Dosteyevski - Suç ve Ceza
Suç ve Ceza, dünya edebiyatının en çok okunan, en büyük romanlarından biri olarak kabul edilir. Sefalet içinde yaşayan, üniversite ile ilişkisi kesilmiş genç Raskolnikov, kendince bir kuram geliştirir ve hem kendisinin hem de yakınlarının sıkıntısına bir anda son vermek için, yaşamayı hak etmediğini düşündüğü, yaşlı, hastalıklı, insafsız, kaçık bir tefeci kadını öldürmeye karar verir. Dostoyevski, ilk bakışta bir polisiye romanı çağrıştıran bu metinde, insan ruhunu bir kez daha büyük bir sınav ile karşı karşıya getirir. Bizce yaşamayı hak etmediğine inandığımız bir insanı, kendi açımızdan geçerli nedenlerle öldürmek, aklın gerekçeleri ile ruhun sesini susturmak mümkün müdür? Rus kırsalına, aristokrasiye ve köylüye yönelen Tolstoy'dan farklı olarak, büyük kentin (Petersburg'un) karanlıkları içinde bir çıkış yolu arayan yalnız ve tecrit edilmiş insanların yolunu aydınlatmaya çalışan Dostoyevski, Raskolnikov'un işlediği suçun peşinde, varoluşun derinliklerinde dolaştırıyor bizi.
Suç ve Ceza - Kitap Özeti
Rodya Romanoviç Raskolnikov yoksul bir gençtir; Petesburg Üniversitesi’ndeki hukuk öğrenimini yarıda bırakır. Aklı Batı’dan gelen siyasi ve felsefi düşüncelerle karmakarışıktır. Nefret edilen, kötü bir tefeciyi öldürecektir. Böylece finansal problemlerini çözerken aynı zamanda dünya kötü, değersiz bir parazitten temizlenecektir. Raskolnikov, daha yüksek bir amaca hizmet eden bir cinayetin kabul edilebilir olduğuna inanır. Bir sürü hesap kitaptan sonra harekete geçer ve kadının evine giderek onu baltayla vahşice öldürür. O anda, Alonya ile birlikte yaşayan ve kimseye bir zararı dokunmayan üvey kız kardeşi beklenmedik biçimde içeri girdiğinden, Raskolnikov onu da öldürmek zorunda kalır. Müşterilerin rehin için bıraktıkları birkaç küçük süs eşyasını alır ve kimseye görünmeden oradan ayrılır.
Kimsenin kendisini görmediğini bildiği halde, Raskolnikov son derecede tedirgindir. Tedirginliği ailesi ve yakın çevresini de etkilenir. Raskolnikov’un hayatında üç kadın vardır. Bunlardan ilki olan annesi, düşkün ve müşfik bir kadındır. Hayatındaki ikinci kadın, kız kardeşi Dounia’dır. Hayatındaki üçüncü kadın ise Marmeladov adındaki işsiz kâtibin kızı Sonia’dır. Raskolnikov onunla ara sıra buluşmuş, arkadaşlık etmiştir. Sonia’nın ailesi, babasının ayyaşlığı yüzünden çok yoksuldur. Sonia, ailesine bakmak için fahişelik yapmaya başlamıştır.
Raskolnikov, öldürdüğü kadının evinden aldıklarını ve diğer delilleri saklayıncaya kadar çılgın gibidir. Ödenmemiş bir borç yüzünden karakola çağrıldığında polislerin yanında baygınlık geçirir. Günlerce hasta yatar. “Katilin cinayet yerine dönmesi” kuralına uygun olarak, yakalanmayı ve rahatlamayı, arınmayı isteyen genç adam, öldürdüğü tefeci kadının evine gelir. Komiserle tanışır ve davranışlarıyla dikkat çekerek soruşturmanın baş zanIısı olur. Zeki bir adam olan Komiser Porfiry Petro viç, Raskolnikov’un katil olduğunu düşünür.
Raskolnikov, Sonia’ya suçunu ve aşkını itiraf eder. Sonia fahişelik yapmasına rağmen inançlı ve iyi yürekli bir kızdır. Ona acır ve suçunu polise itiraf etmesi ve bedelini ödemesi gerektiğini söyler. Sonunda vicdan azabı Raskolnikov’a suçunu itiraf ettirir. Sibirya’ya sürgün edilir. Sonia onun serbest kalacağı günü bekleyecektir. Raskolnikov, yine de aşırı bir pişmanlık duymamaktadır. Fakat Sonia’nın sayesinde kendini dine verebilecektir.
Suç ve Ceza - Değerlendirme
Romanın konusu çağdaş Rusya'dır. Kahraman çağdaştır, o yılların bütün acılarını, yaralarını içinde taşıyan genç bir öğrencidir Raskalnikov fakir ve iyi niyetli bir üniversite öğrencisidir. Maddi imkansızlıklar sonucu eğitimi bırakmak zorunda kalmış, kirasını bile doğru dürüst ödeyemediği pis ve köhne bir odada yaşamaya mecbur olmuştur. Maddi olarak çok sıkıştığı anlarda, para edebilecek eşyalarını rehin bıraktığı faizci bir yaşlı kadın vardır. Kadın kötüdür, kadın faizcidir, kadın, insanların zor durumda kalmalarından yararlanan bir insandır.Tabii bu fikirler Raskalnikov'u suça iten bahanelerdir.
Raskalnikov kadını öldürecek, paralarını alacak, öğrenimini tamamlayıp topluma faydalı bir insan olacaktır. Günlerce kafasında ölçer biçer. Muhakkak ki topluma faydalı bir Raskalnikov, faizci bir kadından çok daha iyidir diye düşünür ve kadını öldürür. Kitap Raskalnikov'un vicdan muhasebesiyle devam eder. Raskalnikov'un kendi için yaşama tutkusu onu iç dünyasında yüceleştirir ve hak, hukuk kavramlarının tamamını alt üst ederek çözümlemelerde bulunur. Fakat tasarladıkları altında boğulur ve tüm psikolojisi çöker. Kitap boyunca olayları Raskalnikov'un gözüyle görüyor.
Istırabı onunla yaşıyorsunuz. Kitabın diğer bir özelliği de, kominizm'in yayıldığı bir dönemde ve yerde, kahramanların dine yönelmesi. Yazar; özellikle en günahkar görülen karakterleri (Sonya ve Raskalnikov) inanca yöneltmiştir. Kimlikler değil, kişilikler önemlidir mesajı da verilmek istenmiştir. Suç Nedir? Ceza Nedir? Amaca ulaşmak için her yol mubah mıdır? Raskalnikov haklı mı? Asıl suçlu kim? Raskalnikov mu? Toplum mu? Tefeci kadın mı? gibi soruları düşündüren yazar her okurun kendisine göre, inançlarına, hayata bakış açısına göre yorumlayabileceği, fikir edineceği bir uslup takip etmiştir.
Suç ve Ceza, dünya edebiyatının en çok okunan, en büyük romanlarından biri olarak kabul edilir. Sefalet içinde yaşayan, üniversite ile ilişkisi kesilmiş genç Raskolnikov, kendince bir kuram geliştirir ve hem kendisinin hem de yakınlarının sıkıntısına bir anda son vermek için, yaşamayı hak etmediğini düşündüğü, yaşlı, hastalıklı, insafsız, kaçık bir tefeci kadını öldürmeye karar verir. Dostoyevski, ilk bakışta bir polisiye romanı çağrıştıran bu metinde, insan ruhunu bir kez daha büyük bir sınav ile karşı karşıya getirir. Bizce yaşamayı hak etmediğine inandığımız bir insanı, kendi açımızdan geçerli nedenlerle öldürmek, aklın gerekçeleri ile ruhun sesini susturmak mümkün müdür? Rus kırsalına, aristokrasiye ve köylüye yönelen Tolstoy'dan farklı olarak, büyük kentin (Petersburg'un) karanlıkları içinde bir çıkış yolu arayan yalnız ve tecrit edilmiş insanların yolunu aydınlatmaya çalışan Dostoyevski, Raskolnikov'un işlediği suçun peşinde, varoluşun derinliklerinde dolaştırıyor bizi.
Suç ve Ceza - Kitap Özeti
Rodya Romanoviç Raskolnikov yoksul bir gençtir; Petesburg Üniversitesi’ndeki hukuk öğrenimini yarıda bırakır. Aklı Batı’dan gelen siyasi ve felsefi düşüncelerle karmakarışıktır. Nefret edilen, kötü bir tefeciyi öldürecektir. Böylece finansal problemlerini çözerken aynı zamanda dünya kötü, değersiz bir parazitten temizlenecektir. Raskolnikov, daha yüksek bir amaca hizmet eden bir cinayetin kabul edilebilir olduğuna inanır. Bir sürü hesap kitaptan sonra harekete geçer ve kadının evine giderek onu baltayla vahşice öldürür. O anda, Alonya ile birlikte yaşayan ve kimseye bir zararı dokunmayan üvey kız kardeşi beklenmedik biçimde içeri girdiğinden, Raskolnikov onu da öldürmek zorunda kalır. Müşterilerin rehin için bıraktıkları birkaç küçük süs eşyasını alır ve kimseye görünmeden oradan ayrılır.
Kimsenin kendisini görmediğini bildiği halde, Raskolnikov son derecede tedirgindir. Tedirginliği ailesi ve yakın çevresini de etkilenir. Raskolnikov’un hayatında üç kadın vardır. Bunlardan ilki olan annesi, düşkün ve müşfik bir kadındır. Hayatındaki ikinci kadın, kız kardeşi Dounia’dır. Hayatındaki üçüncü kadın ise Marmeladov adındaki işsiz kâtibin kızı Sonia’dır. Raskolnikov onunla ara sıra buluşmuş, arkadaşlık etmiştir. Sonia’nın ailesi, babasının ayyaşlığı yüzünden çok yoksuldur. Sonia, ailesine bakmak için fahişelik yapmaya başlamıştır.
Raskolnikov, öldürdüğü kadının evinden aldıklarını ve diğer delilleri saklayıncaya kadar çılgın gibidir. Ödenmemiş bir borç yüzünden karakola çağrıldığında polislerin yanında baygınlık geçirir. Günlerce hasta yatar. “Katilin cinayet yerine dönmesi” kuralına uygun olarak, yakalanmayı ve rahatlamayı, arınmayı isteyen genç adam, öldürdüğü tefeci kadının evine gelir. Komiserle tanışır ve davranışlarıyla dikkat çekerek soruşturmanın baş zanIısı olur. Zeki bir adam olan Komiser Porfiry Petro viç, Raskolnikov’un katil olduğunu düşünür.
Raskolnikov, Sonia’ya suçunu ve aşkını itiraf eder. Sonia fahişelik yapmasına rağmen inançlı ve iyi yürekli bir kızdır. Ona acır ve suçunu polise itiraf etmesi ve bedelini ödemesi gerektiğini söyler. Sonunda vicdan azabı Raskolnikov’a suçunu itiraf ettirir. Sibirya’ya sürgün edilir. Sonia onun serbest kalacağı günü bekleyecektir. Raskolnikov, yine de aşırı bir pişmanlık duymamaktadır. Fakat Sonia’nın sayesinde kendini dine verebilecektir.
Suç ve Ceza - Değerlendirme
Romanın konusu çağdaş Rusya'dır. Kahraman çağdaştır, o yılların bütün acılarını, yaralarını içinde taşıyan genç bir öğrencidir Raskalnikov fakir ve iyi niyetli bir üniversite öğrencisidir. Maddi imkansızlıklar sonucu eğitimi bırakmak zorunda kalmış, kirasını bile doğru dürüst ödeyemediği pis ve köhne bir odada yaşamaya mecbur olmuştur. Maddi olarak çok sıkıştığı anlarda, para edebilecek eşyalarını rehin bıraktığı faizci bir yaşlı kadın vardır. Kadın kötüdür, kadın faizcidir, kadın, insanların zor durumda kalmalarından yararlanan bir insandır.Tabii bu fikirler Raskalnikov'u suça iten bahanelerdir.
Raskalnikov kadını öldürecek, paralarını alacak, öğrenimini tamamlayıp topluma faydalı bir insan olacaktır. Günlerce kafasında ölçer biçer. Muhakkak ki topluma faydalı bir Raskalnikov, faizci bir kadından çok daha iyidir diye düşünür ve kadını öldürür. Kitap Raskalnikov'un vicdan muhasebesiyle devam eder. Raskalnikov'un kendi için yaşama tutkusu onu iç dünyasında yüceleştirir ve hak, hukuk kavramlarının tamamını alt üst ederek çözümlemelerde bulunur. Fakat tasarladıkları altında boğulur ve tüm psikolojisi çöker. Kitap boyunca olayları Raskalnikov'un gözüyle görüyor.
Istırabı onunla yaşıyorsunuz. Kitabın diğer bir özelliği de, kominizm'in yayıldığı bir dönemde ve yerde, kahramanların dine yönelmesi. Yazar; özellikle en günahkar görülen karakterleri (Sonya ve Raskalnikov) inanca yöneltmiştir. Kimlikler değil, kişilikler önemlidir mesajı da verilmek istenmiştir. Suç Nedir? Ceza Nedir? Amaca ulaşmak için her yol mubah mıdır? Raskalnikov haklı mı? Asıl suçlu kim? Raskalnikov mu? Toplum mu? Tefeci kadın mı? gibi soruları düşündüren yazar her okurun kendisine göre, inançlarına, hayata bakış açısına göre yorumlayabileceği, fikir edineceği bir uslup takip etmiştir.