Ege Bölgesi

Suskun

V.I.P
V.I.P
Gelenek ve Görenekleri İle Ege Bölgesi

Örf Adet Gelenek ve Görenekler


Kız istenirken
3 defa isteme tekrarlanır ve kız tarafı 3. de kısmet der. Yani istenirken peşpeşe 3 defa Allah'ın emri deniyor.

Akraba evliliği kesinlikle yapılmaz.
En az yedi kuşak yabancıdan kız alınır veya verilir.
Kan davası mutlu ve acılı günlerde unutulur. Ama kin devam eder.
Dostluklar derindir. Cenaze evi 15 gün boyunca yemeksiz bırakılmaz.
Gelinler aile büyüklerini yatırmadan ve ellerini öpmeden uyumaz.

Yöresel Yemekler

İzmir denince akla sağlıklı, insanı fazla yormayan, hafif yemeklerden oluşan bir mutfak gelir. Özellikle zeytinyağı İzmir mutfağı’nın baş tacıdır. Sabah kahvaltılarının vazgeçilmezidir zeytinyağı aynı zamanda. Zeytinyağının yanında çeşit çeşit yabani otları ve dünyanın yedi harikasından biri sayılan bağları unutmamak gerek… Ve tabii balık…

İzmir mutfağı, Ayvalık gibi Ege mutfağının tipik özelliklerini taşır. İzmir denince akla ilk gelen Kumru sandviç, buzlu badem ve Kordonboyu’dur. İzmir mutfağına özelliğini veren yabani ot yemekleri, Ege’nin ot cenneti Tire yöresinde yoğunlaşır. Ot kavurması, Sarmaşık ve Kuşkonmaz Kavurması diğer ot yemeklerinin yanında göze çarpanlardan. Bir de ısırgan otundan yapılan Okma var. İzmir ve yöresinin yemekleri de çeşit açısından son derece zengindir. Başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz.

Tarhana Çorbası: Yaz mevsiminin sonuna doğru un, yoğurt, bol domates, kırmızı biber, İzmir’e özgü yabani otlar önce kazanlarda pişirilir, daha sonra ekşimeye bırakılır, kurutulur, el ile ovularak, un haline getirilen tarhanalar, iyice kurutulup, kışa saklanır.Soğuk kış günlerinde et suyu ile pişirilip, kızarmış ekmekle sıcak sıcak servis yapılır.Tarhana çok lezzetli, besin değeri yüksek yöresel bir çorbadır.

Keşkek: Özellikle düğün ve bayram yemeği olarak bilinir. Taş dibeklerde döğülerek kabuğu çıkarılmış yumuşak buğdayın, koyun etiyle büyük kazanlarda ve bol odun ateşinde iyice pişirilmesiyle oluşan keşkek, düğünlerde misafirlere ikram edilir.Kalaylı bakır sahanlarda ikram edilen keşkeğin üstüne salçalı ve kırmızı biberli tereyağı dökmekte adettir.

Zerde: Keşkek gibi özel günlerin yemeğidir. Tatlı olarak sofraya en son getirilir. Nişasta, pirinç ve şekerden yapılıp, üzerine tarçın ilave edilir.

Sura: Özellikle Kurban Bayramından sonra yapılan bir yemektir. Kurban etinin kaburga kemiklerinin bulunduğu bölüm kesilerek, büyük et parçası çıkarılır.Kaburga kemikleriyle et kısmının arası tuz ve baharatla oğulduktan sonra, iç pilavla doldurulur. Doldurulan kısmın etrafı pişerken pirinçler dağılıp dökülmesin diye yorgan iğnesiyle dikilir. Kuzu tenceresi denilen büyük bakır tencerede pişirilir. Daha sonra bir tepsiye alınarak, üzeri salçalı tereyağ ile yağlandıktan sonra, fırına sürülür. Pembeleşinceye kadar kızartılır.Sıcak olarak servis yapılır.

İzmir Köftesi: Et iyice döğüldükten sonra soğan suyu, tuz , karabiber ve diğer baharatlar, ekmek içi ve yumurta ile yoğrulur.Köfte şekil verilerek, yağda kızartılır. Üzerine domates konularak pişirilir. Sıcak servis yapılır.

Papaz Yahnisi: Dana eti doğranarak toprak bir tencereye konur. İçine soğan, sekiz-on tane bütün sarmısak, tuz, biber, kimyon ve sirke ilave edilir. Hiç su konulmadan tencerenin kapağı buhar çıkmayacak şekilde sıkıca kapatılarak, pişirilir.

Mücmeri: Kıyma ve soğan yoğrulur.Haşlanmış pirinç ile karıştırılıp, ovulur. Macun haline gelince yumurta, maydonoz ve tuz ilave edilir. Üstü örtülüp bir süre dinlendirildikten sonra, yağda kızartılır.

Pirinçli Domates Dolması: Domates rendelenir, tereyağında biraz pişirilir. Birkaç domatese bir çorba kaşığı tereyağ yeterlidir. Et suyunu koyup, kaynattıktan sonra, içine biraz tuz atıp, pirinç salınır. Fındık büyüklüğündeki köfteler, tepsiye serpilen una bulanır, daha sonra kaynayan pirinç suyunun içine salınır ve pişirilir.

Kol Böreği: Alt üst böreği hamuru ile olur. İstenildiği kadar beze tutulur. Açılır ikiye katlanır, peynirli veya kıymalı iç konur. İzmir’de genellikle ıspanaklı yapılır. Ispanak kavrulursa ağır olur. Temiz yıkanıp, doğranan ıspanaklara ince doğranan bir soğan, tuz, karabiber karıştırılıp, böreğin içine katılır, rulo şeklinde sarılır. Sonra tepsiye sıralanıp, kesilir. Üzerine bol zeytinyağı sürülüp, fırına verilir. Pişince üzerine tepsi kapatılır.

Gerdan Tatlısı: Kurban Bayramlarında özellikle kurban etinden yapılan baharatlı bir et tatlısıdır. Kurbanın boyun kısmı önce çok az bir tuzla haşlanır. Sonra pişmiş et lifleri didiklenerek, kemiklerden ayrılır. Üzerine et suyu, şeker, tarçın, karanfil gibi baharatlar atılarak, ağdalı bir hal alıncaya kadar pişirilir. Pişmeden biraz önce içine kayısı ve kara erik kurusu ile kavrulmuş badem veya çam fıstığı ilave edilir, yemek üzerine sıcak olarak yenir.

Radikal Salatası: Yabani bir ot olan radika, İzmir ve çevresinde şifalı bir yiyecek olarak kabul edilmektedir. Pek çok çeşitleri olan bu ot cinsinin, temizce yıkanmış, bol su ile haşlanmış, üzerine bol limon ve zeytinyağı ilave edilmiş salatası servis yapılır.

Zeytinyağlı Taze Fasulye: İnce doğranmış bir adet kuru soğan yarım su bardağı kadar zeytinyağında biraz öldürülür, üzerine ayıklanmış doğranmış taze fasulyeler ilave edilir, biraz kavrulur, üzerine bolca rendelenmiş domates, tuz, biraz şeker ilave edilir. Daha sonra yeteri kadar sıcak su ilave edilip, kısık ateşte pişirilir. Tencerede soğutulup, servis yapılır.

Telkadayıf: Türkiye’nin hemen her yöresinde çok lezzetli yapılan besin değeri çok yüksek olan telkadayıf İzmir’de de çok sevilen tatlıların başında gelir. Eritilmiş margarin ve tereyağı karışımı telkadayıflara iyice yedirilir. Yağlanmış tepsiye serilir, üzerine bolca dövülmüş ceviz dökülür, tekrar yağlanmış kadayıf serpilip, bastırılır. Orta hararetli fırında pembe renkli pişirilir.Biraz ılıyınca üzerine soğuk şurup dökülür.Arzu edilirse, üzerine bir parça kaymak koyup, servis yapılır.

Kaymaklı Dondurma: Yazları çok sıcak olan İzmir’de güneş körfezde batarken, dondurma yemek bir alışkanlıktır. İzmir’ in kaymaklı dondurması nefis lezzetiyle hem serinlik hem de sıcak nedeniyle gün boyunca vücudun harcadığı enerjiyi geri verir. Süt, şeker, ve salep bir tencerede pişirilip, kavrularak, soğutulur. Buzdolabının buzluğunda ve ara sıra karıştırarak, iyice donması sağlanır, fıstıklarla süslenerek, servis yapılır.

Ekmek Dolması: Ekmek dolması Ege Bölgesinin özellikle Ödemiş ve Tirenin meşhur yemeğidir. Fırınlarda özellikle ekmek dolması yapmak için ekmekler satılır. Bu ekmekler yuvarlak olur. Ve alınan gün yapılmaz genellikle. Ekmek bayatlatılır, bir kaç gün sonra yapılır. Önce ekmeğin üzerinden kapak şeklinde kesiyoruz. Ekmek biraz bayatlamış olursa içini daha rahat boşaltabiliriz. İç kısmını elimizle oyarak tamamen boşaltıyoruz. Diğer tarafta bir tencerede yağı eritiyoruz ve çok ince kıyılmış soğanları, tuz ilavesiyle sararıncaya kadar kavuruyoruz. Sonra üzerine kıymayı ilave edip, suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Bu arada salçayı, pul ve karabiberi de içine ilave edip, en son çok ince kıyılmış maydanozunu da katıp, ocağın altını kapatıyoruz. Daha önceden çıkardığınız ekmek içlerini de bu kıymalı harca karıştırıp, içini boşalttığımız ekmeğin içine iyice dolduruyoruz. Ekmeğin kapağını da üzerine kapatıp, eritilmiş tereyağıyla ekmeğin her tarafını yağlıyoruz. Büyükçe geniş bir tencerenin içine 7-8 su bardağı su koyup, tencerenin üzerine de bir süzgeci (tencerenin içine düşmeyip, tam üstünde kalacak büyüklükte olacak) yerleştirip, ekmeği üzerine oturtuyoruz. Buharlama yöntemiyle tahminen 30 ila 45 dakika arasında suyu çekene kadar pişiriyoruz. Tencereye uygun süzgeç yoksa tencereye konulan su miktarını azaltıp tencerenin dibine 2 çatal koyup üstüne ekmeği oturturuz. Kıyma yerine kuşbaşı et kullanılabilir. Hatta evde haşlanmış nohutunuz varsa o da ilave edilir.


Yöresel Giysi

Kadın Giysileri


1. Başa Giyilenler: Terlik, tepelik, takke, oyalı yazma, çeki, oyalı grep, gümüş tepelik, dantel tül örtü, yazma, yuşmak (kaynana gemi-sakadırak), kefiye (kusgun), alduvak,

2. Sırta Giyilenler: Bürümcük gömlek, iç gömlek, göynek, şalvar (ayaklık), üçetek, göğüslük, deyre, dizlik öngerge (kertmeli önlük), bel bağı, libade, fermane (kesik yelek), örme kuşak,

3. Ayağa Giyilenler: Çorap, pantufla (terlik), sırmalı terlik, çizme,

4. Takılar: Alınlık, çenelik, beşibiryerde, sakındırak, mangırlar,

5. Süsler: Boncuk süsler,

6. Saç Şekilleri: Belik (kırk ve oniki belikli),

7. Aksesuvar: Gümüş kemer, krep.

Erkek Giysileri

1. Başa Giyilenler: Kalıpsız fes, motifli yemeni, püskül, oyalı poşu.

2. Sırta Giyilenler: Börümcek, mintan, şal kuşak, trablus kuşak, silahlık, kolan, camadan, sallama, potur.

3. Ayağa Giyilenler: Çorap, körüklü çizme.

4. Aksesuvar


KADIN GİYSİLERİ

Başa Giyilenler


Başta: Alında yedi rengi içeren bir taç yer alır. Renklerin anlamları şöyledir. Kırmızı: evliliği, siyah: yas, beyaz: genç kızlık, sarı-pembe: sevgiyi, kırmızı-yeşil bir arada olursa; kadının evli olduğunu, beyaz-yeşil:aynı soydan gelen kızları belirler.

Alduvak: Gelinin başında bulunur. Al, murada erme anlamındadır.

Abani (Üslük): Parlak sarı renk ipten olup, al duvağın altına örtülür.

Başlık: Altın koşarlı terlik giyilir. Başlıklar üzerine yazma örtülür. Yazmanın etrafı oyalarla süslüdür. Yüz çevresini çebreleyen kısma boncuk süsler, alınlıklar, çenelikler kullanılır.

Kadın Başı: Kozak başı diye adlandırabileceğimiz bu başta kızlar önce tepelik giyerler. Bu tepelik terlik vazifesi görür. Tepeliğin üzerine başı çepeçevre saran takke geçirilir. Takkenin arkasında iki ucu bağlanmış bir kaskısı vardır. Bu kaskı ikili, üçlü, dörtlü olmak üzere örülmüş saçların arkasından geçirilir. Böylelikle takkenin öne kayması önlenir. Takke kartondan baş ölçülerine göre üç dört parmak eninde yapılır. Etrafı,yörede MELKAN denilen Amerikan bezi ile kaplanır. Bunun üzeri kreple sarılır. Krebin her bir yanı inci boncukla işlenir. Başlığın ön kısmı kat kat altınla iki sıra işlenir. Üzerine ikili, üçlü iğnelerle taç şeklinde süslenir. Tepeden çeneye, çeneden tepeye yaşmak denilen bir örtü bağlanır. Buna KAYNANA GEMİ denir. Ayrıca SAKADIRAK da denir. Daha sonra alından arkaya kefiye bağlanır. Buna KUSGUN çekimi denir. En son değirmi yapılıp takkenin üzerinden çene altına geçirilir yanakta tutturulur.

Sırta Giyilenler

Göynek: Sarı ve beyaz renk el dokuması bezdendir. Ön kısmının orta yerine dikey şekilde gömleğin belinden etek ucuna kadar tek bir parça işleme tıpkı parçalık gibi dikilir. Göynek paçalık işlemeleri üstüne kadar iner.Etek uçları, kenarları, kolağızları, yaka kenarları işlidir. Göğüs kısmının işli olduğu da görülebilir. Sarı, yeşil, beyaz, mor renktedir.

Göğüslük: Bu giyim parçası genellikle kırmızı ve yeşilden hazırlanır. Dört ucundan bağcıklarla arkaya bağlanır. Ustufa kumaşından yapılır. Bağcıklarla boyuna ve bele bağlanır.

Ayaklık: Buna şalvar da denilir. İşlemelidir. Kalça altına işlemeli uçkurla bağlanır. Ayak bileğine kadar iner.

Köncek: Ayağa giyilen bir çeşit şalvardır. Kalça altına ince uçkurla tutturulur. Buna bazı köylerde ayaklık da derler. Beyaz pamuklu veya ince yün karışımı dokumadan yapılır. Könceğin her iki parçasının yanlarına, işlemeli birer parçacık otutturulur.

Cepken: Üç eteğin üzerine giyilir. Beyaz çizgili mor renkli çitare kumaştan yapılan cepkenin önü açık ve kolları uzundur.

Üç Etek: Kutnu, çitari diye adlandırılan kumaşlardan yapılır. Astarı sarı bez dokumadır. Üç eteklere, kaynak işlemeli ulama, çiçekli hare, çiçekli telli hare vb. adlar verilir. Göyneğin üstüne giyilir. Eflatun renkli beyaz çizgili çitare kumaştan yapılır. Üç eteğin üzeri çiçekli hare, sırmalı hare, çiçekli telli hare gibi çeşitli kasnak işlemelerle donatılmıştır.

Arkalaç: Para ve boncuklarla süslüdür. Bele bağlanır. Üçgen biçiminde arkadan aşağıya sallanır.

Kemer: Belde, üzeri kabaralarla süslü kemer vardır. Üç parçalı olan toka üzerinde kırmızı yeşil renkli taşlar yer alır. Gümüş kemeri oğlan evi kız evine gönderir. Gelin olduğu gün gelinin beline takılır.

Önlük: Kırmızı yün el dokumasıdır. Bele bağlanır ve dört köşe şeklinde öne sallandırılır.Yağlık da denilen önlük bir bağ ile bele bağlı olup önü kapatır. Çok renkli yün iplikten dokunmuş zeminde bordo renk hakimdir.

Libade: Cepken üzerine giyilir. Mor kadife üzerine sırma sim üzerine yaprak ve çiçek motifleriyle süslüdür. Öünü açıktır. Kesik yelek de denir.

Örme Kuşak: Alın çekisi gibi yedi renkli iplikten örülmüş olup, gelinin belinde bulunur. Uç kısmı püsküllüdür. Bu kuşağı geline babası alır.

Bel Bağı: İki üç metre uzunluktadır. Kuşak üzerine mavi boncuklar, püskül, çılkak bulunur.

Deyre: Bu giyim parçası, bildiğimiz üç eteğin özel süslenmiş bir tipidir. Genellikle kutnu altı parmak, çitari, yılan dili diye adlandırılan kumaşlardan olur. Giysinin arka etek kenarları ve ön parçalarının iki uçları sarı ve mavi bezlerle “kertme” adı verilen teknikle süslenmiştir.

Öngerge: Öne konan önlüğe bu ad verilir. Bunun zemini yünden el dokumasıdır. Kertmeli işlemecilik yapılmıştır. Bu giysi parçasının üzerine sedef düğmeler dikilir. Sedef boncuk ya da parlak boncuklarla kullanılabilir. Bu tip önlüğe “kertmeli önlük” de denir.

Bel Bağı (Çılkaklı Kuşak): Bu giyim parçası önlük bağı ve çılkaklı kuşak, kemerbest diye de adlandırılır. İki metre kadar uzunluktaki ve iki parmak genişliğindeki bel bağının her iki ucu rengarenk (sarı-yeşil-kırmızı-açık mavi) püsküllerle, yün ipliğinden dokunmuş, ayrıca boncuklarla bezenmiştir. Öngerge bel bağına tutturulur. Kuşağın uçlarında ikişer adet mavi boncuklu altı adet püskül bulunur.

Çitari:

1- Altta çizgili kumaştan ipekli dokumadan geniş şalvar.
2- İçte bürümcük gömlek.
3- Şalvarın kumaşından yapılma üç etek.
4- Üç eteğin üstüne giyilen bazı köylerde üç etek kumaşından, bazı yörelerde kadifeden yapılma üstü sim işlemeli sırma cepken.
5- Kilim dokuma önlük.
6- Kilim dokuma arkalık.
7- Başta tepelik, oyalı yazma ve çeki.

Canfes:

1- Altta, kadifeden yapılmış ibrişim ipliği ile işlenmiş geniş şalvar.
2- Üstte, beli dar yakalı şalvar gibi işlenmiş kadife cepken.
3- Belde gümüş kemer.
4- Ayakta kadifeden yapılmış pantufla tabir edilen terlik.
5- Başta oyalı krep.

Ağır Esvap:

1- Altta kadifeden yapılma sırma ile işlenmiş bol şalvar.
2- İçte kanaviçe işli iç gömleği.
3- Üstte kadifeden yapılmış, sırma ile işlenmiş üç etek.
4- Belde gümüş kemer.
5- Başta gümüş tepelik.
6- Tepeliğin üstünde dantelli tül örtü.
7- Ayakta sırmalı terlik.

Sırmalı:

1- Altta, çizgili ipekli kumaştan yapılma kaytan işlemeli bol şalvar.
2- Üstte, şalvarın kumaşından yapılma kaytan işleme üç etek.
3- Belde, kenarları sırma saçaklı ipekli kumaştan önlük ve arkalık.
4- Üç eteğin üstünde kadifeden yapılma sırma işli cepken.
5- Önlüğün üstüne genişçe takılan yağlık.
6- Ayakta, dana derisi sivri burun çizme.
7- Başta tepelik (pul veya para takılı).
8- Tepeliğin üstünde pul işlemeli krep.

Saç Şekilleri

Gelin saçları kırk veya oniki belik olarak örülür.

Takılar

Sakıdırak: Çene altından başa bağlanan pul ve boncuk dizili süs takısıdır.

Mangırlar: Gelinin alnında yirmi sekiz veya otuz iki adet küçük altın dizilidir.

Ayağa Giyilenler

Çorap: Yünden,şişle örülme ve renklidir.

Sarı Çizme: Saren deri denilen keçi derisinden yapılır. Göğe bakan papuç da denilir. Sarının çeşitli tonlarında yapılır. Yörük çizmesinden farklı olarak yanlarına çiçek motifleri işlenir ve kaytanla süslenir. Ayağa giyilen kösele taban üzerine sarı meşinin dikilmesi ile yapılmıştır. Burnu yukarıya doğru kıvrıktır. Goncu yerden 16 cm yüksektedir. Çizme içine çeşitli renkte Türk motifleri ile işlemeli yün çorap giyilir.


ERKEK GİYSİLERİ

Başa Giyilenler


Fes: Başa kalıpsız fes giyerler. Fesin etrafına çeşitli renkte iğne oyası işlenmiş, kenarları at kılı ile geçilmiş, dağ çiçeği motifli, yemeni (yazma) sararlar. Fesin yanında ağırlığı 100 dirhem olan püskül sallanır.

Sırta Giyilenler

Bürümcek: Gövdeye, en içe şile bezinden dokunmuş bürümcek giyerler.

Mintan: Bürümceğin üzerine elde dokunmuş mintan giyilir. Mintan hakim yakalı ve düz çizgilidir.

Kuşak: Zeybek,beline küçük bir yastık üzerine şal kuşak, bunun da üzerine trablus kuşak sarar. Bu kuşak beli kalın bir şekilde kalça hizasına kadar sarar. Belde ayrıca en üste deriden yapılmış silahlık kuşanılır. Bu silahlık yedi gözlü olup, her gözünde zeybeğin ihtiyacı olan aletleri tütün tabakası vb. gibi eşyalarını saklamasına yarar. Silahlığın üzerine kıldan dokunmuş kolon dolanır.

Camadan: Kırmızı beyaz ve mor çizgili işlemeli cepken giyilir.

Sallama: En üste giyilen parça sallamadır. Sallamanın kolları olmayıp, arkadan kolların yanından parçalar sarkar. Camadanla aynı renkte kalataban ve kaytan işlemelidir.

Potur: Zeybekler alta yanları yine kaytan işli potur giyerler. Potur dizlere kadar uzanır. Camadan ve sallama ile aynı kumaştandır. İşlemeli ağı bulunur. Ayrıca dizlik takarlar. Kasığa uçkurla bağlıdır.

Fermene: Buna kesik yelek de denir. Değrenin üstüne bu kısa yelek giyilir. Eskiden fermene çuhadan ve yün dokumadan yapılırmış.

Trablus Kuşak: İpekli kumaştan trablus kuşak sarılır. Trablus kuşak üzerine silahlık kuşatılmıştır. Bele arkadan sıkı sıkıya bağlıdır. Çok geniş kalın bir deriden olup beş gözlüdür. Birinci gözde çakı ve kav, ikincisinde çakmaklı ve kuburlu bir tabanca, üçüncüsünde kulaklı ve yatağan biçimli kasatura, dördüncüde maşa ve beşinci gözde ise kadifeden tütün kesesi ile meşinden kavcalık bulunur. Silahlığın etrafını renkli yünden dokunmuş bir kolon sarmakta ve onun üzerinede işlemeli çevre sarkıtılmış olarak bulunur.

Ayağa Giyilenler

Körüklü Çizme: Ayaklarına körüklü çizme veya tozluk altına yemeni giyerler.

Çorap: Genellikle beyaz yündendir. Üzerine renkli yünlerle geleneksel motifler işlenmiştir.

Aksesuar

Katıklık (Kütüklük): İki üç gümüş kutu olup silahlık üstüne kuşanılır, fişeklik olup arka ve yanlara sarkıtılır.

Hamaylı: Gümüşten küçük bir kutu olup kayışla sarılı olarak sağ koltuk altında yerini alır. İçinde enam, mektup ve haberleşme belgeleri bulunur.
Pazubent (Pazvant): Sağ pazuya takılan gümüş işlemeli, üç beş parçadan oluşmuştur.


Halk Oyunları

İzmir yöresi halk oyunları, İzmir ili ve çevresinde halk tarafından oynanan kendine özgü karakteristik yapısı olan oyunlar.

İzmir Ege Bölgesi'nin batı ucunda bulunan bir şehirdir. Yörede oynanan oyunlar zeybek türünün ağır zeybek bölümüne girmektedir. İzmir ve köylerinde ağır ağdalı zeybek figürlerine ve zeybek türkülerine rastlanır.

İzmir'i halk oyunlarında ayrıcalıklı kılan ise İzmir yöresi halk oyunlarının kurumsallaşmış olmasıdır. Bunda da en büyük rolü ilde bulunan konservatuar oynamıştır. Halk oyunları konservatuarı sayesinde yöre halk oyunları istenilen düzeye ve kaliteye ulaştırılabilmiştir.

Halk oyunları açısından; Türkiye'nin en gelişmiş halk oyunları alt yapısına ve sahne yapısına sahip, kendi oyunlarını en güzel sunabilen, birçok farklı kostümünü derleyen Türkiye genelinde ekol olmuş, birçok başarılara imza atmış öncü yöredir.

Yöre Oyunları

İzmir'in pek çok köyü manav olarak nitelendirilen yerli Türk köyleridir ve bu köylerin pekçoğu düzlük arazidedir. Dağlık kesimlerde ise Osmanlının son dönemlerinde iskana geçmiş yörük adı verilen köylere rastlanmaktadır. Tüm köylerin ortak yönü ağır zeybeklerin ön plana çıkmasıdır. Ancak yörük köyleri ile manav köy zeybekleri arasında tavır yönünden farklılıklar mevcuttur.

Yörede çokça oynananlar oyunlar şunlardır: ikiparmak,kostak ali,sürmene, ötme bülbül, sebaye,kırmızı buğday, soğuk kuyu, gökçen efe, sinan ağa,zahide molla, Karyolamın Demiri, gündoğdu, baylan cemile. Bergama Konakları, Entarisi Mavili, Zahide Molla, Findik Sıdıkam, Al Basma, Kız Harmandalısı, Ey Yüceler, Bergama Zeybeği, Harmandalı, Bergama Bengisi, Güvende, Somalı, Yalabı, Dağlı, Arpazlı, Çekirdeksiz Bağlarım, İsmailli, Jandarma, Yunddaği, Sebai, Üç parmak, Koca Arap, Nacakoğlu. Oyunlar çoğunlukla 9/8 ve 9/4 lük ritmlerle oynanır.

Menemen, Bergama, Ödemiş köyleri oyunların derlendiği yörelerdir.

İzmir yöresi zeybek figürleri kartalın hareketlerini taklitten doğmuştur.

Zeybek

Osmanlı döneminde efelik kurumu için yörükler oldukça önemliydi. Dağlarda göçebe hayatı yaşayan yörükler, efeler ile anlaşmakta ve güvenliklerini efeler aracılığıyla sağlamaktaydılar. Zira pekçok efe yörük obaları içinden çıkmaktaydı. Düzene başkaldıran efeler ise yörükler sayesinde hayatta kalabiliyorlardı. Öte yandan yerleşik Türkmen (manav) köylerinin bir kısmında zeybekler sevilmekte, bir kısmında ise düşman olarak görülmekteydi. Merkezi hükümetin zayıf olduğu zamanlarda zeybekler yörede kontrolü ele geçirmekteydi.

Neleri İle Ünlü?

İzmir Saat Kulesi, Kadife Kale, Meryem Ana Evi, Kültürpark, Efes-Bergama Antik Kentleri, Balçova Kaplıcaları, Kemeraltı Çarşısı, Çamaltı Tuzlası ve Kuş
Cenneti, Çesme Kalesi, Kordon Boyu, Asansör, Kızlar Ağası Hanı, Birgi Çakırağa Konagı, İzmir Köfte, Lokma ve Kemalpaşa Tatlıları, Foca, Çeşme, Seferihisar,
Selçuk, Alaçatı Turizm Merkezleri

İl Adı Nereden Geliyor?

Şehrin asıl adı “Smyrna”dır. İzmir kelimesi smyrna’nın halk arasındaki kullanış şeklidir. Homeros destanlarında bu kent ismini Kıbrıs Kralı Kinyras’ın kızı Smyra’dan alır ve tanrıça Artemis İzmirli’dir. Kimi kaynaklara göre de, İzmir şehrini ilk kuran Hititler değil, Amazonlar’dır. (Hititler de buraya Navlühun adını vermişlerdir.
 

MeRciMeK

V.I.P
V.I.P
Şiveye bayılıyorum zaten .. ( : Bir de çok değişik adetler var ..Mesela bi köye düğüne gitmiştik birkaç yıl önce.. Gelinle damadı birbirlerine bağlıyorlar..Sonra bağlayan kişi açmak için sürekli birşeyler istiyor ..Canlı hayvanlar bile getirmişlerdi..Salonun ortasına :D Çok eğlenceliydi.. ( :

*

Bide ünlü olan boyoz ve kumrumuz var .. Ne varsa onlarda bilmiyorum..Arkadaşlarım burdan habire gönderiyorlar kargoyla memleketlerine :D
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Önce böörülceyi alcan. Nirden mi? Bazar durupduru ya orda, ordan gari… Alıalıveeyos böörülceyi, bi güzel yıkıyıp durus. Sonra atcan kaynamış suya, kaynatıveecen gaari… Kaynadımıydı börülce, alcan, tutcan, çıkıçıkıveecek kılçıklar. Gözeelce… Soona alcan limonu, zeytinyaanı, bi de sarmısağı…. Limon bahçeden olcek. Bizim bahçedemi? Olmamı, de mi ama…karıştırıvecen gaari…. Yanına bide rakı…. Dadından yinmez gaaarı
 
Top