• Merhaba Ziyaretçi.
    "Yapay Zeka Objektif " Fotoğraf Yarışması başladı. İlgili konuya  BURADAN  ulaşabilirsiniz. Sizi de bu yarışmada görmek isteriz...

Cumhuriyet Dönemi Türk Vergi Sisteminin Gelişimi

ZeyNoO

V.I.P
V.I.P
Cumhuriyet Dönemi Türk Vergi Sisteminin Gelişimi

Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk kabul ettiği yasa bir vergi yasası olmakla birlikte, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğunun hüküm sürdüğü dönemde yürürlüğe girmiş bulunan vergi yasaları da bir süre Türkiye Cumhuriyetinde yürürlüklerini sürdürmeye devam etmiştir. Bu yasalardan, ilk olarak Âşar Vergisi 1925 yılında yürürlükten kaldırılmıştır. Toprak ürünleri üzerinden alınan bir arazi vergisi niteliğinde olan Âşar Vergisi Osmanlı İmparatorluğunun 600 yıllık egemenlik süresince uygulandıktan sonra kaldırılmıştır. 1926 yılında yine Osmanlı İmparatorluğundan kalan Temettü Vergisi yürürlükten kaldırılarak yerine bugünkü gelir vergisinin temelini oluşturan Kazanç Vergisi çıkarılmıştır. Bu tarihten itibaren sırasıyla 1926 da Umumi İstihlâk Vergisi, 1927 de Hususi İstihlâk Vergisi ve Eğlence Vergisi, 1930’larda ise Gümrük Tarifesi kabul edilerek gümrük vergileri uygulamasına geçilmiştir.

1929 Dünya Ekonomik Buhranı ile birlikte kaynak arayışları çerçevesinde yeni vergi yasaları çıkarılmıştır. İlk olarak İmalat Muvazene Vergisi ihdas edilmiş, arkasından İktisadi Buhran, Muvazene ve Hava Kuvvetlerine Yardım Vergileri kabul edilmiş, Umumi İstihlak Vergileri, Muamele Vergileri haline getirilerek dolaylı vergiler arttırılmıştır.

İkinci Dünya Savaşı yıllarında savaşa girmemekle beraber askeri harcamaların artması dolayıyla mevcut vergilere yapılan zamlara rağmen yeni kaynak arayışları kaçınılmaz duruma gelmiş ve 1941 yılında iki yıl uygulama alanı bulabilen Toprak Mahsulleri Vergisi, 1942 yılında günümüzde dahi etkileri konuşulan yarı servet vergisi, yarı kazanç vergisi niteliğinde bulunan Varlık Vergisi çıkarılmıştır. Varlık Vergisi hem uygulanış biçimi yönünden ve hem de yasanın eksik ve yanlış çıkarılmış oluşundan kaynaklanan nedenlerle mükelleflerde ve genel olarak halk üzerinde çok olumsuz etkiler yaratmış ve maliye literatüründe en kötü vergi niteliğini kazanmıştır.

1950 yılından itibaren gerçek anlamda vergi reformuna gidilerek Gelir Vergisi Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu kabul edilmiştir. Alman Vergi Sisteminden Türk Vergi Sistemine aktarılan bu vergiler ile gerçek anlamda gelir üzerinden alınan vergilerin yasal temelleri atılmış ve vergileme ilkeleri yasal kurallara bağlanmıştır. 1953 yılında da Tahsili Emval Kanunu kaldırılarak yerine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun yürürlüğe konulmuş, kamu alacaklarının takip ve zora dayalı tahsil esasları bir düzen altına alınmıştır.

Daha sonraları Gider vergileri, Veraset ve İntikal Vergisi Türk Vergi Sisteminin içine dahil edilmişlerdir. 1960-1970 yılları arasında Finansman Kanunu içinde Taşıt Alım Vergisi, Bina İnşaat Vergisi gibi vergiler ihdas edilmiş ve l971 yılında Emlak Vergisi Kanunu çıkarılmıştır.

1984 yılında da 1985 yılından itibaren yürürlüğe giren ve dolaylı vergilerin en önemlisini teşkil eden Katma Değer Vergisi çıkarılmak suretiyle Türk Vergi Sistemi bugünkü genel yapısına erişmiştir. 2002 yılında ise, daha önce yürürlükte bulunan Taşıt Alım Vergisi, Akaryakıt Tüketim Vergisi gibi bir kısım dolaylı vergi ve harçlar Özel Tüketim Vergisi Kanunu kapsamında tek bir vergi kanunu olarak yürürlüğe sokulmuştur.

Vergi sistemi içinde yer alan vergi yasalarında her verginin vergilendirme usul ve esasları tespit edilmiştir. Bu bakımdan Türk Vergi sisteminin genel yapısını belirleyebilmek için her vergi kanununun ayrı ayrı incelenmesi gerekir.

Türk Vergi Sisteminde yer alan vergi kanunlarından en önemlisini gelir üzerinden alınan vergiler ile muamele üzerinden alınan vergiler oluşturmaktadır.
 
Top