Engelli bir çocuğa sahip olduğunda birçok aile büyük bir yıkım yaşar.
Önce ne yapacaklarını bilemezler(!)
Yaşadıkları sürece onların ilgi, sevgi ve bakımına muhtaç bir bireyin hayatlarında olduğunun farkındadırlar(!)
Bu sorumluluk altında ezildiklerini hissederler(!)
Bize bir şey olursa kim bakacak evladımıza diye korkarlar.
Engelsiz kardeşlerine emanet ederler.
Engelli çocuk ise hayatı boyunca hep başkalarına muhtaç olacağı psikolojisi ile büyür.
Ergenlik dönemine geldiğinde balkondan ve camdan gözlemlediği hayat ve özlemler her geçen gün içini acıtır. Bu kısır döngü içinde hergün baktığı penceresinden, yoldan geçen birine karşı kalbi hızla atmaya başlar. Âşık olmuştur! Kalbinin engelli olmadığını ise, işte o zaman fark eder!
Aile ise, yetişkinde olsa çocuğunun ne sevmesini, ne evlenmesini, ne de birşeyler yapabilmesini beklemediğinden, ömür boyu yanlarında dizlerinin dibinde oturacak ve çocukları hep onlarla olacak diye şartlandırmıştır kendini
Belki de bu yüzden(!) evlenmek istediğini söylediğinde karşı gelirler.
Niye canım rahat mı battı(?) Ne güzel bakıyoruz, bir dediğini iki etmiyoruz! Kendine bile bakamazken nasıl evlenirsin! diye şiddetle karşı çıkarlar; çünkü onlar çocuklarının bir gün evlenip onlardan ayrılma ihtimalini de hiç düşünmemişlerdir.
20 Nisan 2011 tarihinde okuduğum gazete, evladının bir gün evlenebileceğini hiç düşünmemiş, bu yüzden de engelli oğlunun evleneceğine inanamayan annenin oğlunun nikâhın da fenalaşarak hastaneye kaldırıldığını ve bir gün sonra da yaşamını yitirdiğini okuduğumda bu yazıyı yazma gereğini duydum
Kanal 7'de yayınlanan Show programında, Mahmut Tuncer evlenmek isteyen engellilere sıklıkla yer veriyor. Evliliğin önündeki engellerin kalkması için çaba harcıyor. Genelde bu evlilikler de ailelerin karşı olduğunu görüyoruz. Bazen engelli ailesi karşı oluyor bazen engelli olmayanın ailesi netice de bir karşı duruş hep var.
Mahmut Tuncer programında, 6 yaşında geçirdiği çocuk felcinden dolayı engelli olan Mehmet Ağmaz ile Kurs hocası Ayşe Küpeli'nin aşkını seyirciler ile paylaşıyor. Mehmet, engellilere kurs veren Ayşe ile kursta eğitim görürken tanışmış. İki genç birbirini sevmiş ve evlenmek istemişler fakat evlilik kararlarına Ayşe'nin ailesi karşı çıkmış ve onlarda Mahmut Tuncer'in programına katılarak evlenmeye karar vermişler.
Bir gün oğlunun evlenebileceğine ihtimal vermeyen Mahmut'un annesi Emine Ağmaz ise gelinine nikâh günü Oğluma bu mutluluğu nasip ettin bu günleri bize gösterdin sağol kızım dedikten sonra fenalaşması; mutluluk heyecanına dayanamaması ise engelli evliliğine bakışın bir başka şekli!
Kimi aile engelli çocuğunun evlenmesine karşı gelir, kimi ise bu anne gibi mutluluktan ne yapacağını bilemez. Oysa son derece doğal bir şey değil mi? Engelli de olsa bir kişi sevemez, âşık olamaz, evlenemez mi?
Böyle sıra dışı davranışlar bile engelli kişiye olağan üstü bir şey yapıyormuş hissi vermiyor mu?
Hele ki, engelli kişi evleniyor diye en mutlu gününde sevinçten veya üzüntüden annesini veya sevdiği bir kişinin ölümüne sebebiyet verdiğini düşünmesi(!)
Bu engelli gencin annesi mutluluktan, heyecandan beyin kanaması geçirdi ve kaldırıldığı hastanede nikâhtan bir gün sonra yaşamını yitirdi.
Şimdi, mutluluğuna gölge düşmüş hayatının en değerli kişisini kaybetmiş bu genç adam kim bilir ne haldedir(!) Belki de, bilseydim böyle olacak hiç evlenmezdim diyordur. Kim bilir?
Sevgi ışığınız daim olsun
Selma Gürbey
Önce ne yapacaklarını bilemezler(!)
Yaşadıkları sürece onların ilgi, sevgi ve bakımına muhtaç bir bireyin hayatlarında olduğunun farkındadırlar(!)
Bu sorumluluk altında ezildiklerini hissederler(!)
Bize bir şey olursa kim bakacak evladımıza diye korkarlar.
Engelsiz kardeşlerine emanet ederler.
Engelli çocuk ise hayatı boyunca hep başkalarına muhtaç olacağı psikolojisi ile büyür.
Ergenlik dönemine geldiğinde balkondan ve camdan gözlemlediği hayat ve özlemler her geçen gün içini acıtır. Bu kısır döngü içinde hergün baktığı penceresinden, yoldan geçen birine karşı kalbi hızla atmaya başlar. Âşık olmuştur! Kalbinin engelli olmadığını ise, işte o zaman fark eder!
Aile ise, yetişkinde olsa çocuğunun ne sevmesini, ne evlenmesini, ne de birşeyler yapabilmesini beklemediğinden, ömür boyu yanlarında dizlerinin dibinde oturacak ve çocukları hep onlarla olacak diye şartlandırmıştır kendini
Belki de bu yüzden(!) evlenmek istediğini söylediğinde karşı gelirler.
Niye canım rahat mı battı(?) Ne güzel bakıyoruz, bir dediğini iki etmiyoruz! Kendine bile bakamazken nasıl evlenirsin! diye şiddetle karşı çıkarlar; çünkü onlar çocuklarının bir gün evlenip onlardan ayrılma ihtimalini de hiç düşünmemişlerdir.
20 Nisan 2011 tarihinde okuduğum gazete, evladının bir gün evlenebileceğini hiç düşünmemiş, bu yüzden de engelli oğlunun evleneceğine inanamayan annenin oğlunun nikâhın da fenalaşarak hastaneye kaldırıldığını ve bir gün sonra da yaşamını yitirdiğini okuduğumda bu yazıyı yazma gereğini duydum
Kanal 7'de yayınlanan Show programında, Mahmut Tuncer evlenmek isteyen engellilere sıklıkla yer veriyor. Evliliğin önündeki engellerin kalkması için çaba harcıyor. Genelde bu evlilikler de ailelerin karşı olduğunu görüyoruz. Bazen engelli ailesi karşı oluyor bazen engelli olmayanın ailesi netice de bir karşı duruş hep var.
Mahmut Tuncer programında, 6 yaşında geçirdiği çocuk felcinden dolayı engelli olan Mehmet Ağmaz ile Kurs hocası Ayşe Küpeli'nin aşkını seyirciler ile paylaşıyor. Mehmet, engellilere kurs veren Ayşe ile kursta eğitim görürken tanışmış. İki genç birbirini sevmiş ve evlenmek istemişler fakat evlilik kararlarına Ayşe'nin ailesi karşı çıkmış ve onlarda Mahmut Tuncer'in programına katılarak evlenmeye karar vermişler.
Bir gün oğlunun evlenebileceğine ihtimal vermeyen Mahmut'un annesi Emine Ağmaz ise gelinine nikâh günü Oğluma bu mutluluğu nasip ettin bu günleri bize gösterdin sağol kızım dedikten sonra fenalaşması; mutluluk heyecanına dayanamaması ise engelli evliliğine bakışın bir başka şekli!
Kimi aile engelli çocuğunun evlenmesine karşı gelir, kimi ise bu anne gibi mutluluktan ne yapacağını bilemez. Oysa son derece doğal bir şey değil mi? Engelli de olsa bir kişi sevemez, âşık olamaz, evlenemez mi?
Böyle sıra dışı davranışlar bile engelli kişiye olağan üstü bir şey yapıyormuş hissi vermiyor mu?
Hele ki, engelli kişi evleniyor diye en mutlu gününde sevinçten veya üzüntüden annesini veya sevdiği bir kişinin ölümüne sebebiyet verdiğini düşünmesi(!)
Bu engelli gencin annesi mutluluktan, heyecandan beyin kanaması geçirdi ve kaldırıldığı hastanede nikâhtan bir gün sonra yaşamını yitirdi.
Şimdi, mutluluğuna gölge düşmüş hayatının en değerli kişisini kaybetmiş bu genç adam kim bilir ne haldedir(!) Belki de, bilseydim böyle olacak hiç evlenmezdim diyordur. Kim bilir?
Sevgi ışığınız daim olsun
Selma Gürbey
