• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Glokom Göztansiyonu nedir ve tedavisi

~meLek~

GalataSaray'ım
Glokom özellikle ileri yaşlardaki önemli bir körlük nedenidir. Ancak hastalığa erken tanı konduğu zaman körlük yapması engellenmektedir.

Bir çok insan glokomun göz tansiyonuyla bir ilişkisi olduğunu bilmektedir. Aslında glokom beyine gördüklerimizi ileten görme sinirinin hastalığıdır.

Optik sinir elektrik ileten kablolara benzemektedir. İçinde binlerce lif bulunmaktadır. Her lif beyine görmemizi sağlayan mesajlar iletmektedir. Glokom bu liflere zarar vermekte ve görme alanımızda kör noktaların oluşmasına neden olmaktadır. İnsanlar bu kör noktaları çok ileri seviyelere ulaşana kadar farketmemektedir. Tüm sinir hasar görünce körlük meydana gelir.

Erken teşhis ve tedavi optik sinir hasarı ve körlüğün meydana gelmesinin önlenmesinde büyük önem taşımaktadır.

Glokomun nedeni nedir ve belirtileri nelerdir?

Vücutta kan nasıl dolaşıyorsa gözün içindede aköz hümör adını verdiğimiz berrak bir sıvı dolaşmaktadır. Sıvının hareketi sürekli açık bir musluk ve lavaboya benzemektedir. Eğer lavabo tıkanırsa su birikmeye başlar ve basınç artar.

Glokomun tipleri nelerdir?
Kronik açık açılı glokom: En sık olan tipdir (%90). Drenaj açısının basitce yaşlanmasına bağlı oluşur. Bu yaşlanma yavaşca göz tansiyonunun yükselmesine neden olur. Bu yavaş yükseliş belirtiye neden olmaz ve tanının konulması ileri derecede kayıp olana kadar gecikebilir. Görmedeki kayıp ancak ileri bazı testler yapılarak bulunabilir.

Açı kapanması glokomu Drenaj açısının aniden kapanmasıyla oluşur. Bu lavaboyu aniden bir kağıt ile tıkamaya benzer. Basınç birdenbire yükselir. Gözde iris bu kağıt görevini yapar.Göz basıncı aniden yükselir. Bu durumda çeşitli semptomlara yol açar:

Görme bulanıklığı

Gözde aşırı derecede ağrı

Başağrısı

Işık çevresinde renkli halolar

Mide bulantısı ve kusma

Sekonder glokom: Drenaj açısını ikincil bir hastalığa bağlı olarak bozulmasından meydana gelir.

Yaralanmalar

Steroid gibi çeştli ilaçlar

Tümörler

Enflamasyonlar

Anormal kan damarları

Konjenital glokom: Nadir gözüken bu durumda bebeklerde drenaj açısı doğuştan bozuk olarak gelişmiştir. Aileler bu durumdan;

Göz büyüme

Gözün ön kısmının bulanıklaşması

Sulanma ve ışıkta gözü kapatma gibi belirtilerle şüphelenebilirler.

Glokom tanısı nasıl konur?

Bu durumun tanısı sadece göz doktorlarınca konabilmektedir. Bu hastalığın tedavisinide sadece göz doktorları verebilmektedir. Tonometre adı verilen cihazlarla göz tansiyonunuz ölçülür, optik sinir göz dibi muayenesinde incelenir ve gerekirse görme alanı testiniz yapılır. Testler göz doktoru tarafından gerekli görülen hastalara yapılmaktadır.

Glokom için hangi risk faktörleri bulunmaktadır?

İleri yaş

Ailede glokom öyküsü

Sigara

Şeker hastalığı

Hipertansiyon

Myopi

Uzun süreli kortizon tedavisi

Göz yaralanmaları

Bunlar normal insanlardan daha fazla glokom gelişme riskiniz olduğunu belirtmektedir. Düzenli şekilde göz muayenesine gitmeniz gerekmektedir.

Glokom nasıl tedavi edilmektedir?

Glokom ile gözde oluşan hasar geri döndürülemez ancak kullanılan damlalar, haplar, lazer ve cerrahi tedavi ile hasarın ilerlemesi engellenir.

Hangi ilaçlar kullanılır?

Glokom genelde günde 1-2 defa kullanılan damlalar aracılığıyla tedavi edilir. Bu damlaların bazıları göz basıncını aköz humor salınımını azaltarak, bir kısmıda drenajı arttırarak etki eder.

Bu ilaçların düzenli aralarla kullanılması önemlidir. Damlaların çeşitli yan etkileri olmaktadır.

Gözde batmalar

Kırmızı göz

Başağrısı

Nabız ve solunum düzeninde değişiklikler

Kullanılan haplar ise

Parmaklarda uyuşmalar

Uyuklamalar

İştah azlığı

Bağırsak alışkanlıklarında bozulma

Böbrek taşları

Kansızlık ve kanamalara yol açabilmektedir.

İlaçları kullanıyorsanız yukardakiler gibi belirtileriniz varsa doktorunuzla irtibata geçmeniz gerekmektedir.

Ameliyat olmam gerekirmi?

Glokom hastaları, göz doktorunun artık tıbbi tedavinin yetersiz olduğuna karar verdiği zaman, ameliyat olmak zorunda kalırlar. Bu ameliyatta aközün drene olması için yeni bir kanal açılmaktadır. Bunun haricinde tedavide çeşitli durumlarda lazerde kullanılabilmektedir.

Ne kadar zamanda bir kontrole gelmem gerekmektedir?

40 yaşından sonra düzenli bir şekilde her 3 - 5 yılda bir kontrol edilmesi gerekmektedir.

Ailenizde glokomlu biri varsa, daha evel ciddi bir göz travması geirdiyseniz, steroid kullanıyorsanız 1 - 2 yılda bir kontrole gitmeniz gerekmektedir.

Unutmayınki glokom tedavisini başarısı sizin verilen ilaçları düzenli kullanmanıza bağlıdır. Asla doktorunuza danışmadan ilaçlarınızı kullanmayı bırakmayın. Kendi görmenizi gene kendinizin koruyacağınızı unutmayın!
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Toplumda göz tansiyonu ile karasu hastalığı olarak bilinen ve tüm dünyada en önemli körlük nedenlerinden biri olan glokom, görme sinirinin ilerleyici hasarıyla karakterize bir hastalık. En önemli risk faktörü ise göz içi basıncının yükselmesi. Sanılanın aksine çocuklarda bile görülebilen glokomun çeşitli türleri mevcut. En sık rastlanan türü ise genellikle 40 yaş üstünde görülen açık açılı glokom. Bu glokom türü çoğunlukla ileri dönemlere kadar hiçbir belirti vermeden görme sinirinde ilerleyici hasar oluşturarak kalıcı görme kaybına yol açabiliyor. Bu nedenle görme sinirinde gelişen hasarın başlangıcında tanı konması büyük önem taşıyor.

Acıbadem Maslak Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ, göz tansiyonu hakkında bilgiler verdi.

Göz tansiyonunun belirtileri nelerdir?
Glokom hastalığının nedeni, gözün içerisinde üretilen ve küçük kanalcıklar aracılığıyla gözü terk eden göz içi sıvısının dengesinin bozulması. Diğer bir deyişle, kanalcıklardaki tıkanıklık nedeniyle göz içerisinde üretilen sıvı gözü terk edemiyor, bunun sonucunda gözün içerisinde basınç yükseliyor. Yükselen basınç da görme sinirinin tahribatına neden oluyor. Açık açılı glokomun genellikle son aşamaya kadar hasta tarafından fark edilebilecek bir bulgu vermediğini belirten Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Can Üstündağ, “Görme alanı çevreden merkeze doğru yavaş yavaş daraldığı için kişi tarafından ancak geç dönemde fark edilebiliyor. Görme kaybı ortaya çıktığında ise glokom tedavisi maalesef giden görmeyi geri getiremiyor” diyor.



Göz tansiyonunun tedavisi nasıl olur?
Doğuştan gelişen glokomlarda yeni doğan ve ilk bir yaş içindeki bebeklerde gözlerde irilik, ışık rahatsızlığı, gözlerde yaşarma gözleniyor. Nadir görülen dar açılı veya kriz tipi glokomlarda ise kriz öncesinde gözlerde zaman zaman ağrı, ışıklara bakıldığında ışık çevresinde renkli hareler görülebiliyor. Ardından göz tansiyonu aniden yükseliyor ve şiddetli göz ağrısı, görme bulanıklığı, mide bulantısı ile kanlanma gibi sorunlar gelişiyor. Bu durum acil tedavi gerektiriyor, aksi halde hızla görme kaybına kadar götürebiliyor.

Yılda 1 kez muayene önemli
Erken tanı için ailesinde glokom hikayesi olanlar başta olmak üzere, miyoplar, göz yaralanmaları geçirenler, uzun süreli kortizon kullananlar ve diyabet hastaları gibi risk grubundaki kişilerin 35 yaş sonrası her yıl göz muayenesi olmaları şart. Riskli gruba girmeyen kişilerin de hiçbir yakınmaları olmasa bile 40 yaşından itibaren yine yılda bir kez muayene yaptırmaları son derece önemli. Erken tanı için kontrol edilmesi gereken diğer grubun ise iri gözlü bebekler olduğunu vurgulayan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ bunun yanı sıra çocukluk çağında katarakt ameliyatı geçirmiş bebeklerin de glokom gelişimi açısından ameliyat sonrasında belirli aralıklarla kontrol edilmelerinin son derece önemli olduğunu söylüyor.

Göz tansiyonu tedavisinde amaç tansiyonu düşürmek
Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ glokomun, özellikle sık rastlanan açık açılı tipinin tanısı konduğunda başlangıç tedavisinde damlaların tercih edildiğini belirtiyor. Tedavide amaç, gözün içindeki sıvı üretimini azaltarak ve/veya kanallardan sıvı çıkışını arttırarak göz tansiyonunu düşürmek ve görme sinirinde gelişecek hasarı önlemek. Prof. Dr. Can Üstündağ damla tedavisinin yeterli olmadığı, bir başka deyişle damla tedavisine rağmen görme siniri hasarının ilerlediği durumlarda ise lazer ve cerrahi yöntemlere başvurulduğunu belirterek şu bilgileri veriyor: “Başvurulan tüm yöntemler mevcut görme ve görme alanını korumak için uygulanıyor. Kaybedilen görme ve görme alanını ise geri getiremiyor. Buna karşın, glokomun kriz tiplerinde başlangıçta çoğunlukla lazer tedavisi uygulanıyor. İleriki aşamalarda ilaç ve cerrahi tedavilere başvuruluyor. Doğuştan göz tansiyonunun tedavisi ise çoğunlukla cerrahi yöntem oluyor. Cerrahinin yetersiz kaldığı olgularda ise ilaç tedavisi uygulanıyor.”
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Toplumda göz tansiyonu ile karasu hastalığı olarak bilinen ve tüm dünyada en önemli körlük nedenlerinden biri olan glokom, görme sinirinin ilerleyici hasarıyla karakterize bir hastalık. En önemli risk faktörü ise göz içi basıncının yükselmesi. Sanılanın aksine çocuklarda bile görülebilen glokomun çeşitli türleri mevcut. En sık rastlanan türü ise genellikle 40 yaş üstünde görülen açık açılı glokom. Bu glokom türü çoğunlukla ileri dönemlere kadar hiçbir belirti vermeden görme sinirinde ilerleyici hasar oluşturarak kalıcı görme kaybına yol açabiliyor. Bu nedenle görme sinirinde gelişen hasarın başlangıcında tanı konması büyük önem taşıyor

Acıbadem Maslak Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ, göz tansiyonu hakkında bilgiler verdi.

Göz tansiyonunun belirtileri nelerdir?
Glokom hastalığının nedeni, gözün içerisinde üretilen ve küçük kanalcıklar aracılığıyla gözü terk eden göz içi sıvısının dengesinin bozulması. Diğer bir deyişle, kanalcıklardaki tıkanıklık nedeniyle göz içerisinde üretilen sıvı gözü terk edemiyor, bunun sonucunda gözün içerisinde basınç yükseliyor. Yükselen basınç da görme sinirinin tahribatına neden oluyor. Açık açılı glokomun genellikle son aşamaya kadar hasta tarafından fark edilebilecek bir bulgu vermediğini belirten Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Can Üstündağ, “Görme alanı çevreden merkeze doğru yavaş yavaş daraldığı için kişi tarafından ancak geç dönemde fark edilebiliyor. Görme kaybı ortaya çıktığında ise glokom tedavisi maalesef giden görmeyi geri getiremiyor” diyor.

Göz tansiyonunun tedavisi nasıl olur?
Doğuştan gelişen glokomlarda yeni doğan ve ilk bir yaş içindeki bebeklerde gözlerde irilik, ışık rahatsızlığı, gözlerde yaşarma gözleniyor. Nadir görülen dar açılı veya kriz tipi glokomlarda ise kriz öncesinde gözlerde zaman zaman ağrı, ışıklara bakıldığında ışık çevresinde renkli hareler görülebiliyor. Ardından göz tansiyonu aniden yükseliyor ve şiddetli göz ağrısı, görme bulanıklığı, mide bulantısı ile kanlanma gibi sorunlar gelişiyor. Bu durum acil tedavi gerektiriyor, aksi halde hızla görme kaybına kadar götürebiliyor.

Yılda 1 kez muayene önemli
Erken tanı için ailesinde glokom hikayesi olanlar başta olmak üzere, miyoplar, göz yaralanmaları geçirenler, uzun süreli kortizon kullananlar ve diyabet hastaları gibi risk grubundaki kişilerin 35 yaş sonrası her yıl göz muayenesi olmaları şart. Riskli gruba girmeyen kişilerin de hiçbir yakınmaları olmasa bile 40 yaşından itibaren yine yılda bir kez muayene yaptırmaları son derece önemli. Erken tanı için kontrol edilmesi gereken diğer grubun ise iri gözlü bebekler olduğunu vurgulayan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ bunun yanı sıra çocukluk çağında katarakt ameliyatı geçirmiş bebeklerin de glokom gelişimi açısından ameliyat sonrasında belirli aralıklarla kontrol edilmelerinin son derece önemli olduğunu söylüyor.

Göz tansiyonu tedavisinde amaç tansiyonu düşürmek
Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Can Üstündağ glokomun, özellikle sık rastlanan açık açılı tipinin tanısı konduğunda başlangıç tedavisinde damlaların tercih edildiğini belirtiyor. Tedavide amaç, gözün içindeki sıvı üretimini azaltarak ve/veya kanallardan sıvı çıkışını arttırarak göz tansiyonunu düşürmek ve görme sinirinde gelişecek hasarı önlemek. Prof. Dr. Can Üstündağ damla tedavisinin yeterli olmadığı, bir başka deyişle damla tedavisine rağmen görme siniri hasarının ilerlediği durumlarda ise lazer ve cerrahi yöntemlere başvurulduğunu belirterek şu bilgileri veriyor: “Başvurulan tüm yöntemler mevcut görme ve görme alanını korumak için uygulanıyor. Kaybedilen görme ve görme alanını ise geri getiremiyor. Buna karşın, glokomun kriz tiplerinde başlangıçta çoğunlukla lazer tedavisi uygulanıyor. İleriki aşamalarda ilaç ve cerrahi tedavilere başvuruluyor. Doğuştan göz tansiyonunun tedavisi ise çoğunlukla cerrahi yöntem oluyor. Cerrahinin yetersiz kaldığı olgularda ise ilaç tedavisi uygulanıyor.”
 

dderya

kOkOşŞ
V.I.P
Memorial Şişli Hastanesi Göz Merkezi Başkanı Doç. Dr. Barış Sönmez, glokom hastalığı ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Gözün içerisinde, renkli tabaka irisin arkasından salınan ve aköz hümör olarak adlandırılan bir sıvı bulunur. Bu sıvı 24 saat düzenli olarak salınır. Gözün lensini, irisini ve korneasını yıkayıp, oraya besin getirerek, metabolik artıkları toplayan bu sıvı, kornea ile iris arasındaki açı denilen bölgeden emilerek kana karışır. İç dokuların beslenmesi, artıkların toplanması ve gözün patlamış bir top gibi olmaması için 24 saat boyunca üretim ve emilim olur. Bu emilim ile üretim arasındaki fark gözün tansiyonunu belirler. Normal popülasyonun yüzde 95’inde göz basıncı 12-18 mmHg arasında seyreder. Bu değer, tonometre adı verilen göz tansiyonu ölçen aletlerle belirlenir. Hava yolu ve dokunmayla çalışan türleri olduğu gibi, günümüzde 24 saat göz içi basıncını monitörize eden kontak lensler de bulunmaktadır.

Gözün tüm anatomik yapılarını sağlayabilmesi ve dokularının yaşayabilmesi için ne çok düşük ne de çok yüksek basınçlı olmalıdır. Göz tansiyonu herkeste görülebilmekle birlikte bazı kişilerde yüksek seyredebilmektedir. Bunların bir kısmı da glokom hastası olabilmektedir. Glokomda kişinin baktığı yeri görmekle ilgili bir sıkıntısı olmaz, merkezi görme hastalığın son evrelerine kadar etkilenmez. Ancak kenardan ezilen sinir lifleri nedeniyle görme alanı kayıpları ortaya çıkabilir. Ailesinde glokom öyküsü olan kişilerin takiplerini aksatmaması, bu grubun dışında kalan kişilerin ise bu hastalığın farkındalığı için 40 yaşından sonra yıllık rutin göz muayenesinden geçmesi gerekmektedir.

40’lı yaşlarda göz tansiyonu yükselebiliyor
Glokom, kişinin göz tansiyonu 30-35’in üstüne çıkmadığı sürece genellikle belirti vermemektedir. Göz tansiyonu yükseldiğinde gözde çok da tolere edilemeyen bir ağrı olur. Rutin muayene sırasında göz tansiyonunun yüksek olması ve beraberinde göz sinirinde hasar tespit edilmesi, ayrıca bu hasarın da görme alanı testlerindeki kayıplar ve göz sinir lifi analizlerindeki hasarlarla dokümante edilmesiyle hastalık ortaya çıkar. Genellikle 40-45 yaştan sonra yavaşça yükselir ama 16 iken bir anda 35’e çıkmadığı bilinmelidir.

Kalıcı görme kayıplarına karşı önleminizi alın
Glokom, multi faktöriyel yani çok faktörlü genetik bir hastalıktır. Ailevi seyirde mutlaka anne-babadan çocuğa geçmesi söz konusu olmadığı gibi aile içinde mutlaka bir veya birden fazla göz tansiyonu yüksek olan ve glokom tedavisi gören kişi olmaktadır. Tedavisinin ihmal edilmesi halinde kalıcı görme alanı kayıpları ve körlük oluşur. Yapılan tedavilerden, yeni kalıcı görme alanı kayıpları ve körlük oluşmasını önlemek amaçlanır. Ancak genellikle eskiden olan hasarlar geri döndürülememektedir.

İlaç tedavisine yanıt alınamazsa cerrahi önemli bir tedavi seçeneği

Sık görülen glokomların tedavisi genellikle düzenli damla kullanımı ve görme alanı sinir lifi analizlerinin takibiyle yapılır. Glokom hastalarının ortalama yüzde 90’ı düzenli kullanmaları kaydıyla ilaç tedavisiyle kalıcı bir körlükten kurtulabilir. Düzenli ilaç tedavisi önemli ama herkes buna uyum sağlayamayabilir veya buna rağmen göz tansiyonu istenilen hedef basınç seviyesine getirilemeyebilir. Göz tansiyonu istenilen seviyeye düşürülemediğinde, hasta düzenli ilaç kullanamadığında ya da ilaçların yan etkisi olduğunda cerrahi gündeme gelir. Ancak cerrahi yalnızca ilaçla kontrol edilemeyen vakalarda tercih edilir. Ameliyatlar genellikle göz tansiyonunu düşürmede uzun soluklu sonuç almak için yapılır. Bazı hastalarda ise ameliyatla açılan yeni kanallar tıkanabilir. Böylece ikinci kez ameliyat olmak ya da yeniden ilaç kullanmak gerekebilir. Öte yandan glokomun tipine bağlı olarak ameliyat olan hastanın ilaca bağımlılığının biteceğine dair bir garanti de bulunmamaktadır. Bazen göz içi iltihap, cerrahi ve travmalar sonrasında da göz tansiyonu yükselip, glokom gelişebilir. Bu tür iltihaplı ve travmatik durumlardan sonra yapılan glokom ameliyatları her zaman başarılı olmayabilir. Bu nedenle ikinci, üçüncü cerrahiler ya da yeniden ilaç kullanmak gerekebilir.
 

KaderKatibi

Dürüstlük insanın kartvizitidir, Matbaada basılmaz
Özel üye
Görme sinir hastalığıdır, Rabbim gözümüze ışık gönlümüze ferahlık versin. Hastalık nerden cana gelirse orası mazlumdur.
 
Top