıldı. Chua'nın makalesine göre bu yeni bileşen, diğerlerinde olmayan benzersiz özelliklere sahip dördüncü ana eleman.


YÜZER EVLER

Birleşmiş Milletler, eriyen buzulların ve yükselen deniz seviyesinin selleri artıracağını ve 2050 yılına kadar iki milyar kişinin riske gireceğini tahmin ediyor. Gelgit dalgalarıyla yükselip alçalacak şekilde tasarlanan yüzen evler çok dengeli oldukları için asla yan^ yatmıyor, direğe bağlı oldukları için de sürüklenip gitmiyor. Elektrik ve su gibi ihtiyaçlar ise esnek kablo ve borularla karşılanıyor. Birleşmiş Milletler, 2050 yılında iki milyar kişinin sel tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu vurguluyor. Belki de yüzer evler, böyle büyük sorunlar nedeniyle geleceğin toplu konut tarzı olacak. En önemli risk alanlarından Hollanda'da yüzer ev kolonileri şimdiden 'suya indirilmeye' başlandı. Maasbommel ve Leeuvvarden, kentlerindeki 'kayık-evler' sahiplerini bekliyor. Yüzer evler kanal içlerine, sığ ve dalgasız göletlere kurulacak. Hedef 50 bin yüzer evin denize açılır.


META MADDE (GÖRÜNMEZLİK)

Uzmanlar, insanlar ve eşyaları görünmez kılacak maddeler geliştirme yolunda büyük mesafe alındığını açıkladı. Califomia Berkeley Üniversitesi'nde Xiang Zhang başkanlığındaki bir ekip tarafından yürütülen araştırmalar, yapay olarak oluşturulan maddeler yardımıyla ilk defa üç boyutlu cisimlerin görünmez hale getirilebileceğini gösterdi. Bu büyük buluş üzerindeki çalışmalarını sürdüren araştırmacılar, her ortamda görünmedik sağlayacak bir meta madde kalkanı üretmek konusunda çaba harcıyorlar. Ancak bu yöndeki ilk sonuçların alınabilmesi için en az 10 yıl gerekiyor.


YAPAY FOTOSENTEZ

Bilim adamları, yapay fotosentez konusu üzerine uzun süredir çalışmalar yürütüyor. Böyle bir sistem karbondioksit, su ve güneş ışığını alacak, ürün olarak da enerji kaynağı ve oksijen oluşturacak, insanoğlu bunu başarırsa, hava kirliliğinin ve enerji sorununun ortadan kalkacağı düşünülüyor. Çin'in Qinhuangdao şehrinde bulunan Hebei Normal Bilim ve Teknoloji Üniversitesi araştırmacılarından Xian-Fu Zhang, tek katmanlı karbon nanoriiplerin çoklu elektron sistemlerinin kalbi olabileceğini söylüyor. Bir karbon nanotüp, içinde bulunan her 32 karbon atomu başına 1 elektron alabilmekteymiş. Yani kısa bir nanotüp bile yapay fotosentezde alıcı molekül görevi görebilir.


CERN DENEYİ

Kâinatın oluşumunu simüle etmek için başlatılan deney, evrenin sırlarına ışık tutacak. Yaşanan aksiliklere rağmen, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ndeki (CERN) deney ile bilim insanları 13.7 milyar yıl önceki Büyük Patlama'nın küçük bir örneğini yaratarak, karanlık maddenin sırrını çözmeye çalışıyor. Dünyanın dört bir yanından bilim adamları, yerin 100 metre altında yapılacak deneyde maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek evrenin işleyişi hakkında detaylı bilgilere ulaşmaya çalışacaklar


ROBOTİK AYAKLAR

Honda, ünlü robotu Asimo'yu yürür ve koşar hale getirmek için yaptığı araştırmalardan esinlenerek, yürümeye yardımcı olan robotik ayaklar üretti. Robotik ayaklar, vücut ağırlığına destek vererek yürüme, merdivenden çıkma ve inme ile yarı oturur pozisyonda durmaya yardımcı oluyor. Cihaz, yürüme yeteneğinin tamamını kaybetmemiş, fakat bacak kasları veya eklemlerindeki sorunlar nedeniyle günlük yaşamlarında problemlerle karşılaşan kişilerin kullanımı için tasarlanmış.


BİYONİK GÖZ

Teknolojinin gelişmesi, tıpta pek çok hastalığın tedavisinin yolunu açarken, engelli hastaların hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla umut olabilecek çözümler üretilmesini de sağlıyor. Son yıllarda yaşanan 'biyonik ilerleme'nin ihtiyacı olan insanlara sunduğu biyonik kol ve bacaklardan sonra ingiltere'de bir hastaya takılan biyonik göz, görme engelli insanların yeni umudu oldu. Peki bu biyonik göz nasıl çalışıyor? Cihaz bir güneş gözlüğüne yerleştirilen kamera ve video işlemciyi kullanarak, elde ettiği görüntüyü gözün dışındaki mini alıcıya kablosuz şekilde gönderiyor. Alıcı bu veriyi çok ince bir kablo aracılığıyla retinadaki elektrotlara aktarıyor. Elektrotlar da uyarıldığında, optik sinirler üzerindeki mesajları, uyarılan elektrotlara uygun biçimde ışık ve karanlık nokta modellerini anlayabilen beyne iletiyor. Biyonik göz sayesinde hastaların, aktarılan görsel modelleri anlamlı görüntüler şeklinde algılayabilmeleri bekleniyor.


KATI HAL SÜRÜCÜLERİ

SSD adı verilen depolama birimleri, şimdiden bilgisayarlardaki sabit disklerin yerini almaya başladı. Yarı iletken sektörüne yönelik pazar araştırmaları yapan İSuppli'nin 2008'in ilk çeyreğine ilişkin yaptığı araştırmaya göre, SSD pazarının önümüzdeki 4 yıl içinde yıllık bazda yüzde 124 oranlarında bir büyüme kaydeceği öngörülüyor. Buna ek olarak SSD satışlarının bu yıl, geçen yılın yüzde 35 üzerinde, 2010'da ise geçen yıla göre yüzde 51 'in üzerinde olacağı beklenirken, sonraki dönemlerde de belirgin artışlar gözlemleneceği araştırmanın sonuçları arasında.


GPS VE NAVİGASYON

Bir zamanlar sadece askeri birliklerin ve gemicilerin kullandığı teknoloji olan GPS, şimdi cep telefonlarımızın içine kadar girdi. GPS destekli navigasyon sistemleri ile hiç bilmediğimiz bir ülkede kaybolmadan gitmek istediğimiz yeri bulabileceğimiz gibi, bu teknoloji sayesinde, araçlar insansız olarak yol alabilmeye başladı. GPS'in insanların hayatını nasıl etkileyebileceğini enteresan bir örnekle daha pekiştirelim. Mesela İspanya hükümeti, eşlerine veya eski eşlerine kötü muamele sonrası uzaklaştırma cezası alan erkekleri izlemek için GPS cihazlı bilezik kullanımı için gerekli finansmanı sağlayacağını açıkladı.

(Tempo Dergisi'nin teknoloji ekinden alınmıştır)
 
Top