• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Deyim Nedir? Deyimlerin Özellikleri

YoRuMSuZ

Biz işimize bakalım...
DEYİM NEDİR?

Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplarına “deyim” denir.

Abayı yakmak, barut fıçısı, cephe almak, bağrına taş basmak, saman altından su yürütmek, yarım ağız, malın gözü, ayıkla pirincin taşını, balık istifi, ayran gönüllü, gözü pek, eli uzun, nalları dikmek, kel başa şimşir tarak, armut piş ağzıma düş…


DEYİMLERİN ÖZELLİKLERİ

1.
Deyimler kalıplaşmış sözlerdir, kelimelerin yerleri değiştirilemez ve aynı anlama bile gelse yerine başka bir sözcük getirilemez. Farklı bir sözcük getirilir veya sözcüklerin yeri değiştirilirse, ifade etmeye çalışılan düşünce anlamlı ve cümle akşına uygun olsa bile kullanılan söz grubu deyim sayılmaz.
  • “Başını taştan taşa vurmak” deyimi “kafasını taştan taşa vurmak” biçiminde söylenemez.
  • “Tut kelin perçeminden” deyimi” kelin perçeminden tut” biçiminde kullanılamaz.
2. Deyimler en az iki sözcükten oluşan söz gruplarıdır. Bir sözcük tek başına deyim oluşturamaz.
  • Ağzını aramak
  • Bozuntuya vermemek
  • Fikir yürütmek
  • Ekmeğini taştan çıkarmak
  • Elinden geleni ardına koymamak
3. Deyimler farklı farklı söz grupları biçiminde meydana gelmişlerdir. Deyimleri oluşum şekillerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılabiliriz.

İsim Tamlaması Biçiminde Olanlar
Ateş pahası, ekmek kapısı, balık istifi, eşek şakası, anasının gözü vb.

Sıfat Tamlaması Biçiminde Olanlar
Kara cahil, deli fişek, yarım ağız, püsküllü bela vb.

Kurallı Bileşik Sıfat Biçiminde Olanlar
Çenesi düşük, içten pazarlıklı, eli açık, maymun iştahlı, gözü kara vb.

Mastar Grubu Biçiminde Olanlar
Acemilik çekmek, ciğeri beş para etmemek, suratı bir karış asılmak, iki ayağını bir pabuca sokmak, etekleri zil çalmak, göz dikmek, aldırış etmemek vb.

Cümle Biçiminde Olanlar
Adet yerini bulsun. Dostlar alışverişte görsün. Delik büyük yama küçük. Fol yok yumurta yok. Ayıkla pirincin taşını vb.

(Eksiltili cümle, ikileme vb biçiminde olan deyimler de vardır.)


4. Ne kadar fazla sözcükten oluşursa oluşsun deyimler tek bir kavramı ya da durumu karşılar. Deyimleri atasözlerinden ayıran en önemli özellik de budur. Atasözlerinin arka planında öğüt verme, ders çıkarma gibi unsurlar varken deyimler yalnızca bir durumu bir kavramı belirten anlatım kalıplarıdır.
  • Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek: Hayalcilik
  • Üstüne tuz biber ekmek: Kusuru artıracak harekette bulunmak
  • Suya götürüp susuz getirmek: Herhangi bir işte diğerini alt etmek
  • Atı alan Üsküdar’ı geçti: Fırsatı kaçırmak
  • Havanda su dövmek: Boşuna uğraşmak
  • Deveye sormuşlar: Neden boynun eğri? “Nerem doğru ki” demiş: İşin her tarafının bozuk olması durumu
5. Deyimlerin büyük çoğunluğu mecaz anlamlıdır, yani deyim içindeki sözcüklerin karşıladıkları anlamlar ile deyimin karşıladığı anlam farklıdır.
Küplere binmek: Sinirlenmek (Küpün üzerine oturmak anlamında değildir.)
  • Derdini dökmek: Çekilen sıkıntıların bir bir anlatılması.
  • Ayağının tozuyla: Gelir gelmez
  • Burun kıvırmak: Beğenmemek
  • Sinekten yağ çıkarmak: Olamayacak yerden çıkar sağlamaya çalışmak
  • Ağzı açık ayran delisi: Aptal aptal bakan avanak
6. Sayıları az da olsa gerçek anlamlı deyimler de vardır. Deyim içindeki sözcüklerin karşıladıkları anlamlar ile deyimin karşıladığı anlam aynıdır.
Çoğu gitti azı kaldı: Yapılmakta olan işin en önemli, en zor bölümü bitti.
  • İyi gün dostu olmak: Sadece iyi günlerde görünmek.
  • Kimi kimsesi olmamak: Yakını, eşi, dostu bulunmamak.
  • Yükte hafif pahada ağır: Taşınması kolay olan aynı zamanda kıymetli olan şey
 

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
  • Deyimler en az iki sözcükten meydana gelirler.
  • Deyimlerde bir duygu, inanış betimlenir.
  • Deyimler genellikle mecaz anlamda kullanılır.
  • Deyimler kısa ve özlü sözlerden oluşur.
  • Deyimler belirli bir kural bildirmezler.
  • Deyimler genellikle duygu ve düşüncelerimizi ifade ederler.
  • Deyimler zaman içerisinde kalıplaşmış sözlerdir.
  • Bazı deyimlerin eylem çekimini değiştirerek atasözüne dönüştüğünü görmek mümkündür. Aynı şekilde bazı atasözlerinin de deyime dönüştüğünü görmek mümkündür.
  • Bazen atasözlerinin içerisinde de deyimlerin kullanıldığını görebiliriz.
  • Bazı deyimler hikayelerden esinlenerek dilimize yerleşmiştir. Örneğin ”Dingo’nun ahırı” deyimi İstanbul’da yaşanmış gerçek bir hikayeden ortaya çıktığı ve dilimize yerleştiği iddia edilmektedir.
  • Deyimlerde bazen bir olayı hikayeleştirme özelliği bulunabilir. Örnek: Deveye boynun eğri, demişler; nerem doğru ki, demiş.
  • İnanışların da deyimlere yansıdığını görebiliriz.
  • Duaların da zaman içerisinde deyim halini aldığını görebiliriz. Örn: Yaşı benzemesin.
  • Deyimler birleşik kelime halinde yazılmaları durumunda deyim özelliğini kaybederler.
  • Deyimler nesilden nesile aktarılarak uzun yıllar boyunca yaygın bir şekilde kullanılmaya devam ederler. Öyle ki zaman içerisinde deyimin nereden geldiği ya da nasıl ortaya çıktığı bile unutulur.
  • Deyimler bazen benzetme özelliği de taşıyabilirler.
  • Deyimlerde kafiye de bulunabilir.
  • Deyimler kalıplaşmış anlatım biçimleridir.
  • Deyimlerde bilgelik ve ustalık vardır.
  • Bazı deyimlerin sonundaki fiilin biçimini değiştirince deyim olmaktan çıkabilir.
  • Sonradan türeyen deyimler de bulunmaktadır. Bu anlamda eski ya da yeni deyim şeklinde deyimleri ayırmak mümkündür.
  • Deyimler kültürün dil üzerindeki etkisi altında ortaya çıkarlar.
  • İkilemeler ayrı yazıldığında deyim olarak sayılabilirler.
  • Bazı argo sözler de deyim olarak kabul edilir.
  • Deyimleri diğer dillere çevirmek genellikle çok mümkün değildir.
  • Deyimlerde kişi zamirleri değişiklik gösterebilir.
  • Deyimler emir ya da nasihat içermezler.
  • Bazı deyimlerde mastar eklerinin kullanıldığı görülmektedir.
 

Top