Divan-ı Hikmet, Ahmet Yesevi (ö. 1166)'nin söylediği "hikmet" adlı şiirleri biraraya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren kitap.
Türkistan'ın Ahmet Yesevi'nin (ölümü:1166) dile getirdiği "hikmet" adı verilen şiirlerini bir araya getiren şiir antolojisine verilen özel isimdir. Türk edebiyatı tarihinde "Divan-ı Hikmet"in önemi İslamiyet'ten sonraki Türk edebiyatının daha önce yazılan Kutadgu Bilig'den sonraki bilinen en eski örneklerinden biri ve tasavvufi Türk edebiyatının ilk eseri oluşundan daha fazla Türk Dünyası'nda meydana getirdiği tesirlere dayanır.
Genel Özellikler
Genel olarak dervişlik hakkında övgülerden bu dünyadan şikâyetten cennet ve cehennem tasvirlerinden, peygamberin hayatından ve mucizelerinden bahsedilir. Dinî ve ahlaki öğütler veren şiirlere de yer vermiştir. Hece ölçüsü olarak 4+3 ve 4+4+4 kullanılmıştır. Bu yapıtın ortaya çıkmasından bir süre sonra; İslamiyet göçebe Türk toplulukları arasında yayılmaya başlamıştır. Ahmet Yesevi'nin görüşleri Anadolu gizemciliğinin (tasavvuf) temelini oluşturur. Tasavvuf kültürünün temeli bu yapıttadır. Yunus Emre'nin, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli gibi mutasavvıfların düşüncelerinin kaynağı bu yapıttır.
Eserde Ahmet Yesevi'nin kurucusu olduğu Yesevilik tarikatına ait bilgiler, dervişlik üzerine övgüler, cennet-cehennem tasvirleri, İslam peygamberinin hayatı ve mucizeleri anlatılır.
Kitapta Allah aşkı Peygamber sevgisi işlenmiştir.
Hikmet: Hoş, hayırlı anlamlarına gelir.
Sade ve yalın bir dil kullanılmıştır.
Aruz ve hece ölçüsü bir arada kullanılmıştır.
Dörtlük ve beyitle yazılmıştır.
144 hikmet ve 1 münacaattan oluşur. (2009 yılında bulunan yeni hikmetlerle bilinen hikmet sayısı 217 olmuştur. Dr. Hayatı Bice tarafından hazırlanan 5. baskıda yeni hikmetler günümüz Türkçesi ile de yayınlanmıştır.)
Eser Karahanlı Türkçesinin Hakaniye lehçesiyle yazılmıştır.
İstifham (soru sorma) ve Tecahül-i Arif (bilip de bilmezlikten gelme) sanatları kullanılmıştır.
Ahmet Yesevi'nin hikmetlerinin birleşmesiyle oluşmuştur.
Ahmet Yesevi hikmetleri Karahanlı Türkçesiyle söylemiştir.
Hikmetler dini tasavvufi şiirlerdir.
63 yaşından sonra toprağın altında yaşamayı seçmiştir.
Allah'a yakın olma isteği vardır.
Şiirlerde ulusal ögeler (ölçü, nazım biçimi, yarım uyak) ile İslamlıktan gelme yabancı ögeler (din ve tasavvuf konuları, yabancı sözcükler) bir arada kullanılmıştır.
Eserin uyaklanışı abcd dddb eeeb şeklindedir. Dördüncü dizelerin birbiriyle uyaklı oluşu hatta zaman zaman aynen tekrarlanışı bu şiirlerin musiki ile okunmak için söylendiğini gösterir.
Eser 12. yy'a aittir.
Divan-ı Hikmet'i Ahmet Yesevi yazmamıştır. Ahmet Yesevi'nin kurduğu tarikattaki Şaban Durmuş, Ahmet Yesevi'nin görüşlerini ve düşüncelerini kitap haline getirmiştir.
Didaktik ve manzum bir eserdir.
Ahmet Yesevî 63 yaşından sonra bir yere kendini kapatmıştır ve Hz Muhammed gibi 63 yaşında ölmek istemiştir ama 73 yaşında hayata veda etmiştir.
Türk edebiyatı tarihinde "Divan-ı Hikmet"in önemi İslamiyet'ten sonraki Türk edebiyatının daha önce yazılan Kutadgu Bilig'den sonraki bilinen en eski örneklerinden biri ve tasavvuf Türk edebiyatının ilk eseri oluşudur.
Lirik ve didaktik özellik gösterir.
Hakkındaki Yayınlar
İlk kez 12. yüzyılda kitap hâline getirildiği düşünülen Divan-ı Hikmet önceleri yazma nüshalar şeklinde, daha sonraları ise taş basması tekniği ile çoğaltılmıştır. Bilindiği kadarıyla son iki yüz yıl içinde on yedi kez Taşkent'te, dokuz kez İstanbul'da, beş kez Kazan'da ve birer kere de Buhara ve Kazan'da matbu olarak yayınlanmıştır. Yakın tarihlerde Türkiye'de "Divan-ı Hikmet'ten Seçmeler" adı ile yetmiş adet hikmetten müteşekkil ve Prof. Dr. Kemal Eraslan tarafından hazırlanan bir eser T.C. Kültür Bakanlığı tarafından iki kez basılmıştır. Dr. Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından ilk kez 1993 yılında yayınlanan Divan-ı Hikmet'te ise yüz kırk dört adet hikmet yer almaktadır. Bu Divan-ı Hikmet nüshası Türkiye Diyanet Vakfı yayınevlerinden temin edilebilir.
Divan-ı Hikmet ve Türk Dünyası
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ortaya çıkan yeni imkânlar Divan-ı Hikmet'in Türk cumhuriyetlerinde yeniden gün ışığına çıkmasını sağlamış ve Özbekistan'da Divan-ı Hikmet'in Kiril harfli iki yeni baskısı yapılmıştır. Kazan baskısı esas alınarak Resul Muhammed Aşurbay-oğlu tarafından hazırlanan ve 1992'de Taşkent'te Kiril harfleri ile neşredilen Divan-ı Hikmet kitabının baskı adedi tam beş yüz bin adettir. Divan-ı Hikmet yine 1992 yılında Türkmenistan'da Medine'de Muhammed Türkistan'da Hoca Ahmed adı ile elli bin adet olarak basılmıştır. Son olarak hikmetlerden bir kısmını içeren ve Akıl Kitabı adı ile basılan bir yayın da Kazakistan'da 1994 yılında yayınlanmıştır. Bu kitapların toplam baskı adedi dikkate alınırsa neredeyse Türkistan'daki her yüz kişi için bir Divan-ı Hikmet basımı söz konusu olmaktadır.
Divan-ı Hikmet nedir ?
Hoca Ahmed Yesevinin (?-1166) yazdığı/yazdırdığı hikmet adlı şiirleri biraraya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren kitaba verilen isimdir. Türk edebiyatı tarihinde Divan-ı Hikmetin önemi İslâmiyetten sonraki Türk Edebiyatının daha önce yazılan Kutadgu Bilig (Mutlu Kılan Bilgi)den sonraki bilinen en eski örneklerinden biri ve tasavvufi Türk edebiyatının ilk eseri oluşundan daha fazla Türk dünyasında meydana getirdiği etkilere dayanır. Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilik (Mutlu Kılan Bilgi) adlı eseri ile Türk dil birliğinin diğer önemli yazılı temelini attı.1069-1070 yılarında bu Türkçe eseri tamamlandı.
12. yüzyıla ait olan Divan-ı Hikmet önceleri yazma nüshalar şeklinde, daha sonraları ise basma tekniği ile çoğaltılmıştır. Bilindiği kadarıyla son iki yüz yıl içinde onyedi kez Taşkentte, dokuz kez İstanbulda, beş kez Kazanda ve birer kere de Buhara ve Kaganda matbu olarak yayınlanmıştır. Yakın tarihlerde Türkiyede Divan-ı Hikmetten Seçmeler adı ile yetmiş adet hikmetten müteşekkil ve Prof. Dr.Kemal Eraslan tarafından hazırlanan bir eser T.C. Kültür Bakanlığı tarafından iki kez basılmıştır. Dr.Hayati Bice tarafından hazırlanan ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayınlanan Divan-ı Hikmette ise yüz kırk dört adet hikmet yer almaktadır.
Eski Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra ortaya çıkan yeni imkânlar Divan-ı Hikmetin Türk Cumhuriyetlerinde yeniden gün ışığına çıkmasını sağlamış ve Özbekistanda Divan-ı Hikmetin Kiril harfli iki yeni baskısı yapılmıştır. Kazan baskısı esas alınarak Resul Muhammed Aşurbay-oğlu tarafından hazırlanan ve 1992′de Taşkentte Kiril harfleri ile neşredilen Divan-ı Hikmet kitabının baskı adedi tam beş yüz bin adettir. Divan-ı Hikmet yine 1992 yılında Türkmenistanda Medinede Muhammed Türkistanda Hoca Ahmed adı ile elli bin adet olarak basılmıştır. Son olarak hikmetlerden bir kısmını içeren ve Akıl Kitabı adı ile basılan bir yayın da Kazakistanda 1994 yılında yayınlanmıştır.
Bu kitapların eski Sovyet Türk Cumhuriyetlerindeki toplam baskı adedi dikkate alınırsa Türkistandaki -neredeyse- her yüz kişi için bir Divan-ı Hikmet basımı sözkonusu olmaktadır ki bu ülkemiz nüfusuna kıyaslanırsa Türkiyede altıyüzbin adet basım anlamına gelir.
Özellikleri
Genel olarak dervişlik hakkında övgülerden bu dünyadan şikayetten cennet ve cehennem tasvirlerinden, peygamberin hayatından ve mucizelerinden bahsedilir. Dini ve ahlaki öğütler veren şiirlerede yer vermiştir. Hece ölçüsü olarak 4+3 ve 4+4+4 kullanılmıştır. Bu yapıtın ortaya çıkmasından bir süre sonra; İslamiyet göçebe Türk toplulukları arasında yayılmaya başlamıştır. Hoca Ahmet Yesevinin görüşleri anadolu gizemciliğinin (Tasavvuf) temelini oluşturur.
Yunus Emrenin, Hacı Bektaş Velinin, Pir Sultan Abdalın, Kaygusuz Abdalın düşüncelerinin kaynağı bu yapıttır.
* Kitapta Allah aşkı Peygamber sevgisi işlenmiştir.
* Hikmet: Hoş, hayırlı anlamlarına gelir
* Sade ve yalın bir dil kullanılmıştır.
* Aruz ve hece ölçüsü kullanılmıştır.
* Dörtlük ve beyitle yazılmıştır.
* 144 hikmet ve 1 münacaattan oluşur.
* Eser Karahanlı Türkçesinin hakaniye lehçesiyle yazılmıştir
* İstifham (soru sorma) ve Tecahul-i Arif (bilmezlikten gelme) sanatları kullanılmıştır.
* Ahmet Yesevinin hikmetlerinin birleşmesiyle oluşmuştur.
* Ahmet Yesevi hikmetleri Karahanlı Türkçesiyle söylemiştir.
* Hikmetler dini tasavvufi şiirlerdir.
* Allaha yakın olma isteği vardır.
* Şiirlerde ulusal ögeler (ölçü, nazım biçimi, yarım uyak) ile İslamlıktan gelme yabancı ögeler (din ve tasavvuf konuları, yabancı sözcükler) bir arada kullanılmıştır.
* Eserin uyaklanışı abcd dddb eeeb şeklindedir.Dördüncü dizelerin birbiriyle uyaklı oluşu hatta zaman zaman aynen tekrarlanışı bu şiirlerin musiki ile okunmak için söylendiğini gösterir.
* Eser 12.yya aittir.
* Divan-ı Hikmeti Ahmet Yesevi yazmamıştır. Ahmet Yesevinin kurduğu tarikattaki Şaban Durmuş Ahmet Yesevinin görüşlerini ve düşüncelerini kitap haline getirmişlerdir
12. yüzyılda, Türk tasavvufunun kurucularından Hoca Ahmet Yesevînin Hikmet adını verdiği öğretici tasavvuf şiirlerinden oluşan bir eserdir. Hikmetler, ilahilere de kaynaklık eden ilk Türkçe tasavvuf şiirleridir. Hikmet, varlıkların en iyisini, bilgilerin en iyisi ile bilmek demektir. Varlıkların en iyisi Allahtır. O halde, Hikmet, Allahı bilmek demektir. Ahmet Yesevinin söylediği öğretici nitelikli ve yüksek sanat seviyesinden uzak, güzelliklerini ve ikna gücünü yazarın inanış ve söyleyişteki samimiliğinden alan manzumelere Hikmet adı verilmiştir. İşte Divan-ı Hikmet, Hikmetlerin bir araya toplanmasından meydana gelen bir eserdir.
Ahmet Yesevî, Hikmetleri daima çevresinin hazmedebileceği ölçüde, tartılı sözler halinde söylemiş, çoğu kez dinî-ahlakî öğütler veren bir Müslüman din adamı kimliğinden uzaklaşmamıştır.
Aruzla söylenmiş olanları bulunmakla beraber, bu şiirler çok defa 12li (bazıları 7li) hece kalıbıyla yazılmışlardır. Şiirler daha çok Türk şiirinin karakteristik dörtlükleriyle söylenmiştir. Hikmetlerde, yarım kafiye, çoğu zaman da redif kullanılmıştır. İlahi aşkı ve tasavvufun diğer bazı temalarını işleyen canlı ve didaktik bir üslupla yazılmış şiirlerdir. Divan-ı Hikmette Yesevînin derin bir aşkla sevdiği Hz. Peygamber için şiirler, tanınmış İslam sufilerine ait manzum menkıbeler vardır. Dervişliğin güçlüğü fakat Hakka götüren fazileti bu şiirler aracılığıyla övülmüştür.
Eserde Allah aşkına, ibadete, cennet ve cehenneme, kıyamet gününe, dünyanın geçici oluşu dolayısıyla dünya mal ve gösterişine güvenmenin boşluğuna; Allahtan başkasına karşı duyulan sevginin gönülden çıkarılması gerektiğine dair şiirler sıralanmış; Muhammed ümmetinden olmanın mutluluğuna dair şükürler belirtilmiştir. Kitap, tasavvufun olduğu kadar, 12. yüzyıl Türkçesinin de temel eserlerindendir. Divan-ı Hikmetteki şiirler (Hikmet), dil, vezin, şekil gibi dış unsurları bakımından daha çok halk şiirinin tarihi-geleneksel anlatımına uygundur. Dili sade ve halk Türkçesidir.
O dönemde, tarikatta yapılan dini törenlerde belli bir makamla okunan Hikmetler, kısa sürede geniş bir bölgeye yayılmış, eklemelerle zenginleşmiştir. Çeşitli bölgelerdeki Yesevî dervişleri tarafından derlenip Divan-ı Hikmet adı altında bir araya getirilmiştir.