Günümüzde Bile Milyonlarca Kadının Yüzleşmek Zorunda Kaldığı Bebek Cinayetinden Kadın Sünnetine Kan Donduracak Cinsten Gerçekler!

Enda

Neylersin!!!
V.I.P
1. Cinsiyet ayrımcı kürtaj

Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi verilerine göre 2017 yılında dünya genelinde kasten öldürülen kadın sayısı 87 bin.

Bu sayılar tüm dünyada kadınların yüzleştiği durumun dehşet verici bir tablosunu çiziyor. Erkek çocukların kız çocuklardan daha değerli görülmesi nedeniyle yapılan cinsiyet ayrımcı kürtaj da kadınlar hakkındaki rahatsız edici gerçekler arasında. 2018 yılında yapılan araştırmalara göre 20'nin üzerinde ülkede cinsiyet dengesizliği olduğu belgelendi.

2012 yılında Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nda yayınlanan "Doğumda Cinsiyet Eşitsizliği" isimli rapora göre erkek cinsiyeti ağırlıklı demografik değişikliklerin sosyal ve ekonomik düzen üzerinde ciddi etkileri görülüyor ve bu değişikliklerin sebebi doğal hadiseler değil, kız çocuklarının kasti eliminasyonu olarak gösteriliyor.

Cinsiyet ayrımcı kürtaj oranlarının artması sonucu kadın nüfusunda büyük bir açık oluşuyor. Bu durum ise dünya genelinde erkek nüfusunun seks ve evlilik gereksinimlerinin karşılanamamasına ve bunun bir sonucu olarak kadın ticareti ve kaçırılma suçlarının artması gibi ciddi problemlere neden oluyor.

Hindistan'da 3 ay boyunca 132 köyde doğan 216 çocuktan hiçbiri kız değil!

Hindistan 1994 yılında cinsiyet ayrımcı kütajı yasaklamasına rağmen bu uygulama oldukça yaygın bir şekilde hala sürmekte.

Çin'in tek çocuk politikası, cinsiyet ayrımcı kürtaj ve yeni doğan kız bebeklerin öldürülmesi gibi pek çok sonuca yol açtı. Bu uygulama sonlandırılmasına rağmen ülke hala doğum oranlarını arttırmakta sıkıntı yaşıyor.

Erken cinsiyet belirleme testleri Birleşik Krallıkta cinsiyet ayrımcı kürtajlara sebep oldu.


Ulusal Sağlık Servisi gebe kadınların bu testler aracılığıyla bebeğin yalnızca genetik durumunu öğrenmesine izin verirken özel kliniklerde belirli ücretler karşılığında bebeğin cinsiyetini de öğrenmek mümkün.

2. Bazı yerlerde yeni doğan kız bebekler kasten öldürülüyor.

"Infanticide" olarak adlandırılan bu durum özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerde yaygın bir şekilde görülüyor.


3. İngiltere de dahil birçok ülkede kadınlar sünnet ediliyor.

6 yaşındayken toplum baskısı nedeniyle kendi rızasıyla sünnet olan Hibo Wardere'nin bu konu üzerine Cut: One Woman's Fight Against FGM in Britain Today isimli bir kitabı bulunmakta.

4. Amerika da dahil pek çok ülkede çocuklar gelin olarak satılıyor.

Günümüzde 18 yaşını doldurmadan evlenmiş, yaşayan 650 milyon çocuk ve kadın bulunmakta. UNICEF'e göre bu sayı dünyadaki kadın nüfusunun %17'sini oluşturuyor.

5. Genç kızlar ergenliğe girer girmez regl dönemlerinde "period hut" adı verilen barakalarda kalmaya zorlanıyor, bazıları bu barakalarda yalnız geçirdikleri soğuk gecelerde can veriyor.

6. Üzerinde yeterince durulmayan diğer bir konu ise küçük yaşta hamilelik.


Her sene 15 ve 19 yaşları arasında yaklaşık 21 milyon, 15 yaşından küçük ise 2 milyon çocuk hamile kalıyor.

7. Tüm bunlardan zarar görmeden yetişkinliğe adım atan genç kadınlar ise regl görmenin utanılacak bir şey olduğunu düşünerek büyüyor.

Regl görmenin bir tabu olması nedeniyle İngiltere'de her 5 kadından biri ergenlik döneminde erkekler tarafından bu konu hakkında zorbalığa maruz kalıyor.

8. Hijyenik pedleri maddi olarak karşılayamayan pek çok çocuk ve genç regl dönemlerinde okula gidemiyor.

9. Tecavüzden kaçınmak için küçük çocuklar, memelerinin sıcak taşlarla düzleştirilmesine zorlanıyor.


Çoğu kız çocuğu ergenliğe girdiği zaman vücutlarındaki değişiklikler nedeniyle huzursuzluk ve endişe duyuyor. Ancak dünya genelinde 3.8 milyon kızın endişeleri, yetişkinliğe geçiş sürecinin meme düzleştirme ile başlamasıyla ıstıraba dönüyor. “Ironing” olarak adlandırılan bu yöntem, ateşte ısıtılmış taş ve spatula gibi araçların vücuda bastırılarak mesaj yapılmasıyla gerçekleşiyor. Böylece memelerin olması gerektiği miktarda büyümesi engellenmiş oluyor. Bazı bölgelerde yine büyümeyi geciktirmek amacıyla genç kızların göğüs bölgelerine çok sıkı bir şekilde bandaj sarılabiliyor.

10. Yetişkin kadınlar çocuk sahibi olmak isteyip istemediğine veya ne zaman olmak istediğine karar verebilmeli. Ancak hiçbir doğum kontrol yöntemi %100 etkili değil ve birçok kadın gebelikle sonuçlanan cinsel istismar mağduru oluyor.

Maalesef ki gelişmiş ülkelerin bile çok azı kürtaj hakkında kadınlara doğru haklar tanıyor. Örneğin Yeni Zelanda, bu konu hakkında tartışmaların hala sürdüğü gelişmiş ülkelerden biri.

El Salvador'da kürtaj yasaları, düşük yapan bir kadını 30 yıl hapis cezasına çarptıracak kadar korkunç.

Düşük yapmak yaygın olduğu kadar ölümcül de bir durum. Sağlıklı ilişki kurmayı başarmış ve bir aile kurmayı planlayan kadınların düşük riskiyle birlikte hayatları tehlikeye girebiliyor. Ölüm riskinden kurtulan kadınlar ise kısırlık gibi pek çok sıkıntıyla karşılaşabiliyor.

11. Jinekoloğa gitmek kadar doğal ve basit bir mesele bile kadınlar için bir kabusa dönüşebiliyor. Hastalar bazen doktorlar tarafından rahatsız edilebiliyor ve hatta tacize uğrayabiliyor.

90'larda Pensilvanya'da bir üniversitede bir öğrenci diğer bir öğrenci tarafından akılalmaz bir konuda uyarılıyor: Bir cerrah öğrencilerden, genel anestezi altındaki veya fiziksel bir travma nedeniyle bilinçsiz konumda olan kadın hastalar üzerinde, bilgileri veya rızaları olmadan pelvik muayene gerçekleştirmesini isteyebiliyormuş.

12. Kadınlar tecavüze uğradıktan sonra bile pek çok rahatsız edici durumla karşılaşabiliyor, travmalarına rağmen servikal tarama yaptırmak zorunda kalabiliyor.

13. Hamilelikte ve doğum sırasında saygısız davranışlara ve saldırıya maruz kalabiliyor.


Sezeryan ameliyatı bazı yerlerde gereksiz yere gerçekleştirilirken, yoksul ülkelerde ihtiyaç olduğu halde gerçekleştirilemiyor. Gereksiz sezeryan ameliyatı sonrasında pek çok kadın çeşitli sağlık problemleriyle karşılaşıyor.

14. Çocuk sahibi olmaya karar veren kadınlar birçok konuda ayrımcılıkla karşılaşıyor.

Hamile çalışanlar işten çıkarılıyor, iş yerlerinde uygunsuz yorumlar ve sorularla maruz kalıyor ve sağlıklarına tehdit oluşturacak şartlar altında çalışmak durumunda kalabiliyorlar. Doğum izninden sonra bazen işe geri dönemeyebiliyor veya ücretlerini alamayabiliyorlar.

15. Çocuk sahibi hemen hemen her kadın emzirme konusunda baskılanıyor.

Toplum, memeleri biyolojik bir amaca hizmet eden bir organ olarak görmek yerine kadın vücudunu cinselleştiriyor.

alıntı
 
Top