Raki Hikayesi
Ege'nin bir sahil kasabasında, denizin tuzlu kokusunun zeytinyağlı mezelerin aromasıyla buluştuğu bir meyhanenin loş ışığında, Rıza Baba masaya yaslanmış, rakı bardağını elinde çeviriyordu. Gümüş kadehte amber rengi sıvı, sanki içinde anılar saklıyordu. Her yudumda, Rıza Baba'nın gözleri geçmişe dalıyordu.Gençliği aklına geldi. O zamanlar rakı, sadece bir içki değil, dostlukların ve sohbetlerin katalizörüydü. Masalar kahkahalarla dolup taşarken, rakı kadehleri şereflenir, türküler söylenir, dertler paylaşılırdı. Rıza Baba o günleri özlerdi.
Zamanla her şey değişmişti. Dostlar göç etmiş, türküler susmuş, kahkahalar yerini hüzünlere bırakmıştı. Rıza Baba yalnız kalmıştı. Yine de her akşam meyhaneye gelir, rakısının yanında mezelerini yer, geçmişe yolculuk yapardı.
Bir akşam, Rıza Baba'nın yanına genç bir adam oturdu. Adam da yalnızdı ve Rıza Baba'nın hikayelerini dinlemek istedi. Rıza Baba anlatmaya başladı. Rakının tarihini, gelenekleri ve en önemlisi de rakının ruhundaki dostluğu anlattı. Genç adam dinlerken, gözlerinde bir ışık parladı. Sanki o ana kadar eksik olan bir parçayı bulmuş gibiydi.
O günden sonra Rıza Baba ve genç adam her akşam meyhanede buluşmaya başladılar. Rakı kadehleri şereflenirken, hikayeler ve anılar paylaşıldı. Birlikte şarkılar söylediler, güldüler ve ağladılar. Rıza Baba, yalnız olmadığını anladı. Rakı, bir kez daha iki insanı bir araya getirmişti.
Zaman akıp gitti. Rıza Baba yaşlandı, genç adam ise koca bir adam oldu. Ama her ikisi de her akşam meyhanede buluşmaya devam ettiler. Rakı kadehleri şereflenirken, hala hikayeler ve anılar paylaşıldı. Dostlukları her geçen gün daha da güçlendi.
Bir akşam, Rıza Baba rakısını yudumlarken gence baktı ve gülümsedi. "Biliyor musun oğlum," dedi, "rakı sadece bir içki değil. Aynı zamanda bir dostluk bağıdır. Bu bağı koparma, sakın unutma."
Genç adam, Rıza Baba'nın sözlerini kalbine kazıdı. Asla unutmayacaktı. Rakı, ona sadece geçmişi hatırlatmakla kalmamış, aynı zamanda yeni dostluklar kurmasına da vesile olmuştu.
Rıza Baba birkaç yıl sonra aramızdan ayrıldı. Ama rakı geleneği yaşamaya devam etti. Genç adam, Rıza Baba'nın yerini devraldı ve meyhanede hikayeler anlatmaya, dostluklar kurmaya devam etti. Her yudumda Rıza Baba'yı anıyor ve onun bilgeliğini yad ediyordu.
Raki hikayesi böylece sonsuza dek yaşayacaktı. Dostlukların, sohbetlerin ve anıların şerefine, kadehler havaya kalkacak ve rakının amber rengi sıvısı, geçmişten geleceğe akmaya devam edecekti.