Cümlede Anlam
Yargılarına Göre Cümleler : Eş Anlamlı (Anlamdaş) Yargılar : Anlam yönünden birbirine uyan, değişik sözcükler kullanılmasına rağmen aynı düşünceyi, aynı yargıyı aktaran cümlelere eş anlamlı cümleler denir. Eş anlamlı yargı bildiren cümleleri bulabilmek için, her cümleyi ayrı ayrı değerlendirmek ve "Bu cümle okuyucuya ne demek istiyor?" sorusuna cevap aramak gerekir. Örnek :
Örnek :
Öznel Yargılı Cümleler : Öznede, yani söz söyleyen kişide oluşan; nesnelerin gerçeğine değil, kişilerin duygu ve düşüncelerine bağlı olan, bu nedenle de kişiden kişiye değişebilen yargılardır. Öznel anlatımda kişi, cümleye kendi duygularını katar, bir yorum yapar. Bu tür yargılar, "bence, bana göre" anlamı taşır.
Nesnel Yargılı Cümleler : Öznenin, yani söz söyleyen kişinin düşünce ve duygularına değil, nesnenin, varlığın kendi gerçeğine dayanan, dolayısıyla kişilere göre değişmeyen yargılardır. Bu tür yargıların, yorum ve değerlendirme içermeme, kanıtlanabilir özellikte olma, herkes için aynı anlamı taşıma, akla ve mantığa dayalı olma gibi özellikleri vardır.
Örnek Cümleler :
Örnek :
Doğrudan ve Dolaylı Anlatımlı Cümleler
Doğrudan (Dolaysız) Anlatım : Söylenenleri biçimsel bir değişikliğe uğratmadan, kişilerin söylediği ya da sözün söylendiği biçimde, olduğu gibi aktaran cümlelerin anlatımına denir.
Dolaylı Anlatım: Bir sözün kişi, zaman, anlatıcı değişiklikleriyle aktarılan biçimidir. Bu anlatım biçimiyle kurulan cümlelere daha çok roman, öykü gibi anlatımsal türlerde, olayların yazar tarafından anlatılmasında rastlanır.
Örnek :
Olumlu Cümle : Yüklemin bildirdiği anlam, eylemin yapılması doğrultusundaysa bu tür cümlelere olumlu cümle denir.
Örnek :
Biçimce ve anlamca olumlu cümleler : Bu tür cümlelerde olumsuzluk bildiren hiçbir dil birimi kullanılmaz, yüklemin yansıttığı anlamda olumlu olur. Örnek :
Biçimce ve anlamca olumsuz cümleler : Bu tür cümlelerde yüklem ya olumsuz bir eylemdir ya da yargı bildiren ad soylu bir sözcüktür.
Örnek :
Gerçek Soru Cümlesi : Yanıt gerektiren, soruyu soranın yanıt beklediği soru cümleleridir. Gerçek soru cümleleri şu amaçlarla kurulabilir :
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Varsayım İçeren Cümleler : Varsayım, gerçekte olup olmadığına, olmayacağına bakılmaksızın bir olay ya da durumu bir süre için var kabul etmektir. Varsayım anlamı taşıyan yargılarda genellikle "tutalım ki, diyelim ki, farz edelim, düşün ki" gibi ifadelere yer verilir.
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Örnek:
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Neden - Sonuç İlişkili Cümleler : Bir cümlede ifade edilen yargılardan birinin neden, diğerinin sonuç olabilecek biçimde kullanılmasıyla ortaya çıkan cümleler, neden sonuç anlamı taşır. Bir cümlede neden sonuç ilişkisi genellikle "için, ile, den dolayı, den ötürü" ilgeçleriyle kurulabileceği gibi "den / dan" eki ya da kimi bağlaç ve sözcüklerle de kurulabilir. Böyle cümlelerde "neden" bildiren kısım başta ya da sonda olabilir.
Örnek :
"-den" ekiyle "dolayı" ve "ötürü" ilgeçlerinin birlikte kullanılması genellikle gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu yaratır. Ancak anlatım bozukluğu olmayan kullanımları da vardır.
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Örnek :
Tamamlanacak ve tamamlayacak cümleler ya da sözler arasında;
Yargılarına Göre Cümleler : Eş Anlamlı (Anlamdaş) Yargılar : Anlam yönünden birbirine uyan, değişik sözcükler kullanılmasına rağmen aynı düşünceyi, aynı yargıyı aktaran cümlelere eş anlamlı cümleler denir. Eş anlamlı yargı bildiren cümleleri bulabilmek için, her cümleyi ayrı ayrı değerlendirmek ve "Bu cümle okuyucuya ne demek istiyor?" sorusuna cevap aramak gerekir. Örnek :
- Çağdaş Türk şiiri bizim yurdumuzun, bizim insanımızın sesini yansıtmadığı sürece gelişme gösteremez.
- Duygu ve düşüncelerini birkaç sözcük ile söyleyebilmek, ancak yüksek insanlara düşer.
- Şiirimizin sanatsal yönden gelişebilmesi, her şeyden önce ulusal değerlerimizi yansıtabilmesiyle mümkün olacaktır.
- Az sözle çok şey anlatabilmek ancak yetenekli insanların işidir.
Örnek :
- Aydın insan, toplumu düşünürken, toplumun peşinden gitmek zorunda olmayan biridir.
- Dalkavukluk, hiçbir zaman yüksek ruhlu kimselerde görülmez.
- Halk için çalışmak demek, onu her zaman onaylamak demek değildir.
- Dalkavukluk, aşağılık ruhlu kimselere özgüdür.
Öznel Yargılı Cümleler : Öznede, yani söz söyleyen kişide oluşan; nesnelerin gerçeğine değil, kişilerin duygu ve düşüncelerine bağlı olan, bu nedenle de kişiden kişiye değişebilen yargılardır. Öznel anlatımda kişi, cümleye kendi duygularını katar, bir yorum yapar. Bu tür yargılar, "bence, bana göre" anlamı taşır.
Nesnel Yargılı Cümleler : Öznenin, yani söz söyleyen kişinin düşünce ve duygularına değil, nesnenin, varlığın kendi gerçeğine dayanan, dolayısıyla kişilere göre değişmeyen yargılardır. Bu tür yargıların, yorum ve değerlendirme içermeme, kanıtlanabilir özellikte olma, herkes için aynı anlamı taşıma, akla ve mantığa dayalı olma gibi özellikleri vardır.
Örnek Cümleler :
- Dostluğun olmadığı yerde insanca hiçbir değerin gelişebileceğine inanmıyorum.
- Oyunda dört kadın, üç erkek oyuncu rol almış.
- Dostluk, insanın ve insanlığın en büyük, ne yüce değerlerinden biridir.
- Öykünün yanı sıra birçok şiir yazmış, bunlardan bazıları bestelenmiştir.
- Şairin, sesini daha geniş kitlelere duyurabilmesi için dergilerde daha sık görülmesinde yarar var.
- Köyden kente yapılan göçler her yıl biraz daha artmakta, bu nedenle kentlerde konut sorunu ciddi boyutlara ulaşmaktadır.
- En iyi yapılan tatil, ormanda yapılan tatildir.
- Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u aldığında 21 yaşındaydı.
- İyi bir romancı, şiir yazamaz; ama iyi bir şair, roman yazabilir.
- Türkiye Avrupa Topluluğu'na girebilmek için çeşitli girişimlerde bulundu.
Örnek :
- Geri kalmış ülkelerde spora hiç önem verilmez. (Genel Anlamlı)
- Hindistan, futbola hiç önem vermeyen bir ülkedir. (Özel Anlamlı)
- Dünyada en çok satan kitaplar, romanlardır. (Genel Anlamlı)
- Ülkemizde en çok satan kitap türü, polisiye romanlardır. (Özel Anlamlı)
Doğrudan ve Dolaylı Anlatımlı Cümleler
Doğrudan (Dolaysız) Anlatım : Söylenenleri biçimsel bir değişikliğe uğratmadan, kişilerin söylediği ya da sözün söylendiği biçimde, olduğu gibi aktaran cümlelerin anlatımına denir.
Dolaylı Anlatım: Bir sözün kişi, zaman, anlatıcı değişiklikleriyle aktarılan biçimidir. Bu anlatım biçimiyle kurulan cümlelere daha çok roman, öykü gibi anlatımsal türlerde, olayların yazar tarafından anlatılmasında rastlanır.
Örnek :
- En iyi romanlar, bir bunalım döneminde yazılır, der Dostoyevski. (Doğrudan)
- En iyi romanların bir bunalım döneminde yazılacağını söylüyor Dostoyevski (Dolaylı)
- Turgut Uyar : "Nobel Ödülünü kazanan bu yazarı, en içten dileklerimle kutlarım." Diyor. (Doğrudan)
- Turgut Uyar, bir yazısında , Nobel Ödülü kazanan bu yazarı en içten dilekleriyle kutladığını belirtiyor. (Dolaylı)
- Edip Cansever'in şiirleri sürekli bir açılım ve gelişim içinde görülüyor.
- Eğitim bir okul sorunu değildir, o insanın kendisinde taşıdığı bir eylemdir.
- Ne zaman yüzüne baksam gözlerini kaçırıyor, sanki benden bir şeyler saklıyor.
- Yazarın bu romanında çok etkileyici bir anlatım var.
- Yazar, sürekli gerilimler yaratarak okurun ilgisini hep canlı tutuyor.
- Son sergideki resimlerinde, yeşil tonları kırmızı tonlardan daha çok kullanmış.
- Roman, olmuş ya da olabilecek olayları anlatan uzun bir edebiyat eseridir.
- Sanatsal yaratımın temeli, doğayı taklit etmek değil, yeniden biçimlendirmektir.
- Cahillik ve bilgisizlik bir toplumu içten içe kemiren bir kurttur.
- Dışarısı günlük güneşlik, halbuki burada paltolarımız bile bizi ısıtmaya yetmiyor.
- Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz.
- Bir vardı, bir yok oldu; böyledir dünyanın hali.
Olumlu Cümle : Yüklemin bildirdiği anlam, eylemin yapılması doğrultusundaysa bu tür cümlelere olumlu cümle denir.
Örnek :
- Ne kadar geriye bakarsanız, o kadar ileriyi görürsünüz. (Olumlu eylem cümlesi)
- Özü gerçek yaşam dayalı tiyatro yapıtları, doğrudur ve güzeldir. (Olumlu ad cümlesi)
- Sattığınız malların dökümünü çıkarıp karı hesaplayalım. (Olumlu eylem cümlesi)
Biçimce ve anlamca olumlu cümleler : Bu tür cümlelerde olumsuzluk bildiren hiçbir dil birimi kullanılmaz, yüklemin yansıttığı anlamda olumlu olur. Örnek :
- Ne zamandır gelmenizi bekliyorduk.
- Seni sürekli eleştiren ve senin kuyunu kazan bu insanı nasıl bilmezsin? (bilirsin)
- Bu kadar çok döversen hangi çocuk yaramaz olmaz? (yaramaz olur)
- Aradığınız kişi burada yok. (Olumsuz ad cümlesi)
- Dünkü davranışlarınızı hiç tasvip etmedim. (Olumsuz eylem cümlesi)
- Kimse olayın nedenini bilmiyor. (Olumsuz eylem cümlesi)
Biçimce ve anlamca olumsuz cümleler : Bu tür cümlelerde yüklem ya olumsuz bir eylemdir ya da yargı bildiren ad soylu bir sözcüktür.
Örnek :
- Mutluluğunu herkesle paylaşsan da yalnızlığını paylaşamazsın.
- Başarı, zannedildiği kadar kolay elde edilen bir şey değildir.
- Kim demiş onu çok sevdiğimi? (sevmiyorum)
- O kadar sinirli ki ona parayı kaybettiğini söyle söyleyebilirsen. (söyleyemezsin.)
- Kardeşin eve geldi mi?
- Daha çok hangi kitapları okuyorsunuz?
- Olanları sana kim anlattı?
- Buraya nasıl geldin?
Gerçek Soru Cümlesi : Yanıt gerektiren, soruyu soranın yanıt beklediği soru cümleleridir. Gerçek soru cümleleri şu amaçlarla kurulabilir :
- Cümlenin öğelerinden birini ya da birkaçını öğrenmek için,
- Bu elbiseyi mi aldınız?
- Hangi kitabı ne zaman okudunuz?
Örnek :
- Ismarladığım kitapları alacak mısın?
Örnek :
- Öğretmen gelmeyecek mi dediniz?
Örnek :
- Buraya neden mi geldim?
Örnek :
- Önüne baksan kör müsün? (Azarlama)
- Bugün öğretmen gelir mi ki? (Olasılık)
- Bu yüksek notu almak sana mı kaldı? (Küçümseme)
- Nerde o günler? (Özlem)
- O zavallı kime kötülük edecek ki? (Onaylatma)
- Yarın bizde toplanıp bir güzel yemek yiyelim.
- Çocuk tek kazansın da neresi olursa olsun.
- Umarım işleriniz yolunda gidiyordur.
- Ah şu bahar bir gelse, çocuklar neşe içinde koşup oynasa.
- İnşallah bütün düşlerin bir gün gerçek olur.
- Allah sana uyuz versin de tırnak vermesin.
- Gözün kör olsun.
Örnek :
- Sandalyeyi çek, sessizce oturup bekle.
- Öğretmeniniz izinli, gürültü etmeden ders çalışın.
- Herkes ödevlerini önümüzdeki hafta getirecek, not alacak.
- Şuraya da bir halı ser, ortalığı topla.
- Sen de çalış ve para kazan artık.
Örnek :
- Ah, elim yandı!
- Kapıyı açtım ki bir de ne göreyim!
- Oh, okul bitti, rahat bir nefes alalım!
- O... kimler gelmiş, kimleri görüyorum!
- Elimi cebime attım ki cüzdan yok!
Varsayım İçeren Cümleler : Varsayım, gerçekte olup olmadığına, olmayacağına bakılmaksızın bir olay ya da durumu bir süre için var kabul etmektir. Varsayım anlamı taşıyan yargılarda genellikle "tutalım ki, diyelim ki, farz edelim, düşün ki" gibi ifadelere yer verilir.
Örnek :
- Büyük ikramiye sana çıktı diyelim, bana ne alırsın?
- Tut ki puanın yetmedi ve üniversiteye giremedin.
- Şu anda kapının çalındığını ve oğlunun geldiğini farz edelim.
- Gözlerini kapa ve sımsıcacık bir odada dışarıda yağan karı seyrederek çay içtiğimizi düşün.
- Bizi görür görmez yine bağırıp çağıracak.
- Ben zaten onun suçlu olduğunu baştan biliyordum.
- Göreceksiniz, son şiirlerinde de ayrılık ve ölüm üzerine konuşup bizleri hayal kırıklığına uğratacak.
- Bu çocuğun bir baltaya sap olamayacağı baştan belliydi.
Örnek :
- Kitabın sonuna bir de kaynakça konsa iyi olur.
- Konuyu iyice anlamak istiyorsan, önce tekrar et, sonra da bol bol soru çöz.
- Oyunda günlük yaşamın derinliğine fazlaca girilmeseydi, oyun daha derli toplu olurdu.
- Siyah eteğin üstüne mavi desenli gömleğini giyersen sana daha çok yakışır.
Örnek :
- İlk kitabında Halk edebiyatı söyleyişiyle yazdığı küçük şiirler vardı.
- Tasvir bölümlerinde dili iyice ağırlaşmış; yazar söz oyunlarına sık sık başvurarak sıfatlı, mecazlı ve sanatlı bir anlatım kullanmıştır.
- Kısa ve özlü bir anlatım, devrik cümleler, eserine en belirgin özelliğidir.
Örnek :
- Yarın işe biraz geç gelebilirim.
- Şimdi bizim oralara da bahar gelmiştir.
- Sınav zamanı yaklaştı, herhalde düzenli bir çalışma yapıyordur.
- Durumu çok iyi, bu çocuğa küçük bir yardımda bulunur sanıyorum.
Örnek:
- Harçlıklarını kardeş payı yaparak birkaç gün idare ettiler. (Eşitlik Anlamı)
- Bir elmayı yarı yarıya paylaşıp yediler. (Eşitlik Anlamı)
- Kardeşler, mirastan paylarına düşeni alıp, sessizce ayrıldılar. (Eşitlik söz konusu değil)
- Şirketin karını hisseleri oranında paylaştılar. (Eşitlik söz konusu değil)
Örnek :
- Ankara'ya geldiğinde beni arar sanmıştım.
- Bizi bu sefer daha sıcak karşılayacağını düşünmüştük.
- Yıl boyunca çalışıp didindiğini görünce iyi bir okula gireceğini zannediyordum.
- Bu işten daha çok para kazanacağımızı ummuştuk.
Örnek :
- Ben onun kardeşi değil, düşmanıydım sanki.
- Adama bak, sanki para vermiş de karşılığını bekliyor.
- Arkadaşı soruları çözdükçe, kendisi çözüyor gibi seviniyordu.
Örnek :
- Kuşlar göç ediyor, ne yazık ki kış geliyor.
- O güzelim kız, birkaç yılda çöküp yaşlandı.
- Yüreğinin acısını, yılların izini taşıyordu yüzündeki derin çizgiler.
- Zavallı adam, çocuklarını yetiştirebilmek için ne acılar çekti.
Örnek :
- Her hafta sonu toplanıp kıra gidersiniz de beni çağırmazsınız.
- İnsan, kendisine bunca emeği geçen insanı bir kere de olsa arayıp sorar.
- Dediklerimi yapma da göreyim seni!
- Sen kim oluyorsun da bana karşı böyle konuşuyorsun!
Örnek :
- Cahit Sıtkı'nın şiirlerinde genel olarak ölüm ve yalnızlık teması ele alınıyor.
- Romanda kent insanlarının bireyci yaşamları ve bunun yarattığı bunalımlar anlatılmış.
- Ömer Seyfettin, kimi öykülerinde çocukluk ve askerlik anılarını işliyor.
- Ziya Osman Saba, yalın ve içten bir anlatımla yoksul yaşamlara karşı duyduğu ezikliği anlatır bu şiirinde.
Örnek :
- Zavallı kadın sürekli zayıflıyor, her geçen gün biraz daha küçülüyordu.
- Uçak önce havalandı, sonra yavaş yavaş bulutların arasında kayboldu.
- Hastamız günden güne iyiye gidiyor.
- Kurşun sırtından girince, asker önce dizlerinin üzerine çöktü, sonra boylu boyunca yere yığıldı.
Örnek :
- Aşkolsun delikanlıya, rakibinin sırtını bir hamlede yere getirdi.
- Her türlü rezaletin yaşandığı bu çevrede dürüst ve tertemiz bir insan olarak yetişti.
- Eserlerinde yapaylığa kaçmadan içten ve yalın bir söyleyişle dile getirir duygularını.
- Bozkırın ortasında açılmış sapsarı bir çiçektir bu şiirler.
Neden - Sonuç İlişkili Cümleler : Bir cümlede ifade edilen yargılardan birinin neden, diğerinin sonuç olabilecek biçimde kullanılmasıyla ortaya çıkan cümleler, neden sonuç anlamı taşır. Bir cümlede neden sonuç ilişkisi genellikle "için, ile, den dolayı, den ötürü" ilgeçleriyle kurulabileceği gibi "den / dan" eki ya da kimi bağlaç ve sözcüklerle de kurulabilir. Böyle cümlelerde "neden" bildiren kısım başta ya da sonda olabilir.
Örnek :
- Yoğun kar yağışı yüzünden Ankara - İstanbul seferleri iptal edilmiş.
- Elindeki işi bitiremediğinden bir hafta kadar yeni bir iş alamayacağını söyledi.
- Derslere sürekli geç gelmesi ve ödevlerini zamanında yapmaması öğretmenini çok kızdırıyordu.
"-den" ekiyle "dolayı" ve "ötürü" ilgeçlerinin birlikte kullanılması genellikle gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu yaratır. Ancak anlatım bozukluğu olmayan kullanımları da vardır.
Örnek :
- Sizi sevdiğimden dolayı böyle davranıyorum. ("dolayı" ilgeci gereksiz kullanılmış)
- Bundan dolayı akşam size gelemeyiz. (anlatım bozukluğu yok)
Örnek :
- Biraz hava almak ve dinlenmek için arkadaşlarıyla Pazar günü pikniğe gideceklermiş.
- Onunla bu durumu bütün ayrıntılarıyla değerlendirmek üzere tekrar bir araya geleceğiz.
- Okula onu görmeye gittim.
Örnek :
- Bugün okula gitmeyeceğim; çünkü hastayım.
- Yüzünden düşen bin parça, anlaşılan üzgünsün.
Örnek :
- Annem sana baktıkça gençlik yıllarını anımsadığını söylüyor.
- Sinemaya gideceksin; ancak önce ödevlerini bitir.
- İstediğin her şeyi alırım, yeter ki sınıfını geç.
- Git; ama saat on ikiden önce evde ol.
- Buraya gelirse görüşebiliriz.
- Haber alma gereksinimini en iyi karşılayan iletişim aracı televizyondur.
- Hiçbirimiz onun kadar duyarlı ve hoşgörülü değildik.
- Kendi yaşıtı insanlardan daha genç ve daha diri bir görünüşü vardı.
Tamamlanacak ve tamamlayacak cümleler ya da sözler arasında;
- Anlamsal ilişki doğru kurulmalıdır.
- Zaman ve kişi yönünden uyum olmalıdır.
- Cümleleri anlamca bağlamak için uygun bağlaçlar kullanılmalıdır.
- Doğanın kendileri için yaşamsal değerini biliyorlar.
- Yanlış yaptıklarının bilincindeler.
- Kendilerini affettirmek istiyorlar.
- Doğayı taklit etmek istiyorlar.