Geleceğin Meslekleri !

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Zaman hızla geçip; yaşam tarzlarımızı, ilgilerimizi ve hatta ekonomik sistemlerimizi çok büyük bir hızla değiştiriyor. Daha şimdiden, önümüzdeki yüzyılın ekonomisinde oluşacak yeni iş kolları ve meslekler konuşulmaya başlandı bile. Bu mesleklerden bir kısmı şu anki iş kollarının daha gelişmiş hâli bir kısmı da hepimiz için tamamen yeni ve son derece uçuk. Şimdi, hayal gücümüzü biraz zorlayalım; önümüzdeki yüzyılın ekonomik sistemindeki yeni mesleklere bir bakalım...


İNTERNET ARKEOLOGLUĞU:

interneeet_d.jpg
Önümüzdeki dönemin en ilginç mesleklerinden biri. İnternet'teki bilgi çokluğu ve kirliliği içinde, aranılan bilgiye ulaşmak, hayati önem taşıyor. Bir düşünün; bundan 30 yıl sonra, bugün İnternet'te yer almış ve sizi çok ilgilendiren bir haberi bulmanız gerektiğinde ne yapacaksınız? İşte, İnternet arkeologları, tam bu noktada devreye giriyor; ihtiyacınız olan bilgiyi, gereksiz bilgi yığınlarının içinden, hasar vermeden, ince bir işçilikle çıkarıp size sunuyor.

İnternet bu hızla değişip gelişirken; arşivi tutulmamış, yenilenmemiş, hatta kapanmış siteler içinde bile bu çalışmayı yapabilen arkeologlara çok işimiz düşecek gibi görünüyor. Gerçi konu İnternet olunca, “Çılgın Türkler” olarak bizler, elin yabancılarının bir asır sonra yapacağı muhabbeti şimdiden yapıyoruz. Örneğin, “Bir Youtube vardı, hatırlar mısınız?” Bu da, İnternet'te onlardan bir asır daha ileride olduğumuzu gösterir; ne kadar övünsek az!

E-İTİBAR YÖNETİCİLİĞİ:

Bu meslek grubundakiler, bir önceki meslek grubu olan İnternet arkeologlarının yaptığının tam tersini yapıyor. Yani hakkınızda çıkan, sizi ilgilendiren haberler ve “kalıntılar” arasından olumlu olanları ön plana çıkarıp, olumsuz olanları İnternet'in karanlık odalarına hapsediyor.

Böylece, sanal âlemdeki itibarınızı, istediğiniz şekilde yönetmeniz mümkün oluyor. İlk buluşma öncesinde bile müstakbelimizin ismini Google'lamadan evden çıkmayan bir nesil olarak, e-itibar yöneticilerine, son derece ihtiyaç duyacağımız kesin.

DUYGU TASARIMCILIĞI:

Hemen heyecanlanmayın; bugünlerde benzincilerde satılan “Karşı Cinsin Duygularını Coşturan Kahve”ler kadar mucizevî bir buluştan bahsetmeyeceğiz. Kastettiğimiz, kitlelerin duygu yoğunluklarına, hislerine göre geliştirilecek olan yapay zekâ ve sanal ortam uygulamaları. Bu da, gelecekte reklamcılığın bir parçası olacağı söylenen bir kavram.

Kararları biz veriyoruz zannederken, kişileri atlayıp karar aşamalarında doğrudan beynin karar merkezlerine etki edecek uygulamalardan bahsediyoruz, bu noktada. İçimizden bir his, durmadan; bunu al, şunu yap, bunu sevme diyecek. Korkutucu değil mi?

GEN HARİTACILIĞI:

genharitaciligi_d.jpg
İnsan vücudunun gizemlerini çözmek, TV'de belgesel izleyip mısır yiyerek “Vay anasını be!” demekten fazlasını gerektiriyormuş maalesef. Gen haritacıları, vücudun gen haritasını çıkararak kişiye özel tedaviler geliştirmekle kalmayacak, bir de bu haritalar sayesinde, hastalıklara daha oluşmadan çareler bulabileceklermiş; haydi hayırlısı. İnsan sağlığı ve neslinin geleceği için, doktorlar, gecesini gündüzüne katmış çalışmaya devam ediyor yani!

İKLİM DEĞİŞTİRME UZMANLIĞI:

Dünyanın geri kalanı, bizim gibi “Havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız iyi olsun!” deyip kendini rahatlatamadığı için, zavallı bir şekilde küresel ısınmadan korkmaya devam ediyor! Bu korku, gelecekte, iklime müdahalede bulunmaya kadar varacak ve iklim geliştirme uzmanlığı diye bir meslek icat edilecek. Bu uzmanlar, küresel ısınmayla mücadele gibi uzun vadeli, ulvi amaçların yanı sıra, dönemler ve bölgeler bazında da iklimleri kontrol etmeye çalışacak.

Bu yolla, doğal afetlerle mücadele edileceği gibi, tarımda verimliliğin de artırılabileceği düşünülüyor. Fantezi bu ya, günün birinde, ülkemizden iyi iklim mühendisleri çıkarsa, belki sadece ilkokul kitaplarında kalan “Türkiye kendi kendine yeten bir tarım ülkesidir.“ saptaması da gerçek olur; kim bilir? Ama görünüşe göre; Türkiye, Haziran ayının ortasında, şehirleri sele teslim olduğundan, “doğal rafting ülkesi” şeklinde anılmaya devam edecek gibi görünüyor.

SANAL MECRA YÖNETİCİLİĞİ:

sanalmecrayoneticiligi_d.jpg
İddiaya göre, gün gelecek sanal âlemde temsil edildiğimiz mecralar o kadar çoğalacak ki, bu işe kendimiz yetişemeyeceğiz. Tüzel kişiler için abartılı olduğunu düşündüğüm bir iddia olsa da, fi rmalar için bu durum ufak ufak oluşmaya başladı bile. Marka yönetiminin hiç azımsanamayacak önemdeki bir parçası da, markaların sanal mecralarda yönetimi oldu.

Markanın Facebook sayfasının, Twitter profi linin ya da başka sanal mecralardaki temsilinin ciddi bir önemi var. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımızın Twitter hesabı açması, bu konudaki ciddi bir deneyimdi mesela. Bu konuyla ilgili bir danışmanının olması güzel; bu danışmanın gün içindeki mesaisinin şeklini hayal etmek, daha da güzel!

UZAY REHBERLİĞİ:

İşte, tam biz Türklere göre bir meslek! Yurt dışında hizmet veren turist rehberlerimizin, pekâlâ uzayda da tekrarlayabilecekleri dillere destan başarılarını, nevi şahsına münhasır rehberlik metotlarını duymayan kalmadı. Eğer hâlen duymayan varsa; Google'a “Ukrayna Kiev Turist Rehberi” yazmak, bu işteki doğal kabiliyetimizi ve yaratıcılığımızı keşfetmeniz için yeterli olacaktır!

VÜCUT YEDEK PARÇASI VE ORGAN İMALATÇILIĞI:

Biraz riskli olmakla birlikte, milletçe başarılı olabileceğimiz bir başka iş alanından bahsedeceğiz şimdi. Bu işi, kişinin genetik özellikleri baz alınarak, vücut parçalarının ve organlarının özel olarak üretilmesi şeklinde özetleyebiliriz. Fikir olarak, tıp bilimini destekleyecek ve son derece yüce bir amaca hizmet edecek mükemmel bir fi kir gibi duruyor. Ama insan vücudunun ticaretinin yapılması ve “imalat” kelimesiyle birlikte anılması, insanı korkutmuyor da değil.

alp, beyin, ciğer gibi organlarımızı değiştirebilme, keyfi mize göre yeniden tasarlayıp yaptırabilme şansımızın olduğunu düşününce, sizlere soruyorum: Türk erkekleri olarak, en çok sipariş verilecek organ hangisi olurdu? Cevaplarınızdan utanın; halı sahalardaki performansımızı daha da artırabilmek için daha büyük dalak siparişleri verirdik, gayet tabii ki!

İNTERNET EMLAKÇILIĞI:

internett_d.jpg
2000'li yılların başında denenmiş olsa da pek başarılı olamamış; ama İnternet kurallarının zamanla oturmasıyla birlikte yeniden gelişmesi beklenen bir iştir bu. İşin esasını, web adlarının önceden satın alınıp belirli fi yatlarla ilgilenenlere satılması oluşturuyor.

Ülkemizdeki işleyiş ise, biraz farklı; “com. tr” uzantısını, sadece şirket adının tescilli sahipleri alabiliyor ve jenerik isimleri almak, gerçekten çok zor. Ama “.com” uzantılı küresel adlar için böyle bir şart, tabii ki yok. Mesela işin ciddiyetini ve büyüklüğünü daha iyi anlatabilmek için, www.sex.com adresinin 14 milyon dolara satıldığını hatırlatmak isterim. “Sex sells (Seks satar.).” diyen haklıymış!

İşte, most-expensive.net sitesinin verilerine göre, dünyanın en pahalı alan adlarının bazıları ve fiyatları… Liste ülkemizde olduğu gibi dünyada da cinsellik içerek alan adları ile ön plana çıkıyor.

  • insure.com: 16 milyon dolar
  • sex.com: 14 milyon dolar
  • fund.com: 9,99 milyon dolar
  • porn.com: 9,5 milyon dolar
  • business.com: 7,5 milyon dolar
  • diamond.com: 7,5 milyon dolar
  • beer.com: 7 milyon dolar
  • casino.com: 5,5 milyon dolar
  • toys.com: 5,1 milyon dolar
Kaynak: sabah.com.tr
 
Son düzenleme:
Top