Forumlar
Yeni Mesajlar
CerezExtra
EĞLENCE ↓
Şans Kurabiyesi
Renk Falınız
ÇerezRADYO
Sevgiliye Özel
ÇerezDERGİ
Hızlı Okuma Testleri
Pratik Çözümler
Yeniler
Yeni Mesajlar
Yeni ürünler
Yeni kaynaklar
Son Aktiviteler
İndir
En son incelemeler
Dükkan
Giriş
Kayıt
Yeniler
Yeni Mesajlar
Menu
Giriş
Kayıt
Uygulamayı yükle
Yükle
Forumlar
Tarih
Genel Türk Tarihi
Dinsel görüş ve inanışlarda ruh kavramı
JavaScript devre dışı bırakıldı. Daha iyi bir deneyim için, devam etmeden önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
You are using an out of date browser. It may not display this or other websites correctly.
You should upgrade or use an
alternative browser
.
Konuya cevap yaz
Mesaj
<blockquote data-quote="Suskun" data-source="post: 372576" data-attributes="member: 21093"><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Yahudi inanışları </span></span></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"><img src="http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/9/98/Tree_of_life_wk_02.svg/220px-Tree_of_life_wk_02.svg.png" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p></span></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Kabala’ya göre sefirot (sefira’lar); ruhsallığın ve ilahîliğin tezahür kademeleri. Tezahür edişin on aşaması ya da on kademesi sefirot sözcüğü ile karşılanır ki, sözcük İbranice'de "sayılar" anlamına gelir ve aynı zamanda on ilahî niteliği ifade eder.</span></p></span></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"></span></p><p>Soyut kavramların pek bulunmadığı, bu eksikliğin figür ve sayılarla doldurulduğu Kitab-ı Mukaddes’te ruh için ruah, can için nefesh terimleri kullanılır. Buradaki kavramlar ruh ve beden hakkındaki çeşitli çevirilerle aktarılmaya çalışılmışsa da, eski Yunan felsefesindeki ruh, can ve beden kavramlarını tam olarak karşılamamaktadır. Karşılamaya yönelik çabalar karışıklıklar doğurmuştur. Eski Ahit’te canın karşılığı İbranice’deki nephesh olup, Eski Ahit’in bir versiyonu olan Septuagint’teki[109] ve Yeni Ahit’teki eski Yunanca karşılığı psişedir (psikhe). Nephesh sözcüğü “yaşayan varlık”, “nefes” gibi başka biçimlerde de tercüme edilebilir. O “ten”e bağlanmış ya da Nuh’a içilmesi yasaklanan “kan”a bağlanmış yaşamı temsil eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yahudiler’in bilinen tarihe göre, ruh ile ilgili inanış ve görüşleri Eski Ahit’in (Tevrat) ilk kitabı olan Tekvin’le başlamıştır. Eski Ahit’in Tekvin bölümünde bu kavrama şöyle değinilir: “Ve Rab Tanrı (Yehova, Hashem) yerin toprağından adamı (Âdem’i) yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi. Ve adam yaşayan can oldu.” (Tekvin, 2/7)</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Torah ruhun sistematik bir tanımını yapmaz; klasik haham literatüründe ruhla ilgili çeşitli, farklı tanımlamalar bulunmaktadır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Saadia Gaon, “İnanışlar ve Fikirler” (Emunoth ve-Deoth) adlı kitabının 6/3 kısmında ruh hakkındaki klasik haham öğretiminin ne olduğunu açıklamıştır. Saadia Gaon burada ruhun kişinin fiziksel arzu, heyecan ve düşüncesini oluşturan zihin kısmını kapsadığını bildirmiştir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yahudi düşünürlerden İbn Meymun (İng. Maimonides) “The Guide for the Perplexed” adlı kitabında ruh hakkındaki klasik haham öğretiminin ne olduğunu Neo-aristocu bakış açısıyla açıklamış ve ruhu kişinin gelişmiş “zeka”,”akıl” ya da “zihin”i (İn. intellect) olarak görmüş, bir cevher olmadığını bildirmiştir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Kabbala’da ruhun üç unsurlu olarak ele alındığı anlaşılmaktadır. Yahudi mistisizminin klasik bir çalışması olarak bilinen Zohar’da bu üç unsur nephesh, ruach ve neshamah olarak belirtilir ve bu üç unsur şöyle açıklanır:</span></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> <span style="color: #FF0000"> Nephesh (nefeş): </span>Yaşayan ölümlü varlıktır. Açlık, nefret, sevgi, iğrenme, ağlama hislerini hisseder ve en önemlisi ölebilir (nefes almayı keser). Nephesh havayı teneffüs etmekten ibarettir. Havayı soluduklarından hayvanlar da bir nephesh’tir, fakat bitkiler havayı solumazlar. Bu, kişinin fiziksel ve psikolojik tabiatının kaynağıdır.[110] Ruhun diğer iki unsuru (ruach ve neshamah) doğumla var olmazlar, zamanla oluşurlar, gelişimleri kişinin eylem ve inanışlarına bağlıdır. Bunların kişide tam olarak oluşmasının ancak ruhsal aydınlanma veya ruhsal uyanışla mümkün olduğu söylenir. Kabalistlere göre nephesh aşağı kısımdır, hayvani içgüdüleri idare eder ve sefirot sisteminde Malkut’a tekabül eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p> <span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"> Ruach (ruah):</span> Ruh ya da canın orta unsurudur. Manevi faziletleri ve iyi ile kötüyü ayırt etme kapasitesini ihtiva eder. Kimileri onu psişe ile özdeş tutar. Kabalistlere göre orta kısımdır, akıl ve mantığı idare eder, sefirot sisteminde Hesed'den Yesod'a kadar 6 Sefirota tekabül eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> Neshamah (neşamah) Ruhun yüksek unsurudur. Bu insanın tüm diğer canlı türlerinden ayırt edilmesini sağlayan unsurdur. İnsana ölümden sonraki yaşamdan zevk almasını ve yararlanmasını sağlar. Tanrı’nın varlığının bir parça idrak edilmesine olanak sağlar. Kabalistlere göre en yüksek kısımdır, ruhun yüksek özelliklerini idare eder, sefirot sisteminde üstteki sefirot üçlemine tekabül eder.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Zohar’a göre ölüm olayından sonra nefesh parçalanıp dağılır. Ruach, arındırılmaya maruz kalacağı bir aracı kuşağa gönderilir ve “geçici cennet”e girer. Neshamah ise kaynağa, “sevgilinin öpücüğü”nün tadını çıkaracağı, Platon’un belirttiği “idealar âlemi”ne döner.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"><img src="http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/1/12/Gustave_Dor%C3%A9_-_2_Kings_2_-_11.jpg/220px-Gustave_Dor%C3%A9_-_2_Kings_2_-_11.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></p></span></span></span></p><p style="text-align: center"><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">İlyas’ın “ateş arabası” ile göğe alınması sahnesini gösteren bir tasvir.</span></p><p></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Hep Zohar’la birlikte yayımlanan bir risale olan Raaya Meheimna insan ruhunun iki unsuru daha olduğunu öne sürer: Bunlar chayyah ve yehidah’tır. Yahudi filozof ve tarihçi Gershom Scholem chayyah ve yehidah hakkında “bunlar, sezgi yoluyla bilmenin en yüce aşamalarını ve ancak biraz seçkin olan kimselerin kalb yoluyla idrak etmesini temsil eden unsurlar olarak kabul edilir” demiştir. Chayyah ruhun ilahî yaşam gücünün idrak edilmesine imkân veren parçasıdır. Yehidah ise ruhun Tanrı’yla birleşmenin mümkün olabildiği en yüksek planıdır (düzeyi, ortamı).</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Hahamların çalışmaları ve kabalistik çalışmalar, insanların bazı koşullarda geliştirebilecekleri, ruhta süreklilik göstermeyen bazı başka ruh hallerinin olduğunu da bildirmektedir. Ölümden sonrasıyla ilgili olmayıp, mükemmellikle ilgili olan bu haller Ruach HaKodesh (kehaneti mümkün kılan bir ruh hali), Neshamah Yeseira ve Neshamah Kedosha’dır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yahudiler’in ilk dönemlerdeki ruh ile ilgili inançlarının sonraki dönemlerinde değişikliklere uğradığı sanılmaktadır. Özellikle Büyük İskender’in M.Ö. 332'de Yahudiler’in yaşadıkları yerleri Yunan egemenliği altına almasıyla, Yunan ve Yahudi kültürleri arasında karşılıklı bir etkileşimin başladığı ve Yahudiler’in Yunan felsefinden etkilendiği sanılmaktadır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Örneğin, Platon hayranı olup, gnostiklere ilham kaynağı olmuş İskenderiye’li Yahudi filozof Philon (d.M.Ö. 25, ö. M.S. 50) Yahudilik inançlarını Yunan felsefeleriyle açıklama yoluna gitmiştir. Philon'un bu etkisi daha sonra Yahudilik temelinden hareket eden Hıristiyanlığı da etkilemiş ve Yahudiliğe ait sözlü aktarımlar ve Yunan felsefelerinden oluşan karma bir inanç oluşmuştur. Philon'a göre, ruh doğum öncesinde de vardır ve ölen kişinin ruhu doğum öncesi durumuna döner. Ruh, ruhların dünyasına ait olduğundan, bedendeki yaşam yalnızca kısa ve çoğu zaman mutsuz bir ara oyundur.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Philon'un dışında başka Yahudi düşünürler de ruhun ölümsüzlüğü düşüncesine sahiptiler. Bunlar arasında, 10. yüzyılda yaşamış Isaac Israeli ve 18. yüzyılda yaşamış bir Alman-Yahudi düşünür olan Moses Mendelssohn sayılabilir. Yahudilik inancına ilişkin sözlü anlatımların yazılı kaynağı olan Talmud'da, ölülerin yaşayanlarla görüşmesinden söz edilir.Kabbala'da ise reenkarnasyon fikri de bulunmaktadır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Yehova'nın Şahitleri </span></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yehova (İng. Jehova) adı İbranice’deki Tanrı adlarından birinin İngilizcesidir; İbrani alfabesindeki yad-he-vav-he (YHVH)harflerinden, yani dört harften oluştuğu için, Grekçe’de, “dört harften oluşan sözcük” anlamındaki Tetragrammaton ifadesiyle belirtilmiştir. Yehova Şahitleri de Tanrı için bu adı (Yehova veya Tetragrammaton) kullanırlar.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">19. yy.'da doğmuş bir Hıristiyan dinî akımı olan Yehova'nın Şahitleri'ne göre ruh insanın bedenini yaşatan bir güçtür. Bir tür enerjiden başka bir şey değildir. Tıpkı bir elektrik enerjisinde olduğu gibi kişiliği ve bilinci yoktur. İnsandaki ruhun bir mumdaki alev gibi olduğuna inanırlar. İnsandan ruhun çıkmasını, sönen bir mumun alevini kaybetmesine benzetirler. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Ruh ne kişinin içindeki bilincidir, ne de insan öldüğünde onun bir parçasını oluşturur. Yani, insan öldüğünde ruhu yaşamaya devam etmez. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Kitab-ı Mukaddes'te ruhun ölümsüzlüğü öğretisi bulunmaz. Ruhun ölümsüzlüğü ile ilgili inançların Babilliler’in dinsel inançlarından kaynaklandığını düşünürler. Bundan başka, ölülerin ruhlarının yaşayan kişilerle görüştüğü ve onlara fayda ya da zarar verdiği gibi inançların, ölülerin görüntüsünü ve sesini taklit ederek, onların yaşadığı izlenimini uyandıran cinlerden kaynaklandığını savunurlar. Yehova'nın Şahitleri'ne göre ölüler tamamen bilinçsizdirler ve ölen bir kişi dünyaya gelmeden önceki var olmama durumuna döner.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yehova'nın Şahitleri Tanrı'nın Âdem'i yaratırken onun burnuna yaşam soluğu üflediğini ve Âdem'in yaşayan bir can olduğu öğretisini kabul ederler. Onlara göre Âdem'in bir canı olmamıştır, fakat Âdem'in kendisi bir can olmuştur; Kitab-ı Mukaddes hayvanların da birer can taşıdığını değil, can olduklarını söyler. Kitab-ı Mukaddes'te can için geçen İbranice sözcük nefeş ve eski Yunanca sözcük "psyche"dir. Yehova'nın Şahitleri'ne göre bu sözcüklerin anlamı nefes alandır. Başka sözlerle ifade etmek gerekirse, “soluk alan, yaşayan, canlı, can” demektir. Eski Ahit’te Âdem’in yaratılmasına ilişkin olarak şöyle denir: “Rab Tanrı Âdem'i topraktan yarattı ve burnuna “yaşam soluğu”nu (Ruah) üfledi. Böylece Âdem “yaşayan varlık”(Nefeş) oldu. (Yaratılış, 2/7)</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Kitab-ı Mukaddes'te, İbranice ruah sözcüğünün eski Yunanca'daki karşılığı pneumadır. “Yaşam soluğu” olarak çevirisi yapılan ruah, Yehova'nın Şahitleri'ne göre normal soluktan daha farklı bir şeydir. Yehova'nın Şahitleri'ne ait olmayan çevirilerde, ruah ve pneuma genellikle “ruh” olarak çevrilmiştir. İbranice ruah ve eski Yunanca pneuma ile benzerlik gösteren diğer sözcükler, neşamah (İbranice) ve pnoe’dir (eski Yunanca). Bu sözcüklerin çeviri karşılıkları “soluk” olarak verilmiştir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000">Yehova'nın Şahitleri'nin bu kavramları anlayışı şöyledir:</span></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"></span></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #FF0000"> Ruah = Pneuma: </span>“Yaşam Soluğu”. Bu yalnızca bir soluk ya da hava değildir. İçinde kişiye yaşam gücü veren şeydir. Bu, bir mumun alevi gibidir. Biri öldüğünde bu ruah, ölen kişinin bedeninden çıkar ve Tanrı'ya döner. Fakat bu dönüş fiziksel bir anlatımı kastetmez, ruah’ı veren Tanrı olduğundan O'na döndüğü söylenir. Ölen bir kişinin ruhunun ayrılması bir mumun alevinin sönmesi gibidir.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"> <span style="color: #FF0000"> Nefeş = Psyche:</span> Can anlamına gelip, kişinin yaşayan bir varlık olduğunu ifade eder. Dolayısıyla bu sözcük canlı birisini tanımlar ve onun canlı olduğunu, yaşadığını anlatır. Kitab-ı Mukaddes'te bu sözcük hayvanlar için de kullanılır. Kitab-ı Mukaddes kişinin bir cana sahip olduğunu değil, kişinin bir can olduğunu söyler.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yehova'nın Şahitleri için ölüm, "düşüncenin, eylemin olmadığı bir hiçlik" anlamını taşır. Onlara göre, Eski Ahit’teki Vaiz, 9/10’da ve Mezmurlar, 146/4’te söylenilenler[122] bunu gösterir. Eski Ahit’te geçen “ölüler diyarı” terimi “çukur, mezar, insanlığın toplu mezarı” anlamındaki sözcükten yapılmış “serbest bir çeviridir”; gerçek anlamda ölüler diyarı yoktur:</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Âdem topraktan yaratıldı ve Âdem'e ceza olarak söylenen sözlerde de onun yeniden toprağa döneceği söylenir. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Âdem'e hiçbir şekilde bir parçasının yaşayacağından ya da Âdem'den herhangi bir şeyin ruh âlemine döneceğinden söz edilmedi, zaten Âdem'in geldiği yer, ruh âlemi değil, topraktı. Ayrıca insanın ve hayvanın ölümü arasında hiçbir fark da yoktur. Ölüler, tamamen toprağa dönerler ve herhangi bir bilinçleri yoktur.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yehova'nın Şahitleri'ne göre Kitab-ı Mukaddes'teki ölülerin yaşadığını ve konuştuğunu gösteren "Zengin adam ve Lazar" gibi anlatımlar benzetmelerin yapıldığı birer mecazdırlar. Bu tür ifadeler ölülerin yaşadığını anlatmazlar. Bu türden anlatıma bir örnek, Tekvin, 3/14'de bulunur. Buradaki sözler aslında yılana değil, yılanla özdeşleştirilen Şeytan'a karşı söylenir. Şeytan'ın, kendisini Tanrı gibi yüceltmek isterken, içine düştüğü alçaltıcı durum, yılanın yerde sürünürken yaşadığı duruma benzetilir. Ayakları olmayan yılan yerde sürünerek ilerlerken, dili toprağı yalıyor ve toprağın tozunu yiyor gibidir. Şeytan, aldatma aracı olarak kendisine bir yılanı seçmiş ve Tanrı aynı yoldan ona anlam yüklü bir yanıt vermiştir. Şeytan'ın, kibirli bir tutumla en yükseğe çıkmak isterken, tam tersine, bir yılanın durumunda olduğu gibi, kendisini yere en yakın ve en aşağı durumda bulacağı anlatılır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yeşaya (İşaya)/Bap14’te bulunan başka bir anlatımda geçen sözler, birçok kişi tarafından ölülerin ruhlarının konuştukları ve dolayısıyla ölümden sonra bir yaşam olduğu şeklinde yorumlanırsa da, bunlar birer mecazdır; çünkü burada sözü edilen ve doğal olarak konuşamayan ağaçlar da konuşuyor gibi gösterilir. Ayrıca bu anlatımın “alaycı” niteliği zaten baştan söylenmiştir. Buradaki örnekte mecazi bir anlatımla, Şeytan'ın kibirli düşünceleri alaya alınarak, kendisini yüceltmek isterken içine düşeceği alçaltıcı durum şiirsel ifadelerle anlatılmaktadır. Bu yapılırken, aynı kibri sergileyen Babil Kralı'nın kimliği Şeytan için bir benzetme olarak kullanılmıştır.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yehova'nın Şahitleri ölülerin ruhunun yaşamadığına, ancak ölen kişilerin yeniden diriltileceğine inanırlar. Kitab-ı Mukaddes'te bununla ilgili örnekler vardır ve Yehova'nın Şahitleri'nin yorumuna göre, “eğer ruh ölümde varlığı süren bir şey olsaydı, ölmüş kişilerin dirilmesine de gerek kalmazdı.” Bir örnek de İsa'nın ölümüyle ilgilidir: İsa öldükten hemen sonra değil, üçüncü günde ruh bir varlık olarak diriltilmiş ve bu üç gün boyunca da ölü olarak yerin bağrında, mezarda kalmıştır. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Kitab-ı Mukaddes İsa'nın bedeninin mezarda kaldığını, fakat ruhunun üç gün boyunca yaşadığını söyleyen bir ayrım yapmaz.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yehova'nın Şahitleri'ne göre ölülerin dirilmesi belirli bir zaman sonra gerçekleşecektir. Ayrıca ölüler herhangi bir ruh âleminde değil, mezarda bulunuyorlar.</span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"></span></span></span></p><p><span style="color: #0000CD"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'">Yehova'nın Şahitleri ruhun ölümsüzlüğü inancını Kitab-ı Mukaddes'e uymayan ruhçuluk kaynaklı[128] bir öğreti olarak görerek reddederler. Bu öğretinin, insanlara sahte bir ümit vermek amacıyla Havva'ya söylenen "katiyen ölmezsiniz" sözlerindeki yalanın bir devamı olduğuna inanırlar.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Suskun, post: 372576, member: 21093"] [COLOR="#0000CD"][SIZE=4][FONT=Comic Sans MS] [COLOR="#FF0000"]Yahudi inanışları [/COLOR] [CENTER][COLOR="#FF0000"][IMG]http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/9/98/Tree_of_life_wk_02.svg/220px-Tree_of_life_wk_02.svg.png[/IMG] Kabala’ya göre sefirot (sefira’lar); ruhsallığın ve ilahîliğin tezahür kademeleri. Tezahür edişin on aşaması ya da on kademesi sefirot sözcüğü ile karşılanır ki, sözcük İbranice'de "sayılar" anlamına gelir ve aynı zamanda on ilahî niteliği ifade eder. [/COLOR][/CENTER] Soyut kavramların pek bulunmadığı, bu eksikliğin figür ve sayılarla doldurulduğu Kitab-ı Mukaddes’te ruh için ruah, can için nefesh terimleri kullanılır. Buradaki kavramlar ruh ve beden hakkındaki çeşitli çevirilerle aktarılmaya çalışılmışsa da, eski Yunan felsefesindeki ruh, can ve beden kavramlarını tam olarak karşılamamaktadır. Karşılamaya yönelik çabalar karışıklıklar doğurmuştur. Eski Ahit’te canın karşılığı İbranice’deki nephesh olup, Eski Ahit’in bir versiyonu olan Septuagint’teki[109] ve Yeni Ahit’teki eski Yunanca karşılığı psişedir (psikhe). Nephesh sözcüğü “yaşayan varlık”, “nefes” gibi başka biçimlerde de tercüme edilebilir. O “ten”e bağlanmış ya da Nuh’a içilmesi yasaklanan “kan”a bağlanmış yaşamı temsil eder. Yahudiler’in bilinen tarihe göre, ruh ile ilgili inanış ve görüşleri Eski Ahit’in (Tevrat) ilk kitabı olan Tekvin’le başlamıştır. Eski Ahit’in Tekvin bölümünde bu kavrama şöyle değinilir: “Ve Rab Tanrı (Yehova, Hashem) yerin toprağından adamı (Âdem’i) yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi. Ve adam yaşayan can oldu.” (Tekvin, 2/7) Torah ruhun sistematik bir tanımını yapmaz; klasik haham literatüründe ruhla ilgili çeşitli, farklı tanımlamalar bulunmaktadır. Saadia Gaon, “İnanışlar ve Fikirler” (Emunoth ve-Deoth) adlı kitabının 6/3 kısmında ruh hakkındaki klasik haham öğretiminin ne olduğunu açıklamıştır. Saadia Gaon burada ruhun kişinin fiziksel arzu, heyecan ve düşüncesini oluşturan zihin kısmını kapsadığını bildirmiştir. Yahudi düşünürlerden İbn Meymun (İng. Maimonides) “The Guide for the Perplexed” adlı kitabında ruh hakkındaki klasik haham öğretiminin ne olduğunu Neo-aristocu bakış açısıyla açıklamış ve ruhu kişinin gelişmiş “zeka”,”akıl” ya da “zihin”i (İn. intellect) olarak görmüş, bir cevher olmadığını bildirmiştir. [COLOR="#FF0000"]Kabbala’da ruhun üç unsurlu olarak ele alındığı anlaşılmaktadır. Yahudi mistisizminin klasik bir çalışması olarak bilinen Zohar’da bu üç unsur nephesh, ruach ve neshamah olarak belirtilir ve bu üç unsur şöyle açıklanır:[/COLOR] [COLOR="#FF0000"] Nephesh (nefeş): [/COLOR]Yaşayan ölümlü varlıktır. Açlık, nefret, sevgi, iğrenme, ağlama hislerini hisseder ve en önemlisi ölebilir (nefes almayı keser). Nephesh havayı teneffüs etmekten ibarettir. Havayı soluduklarından hayvanlar da bir nephesh’tir, fakat bitkiler havayı solumazlar. Bu, kişinin fiziksel ve psikolojik tabiatının kaynağıdır.[110] Ruhun diğer iki unsuru (ruach ve neshamah) doğumla var olmazlar, zamanla oluşurlar, gelişimleri kişinin eylem ve inanışlarına bağlıdır. Bunların kişide tam olarak oluşmasının ancak ruhsal aydınlanma veya ruhsal uyanışla mümkün olduğu söylenir. Kabalistlere göre nephesh aşağı kısımdır, hayvani içgüdüleri idare eder ve sefirot sisteminde Malkut’a tekabül eder. [COLOR="#FF0000"] Ruach (ruah):[/COLOR] Ruh ya da canın orta unsurudur. Manevi faziletleri ve iyi ile kötüyü ayırt etme kapasitesini ihtiva eder. Kimileri onu psişe ile özdeş tutar. Kabalistlere göre orta kısımdır, akıl ve mantığı idare eder, sefirot sisteminde Hesed'den Yesod'a kadar 6 Sefirota tekabül eder. Neshamah (neşamah) Ruhun yüksek unsurudur. Bu insanın tüm diğer canlı türlerinden ayırt edilmesini sağlayan unsurdur. İnsana ölümden sonraki yaşamdan zevk almasını ve yararlanmasını sağlar. Tanrı’nın varlığının bir parça idrak edilmesine olanak sağlar. Kabalistlere göre en yüksek kısımdır, ruhun yüksek özelliklerini idare eder, sefirot sisteminde üstteki sefirot üçlemine tekabül eder. Zohar’a göre ölüm olayından sonra nefesh parçalanıp dağılır. Ruach, arındırılmaya maruz kalacağı bir aracı kuşağa gönderilir ve “geçici cennet”e girer. Neshamah ise kaynağa, “sevgilinin öpücüğü”nün tadını çıkaracağı, Platon’un belirttiği “idealar âlemi”ne döner. [CENTER][COLOR="#FF0000"][IMG]http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/1/12/Gustave_Dor%C3%A9_-_2_Kings_2_-_11.jpg/220px-Gustave_Dor%C3%A9_-_2_Kings_2_-_11.jpg[/IMG] İlyas’ın “ateş arabası” ile göğe alınması sahnesini gösteren bir tasvir.[/COLOR][/CENTER] Hep Zohar’la birlikte yayımlanan bir risale olan Raaya Meheimna insan ruhunun iki unsuru daha olduğunu öne sürer: Bunlar chayyah ve yehidah’tır. Yahudi filozof ve tarihçi Gershom Scholem chayyah ve yehidah hakkında “bunlar, sezgi yoluyla bilmenin en yüce aşamalarını ve ancak biraz seçkin olan kimselerin kalb yoluyla idrak etmesini temsil eden unsurlar olarak kabul edilir” demiştir. Chayyah ruhun ilahî yaşam gücünün idrak edilmesine imkân veren parçasıdır. Yehidah ise ruhun Tanrı’yla birleşmenin mümkün olabildiği en yüksek planıdır (düzeyi, ortamı). Hahamların çalışmaları ve kabalistik çalışmalar, insanların bazı koşullarda geliştirebilecekleri, ruhta süreklilik göstermeyen bazı başka ruh hallerinin olduğunu da bildirmektedir. Ölümden sonrasıyla ilgili olmayıp, mükemmellikle ilgili olan bu haller Ruach HaKodesh (kehaneti mümkün kılan bir ruh hali), Neshamah Yeseira ve Neshamah Kedosha’dır. Yahudiler’in ilk dönemlerdeki ruh ile ilgili inançlarının sonraki dönemlerinde değişikliklere uğradığı sanılmaktadır. Özellikle Büyük İskender’in M.Ö. 332'de Yahudiler’in yaşadıkları yerleri Yunan egemenliği altına almasıyla, Yunan ve Yahudi kültürleri arasında karşılıklı bir etkileşimin başladığı ve Yahudiler’in Yunan felsefinden etkilendiği sanılmaktadır. Örneğin, Platon hayranı olup, gnostiklere ilham kaynağı olmuş İskenderiye’li Yahudi filozof Philon (d.M.Ö. 25, ö. M.S. 50) Yahudilik inançlarını Yunan felsefeleriyle açıklama yoluna gitmiştir. Philon'un bu etkisi daha sonra Yahudilik temelinden hareket eden Hıristiyanlığı da etkilemiş ve Yahudiliğe ait sözlü aktarımlar ve Yunan felsefelerinden oluşan karma bir inanç oluşmuştur. Philon'a göre, ruh doğum öncesinde de vardır ve ölen kişinin ruhu doğum öncesi durumuna döner. Ruh, ruhların dünyasına ait olduğundan, bedendeki yaşam yalnızca kısa ve çoğu zaman mutsuz bir ara oyundur. Philon'un dışında başka Yahudi düşünürler de ruhun ölümsüzlüğü düşüncesine sahiptiler. Bunlar arasında, 10. yüzyılda yaşamış Isaac Israeli ve 18. yüzyılda yaşamış bir Alman-Yahudi düşünür olan Moses Mendelssohn sayılabilir. Yahudilik inancına ilişkin sözlü anlatımların yazılı kaynağı olan Talmud'da, ölülerin yaşayanlarla görüşmesinden söz edilir.Kabbala'da ise reenkarnasyon fikri de bulunmaktadır. [COLOR="#FF0000"]Yehova'nın Şahitleri [/COLOR] Yehova (İng. Jehova) adı İbranice’deki Tanrı adlarından birinin İngilizcesidir; İbrani alfabesindeki yad-he-vav-he (YHVH)harflerinden, yani dört harften oluştuğu için, Grekçe’de, “dört harften oluşan sözcük” anlamındaki Tetragrammaton ifadesiyle belirtilmiştir. Yehova Şahitleri de Tanrı için bu adı (Yehova veya Tetragrammaton) kullanırlar. 19. yy.'da doğmuş bir Hıristiyan dinî akımı olan Yehova'nın Şahitleri'ne göre ruh insanın bedenini yaşatan bir güçtür. Bir tür enerjiden başka bir şey değildir. Tıpkı bir elektrik enerjisinde olduğu gibi kişiliği ve bilinci yoktur. İnsandaki ruhun bir mumdaki alev gibi olduğuna inanırlar. İnsandan ruhun çıkmasını, sönen bir mumun alevini kaybetmesine benzetirler. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Ruh ne kişinin içindeki bilincidir, ne de insan öldüğünde onun bir parçasını oluşturur. Yani, insan öldüğünde ruhu yaşamaya devam etmez. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Kitab-ı Mukaddes'te ruhun ölümsüzlüğü öğretisi bulunmaz. Ruhun ölümsüzlüğü ile ilgili inançların Babilliler’in dinsel inançlarından kaynaklandığını düşünürler. Bundan başka, ölülerin ruhlarının yaşayan kişilerle görüştüğü ve onlara fayda ya da zarar verdiği gibi inançların, ölülerin görüntüsünü ve sesini taklit ederek, onların yaşadığı izlenimini uyandıran cinlerden kaynaklandığını savunurlar. Yehova'nın Şahitleri'ne göre ölüler tamamen bilinçsizdirler ve ölen bir kişi dünyaya gelmeden önceki var olmama durumuna döner. Yehova'nın Şahitleri Tanrı'nın Âdem'i yaratırken onun burnuna yaşam soluğu üflediğini ve Âdem'in yaşayan bir can olduğu öğretisini kabul ederler. Onlara göre Âdem'in bir canı olmamıştır, fakat Âdem'in kendisi bir can olmuştur; Kitab-ı Mukaddes hayvanların da birer can taşıdığını değil, can olduklarını söyler. Kitab-ı Mukaddes'te can için geçen İbranice sözcük nefeş ve eski Yunanca sözcük "psyche"dir. Yehova'nın Şahitleri'ne göre bu sözcüklerin anlamı nefes alandır. Başka sözlerle ifade etmek gerekirse, “soluk alan, yaşayan, canlı, can” demektir. Eski Ahit’te Âdem’in yaratılmasına ilişkin olarak şöyle denir: “Rab Tanrı Âdem'i topraktan yarattı ve burnuna “yaşam soluğu”nu (Ruah) üfledi. Böylece Âdem “yaşayan varlık”(Nefeş) oldu. (Yaratılış, 2/7) Kitab-ı Mukaddes'te, İbranice ruah sözcüğünün eski Yunanca'daki karşılığı pneumadır. “Yaşam soluğu” olarak çevirisi yapılan ruah, Yehova'nın Şahitleri'ne göre normal soluktan daha farklı bir şeydir. Yehova'nın Şahitleri'ne ait olmayan çevirilerde, ruah ve pneuma genellikle “ruh” olarak çevrilmiştir. İbranice ruah ve eski Yunanca pneuma ile benzerlik gösteren diğer sözcükler, neşamah (İbranice) ve pnoe’dir (eski Yunanca). Bu sözcüklerin çeviri karşılıkları “soluk” olarak verilmiştir. [COLOR="#FF0000"]Yehova'nın Şahitleri'nin bu kavramları anlayışı şöyledir: Ruah = Pneuma: [/COLOR]“Yaşam Soluğu”. Bu yalnızca bir soluk ya da hava değildir. İçinde kişiye yaşam gücü veren şeydir. Bu, bir mumun alevi gibidir. Biri öldüğünde bu ruah, ölen kişinin bedeninden çıkar ve Tanrı'ya döner. Fakat bu dönüş fiziksel bir anlatımı kastetmez, ruah’ı veren Tanrı olduğundan O'na döndüğü söylenir. Ölen bir kişinin ruhunun ayrılması bir mumun alevinin sönmesi gibidir. [COLOR="#FF0000"] Nefeş = Psyche:[/COLOR] Can anlamına gelip, kişinin yaşayan bir varlık olduğunu ifade eder. Dolayısıyla bu sözcük canlı birisini tanımlar ve onun canlı olduğunu, yaşadığını anlatır. Kitab-ı Mukaddes'te bu sözcük hayvanlar için de kullanılır. Kitab-ı Mukaddes kişinin bir cana sahip olduğunu değil, kişinin bir can olduğunu söyler. Yehova'nın Şahitleri için ölüm, "düşüncenin, eylemin olmadığı bir hiçlik" anlamını taşır. Onlara göre, Eski Ahit’teki Vaiz, 9/10’da ve Mezmurlar, 146/4’te söylenilenler[122] bunu gösterir. Eski Ahit’te geçen “ölüler diyarı” terimi “çukur, mezar, insanlığın toplu mezarı” anlamındaki sözcükten yapılmış “serbest bir çeviridir”; gerçek anlamda ölüler diyarı yoktur: Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Âdem topraktan yaratıldı ve Âdem'e ceza olarak söylenen sözlerde de onun yeniden toprağa döneceği söylenir. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Âdem'e hiçbir şekilde bir parçasının yaşayacağından ya da Âdem'den herhangi bir şeyin ruh âlemine döneceğinden söz edilmedi, zaten Âdem'in geldiği yer, ruh âlemi değil, topraktı. Ayrıca insanın ve hayvanın ölümü arasında hiçbir fark da yoktur. Ölüler, tamamen toprağa dönerler ve herhangi bir bilinçleri yoktur. Yehova'nın Şahitleri'ne göre Kitab-ı Mukaddes'teki ölülerin yaşadığını ve konuştuğunu gösteren "Zengin adam ve Lazar" gibi anlatımlar benzetmelerin yapıldığı birer mecazdırlar. Bu tür ifadeler ölülerin yaşadığını anlatmazlar. Bu türden anlatıma bir örnek, Tekvin, 3/14'de bulunur. Buradaki sözler aslında yılana değil, yılanla özdeşleştirilen Şeytan'a karşı söylenir. Şeytan'ın, kendisini Tanrı gibi yüceltmek isterken, içine düştüğü alçaltıcı durum, yılanın yerde sürünürken yaşadığı duruma benzetilir. Ayakları olmayan yılan yerde sürünerek ilerlerken, dili toprağı yalıyor ve toprağın tozunu yiyor gibidir. Şeytan, aldatma aracı olarak kendisine bir yılanı seçmiş ve Tanrı aynı yoldan ona anlam yüklü bir yanıt vermiştir. Şeytan'ın, kibirli bir tutumla en yükseğe çıkmak isterken, tam tersine, bir yılanın durumunda olduğu gibi, kendisini yere en yakın ve en aşağı durumda bulacağı anlatılır. Yeşaya (İşaya)/Bap14’te bulunan başka bir anlatımda geçen sözler, birçok kişi tarafından ölülerin ruhlarının konuştukları ve dolayısıyla ölümden sonra bir yaşam olduğu şeklinde yorumlanırsa da, bunlar birer mecazdır; çünkü burada sözü edilen ve doğal olarak konuşamayan ağaçlar da konuşuyor gibi gösterilir. Ayrıca bu anlatımın “alaycı” niteliği zaten baştan söylenmiştir. Buradaki örnekte mecazi bir anlatımla, Şeytan'ın kibirli düşünceleri alaya alınarak, kendisini yüceltmek isterken içine düşeceği alçaltıcı durum şiirsel ifadelerle anlatılmaktadır. Bu yapılırken, aynı kibri sergileyen Babil Kralı'nın kimliği Şeytan için bir benzetme olarak kullanılmıştır. Yehova'nın Şahitleri ölülerin ruhunun yaşamadığına, ancak ölen kişilerin yeniden diriltileceğine inanırlar. Kitab-ı Mukaddes'te bununla ilgili örnekler vardır ve Yehova'nın Şahitleri'nin yorumuna göre, “eğer ruh ölümde varlığı süren bir şey olsaydı, ölmüş kişilerin dirilmesine de gerek kalmazdı.” Bir örnek de İsa'nın ölümüyle ilgilidir: İsa öldükten hemen sonra değil, üçüncü günde ruh bir varlık olarak diriltilmiş ve bu üç gün boyunca da ölü olarak yerin bağrında, mezarda kalmıştır. Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Kitab-ı Mukaddes İsa'nın bedeninin mezarda kaldığını, fakat ruhunun üç gün boyunca yaşadığını söyleyen bir ayrım yapmaz. Yehova'nın Şahitleri'ne göre ölülerin dirilmesi belirli bir zaman sonra gerçekleşecektir. Ayrıca ölüler herhangi bir ruh âleminde değil, mezarda bulunuyorlar. Yehova'nın Şahitleri ruhun ölümsüzlüğü inancını Kitab-ı Mukaddes'e uymayan ruhçuluk kaynaklı[128] bir öğreti olarak görerek reddederler. Bu öğretinin, insanlara sahte bir ümit vermek amacıyla Havva'ya söylenen "katiyen ölmezsiniz" sözlerindeki yalanın bir devamı olduğuna inanırlar.[/FONT][/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Alıntıları ekle...
İsim
Spam kontrolü
Sarı kırmızı renkleri ile ünlü futbol takımımız?
Cevapla
Forumlar
Tarih
Genel Türk Tarihi
Dinsel görüş ve inanışlarda ruh kavramı
Top