• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

DİLŞAD’IN NEZDİNDE KADIN GERÇEĞİNİ İDRAK

yilmaz27

Ne Mutlu Türküm Diyene
Site Yetkilisi
Süper Moderatör
NİCE ERKEK MESTOLMUŞ - BAŞI DÖNMÜŞ

VE GÖZLERİNİN YAŞI KALBİNE AKAR HALDE

"KADIN SEVGİSİ OYUNLARI" EŞLİĞİNDE

CENNETİN KAPISINA DAYANIR.


DURUM ODUR Kİ;

ÖNCE BAKACAKTIR "O KADIN" ORADA MIDIR?!?


TANRI KİTABINI,

RESUL SÜNNETİNİ DAHİ ARKASINA ATMIŞTIR

VE İLAHİ DÜSTURLARI ES GEÇİŞİNİN HESABINI

NASIL VERECEĞİNİ BİLE DÜŞÜNEMEDEN HİÇ,

"O YOKSA CENNETTE"

ROTASINI HEMEN CEHENNEME ÇEVİRECEKTİR!


SORMALI AŞK ADAMINA :

YERYÜZÜNDE SİZLER KADAR

"ALDANMAYA HAZIR"

BAŞKACA BİR YARATIK DAHA VAR MIDIR?



***







Her erkeğin bir ömür unutamadığı, etkisinden kurtulamadığı, bazen delişmen bazen hanım hanımcık, ufak tefek ya da genç irisi, fakat "sevimli ve kesinlikle çok çekici" bir kadın modeli vardır;

ve o kadınla uzun uzun birliktelik veya muhabbetle dolu anlar yaşamak, macera denizlerinde beraber kulaç atmak gerekmez.

Gözlerin aşinalığı bile erkeğin mutlu - tatmin olmuş bir hale gelmesine yeter.

İşte onlardan biriydi Bursa'daki bir Ticaret Merkezi'nde sekreterlik yapan Dilşad.
İlgisini çekmiş, DoH'a cevap vermiş, sohbet ilerleyince de resmini göndermişti.

Ay parçası gibiydi.

DoH'a düşen de kendi resmini göndermekti tabii. Altavista arama motorundan bulduğu bir Finli'nin resmine, hazırladığı ajan yazılımı da gömerek gönderdi.

Finlandiya Bira'nın anavatanı gibiydi,
finlileri ve Finlandiya'yı bu yüzden de severdi.

Dilşad'ı her şekilde takibe aldı.

Şifreleri - epostaları - başkalarıyla yaptığı konuşmaları hep DoH'a da ulaşıyordu eş zamanlı olarak.

O yıllardan çok sonraları Keylogger'lar (tuş günlüğü kaydedici) çokça boy göstermiş olsa da;

ne o gün ne de sonraki günlerde DoH'un yazılımını yakalayabilen bir Antivirüs çıkmadı.

Keylogger tehdidinin tek amacı vardır.
O da, kullananın klavyesinde bastığı tuşları,
basılma sıralarını aynen koruyarak kaydetmek,
ve daha sonra bu bilgileri DoH'a iletmektir.

Yıllar sonra piyasaya sürülen Windows Vista ve Windows 7 işletim sistemleri tasarımları gereği Secure by Default (Varsayılan olarak güvenli) olsalar, ve hiçbir yazılım bileşenini Kernel Ring 0 seviyesinde (en üst seviyede sistem hizmeti durumunda işlemek) çalıştırmasalar da, DoH'un o günlerde yazdığı ajan program, sanki Microsoft tarafından onaylanmış ve digital olarak imzalanmış gibi sisteme sızabiliyor, ve Administrator seviyesinde yetki alabiliyordu.

Zaten; eğer "1024 bit prensibiyle şifreledim ben bu yazılımı, ve kesinlikle hackerlar kıramaz" diye konuşan bir firma için sen de kalkıp, "- Ooo, ne güzel, harika bir zeka ürünü, o programa güveniyorum" diyorsan eğer;

digital imza veya benzeri önleyiciler de o kadar güvenlidir.

Yok hayır, "- Birileri bir şeyi şifreleyip sunuyorsa bana, birileri de onu her an deşifre edebilir" mantığıyla bakıyorsan olaya;

güvenliğin işte o derece tatmin edicidir.
Firmanın adı Microsoft olsa dahi;
bu durum asla değişmez…

Dilşad'ın çok hoşlandığı, sohbet ederken yanıp tutuştuğunu her fırsatta belli ettiği Hatay'lı Polis memuru evliydi. Ayıptı. Dilşad bekaret manasında olmasa da, evlilik bağlamında kız oğlan kızdı ve o polise abayı yakmıştı. Hatta Bursa'da birlikte olmuşlar ve kendini ona sunmuştu.

Bir gün, "Dilşad, sana önemli bişi söyleyeceğim ama bunu yüzyüze söylemem gerek" dediğinde DoH, hemen kabul edilmişti teklifi. DoH'a güvenilirdi.


Kankası Bekir'le atlayıp gittiler, Özdilek Tekstil'in kafetaryasında buluştular.

Laf lafı açtı ve konu Dilşad'ın kullanılması - kandırılmasına geldi.

DevilofHacker mevzuyu patlattı.

Özetle; o polis tüü-kakaydı.

"- Sana ne be herif! ICQ da benim, .m da meme de benim! Dilediğime veririm!!!" diyerek masayı terkeden Dilşad'ın ardından bakakaldı iki kafadar.

Bu mudur, bu muydu yani özeti herşeyin?

FGCM de Halis'le, Halis'in evinde yaptıkları veda görüşmesinde bu mantıkla mı hareket etmiş, ve DoH sorduğunda, yine bu mantığın ışığıyla mı "Asla - Yok valla - Olmadı - Sevişmedik" lakırdıları etmişti.

Soğudu DoH'un yüreği.
Don tutmadı ama soğudu.
FGCM'ye duyduğu aşk BSOD veriyordu.

BSOD (Blue Screen of Death - Ölümcül Mavi Ekran) veren işletim sistemi bir süre daha tekleyerek de olsa çalışır, şansı çoksa çökmez ama pek işe de yaramazdı.

Oysa birini, senden istediği herşeyi yapabilecek kadar sevdiğinde, gerçek aşk kol geziyor ortalıklarda demektir.

Öyle ki; sana;

"- Acı çekiyorum, öldür beni!" bile dese, canını aşkla almış olursun, ve adın katile bile çıkmaz onu "çektiği acıdan kurtulsun" diye öldürdüğünde.

Eğer birini gerçekten seviyorsan, onun ihtiyacı olan herşeyi kendininkilerden önde tutar, zerre kadar sapma olmasın istersin onunkilerin yerine getirilmesinde.

Bunlar, akla hayale sığmayan - iğrenç ötesi şeyler bile olsa dik durur ve karşılarsın.
Binbir parçaya bölünüyormuş gibi olsa da kalbin, hayıflanamazsın.
Böyle yazar DoH'un kitabında,
ve sevgi dedikleri küçümsenecek bir hediye değildir yahu, kıymeti bilinmeli!

Tıpkı, karşılıksız sevgiyi gerçekten bilen şu adam gibi :

Anadolu'da, küçük bir köyde, çok sevdiği ve aşık olduğu karısının, sevgilisiyle kaçıp kendisini terk edeceğini anlayan kör adam, başına bir iş gelmesine ve sefillik çekmesine gönlü razı olmadığından, kaçacağına yakın, ayakkabısının içine para koymuş gizlice.




İsmi de Aşık Veysel olarak bilinirmiş o yüce adamın herkesce...



***Alinti KElimelerin Sihirbazi
 
Top