Bir gün trende bir Türk, bir Amerikan, bir Fransız varmış. Bunlar kendilerine göre öyle bir tavır takınmışlar ki, trende çıt bile çıkmıyomuş. Derken trenin penceresinden bu sessizliği bozacak bir sinek dalmış içeri. Herkes ne olacak diye beklerken Amerikan belinden silahı çıkartığı gibi sineği nişanlamış ve onu trenin vagonuna yapıştırmış. Herkes alkışlamış. Amerikanda hafif bi tebessüm:
-Bizim orda bana ünlü silahşör Tom derler
demiş. Bu sahneden sonra treni yine aynı sessizlik kaplamış. Az sonra içeri bir sinek daha dalmış. Herkes gene ne olucak diye beklerken Fransız belinden bıçağı çıkartıp fırlatmasıyla sineği yine vagona yapıştırmış. Bu sefer millet Fransızı alkışlamış. Fransız ise aynı tebessümle:
-Bizim orda da bana keskin bıçakçı Edward derler
demiş. Yine treni bi sessizlik kaplarkene bir sinek daha dalmış içeri. Bu sefer bizim Türk hafifçe de sırıtarak cebinden çıkardığı usturayı havada iki kez sallamış. Ama o ne; sinek ölmeyipte havada acı içinde dolaşmaya başlamış. Herkes yuh çekmeye başlayınca bizimkisi:
-Bana da adıyla sanıyla Fenni Sünnetçi Ramazan derler
demiş
-Bizim orda bana ünlü silahşör Tom derler
demiş. Bu sahneden sonra treni yine aynı sessizlik kaplamış. Az sonra içeri bir sinek daha dalmış. Herkes gene ne olucak diye beklerken Fransız belinden bıçağı çıkartıp fırlatmasıyla sineği yine vagona yapıştırmış. Bu sefer millet Fransızı alkışlamış. Fransız ise aynı tebessümle:
-Bizim orda da bana keskin bıçakçı Edward derler
demiş. Yine treni bi sessizlik kaplarkene bir sinek daha dalmış içeri. Bu sefer bizim Türk hafifçe de sırıtarak cebinden çıkardığı usturayı havada iki kez sallamış. Ama o ne; sinek ölmeyipte havada acı içinde dolaşmaya başlamış. Herkes yuh çekmeye başlayınca bizimkisi:
-Bana da adıyla sanıyla Fenni Sünnetçi Ramazan derler
demiş