• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma

incikk

Üstat
Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma. Seni pamuklara yatırıp uyutmak geçti içimden. O kadar narindi yüreğime yansıyan duruşun. O kadar narin...

Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma. Ben garip bir küçük kız, sana baktım uzun uzun. Yüzümden döküldü parçalanmış yaşanmışlar. Sen ne kadar erişilmezsen, ben o kadar çukurdaydım. Sen ne kadar mutmain bakıyorsan dünyaya, ben o kadar ek¤¤¤¤¤m.

Parıldayan bir gözlerin, bir parmaklarının ziyneti kıymetli yüzüklerin değildi. Her şeyinle, nurdu üzerinden damlayan. Ben o damlalardan birine dokunabilsem diye iç geçirirken... her şey karardı.

Düşlerin en güzelini en güzel yapan, senin duruşun... bakışın... ve suskunluğundu. Gökten inen her kar tanesini, her yağmur damlasını taşımakla vazifeli meleklerden biriydin belki... belki öyle gelmiştin düşüme. Bir rahmet... bir bereket...

Bir sarkıt gibi dondum yerimde; ne bir adım ileri, ne de geri... Sen gelmiştin düş senfonime, sen gelmiştin... insan seni görünce belki ne istemesi gerektiğini fark ediyor. Ben de belki, işte sırf bu yüzden uzandım sana, 'bir dokunsam' dedim. Dedim de öylece kaldım.

Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma…

. Biri aldı götürdü beni senden. Bir evdi belki, bir oda... bir... bir... düş bu. Gerçeğin çizgilerine uymuyor ki. Oturdum bir başıma, gözlerimde sönmeyen ışıltın. Bembeyazlığınla kalabalıklara yön oldun.

Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma. 'Yüzünü dökme küçük kız' dedim kendime. 'Bırak üzülmeyi' dedim. 'Yalnız sen misin bir düşün, unutan sevilmeyi.'

Biliyorum, bir kere çıktın karşıma, düş olsa da fark etmez. Bir kere girdin yüreğime. Biliyorum, 'her siyahın bir beyazı, gecelerin gündüzü de vardır.'

Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma.

Yürüdüğüm düş bahçeleri beni sana taşıdı. Yine de kalakalsam da böyle tek... böyle kimsesiz; dedim, 'yüzünü dökme küçük kız, kızma onlara.' Buruk bir tadı vardı yalnızlığımın, sen hep kalabalıklar içinde kim? Ben hep yalnızlıklar içinde kim?

Düşlerin en güzelinde çıktın karşım. Dedim kendime, 'yalnız sen misin bir düşün, zincir oranda buranda. Her tutsağın bir kaçışı, uykunun uyanışı da vardır.' Uyansam yitiririm seni ben. Biliyorum ki, uyansam yitiririm seni ben. Bir daha çıkmazsın karşıma hiç. Üstelik dokunamadım da o naz ellerine. Ellerin ki belki kurtuluşum... ellerin ki belki tek umudum...
Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma.

'Gördüm düşümden büyük bahçe yok.' Ve gördüm düşümün en güzel çiçeği sensin. Kalabalıkların sevdiği, kalabalıkların sende dinlendiği... gecenin aydınlığı sensin.

Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma. 'Düş' dedim, 'görmek istediğim mi?' 'Düş' dedim, 'geleceğimden bir mektup mu?' Seni buldum, düşte de olsa... İzin ver dokunayım, belki hep kalırım yanında. Gittin... Hangi yöne? Hangi gemiyle? Yine kalan ben oldum.

Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma. Ve ben, 'yüzünü dökme küçük kız' dedim kendime. 'Yaşamın anlamını bul, sonra dinle kendini yolunu bil' dedim. Sen uzaklardan ses veren, bir kere çıkıp karşıma ışıltını da alıp giden... Sen yüreğinin götürdüğü yeri bilen, ben yüreğimin sesini bile duymaktan aciz... Aramızdaki ayrılıkların dozajının ayrımına varmak ne güç. Ne güç seni bir kere görüp yeniden bulma ümidiyle yaşamak.


Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma. Ne kadar güzel, ne kadar derin...

Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma. Bir dahası olur mu düşlerin? Tekerrür eden düşler de var mıdır? Geceler midir düşlerin mekanı? Mekansa sınırlar mı seni?

Düşlerin en güzelinde çıktın karşıma. Velhasılı...

DÜŞLERİN EN GÜZELİNDE ÇIKTIN KARŞIMA..
 
Top