• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

ermeni adet ve gelenekleri

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
Ermenilerin Adet ve Gelenekleri

Ermeni Bayramları


Gağant
Ermenilerin yılbaşına verdikleri ad. Gağant, zengin bir ziyafet sofrasıyla eş anlamlıdır. Bütün aile biraraya gelir ve gece yarısına dek sofrada birlikte olunur. İstanbullu Ermeniler, yılbaşı için günler öncesinden alışverişe başlarlar. Zeytinyağlı yaprak ve midye dolması, topik, hindi ve anuşabur (aşûre) yılbaşı sofrasının vazgeçilmez yiyecekleridir. Yılbaşının sabahında, erkekler ne kadar yorgun ve uykusuz olurlarsa olsunlar işyerlerini bir-iki saatliğine açar ve evden getirdikleri bir narı kırarak tanelerini etrafa serperler. Yeni yılın ilk sabahında kırılan narın yıl boyunca bereket getirdiğine inanılır.

Dzununt
Ermeniler, Noel'i, yani Doğuş Yortusu'nu, diğer Hıristiyan mezheplerden farklı olarak, Vaftiz Yortusu ile birlikte 6 Ocak tarihinde kutlar. Ermeni çocuklar, 5 Ocak gecesi "Melkon, Kaspar yev Bağdasar, avedis" şarkısını söyleyerek evleri dolaşır ve İsa'nın doğumunu müjdelerler. Çocuklara küçük hediyeler ve bahşiş verilir. Melkon, Kaspar ve Bağdasar, İsa doğduktan hemen sonra hediyelerle onu ziyarete gelen üç çobandır. Doğuş Yortusu'nda aile bir araya gelir ve o gün akşam yemeğinde mutlaka balık yenir.

Katolik Ermeniler ise Doğuş Yortusu'nu, diğer Katolikler gibi, 24 Aralık'ı 25'e bağlayan gece ve 25 Aralık'ta kutlar.

Diyarnıntaraç
Eski Ahit'te "İlk doğan her erkek çocuk Rab'be adanmış sayılacak" denir. İsa da buna uygun olarak sünnet edildi ve kırkında Kudüs'teki tapınağa götürüldü. Ermeniler, İsa'nın doğumunun 40. gününü ve tapınağa sunuluşunu 14 Şubat'ta kutlar. Yortu arefesinde, günbatımında, kilisedeki kutsal sofra üzerindeki mumdan alınan ışık, ellerinde mum tutan halka dağıtılır. Bu ışığın tüm uluslara yönelik olduğunu vurgulamak için doğu, batı, kuzey ve güneye dönülerek kutsama yapılır. Halk kilisede yaktığı mumu söndürmeden götürür ve evindeki mumu onunla yakar. Bu, o ailenin Rab İsa tarafından aydınlatıldığını ifade eder. Diyarnıntaraç, halk arasında "ateş gecesi" olarak da bilinir. Bu günün Hıristiyanlık öncesinde bir tür Hıdırellez olarak kutlandığı söylenir.

Vartanants
O dönemde ateşe tapmakta olan İranlılar'ın, Hıristiyanlığı seçen Ermeniler'le MS 451 tarihinde yaptığı din savaşının anısına kutlanır (2001'de 22 Şubat). Aslında savaş yitirilmiştir. Ancak Başkumandan Vartan'ın efsanevi cesareti, halkın, orduyla omuz omuza savaşması ve savaşın sonunda yine Hıristiyan kalmış olması nedeniyle bu savaşın Ermenilerin tarihinde, büyük zaferlerden daha önemli bir yeri vardır. Vartanants Günü'nde, savaşta yitirilen bini aşkın insanın anısına, herhangi bir kutsal güne bağlı isimleri olmayanların isim günü kutlanır.

Pun Paregentan
Ermeniler, Büyük Oruç'un arefesinde (2001'de 25 Şubat) Pun Paregentan adı altında karnavalı kutlar. Günbatımıyla Medz Bahk'a (Büyük Oruç) girilir. Bu tövbe dönemidir, amacı dua ve oruçla yürekleri sınayıp, inananları Diriliş Yortusu'na hazırlamaktır. Pun Paregentan'da yenir, içilir, eğlenilir. Herkes çeşitli kılıklara girip, komşularına, arkadaşlarına şakalar yapar. Büyük Oruç 7 hafta (50 gün) sürer. Bu sürede hayvansal gıda alınmaz. Günde tek öğün, akşam duasından sonra, sadece sebze ve tahıl yenir. Düğün yapılmaz, eğlence düzenlenmez. Hemen her kilisenin özel günü vardır, buralarda ayinler yapılır, halk kiliseleri ziyaret eder. Büyük Oruç'ta dargınlar barıştırılır, yoksullara erzak yardımı yapılır.

Avak Şapat
Ermenilerin "Büyük Hafta"sı... Pazartesiden başlayarak (2001'de 9 Nisan) her gün, İsa'nın çarmıha gerilmesi süreciyle ilgili önemli bir olayın anısı yaşatılır. Perşembe, İsa'nın son akşam yemeği günüdür. Aynı gün akşamüstü ruhaniler, kilisede küçük çocukların ayağını yıkar. İsa Peygamber, son gününde, sevgisinin ve alçakgönüllüğünün bir simgesi olarak, havarilerinin ayaklarını yıkamıştır. Perşembe, İsa'nın Romalı askerler ve Yahudi görevliler tarafından tutuklanması anısına gece yarısına dek ayin yapılır. Halk arasında bu gece "Latsi Kişer" (Ağlayış Gecesi) olarak bilinir. O akşam, yeşil mercimek yenir, mercimeğin Meryem Ana'nın gözyaşlarını simgelediğine inanılır. Cuma sabahı İsa'nın Haç'a gerilmesi ve insanlığın günahları için ölmesi, akşamüstü kaya mezarına gömülmesi anısına ayinler düzenlenir.

Surp Zadik
Ermeniler, Paskalya Bayramı olarak bilinen Surp Zadik'te (İsa'nın Yeniden Diriliş Günü), "Kristos hariav i merelots" (İsa ölülerden dirildi) ve karşılığında "Orhniyal e harutyun Kristos'i" (Kutlu olsun İsa'nın dirilişi) diyerek bayramlaşır. Surp Zadik'te (2001'de 15 Nisan) insanlar birbirlerine kırmızı yumurta armağan eder. Yumurtalar geleneksel olarak kırmızıya boyanır, ancak değişik renklerde boyanmış olanları da vardır. Yumurta dünyayı simgeler. Dış kabuk gökyüzünü, zarı havayı, akı denizleri, sarısı ise yeryüzünü... Kırmızı rengi ise İsa'nın kanının tüm dünyanın kurtuluşu için aktığını gösterir. Surp Zadik'te ayrıca saç örgüsü biçiminde paskalya çöreği yapılır. Ertesi gün mezarlıklar ziyaret edilir.

Hampartsum
Surp Zadik'in 40. gününde Ermeniler, İsa'nın göğe yükselişini, Hampartsum'u kutlar (2001'de 24 Mayıs). Aynı zamanda bu adı taşıyanların isim günüdür. Hıristiyanlık öncesinde, bir tür bahar karşılaması, Hıdrellez olarak kutlanır ve Vicag (niyet) adını taşırdı. O tarihlerde, Vicag gününde gençler yaylalara çıkıp eğlenirler, kendi aralarında niyet çekerek bahtlarını öğrenirlerdi. İstanbul'da da birkaç on yıl öncesine dek, Hampartsum'da Yedikule'deki marul bostanlarında piknik yapılır ve marul yenirdi. Ermenilerin büyük bir bölümü, bu günde Hampartsum sofrasından marulu eksik etmez.

Vartavar, Vartivar
İnanışa göre, tufan sonrasında Nuh gemiden iner, son kez hafif bir yağmur yağar, yaşam yeniden başlar. Ermeniler'in Hıristiyanlık öncesinden beri kutladıkları bayram, Hıristiyanlıkla birlikte, Baydzaragerbutyun Diarn Yortusu'yla (İsa Mesih'in Suret Değiştirmesi) birleşmiştir (2000'de 22 Temmuz). Çıktığı yüksek dağda, üç öğrencisinin önünde İsa'nın yüzü güneş gibi aydınlanmış, giysileri göz kamaştırıcı bir beyazlığa bürünmüş, yanında Musa ve İlyas peygamberler belirmiş, etrafı saran bir buluttan Tanrı'nın sesi yükselmiştir: "Sevgili oğlum budur. Ondan razıyım..." Vartavar, "vart" (gül) ve "var"dan (ışık saçan) türemiştir. Bu günde ibadet yerlerini ve çevreyi güllerle süsleme geleneği vardır. Nuh'un anısına, bu günde halk birbirini ıslatarak, "sulu" şakalar yaparak eğlenir. Bazı Kürt toplulukları da bu bayramı, kuzuların sütten kesilme zamanına rastlayan başka bir tarihte (7 Ağustos), "Vartivar" adı altında kutlar.

Khacverats
Haç Yortusu. Ermeniler Kutsal Haç'ın özgürlüğüne kavuşmasının yıldönümü olan bu yortuyu 14 Eylül'e en yakın pazar günü kutlarlar (2000'de 16 Eylül). Pers İmparatoru Hüsrev, M.S. 610 tarihinde Herakleus'u yenilgiye uğratarak Kudus'ü işgal etmiş ve Kutsal Haç'ı İran'a götürmüştür. Bunun üzerine Herakleus Kutsal Haçı geri almak için büyük bir ordu kurarak Persler'le savaşır ve Hüsrev'i yener. Kutsal Haç 628 tarihinde tekrar Hıristiyanlar'a iade edilir. Bu olayın kutlandığı yortuda, Ermeni kiliselerinde pazar öğleden sonra törenler yapılır ve haç fesleğenlerle süslenir. Rumlar bu günü 14 Eylül'de kutlarlar.

Tarkmançats
404 yılında, Sahag Bartev ve Mesrob Maştotz adlı din adamları tarafından Ermeni yazısının bulunmasıyla, Ermeni kilisesi tarihinde "Altın Çağ" olarak tanımlanan dönem başladı. Surp Mesrob ve öğrencileri, Kutsal Kitap başta olmak üzere birçok eseri Ermeni diline çevirerek büyük bir aydınlanma ve kültür hareketi yarattılar; Yunanca ve Asurice'nin Ermeni kültürü üzerindeki egemenliğine son verdiler. Ermeniler bu nedenle, bu iki din adamını azizlik mertebesine yükseltti ve onları bir bayramla (Don Tarkmançats Vartabedats) anmaya başladı (2001'de 13 Ekim).

Ermeni Yemekleri

Topik

Topik, Ermeni mutfağının şarkılar ve manilere konu olmuş en özgün tadlarından biri.... Gelgelelim, Kumkapılı Topikçi Hampik'in maniler okuyarak sattığı topikler de, tıpkı ötekiler gibi hafızalardan silinmeye yüz tuttu. Topik, bugün yalnızca İstanbul'da bir-iki meyhanede soğuk meze tepsisini süslüyor ve Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı semtlerden Kurtuluş'ta bazı mezecilerde satılıyor. Bir de tabii, yaprak sarması ve midye dolması ile birlikte, Ermenilerin geleneksel Dzununt ve Zadik sofralarındaki vazgeçilmez yerini koruyor.

Malzemeler: (12 kişilik)
3 orta boy patates,
½ kg. nohut,
2 kilo soğan ½ kg tahin,
4 tatlı kaşığı şeker,
2 tatlı kaşığı tuz,
3 tatlı kaşığı tarçın,
2 tatlı kaşığı kara biber,
2 tatlı kaşığı yeni bahar,
3 çorba kaşığı dolmalık fıstık,
3 çorba kaşığı kuru üzüm.

Yapılışı: Patatesleri kabukları ile birlikte haşlayın. Bir gece önceden ıslattığınız nohutu, iyice pişirin. Kabuklarını soyduğunuz patatesleri püre haline getirin. Nohutları da aynı şekilde, tek tek kabuklarını temizleyerek iyice ezin ve püre kıvamına getirin. Soğanları ince ince doğrayın, tuzsuz olarak haşlayın. Pişen soğanı süzgece koyup suyundan arındırın. Soğan suyunu saklayın. Patates ve nohut püresini birleştirip içine 2 kaşık tahin, 1 tatlı kaşığı tuz ve 1 kaşık soğan suyu ilave edin. Bu püreyi bir süre serin bir yerde dinlendirin. Suyundan arındırılmış soğana tahta bir kaşık ile tahini yedirin, içine şeker, 1 tatlı kaşığı tuz, tarçın, kara biber, yeni bahar ve dolmalık fıstığı ilave edin. Dinlendirdiğiniz püreden avuç içi büyüklüğünde bir top alarak 2 temiz bezin arasına yerleştirin. Bu topu, oklava ile açarak bir dikdörtgen elde edin. Daha sonra bezlerin arasından alıp, içine bir miktar soğan koyarak bohça haline getirin. Bütün püreyi aynı şekilde soğanlarla birleştirip bohçalar oluşturun. Yeniden serin bir yere alın ve iyice dinlendirin. İkram ederken üzerine tarçın serpmeyi unutmayın.

Khavidz
Yapılışı basit gibi görünen ancak kıvamını tutturmak için maharet isteyen Khavidz, Ermeni mutfağının en lezzetli bayram tatlılarından biri... İçi tavukgöğsüne yakın bir yoğunlukta, hatta hafifçe sulu olması gereken Hhavidz'in üzeri ise tıpkı kazandibi gibi iyice kızarmış olmalı. Ermeni ustaların çalıştığı Kapalıçarşı'nın eski lokantalarında yapılan özel Hhavidz günleri artık unutulmuş durumda. Hhavidz şimdi yalnızca, geleneklerin korunduğu bazı evlerde yaşatılıyor.

Malzemeler: (8 kişilik)
125 gr. tereyağ,
1 kg. süt,
8 çorba kaşığı un,
9 çorba kaşığı şeker,
1 tatlı kaşığı vanilya,
1 çorba kaşığı irmik.

Yapılışı: Sütü, şekeri ve vanilyayı birlikte kaynatın. Çok kısık ateşte, unun rengini koyulaştırmadan 20 dakika kavurun. Kaynamış sütü azar azar dökerek una yedirin. Karışımın boza kıvamına gelmesine dikkat edin. Tercihan ufak bir bakır tencereyi veya fırına girebilecek bir kabı yağlayıp irmikleyin. Khavits hamurunu dökün, kısık ateşte üstü nar gibi kızarana kadar pişirin. Piştikten sonra ters çevirin ve servis yapın. Servis sırasında üzerine tarçın ekebilirsiniz.

Alıntıdır...
 
Top