• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Haldun Taner

Mai

Usta
16 Mart 1915 yılında İstanbul'da doğdu. Türkiye'de epik türün ve kabare tiyatrosunun öncüsüdür.

haldun-taner.jpg
Haldun Taner'in eserlerinde gözlemin, mizahın ve yerginin önemli yeri vardır. Büyük şehrin düzensiz ve çelişkilerle dolu yapısını, görgüsüzlük ve bilgisizliğini yansıtan öyküleriyle tanınmıştır.

Galatasaray Lisesi, Heidelberg Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümünde, Max Reinhardt Tiyatro Enstitüsü'nde eğitim gördü. Üniversitelerde edebiyat ve sanat tarihi dersleri verdi.

Skeç, öykü, oyun, kabare, senaryo, hiciv, fıkra, köşeyazısı türlerinde yazdı. Devekuşu Kabare'yi, Bizim Tiyatro'yu, Tef Kabare Tiyatrosu'nu kurdu. Küçük Dergi'yi çıkardı. Öykülerini ve yazılarını Yedigün, Ülkü, Yücel, Varlık, Küçük Dergi, Yeni İnsan dergilerinde, Yeni Sabah, Milliyet, Tercüman gazetelerinde yayınladı. Tercüman ve Milliyet gazetelerinde uzun yıllar, Devekuşuna Mektuplar başlığıyla fıkralar yazdı.

Keşanlı Ali Destanı adlı epik oyunu ile dünya çapında tanındı, oyun Atıf Yılmaz tarafından sinemaya aktarıldı (1964). Yeni İstanbul, Atlantis, Varlık, Sait Faik, Türk Film Dostları Derneği, TDK, Bordighera Avrupa Mizah Festivali, Sedat Simavi ödüllerini kazandı.


Eserleri
Günün Adamı, 1953
Keşanlı Ali Destanı,( Mükemmel eser) 1964.
Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, 1971.
Gözlerimi Kaparım, Vazifemi Yaparım, 1979.
Fazilet Eczanesi, 1982.
Devekuşuna Mektuplar, 1960, 1977.
Hak Dostum Diye Başlayalım Söze, 1978.
Ölürse Ten Ölür, Canlar Ölesi Değil, 1979.
Çok Güzelsin, Gitme Dur, 1983.
Berlin Mektupları, 1984.
olcay dursun1985.
Yaşasın Demokrasi, 1949.
Tuş, 1951.
Şişhaneye Yağmur Yağıyordu, 1953.
Ayışığında Çalışkur, 1954.
Onikiye Bir Var, 1954.
Konçinalar, 1967.
olcay´ın Sabah Yürüyüşü, 1969.
Hikayeler, 1970.

Oynanmış Oyunları
Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım
Dışardakiler, 1957.
Ve Değirmen Dönerdi, 1958.
Fazilet Eczanesi, 1960.
Lütfen Dokunmayın, 1960.
Eşeğin Gölgesi, 1965.
Zilli Zarife, 1966.
Ayışığında Şamata, 1977.
Vatan Kurtaran Şaban, Tiyatro
Bu Şehristanbul ki
Astronot Niyazi
Ha Bu Diyar
Aşku Sevda
Dev Aynası günün tahteravallisi
Huzur Çıkmazı

Fıkra-Gezi-Söyleşi
Devekuşuna Mektuplar
Hak Dostum Diye Başlayalım Söze
Ölürse Ten Canlar Ölesi Değil
 

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Haldun Taner

Edebi Kişiliği:

Yazın yaşamına skeçler yazarak başlayan Haldun Taner, öykü ve tiyatrolarıyla adını duyurmuştur. Özellikle 1960’tan sonra daha az hikâye yazarak tamamıyla tiyatro türü üzerine yoğunlaşmıştır. Yazarın ayrıca fıkra, gezi türlerinde de eserleri vardır.

Türk tiyatrosunda izleyiciyi kabareyle buluşturan, epik tarzını ilk defa deneyen ve edebiyatımızın ilk epik tiyatrosu “Keşanlı Ali Destanı’nı yazan sanatçıdır. Bu eser 1964 yılında 275 kere temsil edilerek büyük bir başarıya imza atmıştır.

Olayı ön planda tuttuğu, klasik örgülü hikâyeler yazan Haldun Taner, hikâyelerinin bu yapısı ile kesit hikâyeleri kaleme alan Sait Faik’ten ayrılmıştır.

Gözlem ve mizaha önem verdiği hikâyelerinde büyük şehirde bozulmuş, sonradan görme, harb zengini, gösterişçi, züppe, açgözlülükle para vurmuş, fazilet ve maneviyattan yoksun kişileri anlatmış olan yazar, oluşturduğu şahıs kadrosunda genellikle toplumun yozlaşmış insanlarına yer vermiş ve Sait Faik’in kişilere sevgiyle yaklaştığı bakış açısı yerine onların kusurlarını yüzüne vurmaktan kaçınmamıştır.

Eserlerinde entrikalı, sürprizli ve güldürücü olaylara yer veren Haldun Taner’in canlı, neşeli, nükteli, yergi ve alay taşıyan, İstanbul konuşmasıyla örülmüş bir üslubu vardır.

Tiyatro ve hikâyelerinde yer yer bilgiler vermesi, ansiklopedik bilgisinin zenginliğini gösterme amacında olması okuyucusuna Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi üslubunu hatırlatır.

Zeki Alasya ve Metin Akpınar ile Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nu kurmuş olan Haldun Taner, oyunlarında meddah geleneği ve tuluat tiyatrosunun özelliklerinden yararlanmıştır.

Tiyatro yapıtlarını üç döneme ayırabiliriz:

1.Evre:
(1949-1962) Yanılsamacı anlatımla, iyi kurgulu oyunlar yazdığı evredir. Bu dönem oyunları: Huzur Çıkmazı, Fazilet Eczanesi, Günün Adamı ve Değirmen Dönerdi, Dışarıdakiler, Lütfen Dokunmayın

2.Evre:
(1964) Temel çıkış noktası Brecht’in “epik” tiyatro anlayışıdır. Geleneksel tiyatromuzdan yararlanmıştır. Önce ulusal sonra toplumsal bir yazardır. Bu dönemin oyunları: Keşanlı Ali Destanı, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Ayışığında Şamata, Zilli Zarife.

3.Evre:
(1962’den sonra) Kabare türündeki oyunları yer alır. Bu evre asıl Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun kurulduğu 1967’de başlar. Bu dönemin oyunları: Vatan Kurtaran Şaban, Bu Şehr-i Sitanbul ki, Dün… Bugün, Mevzumuz Aşk ü Sevda, Dekorumuz Deniz Derya, Yar Bana Bir Eğlence, Hayırdır İnşallah.

Özetleyecek olursak;
  • Gazetelerde fıkralar, söyleyişler yazmış, başyazarlık yapmıştır.
  • Edebiyatımızda oyun ve öykü yazarı olarak tanınmıştır.
  • Oyunlarında çağın değişen olaylarını (toplumsal olaylarını) ve sorunlarını işlemiştir.
  • İlk oyunlarında sonra epik tiyatro türünde eserler vermiştir. Türk edebiyatında ilk epik tiyatro örneği olan “Keşanlı Ali Destanı”nı yazmıştır.
  • Güncel olayları konu alan eleştirel oyunları seyirciye sunabilmek için kabare tiyatrosunun kuruluşuna öncülük etmiştir. Dört arkadaşıyla birlikte Devekuşu Devlet Tiyatrosu’nu kurmuştur.
  • Modern Öykünün edebiyatımızdaki temsilcisidir.
  • Öykülerinde konu, olay ve kişi çeşitliliği vardır.
  • Çok iyi bir gözlemcidir. Okurlarını gerçeklerle karşı karşıya getirir.

Keşanlı Ali Destanı: Oyun, Cumhuriyetin ilk yıllarından Demokrat Parti dönemine kadarki süreçleri yalın bir dille eleştirel bir bakışla gülmece tarzında yorumlar. Keşanlı Ali, yoksul bir gecekondu mahallesi olan Sineklidağ’da oturur. Mahallenin belalısı Çamur İhsan’ı öldürmekten hapse düşer, hapisten bir kahraman olarak çıkagelir. Ali’nin iki dramı vardır: Birincisi, suçsuzdur; ikincisi, âşık olduğu Zilha, Çamur İhsan’ın yeğenidir ve ona düşmanca davranmaktadır. Muhtar seçilen Ali, Sineklidağ’da yeni bir düzen oluşturur. Zilha ile evlenir ama Ali’yi çekemeyenler Çamur İhsan’ın gerçek katili olan Cafer’i onun üzerine salarlar. Cafer, Ali’yi vurur. Bu acıyla Ali silahı aldığı gibi Cafer’i öldürür ve tekrar hapse döner ama Keşanlı Ali Destanı ömür boyu sürecektir.
 

Top