Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Eğitim
BilgiBANK
Türkçe & Dilbilgisi & İmla Kuralları
Halk Şiiri
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="OBir" data-source="post: 929734" data-attributes="member: 73293"><p><strong><span style="font-size: 18px"><span style="color: #00b300">Dini-Tasavvufi Halk Şiiri</span></span></strong></p><p></p><p>Dini- Tasavvufi Halk şiiri, 13. yüzyılda Babai isyanları, Moğol istilası, haçlı seferleri, inanç ve kültür farklılıkları sosyal ve siyasi huzursuzluklarla dolu Anadolu’da oluşmuştur.</p><p></p><p><strong>Dini-Tasavvufi Halk Şiirinin Özellikleri</strong></p><ul> <li data-xf-list-type="ul">Tasavvuf düşüncesini temel alır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Kurucusu Ahmet Yesevi’dir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Tasavvufun amacı insanı olgunlaştırmak ve onu insan-ı kâmil yapmaktır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Tasavvufta önemli olan Allah aşkıdır; yani ilahı aşktır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Tasavvufa göre bütün evren Allah’tan bir parçadır ve insan nefsi arzularından arınarak gönlünü ilahi aşkla doldurarak Allah’a ulaşabilir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Tekkeler etrafında bir araya gelen tasavvufçular bu görüşlerini, İslamiyet’i yaymak için edebiyatı bir araç olarak görmüşlerdir.</li> <li data-xf-list-type="ul">İlahi aşkın ele alındığı lirik ve didaktik ürünler verilmiştir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Şiirler ağırlıklı olarak müzik eşliğinde söylenmiştir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Genel olarak hece ölçüsü kullanılmış olsa da aruz ölçüsü de kullanılmıştır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Nazım birimi olarak hem dörtlük hem de beyit kullanılmıştır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Özellikle “koşma” nazım şekliyle ilahi, nutuk, şathiye, devriye, nefes nazım türlerinde şiirler yazılmıştır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Gazel, kaside, mesnevi nazım şekliyle şiirlerin yazıldığı da görülmektedir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Tasavvufi terimlerin ve bazı yabancı sözlerin dışında genellikle halkın konuştuğu dil kullanılmıştır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Oğuz Türkçesinin Anadolu’daki ilk ürünlerinde sade bir dil kullanılmıştır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Âşık Paşa, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli ve Mevlana 13. ve 14. yüzyıl mutasavvıflarındandır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Yunus Emre’nin dili dönemin diğer sanatçılarına göre daha sadedir.</li> </ul><p><strong>Dini-tasavvufi halk şiiri nazım türleri şunlardır:</strong></p><p></p><p>1. İlahi</p><p>2. Nefes</p><p>3. Şathiye</p><p>4. Devriye</p><p>5. Nutuk</p><p>6. Methiye</p><p></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff8000">İlahi</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">İlahi, Allah’ı övmek, O’na dua etmek ve en büyük aşkın Allah aşkı olduğunu belirtmek amacıyla yazılmış makamla okunan dini tasavvufi halk edebiyatı nazım şeklidir. Arapça kökenli bir kelimedir. Bir başka kullanımı da şaşma ve sitem bildiren ünlemdir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">İlahiler çok eski zamanlardan bu yana dinlerin ve inançların önemli bir parçasını oluşturmuştur. Her dinin ilahilere farklı bir bakışı vardır. Her dinin farklı ilahileri vardır. İlahiler bir dinin kutsal metinlerinin bir parçasını oluşturup, kutsi bir mahiyete sahip olabilir veya sadece o dinin inandığı Tanrı veya tanrısal mefhumları övmek için inananlar tarafından yazılmış, kutsiyeti bulunmayan metinler de olabilirler. İlahiler çoğu dinde din eğitiminin önemli bir parçasıdır. Bazı dinlerde ve inanışlarda ilahi söylemek bir tür ibadettir. Fakat ilahi söylemek çoğu inanışta belirli ibadetlerin sadece bir parçasını oluşturur.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">İlahiler tarikatlara göre değişik isimler alır. Mevlevilerde ayin, Bektaşilerde nefes, Alevilerde deme(deyiş), diğer tarikatlarda cumhur ve ilahi adını alır.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>İlahinin özellikleri şunlardır:</strong></p> <ul style="margin-left: 20px"> <li data-xf-list-type="ul">Kendine özgü bir ezgiyle okunur.</li> <li data-xf-list-type="ul">Hem koşma, hem semai biçiminde ve hem hece hem de aruz ölçüsüyle yazılmıştır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Hece ölçüsünde 7, 8 ve 11 ‘li kalıplar tercih edilmiştir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Dörtlüklerden oluşur. Dörtlük sayısı 3 ila 7 arasında değişir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Genelde şiirin içinde şairin mahlası geçer.</li> <li data-xf-list-type="ul">İlahi denince akla ilk gelen Yunus Emre dir. Yunus Emre, şiirlerini halkın anlayabileceği sade bir dille yazmıştır. Hece ölçüsü kullanmıştır.11’li hece ölçüsünü kullanmıştır. Halkın içinden biri olduğu için halk tarafından çok sevilmiştir ve dili halkın dilidir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Daha sonra Eşrefoğlu Rumi, Niyazi-i Mısri, Aziz Mahmut Hüdai, Yunus Emre’nin etkisinde kalarak ilahiler yazmışlardır.</li> </ul> <p style="margin-left: 20px"><strong>Not: </strong>İlahiler tarikatlara göre farklı isimler alır: Mevlevilerde ayin, Bektaşilerde nefes, Alevilerde deme, Gülşenilerde tapuğ, Halvetilerde durak, öteki tarikatlar da hur ya da ilahi gibi.</p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="margin-left: 20px"><strong><em>İlahi</em></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Aşkın aldı benden beni</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bana seni gerek seni</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Ben yanarım dün ü günü</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bana seni gerek seni</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Ne varlığa sevinirim</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Ne yokluğa yerinirim</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Aşkın ile avunurum</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bana seni gerek seni</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Aşkın âşıklar oldurur</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Aşk denizine daldırır</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Tecelli ile doldurur</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bana seni gerek seni</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Aşkın şarabından içem</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Mecnun olup dağa düşem</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Sensin dünü gün endişem</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bana seni gerek seni</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Sufilere sohbet gerek</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Ahilere ahret gerek</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Mecnunlara Leyla gerek</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bana seni gerek seni</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Eğer beni öldüreler</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Külüm göğe savuralar</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Toprağım anda çağıra</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bana seni gerek seni</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Cennet cennet dedikleri</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Birkaç köşkle birkaç huri</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>İsteyene ver anları</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bana seni gerek seni</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Yunus’durur benim adım</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Gün geçtikçe artar odum</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>İki cihanda maksudum</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bana seni gerek seni </em></p><p style="margin-left: 20px"><p style="margin-left: 20px"><em>Yunus Emre</em></p> </p> </p></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff8000">Nefes</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Nefes, dini temellere bağlı âşık edebiyatı nazım şekillerinden ilahilerin Alevi-Bektaşi âşıklarınca yazılanlarına denir. Konusu genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücud, Alevi-Bektaşi ilkeleri, tarikat kurallarıyla ilgilidir. Dili sade bir Türkçe olan nefesler biçim olarak koşmaya benzer. Dörtlükler halinde hece ölçüsünün 7, 8, 11’li kalıpları ile ya da az da olsa aruzla yazılanlara rastlanmaktadır. Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir. Fazla da olabilir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Nefes Nazım Biçimi Özellikleri</strong></p> <ul style="margin-left: 20px"> <li data-xf-list-type="ul">Bektaşi şairlerinin yazdığı tasavvufi şiirlerdir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Genellikle, nefeslerde tasavvuftaki Vahdet-i Vücud felsefesi anlatılır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Bunun yanında Hz. Muhammed (A.S.M) ve Hz. Ali (R.A) için övgüler de söylenir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Nazım birimi dörtlüktür. Dörtlük sayısı 3 ila 8 arasında değişir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Hece ölçüsüyle yazılırlar. Ama aruz ölçüsüyle yazılan nefesler de vardır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Nefeslerde, kalenderâne ve alaycı bir üslup dikkati çeker.</li> <li data-xf-list-type="ul">Duygu ve düşünceleri nükteli bir şekilde ve zarafet ölçüleri içinde söylemek nefesin en belirgin özelliğidir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Özellikle Pir Sultan Abdal, bu tarzdaki şiirleriyle tanınır.</li> </ul> <p style="margin-left: 20px">Alevi ilahilerine “nefes”, “deme”, “deyiş”; Mevlevi ilahilerine “ayin”; Gülşeni ilahilerine “tapuğ”; Halveti ilahilerine de “durak” adı verilir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="margin-left: 20px"><strong><em>Nefes Örneği</em></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Eşrefoğlu al haberi</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bahçe biziz bağ bizdedir</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Biz de mevlanın kuluyuz</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Yetmiş iki dil bizdedir</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Erlik midir eri yormak</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Irak yoldan haber sormak</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Cennetteki ol dört ırmak</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Coşkun akan sel bizdedir</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Âdem vardır cismi semiz</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Abdes alır olmaz temiz</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Halkı dahleylemek nemiz</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bilcümle vebal bizdedir</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Biz erenler gerçeğiyiz</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Has bahçenin çiçeğiyiz</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Hacı bektaş köçeğiyiz</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Edep erkan yol bizdedir</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em></em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Kuldur Hasan Dede’m kuldur</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Manayı söyleyen dildir</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Elif hakka doğru yoldur</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Cim ararsan dal bizdedir</em></p></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff8000">Şathiye</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">İnançlardan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir. Şathiyeler, tasavvuf akımına mensup şairlerce söylenmiş ya da yazılmış, tasavvufi inançları anlatan, anlaşılması yorumlanmasına bağlı olan şiirlerdir. Şathiyelerin tasavvufi konuları işleyenleri “şathiyat-ı sûfiyâne” adını alır. Görünüşte saçma sanılan bu sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili türlü kavramlara değindiği anlaşılır. Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır. Kaygusuz Abdal, edebiyatımızdaki önemli şathiye şairlerindendir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="margin-left: 20px"><strong><em>Şathiye Örneği</em></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Yücelerden yüce gördüm</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Erbapsın sen koca Tanrı</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Âlem okur kelam ile</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Sen okursun hece Tanrı</em></p><p style="margin-left: 20px"><p style="margin-left: 20px"><em>(Kaygusuz Abdal)</em></p> </p> </p></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff8000">Devriye</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">İnsanın varoluşunu anlatan tasavvufi şiirlerdir. Devir kuramını anlatır. Devir kuramı; Hz. Muhammed’in “Ben Nebi iken Âdem su ile çamur arasındaydı.” hadisi ile ilgilidir. Mutasavvıflara göre vücut halindeki Hz. Muhammed, yeryüzüne sonradan gelmiştir. Halbuki ruh hâlinde olan Hz.Muhammed ezelden beri vardır.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Vakti gelen ruh maddî âleme iner. Önce cansız varlıklara, sonra bitkilere, hayvana, insana en sonra da insan-ı kâmile geçer. Oradan da Allah’a döner ve onunla birleşir. Bu inişe nüzûl; Allah’a dönüşe de hurûç denir. İşte bu inişi ve çıkışı anlatan şiirlere devriye denir. Felsefi bir konuyu işlediğinden anlaşılması zordur. 11’li hece ölçüsüyle söylenir. Bu bakımdan ilahi ile benzerlik gösterir.</p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="margin-left: 20px"><strong><em>Devriye Örneği</em></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Katre idim ummanlara karıştım</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Kaç bulandım kaç duruldum kim bilir?</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Devre edip âlemleri dolaştım</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Bir sanata kaç sarıldım kim bilir</em></p></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff8000">Nutuk</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Tekkelerde pirlerin, mürşitlerin tarikata yeni giren dervişlere tarikat derecelerini, adabını öğretici mahiyette söyledikleri şiirlerdir. Şekil yönünde koşmaya benzeyen nutuk, 11 ‘li hece ölçüsüyle söylenir. 7’li ya da 8’li heceyle yazılmış olanları da vardır. Bu türün edebiyatımızdaki en büyük ismi Kaygusuz Abdal’dır.</p> <p style="margin-left: 20px"></p><p style="margin-left: 20px"><strong><em>Nutuk Örneği</em></strong></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Evliyadan gelen kelam</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Okunan Kur’an değil mi</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Gerçek Veli’nin sözleri</em></p> <p style="margin-left: 20px"><em>Sûre-i Rahman değil mi</em></p><p style="margin-left: 20px"><p style="margin-left: 20px"><em>(Kaygusuz Abdal)</em></p> </p> </p></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong><span style="font-size: 18px"><span style="color: #ff8000">Methiye</span></span></strong></p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px">Methetme, övme anlamına gelen Divan Edebiyatı nazım türüdür. Edebiyatta birini övmek amacıyla yazılan şiirlere denir. Methiyeler, padişahları, sadrazamları, devletin ileri gelenlerini, din büyüklerini veya değer verilen herhangi bir şahsı övmek için söylenir. Yani methiyeler övmek gayesiyle yazılan kasidelerdir. Kasidenin asıl bölümüdür. Ancak kaside nazım şeklinden başka nazım şekilleri ile söylenmiş methiyeler de vardır. Methiyeler çoğunlukla kaside nazım biçimiyle yazılır.</p> <p style="margin-left: 20px"></p> <p style="margin-left: 20px"><strong>Methiyenin Özellikleri</strong></p> <ul style="margin-left: 20px"> <li data-xf-list-type="ul">Kasidenin sunulduğu kişinin övüldüğü bölümdür.</li> <li data-xf-list-type="ul">Şiir yönü çok zayıf, dil yönü diğer bölümlere göre çok ağırdır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Bir kimseyi övmek için yazılan şiirlerdir. Bunlar da genellikle kaside biçiminde yazılmıştır.</li> <li data-xf-list-type="ul">Sözcük olarak “birini övme, birinin iyi özelliklerini sayma” anlamına gelmektedir.</li> <li data-xf-list-type="ul">Edebiyatta bir kimseyi övmek amacıyla yazılan manzum veya mensur eserlere denir.</li> </ul></blockquote><p></p>
[QUOTE="OBir, post: 929734, member: 73293"] [B][SIZE=5][COLOR=#00b300]Dini-Tasavvufi Halk Şiiri[/COLOR][/SIZE][/B] Dini- Tasavvufi Halk şiiri, 13. yüzyılda Babai isyanları, Moğol istilası, haçlı seferleri, inanç ve kültür farklılıkları sosyal ve siyasi huzursuzluklarla dolu Anadolu’da oluşmuştur. [B]Dini-Tasavvufi Halk Şiirinin Özellikleri[/B] [LIST] [*]Tasavvuf düşüncesini temel alır. [*]Kurucusu Ahmet Yesevi’dir. [*]Tasavvufun amacı insanı olgunlaştırmak ve onu insan-ı kâmil yapmaktır. [*]Tasavvufta önemli olan Allah aşkıdır; yani ilahı aşktır. [*]Tasavvufa göre bütün evren Allah’tan bir parçadır ve insan nefsi arzularından arınarak gönlünü ilahi aşkla doldurarak Allah’a ulaşabilir. [*]Tekkeler etrafında bir araya gelen tasavvufçular bu görüşlerini, İslamiyet’i yaymak için edebiyatı bir araç olarak görmüşlerdir. [*]İlahi aşkın ele alındığı lirik ve didaktik ürünler verilmiştir. [*]Şiirler ağırlıklı olarak müzik eşliğinde söylenmiştir. [*]Genel olarak hece ölçüsü kullanılmış olsa da aruz ölçüsü de kullanılmıştır. [*]Nazım birimi olarak hem dörtlük hem de beyit kullanılmıştır. [*]Özellikle “koşma” nazım şekliyle ilahi, nutuk, şathiye, devriye, nefes nazım türlerinde şiirler yazılmıştır. [*]Gazel, kaside, mesnevi nazım şekliyle şiirlerin yazıldığı da görülmektedir. [*]Tasavvufi terimlerin ve bazı yabancı sözlerin dışında genellikle halkın konuştuğu dil kullanılmıştır. [*]Oğuz Türkçesinin Anadolu’daki ilk ürünlerinde sade bir dil kullanılmıştır. [*]Âşık Paşa, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli ve Mevlana 13. ve 14. yüzyıl mutasavvıflarındandır. [*]Yunus Emre’nin dili dönemin diğer sanatçılarına göre daha sadedir. [/LIST] [B]Dini-tasavvufi halk şiiri nazım türleri şunlardır:[/B] 1. İlahi 2. Nefes 3. Şathiye 4. Devriye 5. Nutuk 6. Methiye [INDENT][B][SIZE=5][COLOR=#ff8000]İlahi[/COLOR][/SIZE][/B] İlahi, Allah’ı övmek, O’na dua etmek ve en büyük aşkın Allah aşkı olduğunu belirtmek amacıyla yazılmış makamla okunan dini tasavvufi halk edebiyatı nazım şeklidir. Arapça kökenli bir kelimedir. Bir başka kullanımı da şaşma ve sitem bildiren ünlemdir. İlahiler çok eski zamanlardan bu yana dinlerin ve inançların önemli bir parçasını oluşturmuştur. Her dinin ilahilere farklı bir bakışı vardır. Her dinin farklı ilahileri vardır. İlahiler bir dinin kutsal metinlerinin bir parçasını oluşturup, kutsi bir mahiyete sahip olabilir veya sadece o dinin inandığı Tanrı veya tanrısal mefhumları övmek için inananlar tarafından yazılmış, kutsiyeti bulunmayan metinler de olabilirler. İlahiler çoğu dinde din eğitiminin önemli bir parçasıdır. Bazı dinlerde ve inanışlarda ilahi söylemek bir tür ibadettir. Fakat ilahi söylemek çoğu inanışta belirli ibadetlerin sadece bir parçasını oluşturur. İlahiler tarikatlara göre değişik isimler alır. Mevlevilerde ayin, Bektaşilerde nefes, Alevilerde deme(deyiş), diğer tarikatlarda cumhur ve ilahi adını alır. [B]İlahinin özellikleri şunlardır:[/B] [LIST] [*]Kendine özgü bir ezgiyle okunur. [*]Hem koşma, hem semai biçiminde ve hem hece hem de aruz ölçüsüyle yazılmıştır. [*]Hece ölçüsünde 7, 8 ve 11 ‘li kalıplar tercih edilmiştir. [*]Dörtlüklerden oluşur. Dörtlük sayısı 3 ila 7 arasında değişir. [*]Genelde şiirin içinde şairin mahlası geçer. [*]İlahi denince akla ilk gelen Yunus Emre dir. Yunus Emre, şiirlerini halkın anlayabileceği sade bir dille yazmıştır. Hece ölçüsü kullanmıştır.11’li hece ölçüsünü kullanmıştır. Halkın içinden biri olduğu için halk tarafından çok sevilmiştir ve dili halkın dilidir. [*]Daha sonra Eşrefoğlu Rumi, Niyazi-i Mısri, Aziz Mahmut Hüdai, Yunus Emre’nin etkisinde kalarak ilahiler yazmışlardır. [/LIST] [B]Not: [/B]İlahiler tarikatlara göre farklı isimler alır: Mevlevilerde ayin, Bektaşilerde nefes, Alevilerde deme, Gülşenilerde tapuğ, Halvetilerde durak, öteki tarikatlar da hur ya da ilahi gibi. [INDENT][B][I]İlahi[/I][/B] [I]Aşkın aldı benden beni Bana seni gerek seni Ben yanarım dün ü günü Bana seni gerek seni Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana seni gerek seni Aşkın âşıklar oldurur Aşk denizine daldırır Tecelli ile doldurur Bana seni gerek seni Aşkın şarabından içem Mecnun olup dağa düşem Sensin dünü gün endişem Bana seni gerek seni Sufilere sohbet gerek Ahilere ahret gerek Mecnunlara Leyla gerek Bana seni gerek seni Eğer beni öldüreler Külüm göğe savuralar Toprağım anda çağıra Bana seni gerek seni Cennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver anları Bana seni gerek seni Yunus’durur benim adım Gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum Bana seni gerek seni [/I] [INDENT][INDENT][I]Yunus Emre[/I][/INDENT][/INDENT][/INDENT] [B][SIZE=5][COLOR=#ff8000]Nefes[/COLOR][/SIZE][/B] Nefes, dini temellere bağlı âşık edebiyatı nazım şekillerinden ilahilerin Alevi-Bektaşi âşıklarınca yazılanlarına denir. Konusu genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücud, Alevi-Bektaşi ilkeleri, tarikat kurallarıyla ilgilidir. Dili sade bir Türkçe olan nefesler biçim olarak koşmaya benzer. Dörtlükler halinde hece ölçüsünün 7, 8, 11’li kalıpları ile ya da az da olsa aruzla yazılanlara rastlanmaktadır. Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir. Fazla da olabilir. [B]Nefes Nazım Biçimi Özellikleri[/B] [LIST] [*]Bektaşi şairlerinin yazdığı tasavvufi şiirlerdir. [*]Genellikle, nefeslerde tasavvuftaki Vahdet-i Vücud felsefesi anlatılır. [*]Bunun yanında Hz. Muhammed (A.S.M) ve Hz. Ali (R.A) için övgüler de söylenir. [*]Nazım birimi dörtlüktür. Dörtlük sayısı 3 ila 8 arasında değişir. [*]Hece ölçüsüyle yazılırlar. Ama aruz ölçüsüyle yazılan nefesler de vardır. [*]Nefeslerde, kalenderâne ve alaycı bir üslup dikkati çeker. [*]Duygu ve düşünceleri nükteli bir şekilde ve zarafet ölçüleri içinde söylemek nefesin en belirgin özelliğidir. [*]Özellikle Pir Sultan Abdal, bu tarzdaki şiirleriyle tanınır. [/LIST] Alevi ilahilerine “nefes”, “deme”, “deyiş”; Mevlevi ilahilerine “ayin”; Gülşeni ilahilerine “tapuğ”; Halveti ilahilerine de “durak” adı verilir. [INDENT][B][I]Nefes Örneği[/I][/B] [I]Eşrefoğlu al haberi Bahçe biziz bağ bizdedir Biz de mevlanın kuluyuz Yetmiş iki dil bizdedir Erlik midir eri yormak Irak yoldan haber sormak Cennetteki ol dört ırmak Coşkun akan sel bizdedir Âdem vardır cismi semiz Abdes alır olmaz temiz Halkı dahleylemek nemiz Bilcümle vebal bizdedir Biz erenler gerçeğiyiz Has bahçenin çiçeğiyiz Hacı bektaş köçeğiyiz Edep erkan yol bizdedir Kuldur Hasan Dede’m kuldur Manayı söyleyen dildir Elif hakka doğru yoldur Cim ararsan dal bizdedir[/I][/INDENT] [B][SIZE=5][COLOR=#ff8000]Şathiye[/COLOR][/SIZE][/B] İnançlardan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir. Şathiyeler, tasavvuf akımına mensup şairlerce söylenmiş ya da yazılmış, tasavvufi inançları anlatan, anlaşılması yorumlanmasına bağlı olan şiirlerdir. Şathiyelerin tasavvufi konuları işleyenleri “şathiyat-ı sûfiyâne” adını alır. Görünüşte saçma sanılan bu sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili türlü kavramlara değindiği anlaşılır. Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır. Kaygusuz Abdal, edebiyatımızdaki önemli şathiye şairlerindendir. [INDENT][B][I]Şathiye Örneği[/I][/B] [I]Yücelerden yüce gördüm Erbapsın sen koca Tanrı Âlem okur kelam ile Sen okursun hece Tanrı[/I] [INDENT][INDENT][I](Kaygusuz Abdal)[/I][/INDENT][/INDENT][/INDENT] [B][SIZE=5][COLOR=#ff8000]Devriye[/COLOR][/SIZE][/B] İnsanın varoluşunu anlatan tasavvufi şiirlerdir. Devir kuramını anlatır. Devir kuramı; Hz. Muhammed’in “Ben Nebi iken Âdem su ile çamur arasındaydı.” hadisi ile ilgilidir. Mutasavvıflara göre vücut halindeki Hz. Muhammed, yeryüzüne sonradan gelmiştir. Halbuki ruh hâlinde olan Hz.Muhammed ezelden beri vardır. Vakti gelen ruh maddî âleme iner. Önce cansız varlıklara, sonra bitkilere, hayvana, insana en sonra da insan-ı kâmile geçer. Oradan da Allah’a döner ve onunla birleşir. Bu inişe nüzûl; Allah’a dönüşe de hurûç denir. İşte bu inişi ve çıkışı anlatan şiirlere devriye denir. Felsefi bir konuyu işlediğinden anlaşılması zordur. 11’li hece ölçüsüyle söylenir. Bu bakımdan ilahi ile benzerlik gösterir. [INDENT][B][I]Devriye Örneği[/I][/B] [I]Katre idim ummanlara karıştım Kaç bulandım kaç duruldum kim bilir? Devre edip âlemleri dolaştım Bir sanata kaç sarıldım kim bilir[/I][/INDENT] [B][SIZE=5][COLOR=#ff8000]Nutuk[/COLOR][/SIZE][/B] Tekkelerde pirlerin, mürşitlerin tarikata yeni giren dervişlere tarikat derecelerini, adabını öğretici mahiyette söyledikleri şiirlerdir. Şekil yönünde koşmaya benzeyen nutuk, 11 ‘li hece ölçüsüyle söylenir. 7’li ya da 8’li heceyle yazılmış olanları da vardır. Bu türün edebiyatımızdaki en büyük ismi Kaygusuz Abdal’dır. [B][/B] [INDENT][B][I]Nutuk Örneği[/I][/B] [I]Evliyadan gelen kelam Okunan Kur’an değil mi Gerçek Veli’nin sözleri Sûre-i Rahman değil mi[/I] [INDENT][INDENT][I](Kaygusuz Abdal)[/I][/INDENT][/INDENT][/INDENT] [B][SIZE=5][COLOR=#ff8000]Methiye[/COLOR][/SIZE][/B] Methetme, övme anlamına gelen Divan Edebiyatı nazım türüdür. Edebiyatta birini övmek amacıyla yazılan şiirlere denir. Methiyeler, padişahları, sadrazamları, devletin ileri gelenlerini, din büyüklerini veya değer verilen herhangi bir şahsı övmek için söylenir. Yani methiyeler övmek gayesiyle yazılan kasidelerdir. Kasidenin asıl bölümüdür. Ancak kaside nazım şeklinden başka nazım şekilleri ile söylenmiş methiyeler de vardır. Methiyeler çoğunlukla kaside nazım biçimiyle yazılır. [B]Methiyenin Özellikleri[/B] [LIST] [*]Kasidenin sunulduğu kişinin övüldüğü bölümdür. [*]Şiir yönü çok zayıf, dil yönü diğer bölümlere göre çok ağırdır. [*]Bir kimseyi övmek için yazılan şiirlerdir. Bunlar da genellikle kaside biçiminde yazılmıştır. [*]Sözcük olarak “birini övme, birinin iyi özelliklerini sayma” anlamına gelmektedir. [*]Edebiyatta bir kimseyi övmek amacıyla yazılan manzum veya mensur eserlere denir. [/LIST] [/INDENT] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Ülkemizin kuzeyindeki deniz hangisidir? (bitişik yazınız)
Cevapla
Forumlar
Eğitim
BilgiBANK
Türkçe & Dilbilgisi & İmla Kuralları
Halk Şiiri
Top