Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Müzik
Türkü Hikayeleri
Eşkıya Dünyaya
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="ZeyNoO" data-source="post: 291224" data-attributes="member: 10904"><p><strong>Rize'nin şimdiki adı Portakallık olan Haldoz mahallesindeki bir düğünde kardeşinin bıçakla karnından yaralanması üzerine kendisine haber verilen Sandıkçı Şükrü olay yerine giderek kardeşini kanlar içinde buluyor ve kardeşini yaralayan Abdi Ağa'nın uşağını (bir anlatıma göre de Abdi Ağayı) orada vuruyor.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Bu olay üzerine hapishaneye düşen Sandıkçı Şükrü bir süre sonra bazı arkadaşlarıyla birlikte hapishaneden kaçıyor ve dağa çıkıyor.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sandıkçı Şükrü dağa çıktıktan sonra yönetimle işbirliği yaparak kendisini hileyle zehirlemek isteyen biriyle karısı Fadime'yi elinden almak isteyen başka birini öldürüyor. Sandıkçı Şükrü'nün adı bu olaylardan sonra daha da yaygınlaşıyor. Fakirlere bir şey yapmaması zenginlerle mücadele etmesi yüzünden halk tarafından da seviliyor ve destekleniyor. Bu ve benzeri erdemleri yüzünden kendisine yardım edenler çoğalıyor.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sandıkçı Şükrü'nün türküde adı geçen Perilizade adında zengin birine haberler göndererek yoksullara mısır dağıtmasını istediği yoksa kendisini cezalandıracağı tehdidinde bulunduğu söylenir. Nitekim Sandıkçı Şükrü'nün isteğini yerine getirmeyen Perilizade'nin mısırlarını adamlarına toplattırdığı ve yoksullara dağıttırdığı yaşlılarca da anlatılır.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Rize'nin Camiönü (Arkotil) mahallesinden Hüseyin Kutlu adında Sandıkçı Şükrü dönemine yetişmiş bir yaşlı "Çevrede başı belaya giren Sandıkçı'nın yanına geliyordu. Sandıkçı hem geleni koruyor hem yardım ediyordu" diyor.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Kardeşiyle birlikte türküde adı geçen Urusba (şimdiki adı Uzunkaya) köyünde eski bir kahvede otururken zaptiyeler çevresini sarıyorlar. Zaptiye Çavuşu Abbas Çavuş Sandıkçı'nın teslim olmasını istiyor ancak Sandıkçı kabul etmeyerek Abbas Çavuş'tan çekip gitmelerini istiyor. Zaptiye Çavuşu da bunu kabul etmeyince çatışma çıkıyor. Sandıkçı ve kardeşi Zaptiye Çavuşu ile birkaç zaptiyeyi öldürerek kaçıyor.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sandıkçı Şükrü'nün bu olaydan sonra bir ara yakalanıp zincire vurularak batıya gönderildiği fakat kapatıldığı yerden atlayıp Rizeli sandalcılar tarafından kurtarıldığı anlatılır. Sandıkçı Şükrü'nün Sinop kalesinde tutukluyken denize atladığı ve kurtulduğu anlaşılıyor.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sandıkçı Şükrü'nün yakalanmaması ve her geçen zaman içinde daha çok halk desteği sağlaması üzerine Trabzon Valisi Kadir Paşa önemli sayıda adam toplayarak Sandıkçı'nın üzerine gönderiyor. Sandıkçı'nın üzerine gönderilen süvariler Kolcu kayıklarının Reisi Varilcioğlu Sadık'ı da yanlarına alıyorlar. Sandıkçı Şükrü Of ilçesinin İkizdere köyü yakınlarındaki Sanlı adlı bir mezrada bir yaşlı kadının evinde otururken ihbar ediliyor. Çevresi atlılarca sarılıyor. Varilcioğlu da yanlarında.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sandıkçı Şükrü teslim olmak istemiyor. Fakat eskiden tanıştığı Varilcioğlu Sadık teslim olursa öldürülmeyeceğini söyleyerek onu ikna ediyor. Sandıkçı Şükrü de buna inanarak tüfeği elinden teslim oluyor. Fakat Varilcioğlu ile zabtiyeler teslim olarak önlerinde yürüyen Sandıkçı Şükrü'yü arkadan kurşunlayarak öldürüyorlar.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Türkülerden gövdesinin şehre getirilerek halka gösterildiği anlaşılıyor.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Sandıkçı Şükrü'yü doğrudan gören ve tanıyan Refii Cevat Ulunay ondan "Yaptıklarına pişman olmuş fakat affedilmeyeceğini bildiği için teslim olmayan mert bir insan" olarak sözediyor.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>1843-1909 yılları arasında yaşamış Rizeli Kahya Salih adında dinci ve tutucu bir şairin de Sandıkçı Şükrü'yle ilgili bir destanı bulunuyor. Karadeniz Türkçe'siyle yazılan destanda "Şükri dedikleri bir merd eşkıya"nın "Devlet hükümatina" kurşun attığı için öldürüldüğü anlatılıyor.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Sene 1341 mevsime uydum</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Sebep oldu şeytan bir cana kıydım</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Katil defterine adını koydum</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969"></span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Sen üzülme anam benim dertlerim çoktur</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Çektiğim çilenin hesabı yoktur</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Yiğitlik yolunda üstüme yoktur</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969"></span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Çok zamandır çektim kahrı zindanı</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Bize de mesken oldu Sinop'un hanı</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Firar etmeyilen buldum amanı</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969"></span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Sinop kalesinden uçtum denize</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Tam üç gün üç gece göründü Rize</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Karşı ki dağlardan gel oldu bize</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969"></span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Bir yanımı sardı müfreze kolu</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Bir yanımı sardı Varilcioğlu</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Beşyüz atlıylan kestiler yolu</span></p></strong></p><p style="margin-left: 20px"><strong><span style="color: #696969">Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz</span></p><p></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ZeyNoO, post: 291224, member: 10904"] [B]Rize'nin şimdiki adı Portakallık olan Haldoz mahallesindeki bir düğünde kardeşinin bıçakla karnından yaralanması üzerine kendisine haber verilen Sandıkçı Şükrü olay yerine giderek kardeşini kanlar içinde buluyor ve kardeşini yaralayan Abdi Ağa'nın uşağını (bir anlatıma göre de Abdi Ağayı) orada vuruyor. Bu olay üzerine hapishaneye düşen Sandıkçı Şükrü bir süre sonra bazı arkadaşlarıyla birlikte hapishaneden kaçıyor ve dağa çıkıyor. Sandıkçı Şükrü dağa çıktıktan sonra yönetimle işbirliği yaparak kendisini hileyle zehirlemek isteyen biriyle karısı Fadime'yi elinden almak isteyen başka birini öldürüyor. Sandıkçı Şükrü'nün adı bu olaylardan sonra daha da yaygınlaşıyor. Fakirlere bir şey yapmaması zenginlerle mücadele etmesi yüzünden halk tarafından da seviliyor ve destekleniyor. Bu ve benzeri erdemleri yüzünden kendisine yardım edenler çoğalıyor. Sandıkçı Şükrü'nün türküde adı geçen Perilizade adında zengin birine haberler göndererek yoksullara mısır dağıtmasını istediği yoksa kendisini cezalandıracağı tehdidinde bulunduğu söylenir. Nitekim Sandıkçı Şükrü'nün isteğini yerine getirmeyen Perilizade'nin mısırlarını adamlarına toplattırdığı ve yoksullara dağıttırdığı yaşlılarca da anlatılır. Rize'nin Camiönü (Arkotil) mahallesinden Hüseyin Kutlu adında Sandıkçı Şükrü dönemine yetişmiş bir yaşlı "Çevrede başı belaya giren Sandıkçı'nın yanına geliyordu. Sandıkçı hem geleni koruyor hem yardım ediyordu" diyor. Kardeşiyle birlikte türküde adı geçen Urusba (şimdiki adı Uzunkaya) köyünde eski bir kahvede otururken zaptiyeler çevresini sarıyorlar. Zaptiye Çavuşu Abbas Çavuş Sandıkçı'nın teslim olmasını istiyor ancak Sandıkçı kabul etmeyerek Abbas Çavuş'tan çekip gitmelerini istiyor. Zaptiye Çavuşu da bunu kabul etmeyince çatışma çıkıyor. Sandıkçı ve kardeşi Zaptiye Çavuşu ile birkaç zaptiyeyi öldürerek kaçıyor. Sandıkçı Şükrü'nün bu olaydan sonra bir ara yakalanıp zincire vurularak batıya gönderildiği fakat kapatıldığı yerden atlayıp Rizeli sandalcılar tarafından kurtarıldığı anlatılır. Sandıkçı Şükrü'nün Sinop kalesinde tutukluyken denize atladığı ve kurtulduğu anlaşılıyor. Sandıkçı Şükrü'nün yakalanmaması ve her geçen zaman içinde daha çok halk desteği sağlaması üzerine Trabzon Valisi Kadir Paşa önemli sayıda adam toplayarak Sandıkçı'nın üzerine gönderiyor. Sandıkçı'nın üzerine gönderilen süvariler Kolcu kayıklarının Reisi Varilcioğlu Sadık'ı da yanlarına alıyorlar. Sandıkçı Şükrü Of ilçesinin İkizdere köyü yakınlarındaki Sanlı adlı bir mezrada bir yaşlı kadının evinde otururken ihbar ediliyor. Çevresi atlılarca sarılıyor. Varilcioğlu da yanlarında. Sandıkçı Şükrü teslim olmak istemiyor. Fakat eskiden tanıştığı Varilcioğlu Sadık teslim olursa öldürülmeyeceğini söyleyerek onu ikna ediyor. Sandıkçı Şükrü de buna inanarak tüfeği elinden teslim oluyor. Fakat Varilcioğlu ile zabtiyeler teslim olarak önlerinde yürüyen Sandıkçı Şükrü'yü arkadan kurşunlayarak öldürüyorlar. Türkülerden gövdesinin şehre getirilerek halka gösterildiği anlaşılıyor. Sandıkçı Şükrü'yü doğrudan gören ve tanıyan Refii Cevat Ulunay ondan "Yaptıklarına pişman olmuş fakat affedilmeyeceğini bildiği için teslim olmayan mert bir insan" olarak sözediyor. 1843-1909 yılları arasında yaşamış Rizeli Kahya Salih adında dinci ve tutucu bir şairin de Sandıkçı Şükrü'yle ilgili bir destanı bulunuyor. Karadeniz Türkçe'siyle yazılan destanda "Şükri dedikleri bir merd eşkıya"nın "Devlet hükümatina" kurşun attığı için öldürüldüğü anlatılıyor. [INDENT][COLOR="#696969"]Sene 1341 mevsime uydum Sebep oldu şeytan bir cana kıydım Katil defterine adını koydum Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz Sen üzülme anam benim dertlerim çoktur Çektiğim çilenin hesabı yoktur Yiğitlik yolunda üstüme yoktur Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz Çok zamandır çektim kahrı zindanı Bize de mesken oldu Sinop'un hanı Firar etmeyilen buldum amanı Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz Sinop kalesinden uçtum denize Tam üç gün üç gece göründü Rize Karşı ki dağlardan gel oldu bize Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz Bir yanımı sardı müfreze kolu Bir yanımı sardı Varilcioğlu Beşyüz atlıylan kestiler yolu Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz[/COLOR][/INDENT][/B] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Ülkemizin kuzeyindeki deniz hangisidir? (bitişik yazınız)
Cevapla
Forumlar
Edebiyat / Kültür / Sanat
Müzik
Türkü Hikayeleri
Eşkıya Dünyaya
Top