• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Halkla İlişkilerin Meslekleşmesi

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Halkla İlişkilerin Meslekleşmesi

Halkla ilişkilerin bir meslek olarak kabul edilmesi oldukça uzun ve zahmetli bir çabanın sonucudur. Dünyadaki gelişimine paralel olarak Türkiye’de de Halkla ilişkiler hem bir bilim dalı olarak hem de meslek olarak hak ettiği yere her geçen gün daha fazla ulaşmaktadır.

Tabi bu kesintisiz bir çalışmanın sonucudur. Bilimsel alanda yapılan inceleme, araştırma ve yorumlar, profesyonel iş hayatını destekleyici yöndedir. Bir yandan kabul edilen ve uygulanan etik kurallar halkla ilişkiler uzmanlarının bir oto-kontrol mekanizması olmuş ve sonucunda da mesleğinin saygınlığını artmıştır. Bugün pek çok büyük işletme ya halkla ilişkiler departmanına sahiptir ya da halkla ilişkiler firmaları aracılığıyla halkla ilişkiler uygulamalarını yürütmektedir.

Bazıları ise ABD örneklerinde olduğu gibi, hem halkla ilişkiler bölümü hem de bağımsız bir firma işbirliği ile yürümektedir. Ülkemizin üniversitelerinden hastanelere, özel ve kamusal tüm örgütlerde halkla ilişkiler uzmanları istihdam edilmektedir. Kitle iletişim araçları yaygınlaştıkça ve herkesin düşündüğünü söyleyebildiği demokratik ortamlarda, halkla ilişkiler giderek önemi fazlalaşan bir işlev haline gelecektir.

Meslek Olarak Halkla İlişkilerin Ülkemizdeki Durumu

Türkiye’de Halkla İlişkiler çalışmaları ilk kez Devlet kuruluşlarında görülmüştür. Dışişleri Bakanlığı “Basın Enformasyon Genel Müdürlüğü’, bugün bilinen anlamıyla almasa da, Halkla İlişkiler göreviyle kurulan ilk ünitelerdir. 1960 Devriminden sonra kurulan Devlet Planlama Teşkilatı Yayın ve Temsil Şubesi ile 1964’te kurulan Nüfus Planlaması Genel Müdürlüğü Tanıtma Şubesi ise çağdaş Halkla İlişkiler çalışması yapan ilk kamu kuruluşudur. Daha sonra diğer Devlet kuruluşlarında da görülmeye başlanan Halkla İlişkiler üniteleri, 1969’dan sonra özel kuruluşlarda da yer almıştır. Koç, Eczacıbaşı, Sabancı, Yaşar gibi büyük holdingler, Yapı Kredi, İş Bankası gibi bankalar, Halkla İlişkilere ağırlık veren özel kuruluşların ilk örneklerindendir.

Bugün Türkiye’de yüzlerce özel ve kamu kuruluşlarında Halkla İlişkiler Üniteleri bulunmaktadır. Türkiye’de halkla ilişkilerin özel sektörde yer alması 1960’lı yılların sonlarına rastlamaktadır. 1969 yılından itibaren büyük holdingler ile bazı bankalar halkla ilişkilerin önemini kabul etmişlerdir. Halkla İlişkiler alanında bir meslek örgütü kurma çalışmaları 1969’da Ankara’da başlamış ve 1972’de İstanbul’da on beş uzman tarafından Halkla İlişkiler Derneği kurulmuştur.

Halkla İlişkiler, ülkemizde de önemini gittikçe artan bir fonksiyon olarak kabul edilmektedir. Geçmiş yıllarda kamu kuruluşlarında değişik isimler altında halkla ilişkiler görevi yürütülmüştür. Basın bürosu, basın müşavirliği, yayın temsil şubesi, propaganda, basın-yayın ve halkla ilişkiler, tanıtma şubesi, halkla ilişkiler ve yayın bürosu, halk ve basınla ilişkiler ve istatistik müdürlüğü, halkla ilişkiler müdürlüğü gibi ayrı isimler taşıyan, fakat halkla ilişkiler çalışmalarını yürüten büro ve daireler bulunmakta idi. Planlı bir halkla ilişkiler faaliyetlerinin 1960’tan sonra öncelikli kamu kuruluşlarında başladığı söylenebilir.

1960’tan önce Dışişleri Bakanlığı, Genel Kurmay Başkanlığı ve yurt dışında Türkiye’yi tanıtmak ve yurt içinde hükümetle basın-yayın organları arasındaki ilişkileri düzenlemekten sorumlu olan Basın-Yayın Genel Müdürlüğü idi. Yurdumuzda çağdaş anlamda ilk halkla ilişkiler çalışması, 1961’de kurulan Devlet Planlama Teşkilatı’nın Koordinasyon Dairesi bünyesinde Temsil Şubesi’nin yer alması ile başlamıştır.

1962 yılında Merkezi Hükümet Teşkilatı Araştırma Projesi (Mehtap) isimli dokümanda halkla ilişkiler konusuna yer verilmiştir. Bu projede “Devlet kuruluşlarının her kademesinin çalışmalarından ve kararların alınmasında halkla yakın ilişki sağlamak zorundadır’ denilmektedir. Mehtap projesinde, gelişmiş ülkelerde yönetim ile halk arasında ilişki kurmak için çeşitli mekanizmaların oluşturulduğu, bunların başında, bireyleri ve ilgili kuruluşları karardan önce dinlemek, onların istek ve görüşlerini almak ve değerlendirmek için türlü yöntemlerin bulunduğundan söz edilir. Projede halkla ilişkilerle ilgili şu ifadeye yer verilmiştir: “Türk iradesinin de çeşitli kademelerinde, her kurumun bünyesine uygun olarak, halkla temas ve dinleme usulleri kurmak gerekmektedir’.

Danışmanların açıklığı esastır. Danışma kurullarına çağrılanların adları ve mensup bulundukları kuruluşlar kamuoyuna duyurulmalı, bu bakımdan hiçbir kuşkunun kalmamasına dikkat edilmelidir. Özel sektörle temas, meslek gruplarının temsilcileri aracılığı ile yapılmalıdır. Danışma için bilim çevrelerinden çağrılanların şu veya bu meslek grubunun sözcüsü olmasına dikkat edilmelidir.

1964’te yürürlüğe giren Nüfus Planlama Yasası’nın halka tanıtılması ve planlı çocuk sayısı fikrinin ailelerce benimsetilmesi için, “Nüfus Planlama Genel Müdürlüğü’ kuruluş şemasına “Tanıtma ve Halk Eğitim Şubesi’ konulmuştur. Bu çalışmaların başarı ile sonuçlanması sonucunda, halkla ilişkiler biriminin yaygınlaşması hızlanmıştır.

Ereğli Demir-Çelik İşletmeleri, Koç, Eczacıbaşı ve Yaşar Holding ilk halkla ilişkiler uzmanı istihdam eden kuruluşlardır. İş Bankası, Ziraat Bankası, Akbank Halkla İlişkiler birimleri ise, Türk bankacılık sistemindeki ilk halkla ilişkiler örgütleri olarak kabul edilebilir.

1984’te çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle, çeşitli bakanlıklarda değişik isimler altında hizmet veren halkla ilişkiler birimleri “Basın Halkla İlişkiler Müşavirliği’ haline getirilmiştir.

Haziran 1984’te bakanlıkların kuruluş ve görev esaslarını yeniden düzenleyen 202 sayılı K. H. K. ile Bakanlık Merkez Teşkilatı’nda ihtiyaca göre, hangi tür danışma ve denetim birimlerinin kurulacağı belirtilmiş ve maddenin “e’ fıkrasında “Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’ kurulabilecek birimler arasında sayılmıştır. Aynı kanuna eklenen bir madde ile “Bakanlıklarda Basın ve Halkla İlişkilerle ilgili faaliyetleri, planlamak ve bu faaliyetlerin belirlenecek usul ve ilkelere göre yürütülmesini sağlamak üzere Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği teşkil edilebilir’ denilmektedir.

Daha sonra çıkarılan 1984 tarihli ve 3046 sayılı kanunla Milli Savunma Bakanlığı hariç tüm bakanlıklarda basın ve halkla ilişkiler müşavirliği kurulabileceği belirtilmiştir (Md. 26). 3056 sayılı kanunla ise, Başbakanlıkta basın müşavirliği ve halkla ilişkiler daire başkanlığı ismi ile iki ayrı birim kurulması ön görülmüştür (Md. 24-25-26). Milli Savunma Bakanlığı’nda “Basın, Halkla İlişkiler ve Protokol Şube Müdürlüğü’, Dışişleri Bakanlığı’nda da Bakan’ın uygun göreceği müsteşar yardımcısı halkla ilişkiler görevini yürütmektedir.

Ülkemizde Halkla İlişkiler Eğitimi

Halkla İlişkiler eğitimi, Türkiye’de ilk kez 1966’da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin Basın ve Yayın Yüksek Okulu’nda başlamıştır. Bu okulun 3. ve 4. sınıf uzmanlık sınıfları, Gazetecilik, Radyo-TV ve Halkla İlişkiler bölümlerine ayrılmıştır. Daha sonra İ. Ü. İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsünde ve Özel Gazetecilik Yüksek Okullarında Halkla İlişkiler bölümleri açılmıştır. 1980’lı yıllarda Akademi’nin Marmara Üniversitesine dönüştürülmesiyle Basın yayın Yüksekokulu Rektörlüğe bağlanmıştır. Yine Ege Üniversitesi B. Y. Y. O ve Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesinde Halkla ilişkiler eğitimine başlanması da bu yıllara rastlamaktadır.

Bugün ülke genelinde 27 Üniversite de Halkla İlişkiler eğitimi verilmektedir. Bunların birçoğu ve özellikle Anadolu Üniversitesi bünyesindeki İletişim Bilimleri Fakültesi ilk yılında İngilizce hazırlık eğitimi vererek, meslek için vazgeçilmez olan yabancı dil eğitimini de sağlamaktadır. İletişim Fakültelerinin birçoğu kendi eğitim kadrolarını yetiştirmektedir. Bunun yanında mesleki anlamda profesyonel olan kişiler fakültelere konuşmacı olarak hatta belli derslere girerek, tecrübeleriyle halkla ilişkiler eğitimini desteklemektedirler.

Ülkemizde Profesyonel Örgütlenme

Halkla İlişkiler Derneği, Türkiye’deki halkla ilişkiler uzmanlarını bir çatı altında toplayarak, meslek içi dayanışma sağlamak, mesleğin tanınması, yerleşmesi ve gelişmesi yolunda çalışmalar yapmak amacıyla 1972 yılında sayıları 15’i geçmeyen halkla ilişkiler uzmanı tarafından kuruldu. Başkanlığına o yıllarda Koç Holding Halkla İlişkiler Müdürü olan Alaeddin Asna’nın getirildiği derneğin tüzüğünde halkla ilişkiler kavramı şöyle tanımlanmaktadır.

“Halkla İlişkiler, özel ve kamu kuruluşlarının müşteri, işçi, ortak gibi özel gruplar, resmi çerçeveler ve geniş anlamda halkla sağlam bağlar kurup, geliştirerek kendisini çevresine yerleştirme, topluma tanıtma ve çalışmalarında halk oyunundan gelen yankıları değerlendirerek tutuma yön verme konusundaki giriştiği planlı çabalardır. ‘

Derneğin üç ayda bir çıkardığı Halkla ilişkiler dergisi ve Sevk ve İdare Derneğiyle ortaklaşa düzenlediği seminer ve konferanslar işadamlarıyla, profesyonel yöneticilerin kamu hakkında bilgilenmelerini ve meslek saygınlığının artmasını sağlamıştır.

Başlangıç döneminde öncelikle halkla ilişkiler mesleğinin kamuoyunda tanınmasını sağlayan Dernek, daha sonraki dönemlerde dünyaya açılarak IPRA (Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği) ve CERP (Avrupa Halkla İlişkiler Konfederasyonu) gibi diğer uluslararası kuruluşlarla bağlantı kurmuş ve halkla ilişkiler mesleğini profesyonel kimlik olarak kabul eden yüzlerce üye kazanmıştır. 2004 yılı Aralık ayında Türkiye unvanını ad alarak Türkiye Halkla İlişkiler Derneği olmuştur (TÜHİD). Ayrıca yine aynı yıl Dünyada Halkla İlişkiler Alanında Etik Kavramı için çalışmalar yapan Global Alliance üyesi olmuştur. “Türkiye markası’ üzerine çalışmalar yapan Türkiye Tanıtım Konseyi’nin kurucu üyeleri arasında yer alan TÜHİD’in 250 üyesi olup her yıl eğitim, forum, seminer gibi birçok etkinliğe imza atan Dernek’in her yıl düzenlediği Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri, sektörde ilk ve tek ödülü olma özelliğini taşımaktadır.

TÜHİD Vizyonu

Türkiye’de Halkla İlişkiler sektörünün en güçlü sesi ve uluslararası platformda mesleki referans noktası olmak

TÜHİD Misyonu

– Halkla İlişkiler mesleğinde etik kodları ve profesyonel standartları geliştirmek, benimsetmek ve gözetmek,
– Üyeleri arasında ulusal ve uluslararası meslek etiği ilkelerine, dayanışmaya, bilgi alışverişine ve etkileşime dayalı ve sürekli gelişime odaklı bir iletişim ortamı yaratmak,
– Halkla İlişkiler mesleğinin itibarını yükseltmek ve bir yönetim bilimi olarak benimsenmesini sağlamak.

TÜHİD Meslek İlkeleri Yönetmeliği

1. Bu yönetmeliğin amacı, Türkiye’de halkla ilişkiler mesleğinin genel ilkelerinin korunması, haksız rekabetin önlenmesi, meslek ahlak ve dayanışmasının yerleştirilmesi, halkın ve iş dünyasının halkla ilişkiler kavramına güven ve saygı duymasının sağlanmasıdır.

2. Bu yönetmelik 5990 sayılı yasanın 4. Maddesine göre İstanbul Ticaret Odası’nın dürüst reklamcılık konusunda 1. 10. 1981 tarihli toplantısında aldığı “riayeti mecburi karar’ doğrultusunda hazırlanmıştır.

3. Bu yönetmelik halkla ilişkiler mesleği mensuplarının uymaları gereken ticari ahlak dürüst davranış kurallarını içerir.

4. Halkla İlişkiler, kuruluşla hedef kitlesi arasında karşılıklı yarar ve güvene dayalı ilişkilerin geliştirilmesi, kuruluşun çalışmalarının toplum yararlarının ön planda tutulması ilkesi içinde kamuoyuna tanıtılmasını sağlayan bir hizmettir. Hizmetin görülmesinde dürüstlük ve mesajların doğru bilgiler içermesi esastır. Bu esasa uyulmasında halkla ilişkiler uzmanı işverenle aynı sorumluluğu taşır.

5. Halkla ilişkiler mesajlarının hazırlanmasında duygu, inanç ve politik görüşlerin sömürülmesi gibi toplumsal zararlar oluşturacak yöntemler kullanılmaz.

6. Bir kuruluşun halkla ilişkiler mesajlarında başka bir kuruluşu kötüleyici, küçük düşürücü ve alay edici ifadelere yer verilmez.

7. Çocuklarla ilgili ürünlerin tanıtılması için hazırlanan halkla ilişkiler mesajlarında onların güven duygularını zedeleyecek, ruhsal ve fiziksel zayıflıklarını etkileyecek içerik bulunmamasına özen gösterilir.
 
Top