Ertuğrul Özkök Kaşınıyor

adali

Üyecik
Ertuğrul Özkök Kaşınıyor
Her devrin adamı Ertuğrul Özkök, dünkü köşe yazısında 12 Eylül askeri faşist darbesini savundu. Özkök, Deniz Baykal’ın Anayasa’nın geçici 15. maddesine yönelik yaptığı açıklamaya atfen yazdığı köşesinde, "bir takım zırtapoz Dev-Yolcuların ve Ülkücülerin ülkeyi nasıl kan gölüne çevirdiklerinden" bahsederek, Kenan Evren’in uçurumun kenarına gelmiş bu ülkeyi nasıl düze çıkardığını anlattı. Özkök, Evren’in yargılanmasına da karşı.

BAYKAL KARARLI
Başbakan Erdoğan, gazetecilerin, Deniz Baykal’ın darbeciler yargılansın sözleri üzerine, "Atacağımız her adımda samimiyet çok önemli, bu tür sulu şakalara da biz gelmeyiz" dedi. Başbakan’a ilk tepki CHP’li Hakkı Süha Okay’dan geldi. Okay, "Başbakan Erdoğan’ın “darbe üzerinden mağduriyet edebiyatı yaptığını” savundu. Baykal tekrarladı: Biz Anayasa’nın geçici 15. maddesinin değiştirilmesinde samimiyiz. Değişiklik olmazsa bu Başbakan’ın samimiyetsizliğidir!
12 Eylül darbecilerinin yargılanması gündeme gelmişken Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ten “Siz 12 Eylül’ü mahkûm edebilirsiniz, ama en azından o dönemi yaşayan insanların, anne ve babaların vicdanında Evren Paşa’yı mahkûm edemezsiniz” çıkışı geldi. Özkök yazısında 12 Eylül öncesinde yaşananları bir sağ-sol çatışması gibi anlatırken kontrgerilla faaliyetlerine, 12 Eylül’e zemin hazırlayan provokasyonlara değinmedi.

DEV-YOLCULARA ‘ZIRTAPOZ’ DEDİ
Ertuğrul Özkök 12 Eylül öncesindeki günleri tasvir ederken ilginç hakaretlerde de bulundu. İşte Özkök’ün yazısından bir paragraf: “Ne miydi o günün bilançosu? Tıpkı, 10 Eylül, 9, 8 Eylül, tıpkı yılın bütün öteki günleri gibiydi. Ortalama 15-20 can... 30 yıl sonra 12 Eylül’ün hesabı sorulacakmış. Kimden soracaksınız? Her akşam, "Oğlum bugün de öldürülmedi" diye Allahına dua eden rahmetli babamdan mı? 12 Eylül sabahı İzmir’de evimizde boynuma sarılıp, "Oğlum hayatın kurtuldu ya, gerisini boş ver" diyen babamdan. Yani, bazı askerlere "postal kafalı" diyecek kadar Demokrat Partili, Menderesçi babamdan. Üç gün önce, matbaası Dev-Yol’un zırtapoz militanları tarafından tehdit edilmiş, ondan bir hafta önce "ülkücüler" gelip, tehditle para istemiş. Sonra evine gidip, akşam haberlerinde, öğretim üyesi oğlu öldürüldü mü diye korkuyla beklemiş.”

YÜZLERCE ÖLÜ, ONLARCA İDAM
“İçimden bir gün bile Evren Paşa’ya küfretmek gelmedi” diyen Özkök, Evren Paşa’nın vicdanlarda suçsuz olduğunu söyledi. Kenan Evren’in başını çektiği 12 Eylül darbesinde 650.000 kişi işkence gördü, 171 kişi işkencede katledildi, 50 kişi idam edildi, politik partiler ve sendikalar yasaklandı, 39 ton kitap, dergi ve gazete tahrip edildi ve 30.000 kişi Türkiye'yi terk etmeye zorlandı

MEHMET KILIÇ: Özkök’e sorular
ŞARABIN en iyisini içmekte pek mahir olan bu zat, darbelerden de darbe seçimi yapıyor ve pek başarılı buluyor 12 Eylül darbesini. Bu ülkeyi 12 Eylül sürecine taşıyan ve yıllarca süren bir iç savaşa stratejisini başarıyla uygulayıp sonuçta ülkeyi askeri faşist bir darbe sürecine sokan kimdi? Darbenin hemen ertesinde Pentagon'daki zatlar "bizim çocuklar başardı" diyenleri anımsıyor musun? Peki, 24 Ocak kararlarını ve bu kararların yaratmış olduğu yıkımından haberin var mı?
Gerçi sen nerden bileceksin, o sürecin kaymağını yiyenlerin yanında kul köle halinle. Komünizme karşı yeşil kuşak projesini kim uyguladı?
Yüzlerce imam hatip oklunu Kenan paşa açmadı mı? Soğuk savaşı ve bu savaşın kont-gerilla taktiklerinden haberin var mı senin? Sence Abdi İpekçi'yi kim öldürmüştü? Toplumsal muhalefeti bütünüyle yok eden, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini ve siyasi partileri kim kapattı? Binlerce insanı yargısız infazlarla kuşuna dizen, yüzlerce insanı işkence hanelerde öldüren kimlerdi? Yine yüzlerce masum genci darağacına kim ve hangi caniler gönderdi? Bütün bu yaşananlardan haz almış gibisin. Kenan Evren ismi geçince pek yufka yürekli oluyorsun. Sen hiç Mamak, Diyarbakır, Metris, Erzurum ve Erzincan askeri cezaevlerini bilir misin? Buralarda yaşanan insanlık dışı uygulamalardan haberin var mı senin? Milyonlarca insanın fişlenmesi, işinden atılması sürülmesini bilir misin sen?
Sen Erdal Eren ismini hiç duydun mu?
Sahi bu soruları kime soruyoruz ki… Senin nerden haberin olacak.
Zaten hiç bir tarih bilinci olmayan, hafızası durmuş birinin kaleminden çıkan bu değerlendirmeyi yapsa yapsa bir "zırtapoz" yapabilir.
Evet, son söz... 12 Eylül faşist bir darbedir ve faşist rejimleri savunanlar da yargılanmalıdır.

RUŞEN SÜMBÜLOĞLU: Özkök egemenlerin borazanı bir zırtapozdur
ERTUĞRUL Özkök’ün 11 Eylül dediği, kendisinin de içinde bulunduğu bir hareketin ya da hareketlerin bu ülkede faşizme karşı büyük bir özveriyle mücadele yürüttüğü bir dönem. 11 Eylül’ü yaratanlar, onların emperyalist güçleriyle, emperyalist güçlerin ülkede öbeklenmiş yeni düzeniyle, kontrgerillasıydı, CİA’sıydı, IMF’ydi, onların yarattığı kaos ortamı içerisinde gerçekleştirilen katliamlardır, yok etmelerdir. Halka karşı kalkan faşist ellerdir.
Ertuğrul Özkök’ün bize vereceği nasihatlere ihtiyacımız yoktur. O kendi geçmişine ihanet etmeye devam etsin, egemenlere yalpalanmaya devam etsin, ama devrimcilere dokunmasın. Devrimciler 11 Eylül’ün önünde de sonunda da her tarafında da bu faşist sisteme, bu darbeci sisteme, bu vesayet sistemine karşı, bu insanı insanlıktan çıkartan, sömüren sisteme karşı mücadele vermişlerdir. Bu vesileyle hepsini yeniden, saygıyla, sevgiyle, özlemle anıyorum.
Türkiye’de 12 Eylül geldi de hukuk ve dirlik mi sağladılar, yoksa eskisinden daha beter, daha acımasız bir ülke mi inşa ettiler. Biz Ertuğrul Özkök’ü, şu anda içinde bulunduğu pozisyon itibariyle egemenlerin borazanlığını yapan bir zırtapoz olarak görüyoruz. Devrimcilere ilişmesin, devrimcilerin yakasından düşsün.

OĞUZHAN MÜFTÜOĞLU: Özkök varlığını 12 Eylül’e borçlu
ERTUĞRUL Özkök'ün bu tür bir yazı yazması doğaldır. Çünkü Özkök bir 12 Eylül çocuğudur. İyi anlamda değil kötü anlamda 12 Eylül çocuğudur. Bu nedenle 12 Eylül'ü savunması, varlığını ona borçlu olduğu içindir. Onun gibi insanlar tüm varlıklarını 12 Eylül'e borçlular. Darbeye yardakçılık yapmaları ve hala faşizmin savunuculuğunu üstlenmeleri, varlıklarını sürdürmeleri için son derece normal.
Türkiye'de son dönemde darbecilik karşıtlığı moda oldu. Her türlü faşist gerici zihniyet devrimcileri darbecilikle suçluyor ama bir yandan da darbeleri savunmaya devam ediyorlar. Bir yandan gerçekleşmiş darbeleri, Türkiye'nin en karanlık gerici faşist diktatörlüğü savunmaya devam ediyorlar bir yanda da demokrasi yandaşlığı yapıyorlar. Trajikomik bir durumla karşı karşıyayız.

SEYFİ ÖNGİDER: 12 Eylül cellatları aklanamaz
ÖZKÖK gibiler de dahil olmak üzere birçok insan açısından o dönem can güvenliği sorunu vardı. Ama bir askeri cunta gelip başkalarının canını alarak ülkeyi bir cehenneme çevirerek can güvenliği problemini bu şekilde halletmesini onaylamak aklın alabileceği bir şey değil. Yazıdaki mantık itibariyle şunu söylüyor “11 Eylül'ün hesabını vermeden 12 Eylül'ün hesabını sormak değil” diyor, burada aslında bizden bahsetmiyor. Başka birilerinden bahsediyor. Ama biz 11 Eylül'ünde daha önceki olaylarında hesabını verdik. Bizden bunun hesabı işkencelerde soruldu, hapishanelerde soruldu. O günkü savunduğumuz görüşlerin ne kadar haklı, doğru olduğunu burada ve daha sonraki yıllarda gördük, hala da ortada. Hesap sorulması söz konusu ise biz hesabımızı verdik. Kaybettiğimiz arkadaşlarımızla, yıllarımızla hesabımızı verdik. O yüzden 12 Eylül'ün hesabını istemekte haklıyız. Sadece Evren ve arkadaşları yaşarken yapmayacağız, öldükten sonrada yapacağız hesabımızı. Ertuğrul Özkök'ün ve diğerlerinin canları kurtuldu diye 12 Eylül'ü ve cellatları aklamaya yetecek bir şey yok.

DİSK BAŞKANI SÜLEYMAN ÇELEBİ: Bu süreç yargılanmalıdır
DUYGUSAL bir noktadan olaya bakmıyorum. Evet, 12 Eylül'ün en ağır bedeli ödeyen kurumların başında geliyoruz. Bakıldığı zaman 1477 sanıklı bir dava idamlar istenen bir dava. 4 yıl tutuklu kaldı arkadaşlarımızın bir bölümü ama sonuç itibariyle sendikal alandan, yaşamdan 12 yıl bizi koparttılar ve çalışan kesim, üyelerimiz, işçiler, emekçiler bu dönemin ağır bedellerini ödediler. Bugün bu ülkede yaşanan bütün olumsuzlukların temel nedeni, 12 Eylül öncesi katliamlar, faili meçhul cinayetler ve 12 Eylül darbesinin kendisidir. Bir sürecin yargılanmasına ihtiyaç vardır Türkiye'de. Ödenen bedellerin sonucunda yapılanların birilerin yanına kar kaldığı ve kendi içimize çekildiğimiz bir nokta değildir. Biz zaten DİSK olarak sadece bugün değil, bütün dönemlerde sorumluların ortaya çıkmasını ve hukuka eğer inanılıyorsa, sürecin başlatılmasını istedik. Bunun üzerinin kapatılması doğru bir yaklaşım değildir. Bunun yok sayılması aslında bir dönemin kapatılması anlamına geliyor. Kapatılmak istenen dönem bizim üzerimizde durduğumuz bütün süreçlerinde sorumluluğunu yok eden bir olaydır.
 

Mavi Gül

ѕση_¢ıqℓıк
Özel üye
Bugün Paşalar dahi keşke hiç yaşanmasaydı dedikten sonra üzerine durulası bir yazı olarak değilde ilgi çekmek üzere yazılmış bir yazı olarak gördüm :)
 
Top