Fotoğrafçılığa Giriş

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
  • Korkmayın! İnsanların çoğu, güzel fotoğrafları yalnızca fotoğrafçıların çekebileceğini sanarak daha baştan kendilerini safdışı bırakırlar. Oysa bir eğlencede güzel dans etmek için eğitimli bir dansçı olmak gerekmediği gibi, etkileyici fotoğraflar çekmek için de fotoğrafçı olmak gerekmez. Kendinizi başarılı fotoğraflar çekebileceğinize inandırın. Bu kitapçığında yardımıyla haksız çıkmayacağınızı göreceksiniz.
  • Fotoğraf makinenizi iyi tanıyın, iyi kullanın. Makineniz ile birlikte gelen kullanım kılavuzunu başından sonuna kadar dikkatle okuyun; makinenizin tüm özelliklerini öğrenin ve ilk makaralarınızda tüm özelliklerini deneyin, sonuçlarını görün. Küçük bir ayrıntının büyük bir fark yaratabileceğini unutmayın. İyi bir fotoğraf çekmenin ön şartı, netlik ve ışık ayarını iyi yapmak, çekim sırasında makineyi sarsmamaktır. Ayarların nasıl yapılacağını iyi öğrenin ve özellikle ışığın zayıf olduğu durumlarda fotoğraf çekerken sarsıntıyı önlemek için deklanşöre basarkan nefesinizi tutun; makinenizi gerekiyorsa dengeli, sağlam bir yere koyun ya da üçayak kullanın. Işık ayarlarını hatalı yaptığınızı nasıl anlayacaksınız? Çektiğiniz fotoğraf çamurlu görünüyorsa, yani dalgalı kahverengi tonlu, silik ve kumlu bir görünüşü varsa, ışık az gelmiştir. Tersine fotoğraf çok sert görünüyorsa, yani açık tonlar beyazlaşmış, kontrast çok yükselmiş, ara tonlar yok olmuşsa, ışık fazla gelmiş demektir. Işık ayarının iyi yapıldığı bir fotoğrafta renkler doğru, tonların arasındaki geçiş yumuşaktır.


    ens10.jpg


  • Doğru filmi seçin. Tüm dünyada insanların büyük bir çoğunluğu renkli negatif film kullanmaktadır. Çünkü, renkli negatif film daha ekonomiktir, baskı yaptırılması, çoğaltılması paylaşılması kolaydır. Kişisel beğenilere bağlı olarak siyah-beyaz filmlerde kullanılabilirler. Siyah-beyaz fotoğraflar daha çok sanatsal görünse de banyo işlemi dahazordur. Çekilen fotoğraflar bir projeksiyon makinesi ile perdeye yansıtılarak izlenmek isteniyorsa, diapozitif ya da slayt film kullanılması gerekir. Ancak diapozitif film ile hatasız fotoğraf çekmek biraz daha zordur. Film satın aldığınızda, kutusunun üzerinde bazı değerler görürsünüz: ISO 100, ISO 400 gibi. Bu değerler filmin hızı, yani ışığa duyarlılığı ile ilgilidir. Eğer hiçbir tercih belirtmezseniz, satıcı size büyük olasılıkla ISO 100 değerinde, normal hızlı bir film verecektir. Ancak, normal hızlı film bol ışıklı ortamlarda iyi sonuç verirken, ışığın az olduğu ortamlarda, gece çekimlerinde, ve hareket dondurmak istediğiniz (spor karşılaşmaları vb.) durumlarda yetersiz kalabilir. Böyle durumlarda daha yüksek hızlı bir film kullanabilirsiniz. Bu sayede daha karanlık ortamlarda fotoğraf çekebilir, hızlı hareket eden insanların ilginç görüntülerini yakalayabilir, gece çekimlerinde flaşla daha uzak mesafeleri aydınlatabilirsiniz. Yüksek hızlı film kullanmanın tek sakıncası, fazla büyütülen fotoğraflarda, görüntüyü oluşturan taneciklerin biraz kumlu görünmesidir. Ancak son yıllarda film üretiminde meydana gelen teknolojik gelişmeler sayesinde bu sorunda ortadan kalkmaktadır. Bu nedenle, sağladıkları avantajları dikkate alarak genelde daha yüksek hızlı filmler önerilir (Örneğin Kodak Gold Ultra / ISO 400).


    filt4.jpg


  • Işığı iyi kullanın Işık, fotoğrafçının en önemli malzemesidir. Fotoğraf makinenizi tanıdığınız kadar, ışığın nasıl davrandığını da iyi bilmeniz gerekir. Işığın rengi ve aydınlatma biçimi önemlidir. Piyasada satılan filmlerin büyük bölümü gün ışığında kullanıldıklarında doğru renkler verecek biçimde üretilmişlerdir. Ancak gün ışığının rengi hep aynı değildir. Sabah çok erken saatlerde ve gün batımı yaklaştığında, günışığı renk değiştirir. Film ışıktaki renk değişimlerine karşı gözlerimizden çok daha fazla duyarlıdır. Bu nedenle, sabah çok erken saatlerde çekilen fotoğraflar mavi-mor, gün batımı yaklaştığında çekilen fotoğraflar daha kırmızı tonlarda çıkar. Aynı şekilde, ampul ışığı ile aydınlanmış mekanlar bize normal görünse de, böyle yerde flaşsız çekilen fotoğraflar turuncu çıkar! Bu ille de bir hata demek değildir. Işıktan dolayı fotoğrafta belli bir rengin hakim olması, fotoğraflara özel bir duygu da katabilir. Işığın konuya hiç bir engelle karşılaşmadan, doğrudan ulaşması (örneğin bulutsuz bir gökyüzünde parlayan güneş ya da flaş ışığı), çok sert gölgeler oluşturur. Konu üzerinde ışığı alan ve almayan bölümler arasında çok büyük bir ton farkı olur. Buna yüksek kontrast adı verilir. Işık kontrastının yüksek olması fotoğraflarda genellikle çok dramatik bir sonuç verir. Dramatik etkiyi arttırmak için gün ışığının geliş yönü ile dik açı oluşturarak fotoğraflar çekebiliriz. Böylece konunun bir yanı aydınlık, diğer yanı gölge olacaktır. Dramatik etkiyi azaltmak için ise, güneşi arkanıza alarak konunun aydınlıkcephesini görüntüleyebilir, ayrıca fotoğraf makinanızda varsa, dolgu flaşı özelliğini kullanabilirsiniz. Dolgu flaşı, gün ışığında bulunmanıza karşın flaşın çakması ve sert gölgeleri yumuşatmasıdır.
 
Top